Yemen’den Avrupa’ya Husilere baskı uygulama çağrısı

Marib'de çatışmalar arttı.

Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek dün Oslo'da Norveçli mevkidaşı Soreide ile bir araya geldi. (SABA)
Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek dün Oslo'da Norveçli mevkidaşı Soreide ile bir araya geldi. (SABA)
TT

Yemen’den Avrupa’ya Husilere baskı uygulama çağrısı

Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek dün Oslo'da Norveçli mevkidaşı Soreide ile bir araya geldi. (SABA)
Yemen Dışişleri Bakanı Mübarek dün Oslo'da Norveçli mevkidaşı Soreide ile bir araya geldi. (SABA)

Yemen Dışişleri ve Göçmen İşleri Bakanı Dr. Ahmed Avad bin Mübarek, Avrupa’yı Husiler üzerinde baskı kurmaya ikna etmek amacıyla yeni bir ziyaret turu başlattı.
Yemenli resmi kaynaklar, söz konusu tur kapsamında Oslo’yu ziyaret eden Bakan Mübarek’in Norveç Dışişleri Bakanı Ine Eriksen Soreide ile Husi milislerin tüm barış çabalarına ve insani dramın durdurulmasına karşı tavrının devam etmesi ışığında, barış sürecini görüştü. Bakan Mübarek barışı, güvenliği ve istikrarı yeniden sağlamaya yönelik tüm çabalara ve girişimlere olumlu bir şekilde yaklaşan Yemen hükümetinin bu yönde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Yemen Özel Temsilcisi’ne tam destek verdiğini bildirdi.
SABA’nın haberine göre Husilerin milyonlarca kişiyi yerinden ettiği Marib’e yönelik saldırıların gündeme geldiği görüşmede uluslararası toplumun, sivillerin hedef alınmasının durdurulması yönünde mesaj göndermesinin önemi vurgulandı.
Toplantıda Kızıldeniz'de güvenlik meselesi, Husilerin transit gemilere yönelik artan saldırıları ve Safer petrol tankerinin neden olduğu çevresel ve insani boyutlardaki tehdit de ele alındı. Tanker sorununun çözümü yönündeki çabaların yoğunlaştırılması ihtiyacına değinen Yemen Dışişleri Bakanı, durumun değerlendirilmesi ve BM teknik ekibi aracılığıyla gerekli bakımın yapılması için Husiler üzerinde baskı kurulması gerektiğini vurguladı. 
Yemen Dışişleri Bakanlığı’nın aktardığına göre Mübarek’in bu yılki ikinci Avrupa gezisi Norveç, Hollanda, İsveç ve İsviçre’yi kapsıyor. Yemenli Bakan, söz konusu ziyertlerin Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası ortakları Yemen'deki gelişmeler hakkında bilgilendirme ve Husi milislerin barış çabalarına karşı duruşuna devam etmesini tartışma kapsamında gösterdiği çabalar çerçevesinde geldiğini bildirdi. Bakanlık Mübarek’in ziyaretlerinde ayrıca hükümetin savaşı durdurarak barışı sağlama, güvenlik ve istikrarı yeniden kurma ve Husi milislerin neden olduğu insani felaketi azaltmanın yollarını arama vizyonunu net bir şekilde anlatmak istediğini aktardı.  

Husilerin saldırıları sürüyor
Husiler ise söz konusu ziyaretlerle eş zamanlı olarak Marib'e yönelik saldırılarını artırdı.
Beşinci gününde şiddetlenen çatışmalar, milislerin ordu ve aşiret mensuplarından geri almaya çalıştığı Rahbe semtinin güney cephesindeki onlarca ailenin yerinden edilmesine yol açtı.
Milislerin lideri Abdulmelik el-Husi dün Zeydiyye mezhebinin kurucusu Zeyd bin Ali’nin ölüm yıl dönümünde yaptığı konuşmada Yemen’in tüm bölgelerini kontrol altına alma sözü verdi.
Husilere bağlı Almasirah kanalının haberine göre Abdulmelik el-Husi, ‘kaçınılmaz sonuç’ olarak nitelendirdiği duruma ulaşmak için grubun tüm Yemen bölgelerini kontrol altına alana dek savaşı sürdürme kararlılığında olduğunu ve bunun Allah’ın vaat ettiği zafer olduğunu öne sürdü.
Askeri kaynaklar dün, Husi milislerinin Marib’in güneyindeki Rahbe semti bölgelerine topçu ve füze atışlarını yoğunlaştırdığını aktardılar. Şarku'l Avsat'a konuşan yerel kaynaklar, Husilerin Rahbe’ye bağlı köylerde yürüttüğü bombardımanda sivillerin katledildiğini ve onlarca evin yıkıldığından bildirdiler. Yemen hükümeti ise İnsan Hakları Bakanlığı aracılığıyla, onlarca sivilin bombardımandan kaçmak için yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalımalarını kınayan bir bildiri yayınladı. Bakanlık bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
“Bakanlık, Husilerin Rahbe’de sivillere karşı balistik füzeler ve insansız hava araçları dahil olmak üzere her türlü silahı kullanmalarını, tekrarlayan barbarca askeri operasyonlarını, vatandaşları hayatta kalma mücadelesinde evlerini terk etmeye zorlamalarını en güçlü şekilde kınıyor.”
Açıklamadaya göre Husiler, kontrolleri altındaki bölgelerde yaşayanları, kardeşleriyle savaşmamaları halinde evlerinin havaya uçurmakla tehdid ediyor.
Yemen İnsan Hakları Bakanlığı, Husileri Rahbe ve Marib’e yönelik saldırganlıklarını durdurmaya zorlamak adına daha fazla adım atılması için BM, BM İnsan Hakları Konseyi, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve ilgili tüm uluslararası kuruluşlara seslendi.
Bakanlık aynı zamanda insani alanda çalışan kuruluşları, mağdurlara, yerinden edilmişlere ve savaştan kaçanlara acil yardım sağlanmasını hızlandırmaya çağırdı. Zira sadece son iki günde yaklaşık 150 aile yerinden edildi.
Hükümetin yerinden edilenlerin kaldığı kampların yönetiminden sorumlu yürütme birimi de Husi milislerin köyleri rastgele bombalaması nedeniyle Rahbe ilçesinden çok sayıda ailenin toplu bir şekilde göçtüğünü doğruladı. Ayrıca el-Cuba, Harib ve Marib’e kaçan 147 aile tespit edildiğini, 80 ailenin ise açıkta kaldığını belirtti.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi’nin çarşamba günü bildirdiğine göre ordu ve kabile üyeleriyle yürütülen savaşlar, aynı zamanda Arap Koalisyonu’nun Kesara ve Muşeccah cepheleri ve Marib dahil olmak üzere çeşitli yerlere düzenlediği operasyonlar sonucunda Husilerin saflarından onlarca can kaybı ve yaralanma meydana geldi. Milisler ayrıca büyük çapta teçhizat kaybına uğradı.
Askeri bir kaynaktan alıntı yapan merkez “Meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu'na ait bir uçak, Husilerin takviye kuvvetlerini ve mekanizmalarını hedef alarak milislere can ve ekipman kaybı verdirdi” açıklamasında bulundu. Ayrıca ordu ve direniş güçlerinin Muşeccah cephesinde bir grup Husi milisi hedef aldığı ve 18 milisin öldüğü bilgisi paylaşıldı.  
Ordudan yapılan açıklamada da milis cephelerinin top atışlarıyla hedef alındığı ve Husi saflarında can ve ekipman kaybı meydana geldiği kaydedildi.
Askeri medyanın Yemen ordusu 3.Askeri Bölge Komutanı Mansur Savabite’den aktardığına göre geçtiğimiz ocak ayı itibariyle, çeşitli cephelere düzenlenen operasyonlar sonucu en az 10 bin milis öldü.
Savabite, orduya ait gazeteye verdiği demeçte hükümet güçleri ve halk direnişinin bu yılın başı itibariyle Kesara, Muşeccah, Cebel Murad ve Servah cephelerinde Husilerin 300'den fazla saldırısını geri piskürtmeyi başardığını bildirdi.  
Savabite ayrıca İran ve Hizbullah unsurlarını Husi milislerin çıkardığı savaşı yönetmek ve yaptıkları askeri planlarlarla süreci denetlemekle suçladı.



Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, Sudan'ın birliğini korumak için ‘ortak savunma’ anlaşmasını öne sürdü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Sudan’daki krizle ilgili olarak ‘kırmızı çizgiler’ çizdiğini duyurdu ve bu çizgilerin aşılmasının ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit edeceği’ uyarısında bulundu. Kahire yönetimi, iki ülke arasında imzalanan ortak savunma anlaşmasının kendisine tanıdığı tüm tedbirleri alma ihtimalini de gündeme getirdi. Uzmanlar, bu açıklamaları Sudan’da savaşın başlamasından bu yana Mısır’dan gelen ‘en sert söylem’ olarak değerlendirdi.

Mısır’ın bu tutumu, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dün Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ı kabul etmesiyle eş zamanlı olarak açıklandı. Sisi, görüşmede ‘ülkesinin, Sudan halkının mevcut hassas süreci aşma çabalarına tam destek verdiğini’ ifade etti. Ayrıca ‘Sudan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarını destekleyen Mısır tutumunun değişmez ilkelerine’ vurgu yaparak, bu çerçevede mümkün olan her türlü çabanın gösterilmeye hazır olunduğunu belirtti. Açıklama, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapıldı.

Mısır, Burhan’ın ziyareti sırasında ayrıca, ‘Sudan’da güvenlik, istikrar ve barışın sağlanmasına yönelik ABD Başkanı Donald Trump’ın vizyonuna tam destek verdiğini’ yineledi. Bu desteğin, ‘ABD yönetiminin dünyada barışı tesis etme, gerilimi artırmaktan kaçınma ve anlaşmazlıkları çözme yönündeki yaklaşımı’ kapsamında olduğu kaydedildi.

Ortak savunma anlaşmasının yürürlüğe girmesi

Kahire yönetimi, söz konusu ilkeleri teyit ederken Sudan krizinde ilk kez ‘kırmızı çizgiler’ belirlediğini açıkladı. Mısır, bu çizgilerin aşılmasına ‘Mısır’ın ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendirdiği ve Sudan’ın ulusal güvenliğiyle yakından bağlantılı olduğu’ gerekçesiyle izin verilemeyeceğini vurguladı. Mısır’ın uyarıları arasında ‘Sudan’ın birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, Sudan halkının imkân ve kaynaklarıyla oynanmaması ve Sudan topraklarının herhangi bir bölümünün ayrılmasına izin verilmemesi’ yer aldı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı dün yaptığı açıklamada, ‘Sudan devlet kurumlarının korunmasının ve bu kurumlara zarar verilmesinin engellenmesinin de bir diğer kırmızı çizgi olduğunu’ bildirdi.

Açıklamada ayrıca, ‘uluslararası hukukun tanıdığı tüm tedbir ve önlemleri alma konusunda tam hakka sahip olunduğu’ ifade edilerek, bu kapsamda ‘iki ülke arasındaki ortak savunma anlaşmasının devreye sokulmasının da kırmızı çizgilerin ihlal edilmesini veya aşılmasını önlemeye yönelik seçenekler arasında bulunduğu’ kaydedildi.

a
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dün Kahire'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Sudan arasında Mart 2021’de, ‘eğitim, sınır güvenliğinin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele’ alanlarını kapsayan bir askeri iş birliği anlaşması imzalanmıştı. Bu anlaşmadan önce ise iki ülke, ‘dış tehditlere karşı’ 1976 yılında bir ortak savunma anlaşmasına taraf olmuştu.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Tümgeneral Yahya Kedvani, Mısır’ın ulusal güvenliğinin Sudan topraklarının birliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, “Sudan’ı bölmeyi hedefleyen komploların varlığı, aşılmaması gereken kırmızı çizgilerin belirlenmesini zorunlu kılmaktadır” dedi.

Kedvani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Sudan’ın birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına yönelik Mısır tutumunun sabit ve güçlü olduğunu, Kahire’nin Sudan devlet kurumlarını korumaya yönelik açıkladığı girişim ve söylemleri hayata geçirme kapasitesine sahip bulunduğunu’ ifade etti. Ortak savunma anlaşmasının gündeme getirilmesinin, ‘iki ülke arasında uluslararası meşruiyet ve daha önce imzalanmış anlaşmalar çerçevesinde ortak bir koordinasyonun bulunduğunu teyit etmeyi amaçladığını’ söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yayımlanan açıklamada ise ‘Kahire’nin Sudan’da süregelen gerilimden derin endişe duyduğu’ belirtildi. Açıklamada, bu durumun ‘Sudanlı sivillere yönelik korkunç katliamlara ve insan haklarının en temel kurallarının açık ihlallerine yol açtığı’ vurgulandı. Mısır’ın, ‘Sudan’ın birliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vereceği gerekçesiyle, herhangi bir paralel yapının kurulmasını veya tanınmasını kesin bir dille reddettiği’ kaydedildi.

Diğer yandan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime, ülkenin bölünmesine yönelik tehditlerle mücadelede Mısır-Sudan koordinasyonunun, Mısır, Sudan ve Arap dünyasının ulusal güvenliğini koruma çerçevesinde ele alındığını belirtti. Halime, iki ülkenin Kızıldeniz’e kıyısı olan devletleri bir araya getiren konseyin üyesi olduğuna işaret ederek, bu yapının temel rollerinin ‘savunma ve kalkınma’ olduğunu söyledi.

Halime, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Mısır’ın tutumunun Uluslararası Dörtlü girişimi ile Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD ziyareti sırasında gündeme getirdiği inisiyatif kapsamında şekillendiğini ifade etti. Kahire’nin, ‘üç ay sürecek bir ateşkesle başlayacak, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan ordusuna entegre edilmesini ve Sudan askeri kurumunun bütünlüğünün korunmasını öngören bir yol haritasının uygulanmasını desteklediğini’ kaydetti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasına göre Kahire, ‘insani bir ateşkese ulaşılması, bunun kalıcı bir ateşkese dönüşmesi ve Sudanlı sivillerin güvenliği ile korunmasını sağlamak amacıyla güvenli insani sığınaklar ve geçiş koridorları oluşturulması’ hedefiyle Uluslararası Dörtlü çerçevesinde çalışmayı sürdürme konusundaki kararlılığını yineledi. Bu sürecin, Sudan devlet kurumlarıyla tam koordinasyon içinde yürütüleceği belirtildi.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Uluslararası Dörtlü, ağustos ayında sunduğu yol haritasında, ‘üç aylık insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkesin sağlanmasını, siyasi sürecin başlatılmasını ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasını’ öngörmüştü.

sfg
New York'ta düzenlenen Uluslararası Dörtlü toplantısından (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Burhan’ın Mısır ziyareti, geçtiğimiz pazartesi günü Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından geldi. Burhan, söz konusu ziyaretin sonunda, ‘Sudan’ın barışın sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi yönündeki çabalarda ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Özel Temsilci Massad Boulos ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu’ ifade etmişti.

El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Afrika Programı Direktörü Emani et-Tavil ise ‘Mısır’ın Sudan dosyasında ilk kez kırmızı çizgiler koyduğunu, son tutumunun savaşın başlamasından bu yana en sert duruşu yansıttığını’ belirtti. Et-Tavil, bu yaklaşımın ‘Sudan’ın birliğinin korunması, savaşın durdurulması, paralel yapıların reddedilmesi ve devlet kurumlarının muhafazası’ konularında Suudi Arabistan ve ABD’nin tutumlarıyla örtüştüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan et-Tavil, ‘Sudan’ın birliği konusunda güçlü tutumlar sergilenmesi noktasında Suudi Arabistan ile Mısır arasında bir uyum bulunduğunu, bunun da ateşkes ilanı ve insani ara verilmesine yönelik bir girişimin şekillendirilmekte olduğunu gösterdiğini’ ifade etti. Ancak et-Tavil, ‘birbirini kabul etmeyen Sudanlı taraflarla yürütülecek siyasi çözümlerin en karmaşık mesele olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Sumud İttifakı bünyesindeki siyasi ve sivil güçler, salı günü Kenya’nın başkenti Nairobi’de, Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile Sudan’daki savaşı durdurmaya yönelik ortak bir ilkeler bildirgesine imza attı. Bu adım, savaşa karşı olan Sudanlı tarafların büyük bölümünü bir araya getiren ilk yakınlaşma olarak değerlendirildi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Burhan arasındaki görüşmelerde, ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin, halkların bütünleşme ve karşılıklı kalkınma beklentilerini yansıtacak şekilde güçlendirilmesinin ele alındığını, ayrıca sahadaki gelişmelerin değerlendirildiğini’ bildirdi.


İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
TT

İsrailliler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep ederek sınırı geçtiler

İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)
İsrail'de sağcı hareketlere mensup kişiler, Gazze Şeridi'nin yeniden işgalini talep etmek için Gazze'ye bakan bir tepede toplandı (AP)

İsrail ordusunun yasağına rağmen, dün birkaç İsrailli Gazze Şeridi'ne girdi ve eski bir yerleşim yerinde İsrail bayrağını dalgalandırarak harap olmuş Filistin topraklarının yeniden işgalini istedi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre İsrail sağ kanadıyla bağlantılı sosyal medya hesapları, açık bir alanda İsrail bayrağının etrafında toplanmış yaklaşık 20 erkek, kadın ve çocuğu gösteren bir fotoğraf paylaştı ve fotoğrafın Kfar Darom'da çekildiğini iddia etti.

Gazze Şeridi'nin merkezindeki bu eski kibbutz, diğer 20 yerleşim yeriyle birlikte, İsrail'in 2005'teki tek taraflı çekilmesi sırasında boşaltılmıştı.

O zamandan beri, İsrail sağının bir kesimi, Gazze'de İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulmasını savunuyor. Bu çağrı, Gazze Şeridi'ndeki savaşı başlatan 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından sonra daha da yoğunlaştı.

Bunun ardından, bazı İsrailli yetkililer de Filistinlilerin Gazze'den tahliye edilmesini ve bölge üzerindeki İsrail kontrolünün yeniden kurulmasını savundu.

rty65u7
Gazze'ye yerleşmeyi destekleyen İsrailliler, ordunun kendilerine Gazze Şeridi içinde Hanuka bayramını kutlama izni vermesini talep eden bir yürüyüşe katıldı (Reuters)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ne girenlerin "İsrail topraklarına geri gönderildiğini" duyurdu ve "onlarca" kişinin daha başka bir sınır kapısından sızmasının engellendiğini, ancak bazılarının güvenlik bariyerlerini aşmayı başardığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, "savaş bölgesine herhangi bir giriş yasaktır, sivilleri tehlikeye atar ve bölgedeki askeri operasyonları aksatır" denildi.

Sınır kasabası Sderot'ta düzenlenen bir mitingde, yerleşim hareketinin önde gelen isimlerinden Daniella Weis, yaklaşık 100 destekçisine şöyle seslendi: “Allah'ın izniyle, bu bayrağın yükseltilmesi yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek; Gazze'ye geri döneceğimiz bir dönem.”

Şöyle devam etti: “Gazze, Endonezyalılar, Türkler, Mısırlılar veya başka herhangi bir ülke tarafından yönetilmeyecek. Gazze'yi yalnızca İsrail halkı yönetecek.” Bu sözleriyle, ateşkes anlaşması kapsamında Gazze Şeridi'ne konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne katılması muhtemel ülkeleri kastediyordu.

Geçtiğimiz hafta, Weis'in kurucu ortaklarından olduğu aşırı milliyetçi yerleşim hareketi "Nahala", bir mesajda, Gazze'de İsrail bayrağını dalgalandırmayı organize etme niyetini açıkladı. Bu girişim, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, on diğer bakan ve Knesset'in yirmiden fazla üyesi tarafından destekleniyor.


Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
TT

Hamas, Miami görüşmelerinin İsrail'in "ihlallerine" son vermesini bekliyor

Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)
Gazze şehrinin Zeytun mahallesindeki yıkımdan, 27 Kasım 2025 (AP)

Hamas liderlerinden biri, Gazze ateşkesinin bir sonraki aşamasına geçmek için bugün Miami'de yapılması planlanan görüşmelerin, İsrail'in ateşkesi "ihlal etmesine" son vermesiyle sonuçlanması gerektiğini söyledi.

Hamas siyasi büro üyesi Basim Naim AFP'ye yaptığı açıklamada, "Halkımız, bu görüşmelerde bulunanların devam eden İsrail saldırganlığına son vermelerini, tüm ihlalleri ve aykırılıkları durdurmalarını ve işgalcileri Şarm el-Şeyh anlaşmasının gereklerine uymaya zorlamalarını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri, Florida'da bu görüşmelere ev sahipliği yapıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff'un, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını ilerletmek amacıyla Katar, Mısır ve Türkiye'den üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor.