Afrika'da 30 metrelik ağaçlarda yetişen Uyayak meyvesi epilepsiye umut oldu

Epilepsi, en yaygın 4. nörolojik bozukluk (Unsplash)
Epilepsi, en yaygın 4. nörolojik bozukluk (Unsplash)
TT

Afrika'da 30 metrelik ağaçlarda yetişen Uyayak meyvesi epilepsiye umut oldu

Epilepsi, en yaygın 4. nörolojik bozukluk (Unsplash)
Epilepsi, en yaygın 4. nörolojik bozukluk (Unsplash)

Batı Afrika'nın bazı bölgelerine özgü ağaçlarda yetişen meyveler, epilepsi için tedavi arayışına umut vaat ediyor. 
Aidan ağacı diye bilinen Tetrapleura tetraptera türü ağaç, Batı Afrika'da ve özellikle Nijerya'daki yağmur ormanlarında yetişiyor. Yaklaşık 30 metrelik bu ağaçlarda olgunlaştığında koyu kırmızı-kahverengiye bürünen 22 ila 27 santimetre uzunluğunda bir meyve yetişiyor.
Güçlü bir koku yayan bu meyve, Nijerya ve diğer Batı Afrika yemeklerinde baharat olarak kullanılıyor. Uyayak diye de bilinen aidan meyvesi, tıbbi özellikleriyle de öne çıkıyor.
Antidiyabetik ve anti-inflamatuar özellikleriyle bilinen meyve basit yaralar, kardiyovasküler bozukluklar ve hatta meme kanseri gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için yaygın kullanılıyor.
Tetrapleura_tetraptera_(Prekese).jpg
Latince adı Tetrapleura tetraptera olan Uyayak meyvesi (Wikimedia Commons)
Nijerya'daki Uyo Üniversitesi'nden Musa B. Ekong ve ekibiyse yeni bir araştırmada bu meyvenin epilepsi tedavisinde de kullanılabileceği sonucuna vardı.
Nijerya Nörobilim Derneği'nin akademik dergisinde yayımlanan bulgular, bu meyvenin özünü tüketmenin nöbet riskini popüler antiepileptik ilaç sodyum valproat kadar azalttığını ortaya koydu.
Buna göre söz konusu meyve, yeni bir antiepileptik ilacın geliştirilmesinde işlevli olabilir.
Bulgularını The Conversation'da kaleme aldığı bir yazıda anlatan B. Ekong, "Epilepsi ciddi bir durumdur ve onu tedavi etmek için doğru ilacı bulmak zor olabilir" dedi ve ekledi:
"Yaygın kullanılan bazı antiepileptik ilaçlar yan etkiler gösterebilir. Çoğu pahalıdır ve bazıları etkisiz kalabilir. Bu nedenle yeni alternatifler keşfetmek gerek."

Hayvan deneyleri
Nijeryalı araştırmacılar, Uyo Üniversitesi, Temel Tıp Bilimleri Fakültesi Etik Kurulu'ndan aldıkları onayın ardından meyve özünü sıçanlar üzerinde denedi.
Bitkinin özelliklerini test etmek için laboratuvar hayvanlarında nöbet başlatan araştırmacılar bunlardan bazılarına meyvenin özünü bazılarına ise sodyum valproat verdi.
Sonunda meyve özünün, tıpkı sodyum valproat gibi nöbetin ortaya çıkmasını engellediği görüldü.
"Epilepsi beyin hücre dejenerasyonuna neden olur" diyen B. Ekong, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak bu meyvenin hayvanların beyinlerini dejenerasyona karşı sodyum valproattan daha iyi koruduğunu gördük."

Epilepsi nedir?
Epilepsi, dünya genelinde en yaygın 4. nörolojik bozukluk. Her ne kadar yaygın olsa da, standart tedaviler herkeste işe yaramıyor.
Bu bozukluk tekrarlayan nöbetler, bilinç kaybı ve anlık hafıza kaybıyla kendini gösteriyor. Söz konusu olaylar sık ​​gerçekleşiyor ve önceden tahmin edilemiyor.
 
Independent Türkçe, Newsweek, The Conversation

 


Eleştirmenler rekor kıran korku filmi içine ne diyor?

Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
TT

Eleştirmenler rekor kıran korku filmi içine ne diyor?

Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)

Yönetmen Danny Boyle ve yazar Alex Garland, 2002 yapımı 28 Gün Sonra'nın (28 Days Later) uzun süredir beklenen devamıyla 20 yılı aşkın bir sürenin ardından geri döndü.

28 Yıl Sonra'nın (28 Years Later) dünya prömiyeri çarşamba günü Londra'da yapıldı ve eleştiriler hemen ardından gelmeye başladı. Halihazırda 90 incelemeyle eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 94'lük bir beğeni puanı yakalayan yapım, son derece güçlü bir çıkış yaptı. 28 Yıl Sonra'nın bu skoru, seri için bir rekora işaret ediyor. 28 Gün Sonra, yüzde 87'lik bir beğeni oranına sahip. 28 Hafta Sonra'nın (28 Weeks Later) skoru ise yüzde 72.

Yarın vizyona girecek filmde Alfie Williams, Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes rol alıyor. 

"Kaosun normalleştiği bir dünya"

Hollywood Reporter'dan David Rooney, "28 Yıl Sonra'nın en büyük artılarından biri, bu dünyanın sadece ticari kaygılarla yeniden ziyaret edilmiş gibi hissettirmemesi" diyerek ekliyor: 

Günümüzün karanlık siyasi manzarasına dair alegorik bir yorum olarak daha da güncel hale gelen bir hikayeye içtenlikle dönülmüş. Devam filmlerine zemin hazırlayan anlatı taşları da öyle heyecan verici ki bir an önce izlemek istiyorsunuz.

Rolling Stone'dan David Fear, "Boyle, yalnızca ilk filme zarar vermemekle kalmamış, aynı zamanda uçurumun kenarındaki bir dünyaya dair vizyonunu daha da derinleştirmiş. Geçmişe özlem duyan milliyetçilik kaygıları ve kaosun normalleştiği bir dünyada büyüyen bir neslin psikolojisi filme güçlü şekilde yedirilmiş" yorumunda bulundu.

Entertainment Weekly'den Jordan Hoffman ise şu yorumu yaptı: 

Boyle, tarz olarak karıştırıcıya birçok şey atmış ve mucizevi şekilde hepsi işe yaramış. Filmin başlarında Britanya propaganda filmlerinden görüntüler araya serpiştirilmiş, sadece bir atmosfer yaratmak için. Enfekte olan her kişinin öldürülüşü, donan bir kareyle sona eriyor. Kurgu, zaman çizgisine pek sadık değil, daha çok bir duygu seli yaratmayı hedefliyor.

"İçten bir zarafet var"

Indiewire'dan David Ehrlich, önceleri filmle ilgili bazı tereddütleri olduğunu belirtse de sonradan Garland'ın senaryosunun kendisini etkilediğini söyledi: 

Filmin, enfekte olanları insanileştirme çabasında içten bir zarafet var. Önceleri bu yaratıkların evrimleştiği fikri bana sıkıcı ve ilk filmin ilkel tonundan uzak geldi. Ama Garland bu konsepti öyle radikal ve beklenmedik yollarla işliyor ki, kendimi filme kaptırmadan edemedim.

Associated Press'ten Jake Coyle, görsel stilin "rahatsız edici ölçüde dağınık" olduğunu söylese de son incelemesinde şöyle dedi: 

Bu kargaşanın içinde ölüm, ölümlülük ve hatalı üstünlük inancına dair yumuşak dokunuşlar var. Bu fikirlerin küçük de olsa işlenmesi bile 28 Yıl Sonra'yı, bu mevsimde vizyona giren diğer filmlerden daha düşünceli bir yapım haline getiriyor. Omuriliklerin koparıldığı sayısız sahneye rağmen bu film, tuhaf şekilde duygusal bir büyüme hikayesi.
 

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, ScreenRant, Associated Press, Indiewire, Entertainment Weekly, Rolling Stone