Afganistan'ın kadın orkestrası sessizliğe gömüldü

Fars müzik tanrıçası Zohra adı verilen ve Kabil yetimhanesindeki yaşları 13 ila 20 olan çoğunlukla genç kızlar ve kadınlar tarafından orkestrası artık müzik yapamıyor

35 kadından oluşan Zohra orkestrası üyeleri 4 Nisan 2016'da Kabil'deki Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü'nde bir seans sırasında prova yaparken / Fotoğraf: Reuters
35 kadından oluşan Zohra orkestrası üyeleri 4 Nisan 2016'da Kabil'deki Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü'nde bir seans sırasında prova yaparken / Fotoğraf: Reuters
TT

Afganistan'ın kadın orkestrası sessizliğe gömüldü

35 kadından oluşan Zohra orkestrası üyeleri 4 Nisan 2016'da Kabil'deki Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü'nde bir seans sırasında prova yaparken / Fotoğraf: Reuters
35 kadından oluşan Zohra orkestrası üyeleri 4 Nisan 2016'da Kabil'deki Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü'nde bir seans sırasında prova yaparken / Fotoğraf: Reuters

Taliban'ın başkent Kabil'in eteklerine ulaştığını duyduğunda Negin Khpalwak evinde oturuyordu.
Bir zamanlar Afganistan'daki tamamı kadınlardan oluşan tanınmış orkestranın bir yüzü olan 24 yaşındaki orkestra şefi derhal panikledi.
Radikal İslamcı Taliban en son iktidardayken müziği ve kadınların çalışmalarını yasaklamıştı. Son aylardaki silahlı eylemleri sırasında Taliban, kendi benimsediği İslami yönetim tarzına ihanet ettiklerini düşündükleri kişilere planlı saldırılar gerçekleştirmişti.
Odasının etrafında dört dönen Khpalwak, çıplak kollarını örtmek için bir elbise giydi ve dekoratif küçük davul setini sakladı. Daha sonra meşhur müzik performanslarını gösteren fotoğrafları ve gazete kupürlerini toparlayıp yığın halinde yaktı.
orkestra.jpg
Zohra orkestrasının üyelerinin tamamı kadınlardan oluşuyordu / Fotoğraf: Reuters
Taliban'ın şimşek hızıyla Afganistan'ın idaresini ele geçirmesinden sonra yurt dışına kaçan diğer on binlerce insan gibi Khpalwak da vatanını terk etmek zorunda kalarak ABD'ye gitti:
"Kendimi çok kötü hissettim, sanki hayatımdaki tüm anılar küle dönmüş gibi hissettim"
Taliban'ın zaferinden sonraki günlerde Reuters'ın Khpalwak müzik okulu üyeleriyle yaptığı röportajlarla bir araya getirdiği orkestranın hikayesi genç Afganların, bilhassa Khpalwak gibi kadınların yaşadıkları şoku özetliyor.
Fars müzik tanrıçası Zohra adı verilen orkestra, Kabil yetimhanesindeki yaşları 13 ila 20 olan çoğunlukla genç kızlar ve kadınlar tarafından oluşturuldu.
2014 yılında kurulan orkestra, Taliban'ın 2001'de devrilmesinden beri geçen 20 yıllık sürede pek çok Afgan'ın yaşadığı özgürlüğün küresel sembolü haline gelmişti. Ancak halkının çoğunluğu son derece muhafazakâr Müslüman olan Afganistan'da bu orkestraya yönelik düşmanlık ve tehditler de devam etmişti.
nevin2.jpg
Fotoğraf: Reuters
Parlak kırmızı başörtüsü takan ve gitar benzeri yerel çalgıları rababla geleneksel Afgan müziğini ve Batılı klasikleri harmanlayarak çalan grup Sidney Opera Evi'nden Davos'taki Dünya Ekonomi Forumu'na kadar çeşitli yerlerde konserler verdi.
Bugüne gelindiğindeyse, Taliban, Zohra orkestrasının prova yaptığı Afganistan Ulusal Müzik Enstitüsü'nü (ANIM) kapatırken, ülkenin bazı bölgelerindeki radyo istasyonlarında müzik çalınmasını yasakladı.
"Afganistan'ın tekrar taş devrine dönmesini hiç beklemiyorduk" diyen ANIM'in kurucusu Ahmad Sarmast, Zohra orkestrasının ülkedeki özgürlüğü ve kadın gücünü temsil ettiğini ve orkestra üyelerinin "kültürel elçiler" olarak çalıştıklarını belirtti.
Avustralya'dan Reuters'a açıklama yapan Sarmast, "Zohra orkestrasının kızları ve okulun diğer orkestralarıyla koroları hayatlarından endişeleniyorlar ve saklanıyorlar" dedi.
Khpalwak, Taliban'ın bir önceki iktidarı sırasında çok küçük olduğundan o dönemi tam olarak hatırlamakta zorlanıyor fakat genç bir kızken müzik okuluna kaydolmak için başkente geldiği anı unutamıyor.
nevin1.jpg
Fotoğraf: Reuters
"Tüm gördüklerim yıkıntılar, devrilmiş evler, binaların duvarlarındaki mermi izleriydi. Tüm hatırladıklarım bunlar. Şu anda Taliban adını duyduğumda aklıma gelen tek görüntü de bu" diye anlatıyor Khpalwak.
Zohra orkestrasındaki kızların birbirlerine aileden daha yakın olduklarını ve teselliyi müzik okulunda bulduğunu belirten Khpalwak, şöyle bitiriyor:
"Oradayken kötü geçen tek bir gün olmadı. Çünkü orada daima müzik vardı; her çeşit renk ve güzel ses vardı. Ancak şu anda sessizlik var. Orada hiçbir şey olmuyor"
 
Reuters, Independent Türkçe

 


Kronik hastalık riskini azaltan 7 yaşam tarzı değişikliği

Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
TT

Kronik hastalık riskini azaltan 7 yaşam tarzı değişikliği

Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)
Sağlıklı bir beslenme düzeni, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için önemli faktörlerden biridir. (AFP)

Yeni bir araştırma, bazı yaşam tarzı değişikliklerinin kronik hastalık riskini azaltabileceğini ve vücut sağlığını önemli ölçüde iyileştirebileceğini ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın CNN’den aktardığına göre, bu değişiklikler arasında sigarayı bırakmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı kiloyu korumak, kan basıncını kontrol etmek, kan şekerini kontrol etmek ve kolesterol seviyesini kontrol etmek yer alıyor.

Araştırmacılar, bu faktörlerin insanların yaşamları boyunca vücudun çeşitli organlarının sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin 483 çalışmayı inceledi.

Sonuçlara göre, bu yedi faktörden en az üçünün ideal seviyelerde tutulması, genetik yatkınlık olsa bile, kalp ve damar hastalıkları riskinin azalmasıyla ilişkiliydi.

Tüm faktörlerin ideal seviyelerde tutulması ise vücudun çeşitli organlarına fayda sağladı ve çeşitli kronik hastalıklardan korudu.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Atlanta'daki Emory Üniversitesi'nin Neil Hodgson Woodruff Hemşirelik Fakültesi ve Uluslararası Diyabet Araştırma Merkezi'nde yardımcı doçent olan Dr. Liliana Aguayo yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu çalışmada, bu yedi basit yaşam tarzı değişikliğinin, en uygun düzeyde uygulandığında, baştan ayağa tüm sağlık yönlerini etkilediğini gördük. Bu değişiklikler, sadece kalp ve damar sağlığını değil, tüm vücut sağlığını kapsıyor.”

Aguayo sözlerini şöyle sürdürdü: “Temel mesaj, küçük ve anlamlı değişiklikler yapmak için hiçbir zaman erken veya geç olmadığıdır. Beslenme, fiziksel aktivite, sigara veya risk faktörlerinin yönetimi (kilo, tansiyon, kolesterol, şeker) alanlarında yapılan küçük iyileştirmeler, sadece kalp sağlığı için değil, vücudun tüm bölümleri için de büyük faydalar sağlayabilir.”

Yeni çalışma, Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde yayınlandı.