UNEP: Dünya üzerinde kurşunlu benzin kullanan herhangi bir ülke kalmadı

ABD Kuzey Karolina’da bir benzin istasyonundaki araç kuyruğu (AFP-Arşiv)
ABD Kuzey Karolina’da bir benzin istasyonundaki araç kuyruğu (AFP-Arşiv)
TT

UNEP: Dünya üzerinde kurşunlu benzin kullanan herhangi bir ülke kalmadı

ABD Kuzey Karolina’da bir benzin istasyonundaki araç kuyruğu (AFP-Arşiv)
ABD Kuzey Karolina’da bir benzin istasyonundaki araç kuyruğu (AFP-Arşiv)

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), şu anda dünya üzerinde kurşunlu benzin kullanan herhangi bir ülkenin kalmadığını açıklayarak, bunun 1,2 milyondan fazla erken ölümü önleyecek ve dünya ekonomilerini yılda 2,4 trilyon doların üzerinde tasarruf sağlayacak bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.
UNEP, doktorların motor performansını artırmak için benzine kurşun eklenmesine karşı ilk uyarılarını yayınlamalarından yaklaşık bir asır sonra, yakıtı kullanan son ülke olan Cezayir’in geçen ay stoklarını tükettiğini bildirdi.
UNEP Direktörü Inger Andersen, “Kurşunlu benzin yasağının başarıyla uygulanması, küresel sağlık ve çevremiz için bir kilometre taşıdır” dedi.
20 yıl kadar önce bile, dünya çapında 100’den fazla ülke, erken ölümler, hastalıklar, toprak ve hava kirliliği ile ilişkilendiren çalışmalara rağmen, hala kurşunlu benzin kullanıyordu.
Endişeler 1924 gibi erken bir tarihte, ABD devi Standard Oil tarafından işletilen bir rafineride onlarca işçinin hastaneye kaldırılması, konvülsiyon (kasların istem dışı kasılması) geçiren beşinin ölmesinin ardından gündeme geldi.
Bununla birlikte, 1970’lere kadar dünya genelinde satılan benzinin neredeyse tamamı kurşun içeriyordu.
UNEP 2002’de kampanyasını başlattığında, ABD, Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere birçok büyük ekonomik güç yakıtı kullanmayı bırakmıştı. Ancak düşük gelirli ülkelerdeki durum ‘vahim’ bir şekilde kaldı.
2016 yılına gelindiğinde, Kuzey Kore, Myanmar ve Afganistan kurşunlu benzin satmayı bıraktıktan sonra, yalnızca birkaç ülke hala yakıt sağlayan servis istasyonlarını işletiyordu.
Nihayet Cezayir, bu kirli yakıta olan bağımlılığını sona erdirmek için Irak ve Yemen’i takip etti.
UNEP yaptığı açıklamada, kurşunlu benzinin ortadan kaldırılmasının yılda 1,2 milyondan fazla erken ölümü önleyeceğini, çocukların IQ’lerini artıracağını, küresel ekonomi için 2,44 trilyon dolar tasarruf sağlayacağını ve suç oranlarını azaltacağını ifade etti.
UNEP, iklim değişikliğinin korkutucu etkilerini ortadan kaldırmak için genel olarak fosil yakıt kullanımının hala büyük ölçüde azaltılması gerektiği konusunda uyardı.
Greenpeace haberi kutlayarak, ‘toksik bir çağın sonunun kutlanması’ olarak nitelendirdi.
Greenpeace Afrika'nın İklim ve Enerji Kampanya Direktörü Thandile Chinyavanhu, “Bu, 20. yüzyılın en tehlikeli kirletici yakıtlarından birini aşamalı olarak kaldırabilirsek, tüm fosil yakıtları kesinlikle ortadan kaldırabileceğimizi açıkça gösteriyor” yorumunda bulundu.
Otomobil satışlarının, özellikle gelişmekte olan pazarlarda, küresel olarak önemli bir büyümeye tanık olacağı tahmin ediliyor.
UNEP’in açıklamasında, “Taşıma sektörü, enerjiyle ilgili küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birinden sorumlu ve 2050 yılına kadar üçte bir oranında büyüyecek. Önümüzdeki on yıllarda 1,2 milyar yeni aracın sokaklara çıkacak. Bu, Avrupa, ABD ve Japonya’dan orta ve düşük gelirli ülkelere ihraç edilen milyonlarca düşük kaliteli kullanılmış da aracı içeriyor” denildi.
UNEP, bunun küresel ısınmaya ve hava kirliliğine katkıda bulunduğuna ve kazalara neden olduğuna dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bu ay başında yayınladığı rapor, dünyanın ortalama sıcaklığının sanayi öncesi zamanlara kıyasla 2030 yılında 1,5 santigrat derece daha sıcak olacağı konusunda uyardı.
Bu da, tahmin edilenden 10 yıl önce fosil yakıtların kullanımıyla ilgili alarm seviyesini artırdı.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”