Stuart Mitchell'ın adı açılan pankartta yanlış yazılmıştı (Ryan Millen/Mirror)
Birleşik Krallık'ta hayatını kaybeden Tiësto hayranının külleri, elektronik müzik festivalinde konfeti olarak patlatıldı.
Hollandalı diskjokey Tiësto hayranı Stuart Mitchell temmuzda 30 yaşındayken intihar etmişti.
Mitchell, Daresbury bölgesinde düzenlenen ve Tiësto'nun ana sanatçı olarak yer aldığı ünlü elektronik müzik festivali Creamfields için biletler almış fakat bunlar daha sonra kendisinin cenaze törenine maddi destek sağlanması amacıyla satılığa çıkarılmıştı.
Mitchell'ın ailesi, yardım amacıyla biletleri satın alan kuzenler Ryan Millen ve Liam Millen'a kendisinin küllerini küçük paketlerde gönderdi. Paketlerde Mitchell'ın annesinin yazdığı bir not da yer alıyordu. Notta anne Ryan ve Liam'dan bir ricada bulunarak "Creamfields'ta bir yerlere küllerini dökebilirseniz çok mutlu olurum. Böylece son kez oraya gitmiş olur" diye yazmıştı.
Bunun üzerine Ryan ve Liam, annenin isteğiyle ilgili festival organizatörleriyle iletişime geçti.
Organizatörler de Mitchell'ı onurlandırmak için küllerini konser alanındaki konfeti makinesinden havaya püskürtmeyi teklif etti.
Küller, 29 Ağustos'ta Tiësto'nun festivalin kapanışını yaptığı konserde kullandığı konfeti makinesine yerleştirildi ve performans esnasında patlatıldı.
Ayrıca sahnede Millen kuzenlerin hazırladığı ve üzerinde "Stewart Mitchell, bu son dans senin için dostum" yazan bir pankart da açıldı.
Mitchell'ın kızkardeşi Laura ise gösteriden memnun kaldığını belirterek kardeşinin cenaesinde Tiësto'dan en sevdiği parça olan "Adagio For Strings"in çalındığını da söyledi.
Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5133691-oscar-%C3%B6d%C3%BCll%C3%BC-oyuncu-%C3%A7ocukken-nas%C4%B1l-cinselle%C5%9Ftirildi%C4%9Fini-anlatt%C4%B1
Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.
İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.
Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.
Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.
Portman şöyle devam etti:
Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.
İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.
Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.
Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)
"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.
Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.
Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.
Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.
"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:
Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.
2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.
Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.
Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.