Birleşmiş Milletler, Irak’ta düzenlenecek seçimlere yönelik ek önlemler aldı

BM’nin Bağdat Temsilcisi Plasschaert seçimlerinin bu defa farklı olacağını vurguladı.

Musul’daki bir seçim afişi. (AFP)
Musul’daki bir seçim afişi. (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler, Irak’ta düzenlenecek seçimlere yönelik ek önlemler aldı

Musul’daki bir seçim afişi. (AFP)
Musul’daki bir seçim afişi. (AFP)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis-Plasschaert, Irak’ta 10 Ekim’de düzenlenecek seçimlerin bu defa farklı olacağını söyledi. Plasschaert açıklamasında, BM misyonunun 2018'deki son seçimlerde yaşananların tekrarlanmaması amacıyla almaya başladığı önlemlerin hedefinde, sürecin en az şaibe ile tamamlanması olduğunu kaydetti.
Adil Abdulmehdi hükümeti döneminde, 2018’de düzenlenen seçimler tartışmalara sahne olmuştu. Yeni hükümet, Ekim 2019'da patlak veren halk hareketine karşı koyamayan iki Şii blok (Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu ve Mukteda es-Sadr’un desteklediği Sairun) arasındaki kırılgan uzlaşıyla oluşturulmuştu.
Plasschaert, yaklaşan Irak seçimlerine ilişkin salı günü Bağdat'ta düzenlediği basın toplantısında Birleşmiş Milletler'in sürece ilişkin çabalarına dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) mayıs ayında, Irak'taki Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) çalışmalarının genişletilmesini, görev ve yetkisinin Irak seçimlerinin izlenmesini de kapsayacak şekilde uzatılmasına imkan sağlayan 2567 sayılı kararı yayınlamıştı.
Plasschaert konuya dair şu açıklamalarda bulundu:
“Irak’ta seçimlerin güvenilir bir biçimde düzenlenmesini destekliyoruz. Seçimlerin ve elektronik kartın tahrifatını engellemek için önlemler alındı. Ekim ayında düzenlenecek seçimler öncekilerden farklı olacak. Oy kullanma merkezlerine cep telefonlarıyla girilmesine izin verilmeyecek. Kadınların seçimlere katılımını desteklemeye devam edeceğiz. Engelli seçmenlere yardımcı olmaları için işaret dili bilen çalışanlar görevlendirildi. Irak'ın derin reformlara ihtiyacı var. Seçimleri boykot etmek doğru değil. Irak'ta, seçimleri izleme ve yardım etme ile görevli 130'dan fazla uzmanımız var.”
Plasschaert, hükümetin seçimleri zamanında yapılmasına oldukça ciddi bir biçimde yaklaştığını vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Seçimler, oylama gününe 5 hafta kala ertelenemez veya yeniden planlanamaz. 2019'da büyük çaplı protestolar gerçekleştirilmişti. Göstericilerin temel talepleri erken ve adil seçimler düzenlenmesiydi. Kimse bu olayların tekrarlansın istemiyor. Bu nedenle şimdiki seçimler farklı olacak.”
Sonuçlarla oynama yapılmasından endişelendiğini dile getiren Plasschaert, BM’nin yaklaşan seçimler için şu ana kadarki en büyük yardımı sağladığına dikkat çekti:
“Seçimlere hile karıştırılmaması için BM tarafından geniş çapta önlemler alınacak. BM, sandık günü görev yapacak personel sayısını geçmişteki seçimlere kıyasla beş katına çıkardı. Irak seçimleriyle ilgili olarak BMGK’ya tüm konularda bilgi verildi.”
Belirli bir adaya oy attıklarını gösteren fotoğraf karşılığında 200 dolar verenler olduğuna dikkat çeken Plasschaert, herhangi bir blok veya aday için oy kullanılması halinde maaşların kesileceği yönündeki tehditlerin ise kabul edilemez olduğunu vurguladı.
BM söz konusu seçimlerin daha az şaibe ile gerçekleşmesini umut ediyor. Seçime katılacak bloklar ve siyasi partiler üç başkanlık (cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, parlamento) ve bakanlık pozisyonları için gerçekleşecek yarışta en fazla sandalyeyi almak istiyor. En yüksek sayıda oyun kazanılmasına dayanan yeni yasa ile büyük blokların parlamentodaki sandalyelerin tamamını alması önleniyor. Söz konusu oluşumlardan çoğu ya bağımsız adayların kazanmalarının ardından bu bloklara geçtiğini açıkladı ya da hükümet kurmaya hak kazanan en büyük bloğu oluşturmak amacıyla temsilcilerin futbol kulüplerinde de yapıldığı gibi transferi için borsa açtı.
En kapsamlı tabana sahip oluşumun hangisi olduğuna dair tartışmalar hararetli bir şekilde sürerken hukukçu Tarık Harb duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“2020 tarihli Millet Meclisi Seçimleri Kanunu’nun 9’uncu kısmının mevcut seçimler için geçerli olan 45’inci maddesi, cumhurbaşkanının yeni hükümeti kurmakla görevlendirdiği, en fazla sayıda parlamentere sahip bloğun belirlenmesi konusundaki tartışmaya son verdi. Bu madde, transferi engelleyerek koalisyonu yetkilendirdi. Transfer, bir bloktaki üye sayısının seçim sonuçlarının onaylanması üzerine Yargıtay'dan gelen seçim listelerine göre en kalabalık bloğun üye sayısını geçecek şekilde artırılması anlamına geliyor. 2010 seçimlerinde de aynı durum yaşanmıştı.”



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.