Yeni araştırma: Yüz yılda bir görülen korkunç fırtınalar, yakında her yıl meydana gelecek

Henri kasırgası diye bilinen tropik fırtına uzaydan böyle görüntülenmişti (NASA)
Henri kasırgası diye bilinen tropik fırtına uzaydan böyle görüntülenmişti (NASA)
TT

Yeni araştırma: Yüz yılda bir görülen korkunç fırtınalar, yakında her yıl meydana gelecek

Henri kasırgası diye bilinen tropik fırtına uzaydan böyle görüntülenmişti (NASA)
Henri kasırgası diye bilinen tropik fırtına uzaydan böyle görüntülenmişti (NASA)

Hesaplamalar, ancak 100 yılda bir görülen şiddetli hava olaylarının kısa süre içinde yılda en az bir kez meydana geleceğini gösterdi.
Yeni bir araştırma, Paris İklim Anlaşması uyarınca, küresel ısınma 2 derecenin altına indirilebilse bile 2100’e kadar birçok kıyı bölgesi, şiddetli fırtınalar, yüksek gelgitler ve tehlikeli boyutta dalgalarla karşı karşıya kalacak.
Bulgulara göre küresel sıcaklıklar arttıkça, deniz seviyeleri de artacak. Bu tek başına kıyı taşkınlarını ve erozyonu, aynı zamanda dalgaların ve fırtınaların verdiği hasarı da artıracak.
Bulgular, kıyı taşkınlarının 100 kat artacağı anlamına geliyor. Uzmanlara göre insanlar davranışlarını değiştirmek için hiçbir şey yapmazsa küresel ısınma 2 dereceyi aşabilir. Bu da senaryoların daha da kötüleşebileceğine işaret ediyor.
Araştırmada dünya genelinde 7 binden fazla kıyı bölgesine yönelik tahminler incelendi. İncelemede 1,5 ila 5 derece arasındaki sıcaklık artışlarını hesaba katan farklı senaryolar kullanıldı.
1,5 derecelik ısınma senaryosunda, incelenen alanların en az yarısının bu hava olaylarından her yıl etkileneceği ortaya çıktı.
2 derecelik ısınma senaryosunda da bu olaylara maruz kalacak kıyı bölgelerinin oranının yüzde 14 daha artacağı anlaşıldı.
Öte yandan bazı bölgelerin bu etkilere daha erken maruz kalacağı ifade edildi. Örneğin, 1,5 derecelik senaryoya göre, bazı kıyı bölgelerinde henüz 2070'lerde aşırı hava olaylarında 100 kat artış yaşanabilir.
Nature Climate Change isimli hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırmanın yazarları, bunun özellikle de Hawaii ve Karayipler gibi tropik bölgeler ve Kuzey Amerika'nın Pasifik kıyılarının güneyi için geçerli olduğunu söyledi.
Bu noktaların, deniz seviyesindeki küresel ısınma kaynaklı yükseliş karşısında en savunmasız bölgeler olduğu ifade edildi.
Araştırmacılar, "Tropik bölgeler, kuzeydeki yüksek enlemlerden daha hassas görünüyor" diye yazdı.
Independent Türkçe, Science Alert, Cosmos Magazine



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news