Tunus: Nahda’da parti içi muhalefet Gannuşi’yi hedef aldı

Nahda yetkilisi Hammami: Gannuşi tam bir diktatöre dönüştü

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus: Nahda’da parti içi muhalefet Gannuşi’yi hedef aldı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus Nahda Hareketi’nin eski kadroları mevcut parti yönetimini eleştirmeye devam ediyor. Son on yılda ülkedeki siyaset sahnesine hakim olan partinin mevcut lider kadrosunu hedef alan parti içi muhalefet, parti politikasının gözden geçirilmesini talep ediyor. Gözlemcilere göre, Nahda Yürütme Ofisi’nin 12 üyesi istifalarını Gannuşi'ye sunduktan sonra, Gannuşi, kendisine karşı bir blok oluşması korkusuyla onları görevden almakta gecikmedi.
Nahda liderlerinden İmad El-Hamami'nin üyeliğinin dondurulması ve disiplin komitesine sevk edilmesinin de Nahda Partisi'nin iç dinamikleri üzerinde güçlü bir etkisi oldu.
Bu karar, partinin geçen 25 Temmuz'dan önceki siyasi durumu nasıl ele aldığını ve hareketin Tunus'un yaşadığı siyasi ve sosyal başarısızlıktan sorumlu tutulduktan sonra pozisyonunu savunmadaki başarısızlığını şiddetle eleştirdiği açıklamalarının ardından alındı.
Basına yansıyan en ilginç açıklamalardan biri, önceki yetkililerden hiçbirinin söylemeye cesaret edemediği, Hammami'nin dün yayınlanan bir röportajında ​​dile getirdiği “Gannuşi'nin tam bir diktatöre dönüştüğü” ifadesiydi. Hammami röportajda ayrıca Gannuşi'yi Nahda hareketi içindeki reform hareketlerini reddetmekle, kongreyi birkaç kez ertelemekle, ömür boyunca cumhurbaşkanlığında kalmayı istemekle ve iktidarı gelecek nesillere devretmeyi reddetmekle suçlayarak Gannuşi'nin siyasi hayatının artık olarak sona erdiğini söyledi. El Hamami ayrıca Nahda'nın siyasal İslam'dan uzaklaşması ve Tunuslulara hizmet eden bir sivil partiye dönüşmesi çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Kays Said'in Tunus Anayasası'nın 80. maddesine göre istisnai önlemleri hayata geçirmesinin ardından siyasi durumun bozulmasına öfkeli bir tepki olarak gelen ikinci seviye liderler içindeki bir dizi istifaya ek olarak, Nahda hareketi son zamanlarda Ziad Al-Adari ve Abdel Hamid Al-Jelassi gibi öne çıkan isimlerin istfalarıyla birlikte toplu bir istifa dalgası ile karşı karşıya.
Bazı liderler, Nahda hareketinin önde gelen bazı üyelerini eleştirmeye ve onları mevcut rejime yönelik darbeden sorumlu tutmaya çalıştı. Bunlar arasında, tazminat talep eden hareketin Şura Konseyi başkanı Abdel Karim Haruni de var. Muhalifler, onu tüm siyasi sınıfa kızgın olan Tunus sokaklarını alevlendirmekle suçladı.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Said'in geçtiğimiz hafta sonunda Tunus'u ziyaret eden ABD heyetiyle yaptığı görüşmede yaşananlara ilişkin Cumhurbaşkanlığı'na yakın çevrelerden daha net açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı'nın ziyaret heyetine Parlamentonun tüm yetkilerinin dondurulması ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kararının verildiğine dair güvence verdiğini söylendi. Açıklamada onlara oy verenlere hizmet etmek yerine kişisel amaçlara hizmet etmek ve milletvekili dokunulmazlığı elde etmek için seçim kanununun yolsuzluk lobileri tarafından istismar edildiği, dolayısıyla bu istisnai tedbirlerin yolsuzluk ağlarını sorumlu tutmak için önemli bir adım olduğu ifade edildi.
Aynı çevrelere göre Başkan Said ayrıca ABD heyetine, Parlamentonun yolsuzluğun aklanması ve meşrulaştırılması için bir köprü haline geldiği konusunda güvence verdi ve bu da onu Tunus Anayasası hükümlerine göre dondurma kararı almaya sevk etti.
Cumhurbaşkanı Said, kararlarının siyasi tasfiyeler çerçevesinde olduğu yönündeki açıklamaları yalanlayarak, parlamentonun faaliyetine devam etme veya parlamentoyu kalıcı olarak feshetme veya erken seçime gitme ihtimalleriyle bağlantılı olmadığını donma kararının sadece yolsuzlukların soruşturmasının tamamlanmasına kadar devam edeceğini açıkladı.
Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Tunuslular Bakanı Osman El-Garandi, Fransa'nın Tunus Büyükelçisi Andre Barant'ı kabulunün ardından, Tunus'ta siyasi gerilimlere son vermek ve ekonomik ve sosyal kalkınmanın seyrini ilerletmek amacıyla Cumhurbaşkanı Said'in çeşitli ulusal aktörlerle yürütmekte olduğu istişarelerin devamını arz etti.
Toplantının siyasi ortamı düzeltmek ile ilgili olduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı tarafından geniş halk desteğiyle alınan ve Anayasa'nın 80. maddesine dayanan ve ona göre Tunus'taki genel durumun gerektirdiği tedbirler olduğunu söyledi.
Fransa’nın Tunus Büyükelçisi ise ülkesinin Cumhurbaşkanı tarafından alınan kararları anladığını ve Fransa'nın Tunus'un demokratik deneyimini destekleyecek ve halkının isteklerine cevap verecek şekilde bu aşamanın tamamlanması arzusunu dile getirdi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.