Akaryakıt krizi, Lübnan'ın doğusundaki eşek pazarını canlandırdı

Bekaa Vadisi'nde eşeği üzerinde bir çiftçi (Şarku’l Avsat)
Bekaa Vadisi'nde eşeği üzerinde bir çiftçi (Şarku’l Avsat)
TT

Akaryakıt krizi, Lübnan'ın doğusundaki eşek pazarını canlandırdı

Bekaa Vadisi'nde eşeği üzerinde bir çiftçi (Şarku’l Avsat)
Bekaa Vadisi'nde eşeği üzerinde bir çiftçi (Şarku’l Avsat)

Lübnan'da akaryakıt krizi ve fiyatlardaki yükselişle birlikte çiftçilerin canlı hayvan talebindeki artış, fiyatların son iki ayda beş kat artmasına neden oldu. Bekaa'da (Lübnan'ın doğusunda) oturan Ali, hayvanlarını otlatırken kullanmak için satın almak istediği bir eşeğe birkaç ay önce iki milyon liradan (karaborsa döviz kuru üzerinden 100 dolar) daha fazla ödemiyordu.
Ekonomik kriz, motorin ve benzin fiyatlarındaki artış, Lübnan para biriminin dolar karşısında değer kaybetmesi ve ekonomik krizin yansımaları çerçevesinde Bekaa'da eşek ve katır gibi nakliye hayvanlarının fiyatları yükseldi. Mazot bulunamaması ve elektrik kesintileri, tarım sektöründeki hizmetlerin aksamasına neden oluyor.
Nakliye hayvanları yetiştirme ve edinme ihtiyaç haline gelirken fiyatlar beş kat arttı. Doğu Lübnan'da bulunan Bekaa Vadisi'ndeki Talya'da sürülerini otlatmaya götüren eşek sahibi Halid, geçtiğimiz aylarda fiyatı iki milyon lirayı geçmeyen bir eşeğin şimdi yaklaşık on milyon liraya ulaştığını söylüyor ve “Çiftçiler arasında binek ve nakliye hayvanı kullanımı arttı. Bu, yaşanan kriz ortamında kırsal kesimde yaşayanlar için bir zorunluluk haline geldi” diyor.
Hayvanlar, traktörlerin kullanılamaması ve içme suyunu çıkarmak için gerekli elektriği üreten dizel yakıttaki fiyat artışı ve yokluğu nedeniyle, toprağı sürmek, mahsul toplamak, su taşımak ve yüklerin nakliyesi için kullanılıyor.
Baalbek'in doğusundaki köylerden birinde, eşeğini sımsıkı tutan ve onu mahsulünü tarladan eve getirmek için kullanan Halid, satın aldığı eşeğine dokuz milyon lira ödemiş.
Son zamanlarda bölgede hayvan arzının az olması ve talebin artması nedeniyle fiyatlarda astronomik yükselişler oldu. Kültürüne ve geleneğine bağlı bazı dar gelirli çiftçiler bu hayvanlara ihtiyaç duymamış olsaydı, bilimsel ilerleme ve ulaşım araçlarındaki gelişme sebebiyle bu hayvanların nesli çoktan tükenmiş olurdu.
Bazıları, eşeğin Lübnan’da acil bir ihtiyaç haline dönüştüğüne inanıyor. Motorin bulunamaması sebebiyle kuraklık ve toprağı işleyememe tehdidi altındaki tarım arazilerine ulaşmak ve mahsul elde edebilmek için eşek sahibi olmanın, akaryakıt istasyonlarının küçük düşürücü kuyruklarında beklemenin vazgeçilmez bir alternatifi olduğunu belirtiyorlar.
Talal, Bekaa'nın kuzeyindeki bir köyde karısı Meryem'e şöyle diyor: “Kardeşinin, küçük düşürücü akaryakıt istasyonlarında benzin doldurmak için beklemek yerine, iki köy arasında ulaşımda kullanmak üzere bir eşek alıp kızlarını ziyarete gittiğinde doğru yaptığını düşünmüyor musun?”
Bu hayvanlara yoğun talep olmasına rağmen kmse hayvanlarını satmak istemiyor. Baalbek'te veya kuzey Bekaa'daki köylerde, çobanların ellerindeki iki-üç eşekten başka binek hayvanı kalmadı. Piyasada yaşanan bu darlık, sahibi eşeğini satmak istediğinde, cinsine, kökenine ve yaşına bağlı olarak bir eşek fiyatını neredeyse 500 dolara çıkardı.
Batı Bekaa'daki bazı kaçakçılar da gümrük ve güvenlik güçlerinin kontrolünden uzaktaki engebeli dağlarda ve doğu sıradağlarından geçen toprak yollarda, Suriye topraklarına ve Suriye topraklarından tütün ve yakıt kaçakçılığı yapmak için sıklıkla eşek ve katır kullanıyorlar.



Netanyahu tam olarak ne istiyor?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu tam olarak ne istiyor?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Sadece dünyada değil, İsrail'de de şaşkınlık ve hoşnutsuzlukla “Başbakan Binyamin Netanyahu tam olarak ne istiyor?” sorusu soruluyor.

Gazze Şeridi’nde gerçekten bir çözüme ulaşmak, İsrailli rehinleri geri getirmek ve İsrailli askerlerin kanının dökülmesini engellemek istiyor mu? Yoksa sırf savaşmak için savaş mı istiyor?

Netanyahu, Hamas'ı anlaşmaya yanaşmamakla suçlamıştı. Şimdi ise Hamas Mısır ve Katar tarafından sunulan öneriyi kabul etmişken neden Gazze Şeridi'ni işgal etmekte ısrar ediyor ve orduyu planını değiştirip işgali hızlandırmaya zorluyor?

İlk bakışta, İsrail, Kahire ve Doha'nın Washington ile tam koordinasyon içinde Hamas liderliğini öneriyi koşulsuz ve değişiklik talep etmeden kabul etmeye ikna etmek için gösterdiği çabalarda yer almamış gibi görünüyor. Mısırlılar, Katarlılar, hatta ABD’liler ve hatta İsrailli yetkililer, Netanyahu'nun bu çabalarla yakından bağlantılı olduğunu doğruladılar. Netanyahu, örneğin serbest bırakılacak Filistinli tutukluların sayısı gibi arabulucuların kabul ettiği veya ofisiyle bu konuda uzlaşma sağladığı birçok şart ve talep öne sürdü.

İsrail, her İsrailli rehine karşılığında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 120 Filistinliyi serbest bırakmayı kabul ederken, Hamas 200 tutuklunun serbest bırakılmasını talep etti ve 150 kişide anlaşma sağlandı.

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekildikten sonra, 2-3 kilometre genişliğinde bir güvenlik kuşağında askerlerini tutmak istedi, Hamas ise sadece 500 metreye razı oldu, sonra mesafenin 1200 metre, bazı yerlerde ise 1500 metre olması konusunda anlaşmaya varıldı.

Tüm bunlar İsrail ve Hamas ile yapılan müzakerelerde gerçekleşti. Peki, İsrail güçleri tüm Gazze Şeridi'ni işgal etmek için harekete geçene kadar neler oluyor?

Son zaferin resmi

Netanyahu’nun kararsız bir lider olduğu ve hala karar vermekten kaçındığı açık. Ya da Haaretz gazetesinin dünkü başyazısında yazdığı gibi, o zayıf ve hiçbir şeye karar veremiyor. Bu yüzden bir yandan İsrail'in dünyadaki konumunu zayıflatıyor, ama vatandaşlarını kaderlerine terk ediyor.

Netanyahu, Hamas’a baskı yapmak için Gazze’yi işgal etmekten başka çare olmadığını İsrail halkına kabul ettirmeye çalıştı. Böylece bir yandan aşırı sağdaki müttefiklerinin isteklerini yerine getirirken, diğer yandan onların iştahını daha da kabarttı. Şimdi geri adım atması zor. Politikasını Hamas'a karşı sert bir politika olarak pazarlamaya çalışıyor.

dfgtyu
Salı günü Batı Şeria'nın Beyt Sira köyünde İsrail ordusu tarafından yıkılan bir evin enkazını inceleyen Filistinliler (AP)

Netanyahu'nun Hamas'ın öneriyi kabul ettiğine dair yaptığı yazılı açıklamada “İsrail'in politikası sabittir ve değişmemiştir” cümlesinin yer alması tesadüf değil. Bu cümle, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Netanyahu'nun sağ kanada verdiği sözleri tutacağına dair hiç güvenmediği sözlerine yanıt niteliğindeydi. Netanyahu, Smotrich'e askeri zafer elde edilmeden savaşı bitirmediğini kanıtlamaya çalışıyor.

Ancak bu tutum, hesaplamaktan kaçındığı başka tehlikeler de barındırıyor.

Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefikleri karşısında savaşı askeri bir zaferle sona erdirmek için Gazze'yi işgal etmeye devam ettiğini göstermeye kararlı olmasının bir bedeli var. Hamas liderliği de savaşı askeri bir zaferle, ya da askeri dilde ‘nihai zafer imajı’ ile sona erdirmek istiyor.

Bu tartışmalı bir fikir ve birçok strateji uzmanı bunu ‘en aptalca’ askeri ilke olarak görüyor, çünkü aynı uzmanlara göre bu ilke İsrail için geri tepip onu ‘Gazze bataklığına’ sürükleyebilir.

Örneğin dün Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları, bir İsrail askerini kaçırma operasyonunu neredeyse başarıyla gerçekleştirdi ve pusuda birkaç İsrail askeri yaraladı.

Bu tür faaliyetlerde yakın vadeli işlemler artık yok.

Ne kazanır?

Peki Netanyahu, imzalanması dışında hiçbir eksikliği olmayan bir anlaşma varken böyle yaparak ne kazanıyor?

Kazancı çok.

Netanyahu’nun hesaplarına göre İsrail'de iktidar olanın kendisi olduğu kanıtlanıyor. Eskiden ordusu olan bir devlet olan İsrail, artık kararlarına itaat eden ve onun onaylamadığı askeri operasyonları ‘stratejik tuzak’ olarak nitelendiren bir orduya sahip bir devlet haline geldi.

dfrgt
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında İsrail askerleri (İsrail ordusu)

Generallerin İsrail toplumundaki konumu zayıflıyor ve bununla birlikte onların arkasında saklanan derin devlet de zayıflıyor.

 Netanyahu yaklaşık yirmi yıldır bu süreci yürütüyor.

Bu şekilde iktidar koalisyonunu güçlendiren Netanyahu, en azından görev süresinin sonuna kadar hükümeti ayakta tutuyor ve böylece, yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan ve kendisini mahkûm edip hapse atmak isteyen mahkeme nezdinde konumunu güçlendiriyor.

Seçimleri ertelemek zorunda kalacağı başka askeri operasyonlar düzenleyebilir.

Haaretz gazetesi dünkü başyazısında şöyle yazdı:

“Netanyahu son iki yılda yedi ayrı savaş bölgesiyle yetinmeyip sanki tüm dünyaya savaş açmaya kararlıymış gibi görünüyor ve böylece dünyadaki Yahudileri İsrail devletiyle birlikte uçuruma sürüklüyor.”

Böyle bir durumda, başarısızlık ölçütü artarsa, ABD Başkanı Donald Trump'ın onu kurtarmak için müdahale etmesi beklenebilir. Trump'ın onu ulusal bir kahraman olarak görmesi ve ‘Onu nasıl hapse atmak istiyorlar?’ diye sorması bunun bir göstergesi olarak yeterli.