Irak Ayetullah Uzma el-Hekim için yasta

Iraklı dini merci Ayetullah el-Uzma Muhammed Said el-Hekim'in dün Kerbela'daki cenaze töreninden bir kare (AFP)
Iraklı dini merci Ayetullah el-Uzma Muhammed Said el-Hekim'in dün Kerbela'daki cenaze töreninden bir kare (AFP)
TT

Irak Ayetullah Uzma el-Hekim için yasta

Iraklı dini merci Ayetullah el-Uzma Muhammed Said el-Hekim'in dün Kerbela'daki cenaze töreninden bir kare (AFP)
Iraklı dini merci Ayetullah el-Uzma Muhammed Said el-Hekim'in dün Kerbela'daki cenaze töreninden bir kare (AFP)

85 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası Dün Necef'te hayatını kaybeden Şii dini merci Ayetullah el-Uzma Muhammed Said el-Hekim'in cenazesine din adamlarının önderliğinde binlerce Irak vatandaşı katıldı. Hekim’in Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, dini mercinin cenazesi defnedilmeden önce bugün (Pazar) Necef‘de benzer bir cenaze töreni yapılacak.
Bağdat'taki federal hükümet dün, bir günlük genel yas ilan ederken, Necef'teki yerel yönetim üç gün bölgesel yas kararı aldı.
Merhum Hekim, bir çok büyük dini referans ve düzinelerce dini ve siyasi şahsiyetin doğum yeri olan Necef'teki ünlü el-Hekim ailesinin reisiydi. Muhammed Said el-Hekim, Necef havzasının dört büyük dini mercisinden biri. Şu anki birinci merci olan Ayetullah el-Uzma Ali el-Sistani'nin ardından mezhebin lideri pozisyonuna gelmesi bekleniyordu. Sistani onun için yas tutarak şöyle dedi: “Necef ilim havzası, şerefli canını din ve mezhebine yardıma adayan, mübarek hayatını ilme ve ilim ehline hizmet etmeye feda eden, arkasında miras olarak büyük bir ilim bırakmış seçkin bir âlim ve fakihi kaybetmiştir.”
Muhammed Said el-Hekim 1936 yılında Necef şehrinde doğdu. Ayetullah Seyyid Muhammed Ali el-Hekim'in oğlu olan Muhammed Said, gençliğinde (1889 - 1970) Necef havzasındaki hocaların ve kıdemli din adamlarının geleneklerine uygun olarak Necef medreselerinde babasından ve Şii mezhebinin en büyük mercilerinden biri olan dedesi Ayetullah Seyyid Muhsin Tabatabai el-Hekim’den dersler aldı. Merhum mercii Muhammed Said el-Hekim, yarım yüzyılı aşan ilmi kariyeri boyunca binlerce İslami ilimler öğrencisine seminer ve ders verdi.
El-Hekim ailesi, Irak'taki Baas Partisi döneminde (1968 - 2003) birçok erkek mensubu siyaset ve kamu işlerinde çalışan ve çeşitli cinayet ve zulme maruz kalan en ünlü dini ailelerden biri. Merhum mercii de, Baas rejimi tarafından tacizlere maruz kaldı. 1983'ün başlarında tutuklandı ve Ebu Gureyb Hapishanesi’nde kaldı. 1991’de yetkililer tarafından serbest bırakıldı.
Irak kamuoyu dünden bu yana dini mercinin vefatı ve cenazesine odaklanmış durumda. Yas atmosferi Necef ve Kerbela şehirlerini sardı. Ülkede Cumhurbaşkanlığı tarafından ulusal yas ilan edildi. Irak'taki çoğu toplumsal oluşum, şahsiyet ve siyasi parti ile birçok bölge ülkesi ve yabancı ülke büyükelçilikleri merhumun ailesine taziye mesajları gönderdi.
Suudi Arabistan Bağdat Büyükelçiliği, "dini merci Ayetullah Uzma Seyyid Muhammed Said el-Hekim'in ölümü dolayısıyla kardeş Irak halkına içten taziyelerini ve üzüntülerini" iletti.
Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Muhammed Said el-Hekim'in ölümü üzerine merci Ali el-Sistani, Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Başbakan Mustafa el-Kazimi'ye taziye mesajı gönderdi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de mercinin ölümü nedeniyle başsağlığı diledi. İran'ın Bağdat büyükelçisi İrec Mescidi, ülkesinin “arkasında büyük bir fikri miras ve zengin bir ilim ve irfan bırakan sayın Muhammed Said el-Hekim’in kaybıyla ilgili haberi acı üzüntü ile karşıladığını” dile getirdi.
ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği de taziyelerini iletti ve yaptığı açıklamada, “Irak'ın böylesine alim ve saygın bir kişiliği kaybetmesinin üzücü olduğunu” söyledi.



Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
TT

Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)

Hamas, 1987'deki kuruluşundan bu yana belki de en karmaşık koşullarla karşı karşıya. Zira 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ndeki İsrail mevzilerine düzenlenen saldırının sonuçları, hareketin muhtemelen bu kadar şiddetli olacağını tahmin etmediği sonuçlar doğurdu.

7 Ekim saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'nde aralarında çok sayıda Hamas liderinin de bulunduğu 50 binden fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni büyük ölçüde tahrip ettikten sonra şu anda parçalamaya devam ediyor.

Hamas'ın yaşadığı kriz sadece Gazze Şeridi ile sınırlı değil; Batı Şeria ve Lübnan'a da yayılıyor. Hareket bu üç cephede, ekonomi ve güvenlik durumuyla ilgili olarak büyük krizlerle karşı karşıya. Özellikle Gazze Şeridi'nde idari krizler yaşanıyor ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş var.

Hamas'tan ve Hamas dışından kaynaklar Şarku’l Avsat'a, bu koşulların ne mevcut savaş sırasında ne de daha önceki dönemlerde hareket tarafından hiç yaşanmadığını doğruladı. İsrail ve Filistin Yönetimi 1990'larda Hamas'ın peşine düşüp aktivistlerini gözaltına aldığında bile bu tarz bir durum yaşanmamıştı.

Kaynaklar, ekonomik açıdan hareketin Gazze Şeridi'ndeki hükümet çalışanlarının yanı sıra, askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları mensuplarına ve hatta hareketin diğer organlarında çeşitli düzeylerde çalışan aktivistlerine maaş verme konusunda zor koşullar altında olduğunu söylüyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nde Hamas hükümetine bağlı kamu çalışanlarına son dört aydır sadece 900 şekel (yaklaşık 250 dolar) ödeme yapıldığını, bunun da çalışanlar arasında kızgınlığa yol açtığını ve geçimlerini sağlamalarına yardımcı olacak parayı bulamayan pek çok çalışan ve ailesinin yaşam zorluklarının arttığını belirtiyor.

Aynı kaynaklar, bazı bakanlıklara ve acil durum komiteleri gibi devlet kurumlarına sosyal ve hizmet çalışmaları için ayrılan bütçelerin dört aydan uzun bir süre önce neredeyse tamamen durduğunu, bunun da Hamas hükümetine bağlı hizmet kurumlarının hareketlerini büyük ölçüde engellediğini belirtiyor. Sağlık ve Sosyal Kalkınma bakanlıkları gibi vatandaşlara daha fazla hizmet veren bakanlıklar, vatandaşların yakıt ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için uluslararası kuruluşlara bağımlı hale geldi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın yaklaşık üç aydır mensuplarına maaş ödemediğini ve askeri faaliyetlerle ilgili bazı ihtiyaçları satın almak için fon sağlamakta da büyük zorluk çektiğini belirtti.

Kaynaklar, Hamas'ın hayatını kaybeden aktivistlerinin yanı sıra tutuklu ve yaralıların ailelerinin, hareketin diğer kademelerinde olduğu gibi savaş süresi boyunca yapılanın aksine maaşlarını düzenli olarak alamadıklarını ortaya koydu. Eskiden kendilerine ödenen maaşlara bağımlı olan aileler olduğunu ve bunun iki buçuk aydan fazla bir süre önce durmasıyla işlerin daha karmaşık hale geldiğini belirtti.

İdari düzeyde ise kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki birçok hükümet görevinde ve işinde açık bir idari boşluk olduğunu ve İsrail'in hükümet işlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya ya da durumu yeniden düzenlemeye çalışan herhangi bir figürü hedef alması nedeniyle hareketin bu boşluğu doldurmakta çok zorlandığını doğruladı.

Kaynaklar bu durumun Gazze Şeridi'ndeki tüm bölgelerde olmasa da bazı bölgelerde örgütsel düzeyde bile geçerli olduğunu, ancak askeri kanat düzeyinde idari yapının işlemeye devam ettiğini belirtiyor. Ancak İsrail'in devam eden askeri takibi ve önde gelen lider ve aktivistlere yönelik suikastlar, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzey ve güneyinde bazı işleri zorlaştırıyor.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)

Savaştan bir yıl sonra Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki popülaritesi önemli ölçüde azaldı. Halk, Hamas'ı açıkça suçluyor ve hatta açıkça Hamas'a saldırıyor. Hamas üyelerine saldırmaya cüret edenler bile var ki bu Hamas’ın 2006'dan bu yana Gazze Şeridi'nde iktidarda olduğu yıllarda hiç yaşanmamış bir durum.

Kaynaklar Batı Şeria'da da İsrail ve Filistin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen gözaltılar ışığında hareketin karmaşık bir kaderle karşı karşıya olduğunu ve birçok hücresini kaybettiğini söylüyor. Bu hücrelerin İsrail içinde ya da Batı Şeria'da yerleşimcilere ya da askeri güçlere karşı saldırılar düzenlemesi gerekiyordu. Ancak bu saldırılar, üyeleri daha sonra öldürülen veya tutuklanan birkaç hücreyle sınırlı kalırken, diğer hücreler de çeşitli güvenlik gerekçeleriyle veya Batı Şeria'daki zor durumdan dolayı gelebilecek tepkilerden korktukları için görevlerini yerine getirmediler.

Görünen o ki Gazze Şeridi'ndeki trajik durum, İsrail'in Batı Şeria'yı ikinci bir Gazze'ye dönüştürme tehditleri ışığında Hamas'ın Batı Şeria'daki popülaritesinin de azalmasına neden oldu.

Yurtdışında Hamas mali ya da idari açıdan sıkıntı çekmiyor. Ancak Lübnan'da, savaşın sona ermesinin ardından (geçtiğimiz Kasım ayında), özellikle de Lübnan'daki yeni siyasi hükümetin Filistinlilerin silahlarını toplama ve Filistinli gruplara Lübnan'ın ulusal güvenliğini etkileyecek hiçbir eyleme izin verilmeyeceği yönünde açık mesajlar gönderme konusundaki ısrarı ışığında, siyasi ve mali açıdan karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.

Hareketin önümüzdeki dönemde Lübnan'da siyasi ve mali konularda nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor. Zira ülkede ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalmaya başladı.

Kaynaklar, İsrail'in onlarca yıldır süren zulmü, Filistin Yönetimi ile yaşanan anlaşmazlıklar ve hatta hareketin bulunduğu ülkelerdeki bazı siyasi rejimlerle yaşanan anlaşmazlıklar boyunca Hamas'ın hiç bu kadar karmaşık bir manzarayla karşılaşmadığını vurguluyor.

Hareket geçmişte özellikle İsrail'in suikastlarıyla birçok darbe aldı ama yaklaşık 20 aydır devam eden savaşta hiç bu kadar zor bir gerçeklikle karşı karşıya kalmamıştı.

Hamas kaynakları bu durumun çok zor, hatta felaket olduğunu, ancak hareketin savaş bittikten sonra toparlanabileceğini ve bunun uzun zaman alacağını söylüyor. Aynı kaynaklar, hareketin halen bazı mali olanaklara sahip olduğunu, ancak güvenlik gerçeğinin başa çıkılması gereken başka bir gerçekliği dayattığını da ifade ediyorlar.