BAE ve Sudan arasındaki ikili görüşmelere katılımı sırasında Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk (Şarku’l Avsat)
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yönetimi Sudan ile stratejik ortaklık yapacağını açıkladı.
BAE yönetimi, iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmek ve çeşitli alanlarda deneyim ve bilgi alışverişi yapmak için ortak çabaların bir parçası olarak gelen hükümet modernizasyonunda Sudan ile stratejik ortaklık yapacağını duyurdu.
İki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve ayrımını vurguladığı bazı ikili toplantılara katılan Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, BAE’nin Sudan’a verdiği desteğine ve Sudan’ın uluslararası topluma geri dönüşündeki önemli katkısına övgüde bulundu.
BAE hükümetinden bir heyetinin resmi ziyaretinin bir parçası olarak gerçekleşen toplantı, hükümet çalışmaları alanındaki deneyimlere ve stratejik ortaklığın imzalanmasına tanık oldu.
BAE heyeti, üst düzey Sudan hükümet yetkilileriyle, hükümet modernizasyonu alanlarında işbirliği beklentilerini gözden geçirdikleri ve ortak projeler başlatmak için gelecekteki fırsatları, ikili çerçeveleri güçlendirmenin yollarını ve ortak alanlarda deneyim alışverişinde bulundukları bir dizi toplantı yaptı.
İki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda düzenli olarak geliştirilmesine vurgu yapan Başbakan Hamduk, işbirliğinin iki halkın ortak çıkarına uygun gerçekleştirmesini temenni ederek, “Stratejik bir ilişki kurmak istiyoruz” dedi.
Sudan Başbakanı, ülkesinin Emirlik deneyiminden yararlanmaya çalıştığını ve anlaşmanın kamu hizmetine yardımcı olacak sistematik ve bilimsel bir program oluşturmaya katkıda bulunacağını kaydetti.
BAE heyetinden Ahed er-Rumi, Sudan Hükümeti ile ortaklığın iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerinin derinliğini ile bilgi ve deneyim alışverişini ileri aşamalara getirme konusundaki istekliliklerini yansıttığını ifade etti.
Ülkesinin genel olarak bölgedeki kardeşleriyle, özellikle de BAE ile ilişkilerin on yıllardır şeffaflık yolundaki pratik adımlardan birine ve karşılıklı deneyimlerin aktarılmasına tanık olduğunu doğrulayan Sudan Kabine İşleri Bakanı, bu ortaklığın iki ülkedeki iki Kabine İşleri bakanlığındaki iki çalışma ekibinin uzun süreli ortak çalışması sonucunda ortaya çıktığını duyurdu.
Sudan Çalışma ve İdari Reform Bakanı Teysir Nurani, hükümet geliştirme alanındaki tüm deneyimlerden ve BAE’deki seçkin hükümet deneyimlerinden yararlanma çabasını teyit ederek, ülke vizyonuna ne ölçüde ulaşıldığı ve ülke çabalarının ne ölçüde değerlendirildiği ile ilgili ulusal göstergeler için performans yönetimi alanlarında iş birliğinin önemini vurguladı.
Ulusal öncelikleri gerçekleştirmeyi ve mali kaynaklarla ilgili devlet performans göstergelerini yönetmeyi amaçlayan hükümet, ortaklığın iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmek için önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, daha fazla mutabakat zaptı, program ve operasyonel planın imzalanması konusundaki umudunu dile getirdi.
ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5100397-abd-t%C3%BCrkiye%E2%80%99nin-ve-%C5%9Fera%E2%80%99n%C4%B1n-%C3%A7%C4%B1kar%C4%B1na-olacak-%C5%9Fekilde-sdgyi-terk-eder-mi
ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, on yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde, Suriye'nin geleceği ve siyasi geçiş sürecine ilişkin yoğun görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'yı ziyaret etti. Görüşmelerde bölgenin istikrarının sağlanması ve DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi de dâhil olmak üzere güvenlik ve stratejik bazı konular ele alındı.
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının amacının DEAŞ'ın geri dönüşünü engellemek ve bölgedeki güvenliğin istikrarını sağlamak olduğunu belirten Bass, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve çeşitli bağlantılara sahip Kürt gruplara atıfta bulunarak ABD askerlerinin Suriye’deki varlığının silahlı gruplar tarafından komşu ülkelerin güvenliğine zarar verecek şekilde istismar edilmemesini sağlamak için müttefikleriyle koordinasyon içinde çalıştığını söyledi.
Bass, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgedeki ortaklarımıza güven vermek ile varlığımızın herhangi bir düşmanca ya da tırmandırıcı faaliyet için bahane olmamasını sağlamak arasında hassas bir denge kurmanın öneminin farkındayız.”
ABD’li yetkili ayrıca, Washington’ın ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının bölgesel gerilimleri arttırmadan siyasi geçişi destekleyici nitelikte kalmasını sağlamak için stratejilerini sürekli olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.
Basına sızan bilgilere göre Ankara, ABD'den Suriyeli Kürt grupları desteklemekten vazgeçmesini ve onlara özyönetim gibi istisnai ayrıcalıklar tanımadan Suriye’de kapsamlı bir çözüme dahil olmalarının sağlamasını isterken Washington, Ahmed eş-Şera liderliğindeki Şam'daki geçici yönetim ile Mazlum Abdi liderliğindeki SDG arasında bir diyaloğun başlatılmasını destekliyor.
Ülkesinin SDG'ye PKK üyeleri gibi yabancı terör örgütü üyeleri konusunda yaptığı baskıyla ilgili bir soruya Bass, “Suriye'nin ne bugün ne de gelecekte yabancı terör örgütleri ya da yabancı teröristler için güvenli bir sığınak olmaması gerektiği konusunda Türk hükümetiyle hemfikiriz” dedi.
Yaptırımlar hafifletiliyor
Körfez ülkelerinin Suriye'deki geçici hükümete yönelik desteğiyle ilgili olarak Bass, “Körfez'deki ortaklarımızla Şam'daki geçici hükümete, halka temel hizmetleri sunabilmesini sağlamak üzere nasıl yardım sağlayabileceğimiz konusunda yapıcı görüşmelerde bulunduk” ifadelerini kullandı.
Söz konusu yardımın memur maaşlarının ödenmesi ile elektrik ve enerji sağlanmasına yönelik desteği de içerdiğini belirten Bass, bu desteğin sadece Suriye halkının acılarını hafifletmeyi değil, aynı zamanda siyasi geçiş süreci çerçevesinde geçici hükümeti istikrara kavuşturmayı da amaçladığını vurguladı.
ABD’nin yaptırım rejimlerini siyasi sürece zarar vermeden insani çabaları destekleyecek şekilde uyarlamaya çalıştığını vurguladı.
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın yeni yönetimi Beyaz Saray'a girmek üzereyken, Suriye dosyasına yönelik politikalarına ilişkin bir beklenti hakim. Bass, yeni yönetimin ABD'nin Suriye'deki varlığının geleceği ve Washington'ın bölgesel istikrarı desteklemedeki rolüne ilişkin kritik kararlarla karşı karşıya kalacağını belirtti.
ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti:
“Her ABD yönetimi bölgedeki stratejik çıkarları ile insani yardım çabalarına verilen destek arasında denge kurmakta zorlanır. Suriye, içinden çıkılmaz çatışmaların çözümüne yönelik uluslararası kararlılık açısından bir turnusol kâğıdı niteliğindedir.”
Bass, Trump’ın ekibinin yaptırım politikalarını yeniden değerlendirmesi, uluslararası ve bölgesel çabaların uyumlu olmasını sağlamak için komşu ülkelerle temasları artırması gerekeceğini açıkladı.
Suriye'nin bölgeyle yeniden bütünleşmesi
Bass, bazı bölge ülkelerinin Şam'daki mevcut hükümete verdiği destekle ilgili olarak “Bölgedeki ortaklarımıza her türlü desteğin istikrarı sağlamaya yönelik olmasının ve bölünmeleri güçlendirmemesinin önemini açıkça ifade ettik” dedi.
Washington'ın siyasi bir geçişe katkıda bulunacak ve Suriye halkının acılarını hafifletecek adımlar atılmasını teşvik ettiğini söyleyen Bass, “Mevcut hükümete verilecek her türlü desteğin, Suriye'deki durumu dengelemeye yardımcı olacak pratik tedbirlere yönelik bir taahhütle birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. ABD’li yetkili, Washington’daki yeni yönetimin, çabaların sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılmasını sağlamaya yönelik olması için baskı yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Suriye'nin bölgesel ve uluslararası sistemlerle yeniden bütünleşmesinin, uzun vadeli istikrarın sağlanması için geniş bir iş birliği gerektirdiğini söyleyen Bass, “Washington, güvenliği arttırmak ve siyasi geçiş sürecini desteklemek arasında bir denge kuran çözümler sunmak için komşu ülkelerle birlikte çalışıyor” şeklinde konuştu.
Suriye'deki zorlukların bölgesel ve uluslararası iş birliği olmadan çözülemeyeceğini söyleyen Bass, “Bir sonraki aşamanın başarılı olması için ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.
El-Hol Kampı, DEAŞ’lı mahkumlar ve İsrail
Suriye'nin ve bölgenin karşı karşıya olduğu önemli güvenlik sorunlarından biri de el-Hol Kampı ve DEAŞ’lı mahkûmlar. el-Hol Kampı’nın on binlerce kadının ve çocuğun feci koşullarda yaşadığı bir yer olması nedeniyle bu konunun en önemli önceliklerden biri olduğunu belirten Bass, bu kampın aynı zamanda terör örgütlerine üye kazandırma kaynağı olarak istismar edilme riski taşıdığını söyledi. ABD’li yetkili, uluslararası toplumun, buradaki mahkumların topluma kazandırılması ve ailelerin toplumlarıyla yeniden bütünleşmeleri de dahil olmak üzere uzun vadeli çözümler sağlamak için birlikte çalışması ve gelecekteki tehditleri önlemek için sıkı güvenlik adımları atması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Suriye'de bulunan tüm yabancı teröristlerin ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Bass, “Bu insanların büyük bir kısmı geldikleri ya da vatandaşı oldukları ülkelere geri dönmeli. Bu geri dönüş ise söz konusu hükümetlerin, bu kişilerin eylemlerinden dolayı kanun önüne çıkarılmalarını sağlayacak süreçleri başlatmalarıyla gerçekleşmeli” diye konuştu. Bass, sadece DEAŞ’lı mahkûmları değil, SDG saflarındaki yabancı unsurları da bu kapsamda görüyor.
Ancak SDG ile ilgili sorun, yabancı unsurların ötesinde, siyasi kolunun ABD’nin arkasına saklandığı ve Şam’daki yeni yönetimin bu karmaşık dosyayı yönetemeyeceği ya da güvenliğini sağlayamayacağı varsayımıyla DEAŞ’lı mahkumları koz olarak kullandığı ayrıcalık taleplerine kadar uzanıyor.
Öte yandan Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilere değinen Bass, “İki taraf arasında süregelen gerilimin ele alınmasının öneminin farkındayız. Gerginliğin azaltılmasının bölgede kapsamlı bir istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi.
Washington'ın Suriye'nin vekâlet savaşları için bir arena haline gelmesini önleme çabalarını desteklediğini açıklayan Bass, “Bölgeyi daha fazla tehlikeye maruz bırakmadan güvenliğini sağlayacak bir denge için bölgedeki ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.
Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının uluslararası iradeyle birlikte çaba da gerektirdiğini ifade eden Bass, Kaosun yeniden başlamaması ve aşırılık yanlısı grupların hedeflerine ulaşmak için bu durumdan faydalanmaması için hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة