Yeni İsrail hükümeti ‘aile birleşimi’ sorununu çözdü

İsrail vatandaşı olan ve olmayan Filistinlilerin aileleri artık yurtdışına seyahat edebilecek ve geri dönebilecek; Filistin kimlikleri ve pasaportları alabilecekler

Ramallah’ta “aile birleşimi” başvurusunda bulunmak için akın eden yüzlerce Filistinli. (WAFA)
Ramallah’ta “aile birleşimi” başvurusunda bulunmak için akın eden yüzlerce Filistinli. (WAFA)
TT

Yeni İsrail hükümeti ‘aile birleşimi’ sorununu çözdü

Ramallah’ta “aile birleşimi” başvurusunda bulunmak için akın eden yüzlerce Filistinli. (WAFA)
Ramallah’ta “aile birleşimi” başvurusunda bulunmak için akın eden yüzlerce Filistinli. (WAFA)

Halil Musa
Filistinli Cemal Ebu Esnine ve ailesi, 25 yıl önce ikamet etmek için Batı Şeria’ya ziyaretçi izniyle girmiş, ancak İsrail’in, kimlik edinmelerini reddetmesi nedeniyle birden bire kendilerini “suçlu” olarak bulmuşlar.
Ebu Esnine öldükten sonra oğulları ve kızları Filistin vatandaşlığı alamadan evlendiler. Böylece İsrail yönetimi, on binlercesiyle birlikte onları da Batı Şeria’da kalmaya zorlamış, geri dönmelerini engellemişti.
İsrail, on iki yıl önce 50 bin Filistinliye “Aile Birleşimi” izni verdikten sonra bu hakkı durdurmuştu.
Ancak İsrail hükümeti tarafından beş bin Filistinlinin aileleriyle yeniden birleştirilmesi kabul edildikten sonra Cemal’in ailesinde umutlar yeniden yeşerdi.
İsrail tarafından atılan bu adım, binlerce Filistinlinin Filistin kimliklerini ve pasaportlarını almalarını sağlayacak; bu da onların yurt dışına seyahat etme ve geri dönme imkanı elde edecekler.
Netahyahu iktidarının geçtiğimiz Haziran’da devrilmesinin ardından kurulan koalisyon hükümetinin önünde çözülmeyi bekleyen en önemli sorunlardan biri de ailelerin birleşimi sorunuydu. Koalisyonun kilit ortağı olan Birleşik Arap Listesi’nin en büyük bileşini İslami Hareket (Raam) sorunun çözülmesini kırmızı çizgisi olarak açıklamıştı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın geçen Pazar Ramallah’ta İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ı kabul etmesinin ardından Filistin Sosyal Hizmetler Kurumu Başkanı Hüseyin eş-Şeyh tarafından şu açıklamaları yaptı: “Mutabık kalınan bir program çerçevesinde eksiksiz olarak tamamlanması yolunda ilk olarak 5 bin aile birleşimi verildi.”
İsrail hükümetiyle yapılan anlaşmaların ilk aşamada Filistin vatandaşlığı alarak ziyaretçi izni veya vizesi ile Filistin’e giren vatandaşların durumunu çözmesine izin verdiğini açıklayan Sivil İşler Kurumu, ikinci etabın da onun dışında yaşayan Filistinlilere tahsis edileceğini kaydetti.
Salı sabahından bu yana binlerce Filistinli, aile birleşimi taleplerini iletmek için Batı Şeria’daki Filistin Sosyal Hizmetler Kurumu ofislerine akın etmeye başladı.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’a göre Tel Aviv’in bu hamlesi, “karşılıklı güven inşa etmeyi, İsrail’in çıkarlarını korumayı ve Filistin Yönetimi ile önemli ilişkileri korumayı” amaçlayan diğer önlemler arasında yer alıyor. Gantz, “Filistin Yönetimi ne kadar güçlü olursa, Hamas o kadar zayıf olur. Yönetim’in kontrolü ne kadar büyük olursa, o kadar fazla güvenliğe sahip olacağız” dedi.
Diğer yandan Filistin Yönetimi, doğum ve ölüm kayıtları dışında Filistinlilerin nüfus kayıtlarında herhangi bir değişiklik yapma yetkisine sahip değil.

‘Aile birleşimi’ sorunu nedir?
Tel Aviv yönetimi, İsrail vatandaşı bir Filistinlinin Batı Şerialı ya da Gazzeli bir Filistinli ya da bir Arap ile evli olanların nikahlarını geçerli kabul etmiyor. Bu durum ise yüzlerce ailenin, Batı Şeria ve İsrail arasında bölünmesine yol açıyordu.
İsrail İçişleri Bakanlığı, İsrail parlamentosu Knesset'te ‘vatandaşlık yasasının’ reddedilmesine rağmen Filistinli ailelerin birleşimi taleplerini değerlendirmeyi reddediyordu.
Yasa süresinin bu ay başında dolması ardından aileler 380'den fazla başvuruda bulundu. Bireysel hakları savunan İsrail merkezli HaMoked derneği, İçişleri Bakanı’nı başvuruları işleme almak ve değerlendirmekten kaçınma talimatını iptal etmeye, nasıl sunulacağına dair yeni bir kılavuz yayınlamaya çağırmıştı.
Adalah İnsan Hakları Merkezi’nin İsrail ve dünyadaki en ırkçı yasalardan biri olarak nitelendirdiği söz konusu yasa, Batı Şeria veya Gazze Şeridi kimlik kartına sahip herhangi bir Filistinlinin, İsrail'de eşiyle birlikte yaşamasını engelliyordu. Knesset'in bu ay yasayı uzatmaması üzerine süresi geçen Temmuz ayında doldu.



Gazze'deki suçlar Netanyahu'yu "uluslararası alanda aranan" biri haline getirdi

 "Kemal Advan Hastanesi"nde bir Filistinli, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'yı vuran İsrail saldırısında yaralanan olan çocuğu taşıyor (AFP)
 "Kemal Advan Hastanesi"nde bir Filistinli, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'yı vuran İsrail saldırısında yaralanan olan çocuğu taşıyor (AFP)
TT

Gazze'deki suçlar Netanyahu'yu "uluslararası alanda aranan" biri haline getirdi

 "Kemal Advan Hastanesi"nde bir Filistinli, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'yı vuran İsrail saldırısında yaralanan olan çocuğu taşıyor (AFP)
 "Kemal Advan Hastanesi"nde bir Filistinli, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'yı vuran İsrail saldırısında yaralanan olan çocuğu taşıyor (AFP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından dün çıkarılan tutuklama emri, tarihi bir emsal teşkil ederek İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu “uluslararası alanda aranan kişi” olarak kabul etti Netanyahu ve Galant, dün ölü sayısının 44,000'i aştığı Gazze'de “savaş suçu” işlemekle suçlanıyor.

Mahkemenin kararı Netanyahu, eski savunma bakanı Yoav Galant ve El Kassam Tugayları komutanı Muhammed El Dayf'ı kapsıyor. Mahkeme bu kişileri “insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları” ile itham etmek için geçerli nedenler bulduğunu belirtti.

Netanyahu kararı reddettiğini açıklamasının ardından UCM’yi "Yahudi karşıtlığı" ile suçladı. Mahkeme Savcısı Karim Khan ise Mahkemenin 124 üye ülkesine tutuklama emirlerinin uygulanması için harekete geçme çağrısında bulundu.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin bir sözcüsü, Washington'un İsrailli yetkililere karşı alınan kararı kategorik olarak reddettiğini ifade etti.

Ancak Avrupa ülkeleri genel olarak uluslararası hukuka bağlılıklarını teyit ederken, bazıları tutuklama emrinin uygulanmasının onaylanması veya reddedilmesi konusunda çekincelerini dile getirdi. Avrupa Birliği dış politika temsilcisi Josep Borrell, "Birliğe üye ülkeler de dahil olmak üzere UCM’ye üye tüm devletlerin, mahkemenin kararlarını uygulamakla yükümlü olduğunu" vurguladı.

Filistin Ulusal Yönetimi kararı memnuniyetle karşılayarak “uluslararası hukuka ve kurumlarına olan umut ve güveni yeniden tesis ettiğini” belirtti. Hamas da kararı destekleyerek el-Dayf hakkındaki yakalama kararına atıfta bulunmadan “önemli bir tarihi emsal” olarak nitelendirdi.