Etiyopya, Sudan’ı Tigray isyancılarını desteklemekle suçluyor

Tigray milislerinin Nahda Barajı’nı hedef alma girişimine Sudan’ın yardım ettiği iddia ediliyor

Tigray Kurtuluş Cephesi güçleri tarafından kontrol edilen kuzey Etiyopya’daki Tigray bölgesindeki Havazin kasabasında bir savaşçı (AP)
Tigray Kurtuluş Cephesi güçleri tarafından kontrol edilen kuzey Etiyopya’daki Tigray bölgesindeki Havazin kasabasında bir savaşçı (AP)
TT

Etiyopya, Sudan’ı Tigray isyancılarını desteklemekle suçluyor

Tigray Kurtuluş Cephesi güçleri tarafından kontrol edilen kuzey Etiyopya’daki Tigray bölgesindeki Havazin kasabasında bir savaşçı (AP)
Tigray Kurtuluş Cephesi güçleri tarafından kontrol edilen kuzey Etiyopya’daki Tigray bölgesindeki Havazin kasabasında bir savaşçı (AP)

Sudan’ın, Nahda Barajı'nı hedef almak için Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'ni desteklediği yönünde Etiyopyalı mevkidaşından gelen suçlamaları reddeden Sudan ordusu, bunları asılsız suçlamalar olarak değerlendirdi. Bunun Sudan’ı ve ordusunu Etiyopya'nın iç çatışmalarına dahil etme girişimi olduğunu ve Sudan'ın Etiyopya krizine karışması için daha önce de bu şekilde bir suçlama yapıldığını belirtti.
Sudan Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Tahir Ebu Hace yaptığı basın açıklamasında, “Etiyopya ordusu tarafından Sudan silahlı kuvvetlerinin silahlı gruplara destek vererek Nahda Barajı’nı sabote etmeye çalıştığına dair yapılan açıklamaları takip ettik. Bunlar asılsız suçlamalardır. Sudan ve ordusu, komşu Etiyopya'nın iç meselelerine müdahale etmemektedir” dedi.
Sudan ordusunun başkomutanı Abdülfettah el-Burhan'ın sözcüsü, "Etiyopya liderliğini, çatışmalarını Sudan'ı olaylara dahil etmeden çözmesi için çalışmaya çağırıyoruz" dedi. Dünden önceki gün, Etiyopya ordusu Sudan'ı iki ülke sınırındaki Mahalla bölgesinden sızmaya çalışan Tigray savaşçılarına destek sağlamakla suçladı. Etiyopya ordusu, Nahda Barajı'nı hedef alan "Tigray Cephesi"nden teröristlerin sızma girişimini engellediğini ve çıkan çatışmada 50 militanın öldürüldüğünü ve 70 militanın da yaralandığını açıkladı. Etiyopya hükümetinin sınıflandırmasına göre Tigray Halk Kurtuluş Cephesi terör grupları arasında yer alıyor.
Sudan daha önce kendilerinin Etiyopya'daki Tigray ihtilafında herhangi bir rolü olduğuna dair iddiaları reddetmiş ve bunların asılsız iddiaların dile getirilmesi olarak değerlendirmişti.
Geçen Ağustos ayında Etiyopya, Sudan'ın Tigray bölgesi krizinde arabuluculuk yapmasını reddetmiş, iddia ettiği gibi kendi egemenliği altında olan el-Faşka bölgesine Sudan’ın girmesi sebebiyle Sudan’ın bu krizde tarafsız olamayacağını öne sürmüştü.
Etiyopya Genelkurmay Başkanı Berhanu Golan, geçen Ocak ayında Sudan hükümeti içindeki küçük grupları üçüncü bir taraf için çalışmakla ve iki ülkeyi sınır anlaşmazlıkları nedeniyle savaşa sürüklemekle suçladı. Sudan hükümeti, komşu Etiyopya'nın birliği, güvenliği ve istikrarı konusundaki hassasiyetini ve mevcut krizin üstesinden gelmek için her türlü desteği ve yardımı sağladığını defalarca vurguladı. Kimseyi dışlamayan kapsamlı bir ulusal diyalog için müzakere sürecinde Etiyopya'daki çatışmanın taraflarını savaşı durdurmaya çağırdı. Diğer yandan, Etiyopya krizinin bölge ve komşu ülkelerdeki istikrar üzerindeki etkilerine ilişkin korkular da dile getiriliyor.
Etiyopya, daha önce Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk'un Tigray ihtilafına arabuluculuk yapma çabalarını reddetmiş ve Afrika Birliği ile Orta ve Doğu Afrika ülkelerinin "IGAD" örgütünün bu krizin çözümü için yapacağı her türlü müdahaleye kapıyı kapatmıştı.
Öte yandan Sudan, Etiyopya hükümeti içinde Sudan topraklarında emelleri olan ve bu hırslarını gerçekleştirmek için hiçbir zararlı eylemden çekinmeyen çevreler olduğu suçlamasında bulunuyor.
Etiyopya hükümeti ile Tigray bölgesi arasında Kasım 2020'de patlak veren savaşın ardından Sudan ordusu, topraklarını korumak, Etiyopya'daki çatışmanın taraflarının Sudan topraklarını sömürmelerini ve Sudan içinde askeri operasyonlar başlatmalarını engellemek için güçlerini doğudaki sınır bölgelerine konuşlandırdı.
Sudan ordusu, Etiyopya tarafından işgal edilen el-Faşka bölgesi de dahil olmak üzere topraklarının yüzde 90'ından fazlasının kontrolünü yeniden ele geçirdi. Sudan’ın el-Faşka bölgesini geri alması, Etiyopya'nın Sudan’ı, kendi topraklarına saldırmak için iç durumu kullanmakla suçlamasına yol açtı. Sınır krizi ve Nahda Barajı'nın inşası konusundaki anlaşmazlıklar, Hartum ve Addis Ababa arasındaki ilişkilere ağır bir gölge düşürdü.



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, uygun zaman geldiğinde Gazze’nin kuzeyinde yeni yerleşim odakları kurulacağını da belirtti.

İsrail medyasının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Protesto edenler olacaktır, ama biz bakanlarız” ifadelerini kullandı.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."