Fas: Üç farklı seçim ilk defa aynı gün içerisinde düzenlendi

Milli Bağımsızlar Birliği (RNI) ile Özgünlük ve Modernlik (PAM) partilerinin birincilik için yarışması bekleniyor

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Sekreteri Sadeddin el-Osmani, oyunu Rabat'ta kullandı (Şarku’l Avsat)
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Sekreteri Sadeddin el-Osmani, oyunu Rabat'ta kullandı (Şarku’l Avsat)
TT

Fas: Üç farklı seçim ilk defa aynı gün içerisinde düzenlendi

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Sekreteri Sadeddin el-Osmani, oyunu Rabat'ta kullandı (Şarku’l Avsat)
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Sekreteri Sadeddin el-Osmani, oyunu Rabat'ta kullandı (Şarku’l Avsat)

Kovid-19 salgını tedbirleri uygulanırken Fas'taki seçmenler dün (Çarşamba) sabahın erken saatlerinde Temsilciler Meclisi (parlamentodaki ilk oda) üyelerini, yerel ve bölgesel (belediye) üyeleri seçmek için sandık başına gitti. Bu seçimler 2011 anayasasından bu yana yapılan üçüncü, Fas Kralı 6. Muhammed yönetimi altındaki beşincisi sayılıyor. Üç farklı seçim ilk defa aynı gün içerisinde düzenleniyor.
İş insanı ve Tarım ve Balıkçılık Bakanı Aziz Akhannouch liderliğindeki Ulusal Bağımsızlar Topluluğu (RNI) ile Özgünlük ve Modernlik (PAM) partilerinin birincilik için yarışacağı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (PJD) üçüncü, İstiklal Partisi’nin ise dördüncü sırada kalacağı bekleniyor. Her şeyin değişebileceği ihtimali de bir köşede duruyor.
Dün yaptığı açıklamada sandıkların açılımı sürecinin ‘normal’ bir atmosferde gerçekleştiğini belirten İçişleri Bakanlığı, akşam saat 17.00’a dek katılım oranının yüzde 36 olduğunu açıkladı. Birkaç gün önce Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, katılım oranının yüzde 40'ı geçeceği tahmininde bulunmuştu. Bu katılım oranı, 2016'da yapılan ve öğlen saat 12.00’e dek yüzde 12 olduğu kaydedilen (öğlen ise yüzde 10) katılım oranına kıyasla yüksek kalıyor.
Gözlemciler, bu yılki seçimlerin ilk defa bir gün içerisinde yapılacak olması dolayısıyla yüksek katılımın kaydedildiğine değiniyor. Nitekim yerel seçimlerde, milletvekili seçimlerine kıyasla yüksek bir katılım kaydediliyor. Cuma günü yerine Çarşamba günü düzenlenmesinin de bu yöndeki sebeplerden olduğu, zirâ cuma namazı dolayısıyla seçimlere katılımın azaldığı da söyleniyor.
PJD Genel Sekreteri Sadeddin el-Osmani ve eşi, oylarını Rabat yakınlarındaki Sale şehrinin Selam mahallesindeki Lfqih Lamrini Lisesi’nde kullandı. Çeşitli bölgelerdeki sandık merkezlerinde dikkate değer bir katılım olduğuna işaret eden Osmani, bunu katılımın yüksek olacağına dair bir gösterge olarak değerlendirdi. Osmani, Rabat'ın çevreleyen bölgede Temsilciler Meclisi'nde yer almak için yarışıyor.
Eşi ve çocukları ile birlikte oylarını Agadir'in Ben Sergao ilçesindeki oy verme merkezinde kullanan Ulusal Bağımsızlar Topluluğu Partisi Başkanı Akhannouch ise Agadir’deki yerel seçimlerde şehrin belediye başkanlığı için yarışıyor.
Oyunu Rabat’taki Riyad mahallesinde İbn Tufeyl Ortaokulu'nda kullanan İstiklal Partisi Genel Sekreteri Nizar Bereke ise Larache şehrinde yasama bölgesi için yarışıyor. Basın açıklamasında bulunan Bereke, “Seçim tarihi, Fas'ın Sahra sorunu, ardından ekonomik durum ve koronavirüs salgını krizinin getirdiği zorluklar ve ayrıca yeni kalkınma modelinin getirilmesi ışığında geliyor” ifadelerine başvurdu.
Riyad mahallesindeki Charif Idrissi Lisesi’nde oy kullanan PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi, sandıktan ayrılırken ‘demokrasi için oy verdiğini’ vurguladı. Demokratik süreçte başarıya varışın PAM’ın en büyük hedefi olduğunu göz önünde bulundurarak Faslıları seçimlere katılımlarını artırmaya çağırdı.
Eşiyle birlikte Rabat’ın Mabella mahallesindeki Ümmü’l Benin Ortaokulu'nda oy kullanan İlerleme ve Sosyalizm Partisi'nin Genel Sekreteri Nebil Ben Abdullah ise Rabat'ı çevreleyen bölgenin Temsilciler Meclisi’ndeki koltukları için yarışıyor. Abdullah, oy verdikten sonra yaptığı açıklamada “Krallık genelinde geniş çaplı bir kampanya yürüttük” vurgusunda bulundu. Tüm aktörlerin çalışmalarına övgüde bulunan Abdullah, ‘bu demokratik süreci başarılı kılmak için’ çok sayıda seçmenin sandık başına gitmesi umudunu dile getirdi.
Halk Hareketi Partisi Genel Sekreteri Muhanned el-Ansar, Boulemane bölgesindeki Imouzzer Marmoucha kasabasında oy kullandıktan sonra yaptığı açıklamada bu seçimlerin Fas demokrasisinin pekiştirileceği bir istasyon sayıldığını söyledi. Aynı zamanda “Yasama, bölgesel ve toplu seçimler için oy vermenin önemi göz önüne alındığında bugün Fas ve demokrasimiz için ayrıcalıklı bir gün” ifadelerine başvurdu.
Halk Gücü Sosyalist Birliği Partisi (UNFP) Genel Sekreteri İdris Laşkar ise Rabat’ta oy kullanması ardından yaptığı açıklamada Kovid-19 salgını dolayısıyla istisnai durum ışığında ‘mevcut ve gelecekteki durumlara cevap verme yönünde seçimlerin birincil rolünün öneminden bahsetti.
Anayasal Birlik Partisi (UC) Genek Sekreteri Muhammed Sacid, Kazablanka şehrinde yaptığı oylamanın ardından bulunduğu açıklamada, Fas'ın salgın kısıtlamalarına rağmen üç farklı seçim düzenleme yönünde her düzeyde muazzam çaba sarf ettiğini vurguladı.
Anayasadaki 47. madde Kral’ın Temsilciler Meclisi'nde en fazla sandalyeye sahip partiden başbakanı atayacağını şart koştuğu için dikkatler milletvekili seçimlerini yönetecek partiye çevriliyor. Ancak Fas seçim sistemine göre hiçbir partinin tek başına salt çoğunluğu elde edemeyecek (parlamentoda 395 sandalye mevcut) oluşu, birinci seçilecek partinin bir hükümet koalisyonu oluşturması gerektiği anlamına geliyor.
PJD 2016 yılındaki seçimlerde 125 sandalye kazanmıştı. Ancak seçim sürecinin seçmen bazında değil de seçim listelerinde kayıtlı olanlar bazında yürütülmesi dolayısıyla partinin bu seçimlerde böyle bir sonuç elde etme ihtimali oldukça düşük.
İki dönem üst üste hükümeti yöneten PJD’nin parti dahilindeki sorunlar, İsrail ile normalleşmeye gidilmesinden muhafazakar seçmen tabanının etkilenmesi, Hint keneviri yasa tasarısının onaylanması, özellikle istihdam alanında seçim vaatlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle birinci sırayı almakta zorlanacağı düşünülüyor.
Oy sayımına başlanması ve oylamanın sona ermesinin birkaç saat ardından sonuçların açıklanacağı, Temsilciler Meclisi seçimlerindeki kesin sonuçların açıklanması sonrasında ise Muhammed'in başbakan atayacağı bekleniyor. Atanan başbakan, yeni bir hükümet çoğunluğu oluşturmak için parlamentodaki partilerin liderleriyle istişare etmek zorunda kalacak.

 


Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
TT

Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Mısır, Sudan ve Libya arasındaki ‘sınır üçgeni’ bölgesinin kontrolünü ele geçirdiğini açıklaması, Kahire'nin Sudan savaşında sahadaki gelişmelere ilişkin tutumu konusunda soru işaretleri yarattı.

Mısırlı uzmanlar, ‘Mısır'ın Sudan'daki askeri gelişmeleri yakından takip ettiğini ve ulusal güvenliğinin doğrudan etkilenmesi halinde karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu’ belirterek, HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin ‘başkent Hartum'daki son kayıplarını telafi etmek için manevi bir kazanç’ olduğunu kaydetti.

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir kenti yakınlarında bulunan sınır üçgeni bölgesi, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşın ana cephelerinden birini oluşturuyor.

Nisan 2023 ortalarında başlayan Sudan savaşı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında devam eden çatışmalarla üçüncü yılının ikinci ayına girdi. Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre savaş, ülke içinde ve dışında yaklaşık 14 milyon insanın yerinden edilmesine neden oldu.

HDK dün yaptığı açıklamada, Sudan, Libya ve Mısır arasındaki sınır üçgeni bölgesini kontrol altına aldığını duyurdu. ‘Sudan, Libya ve Mısır arasında önemli bir buluşma noktası olan stratejik bölgeyi niteliksel bir adımla özgürleştirmeyi başardığını’ belirten HDK tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sudan ordusuna asker ve teçhizat açısından ağır kayıplar verdirdik… Onlarca savaş aracını ele geçirdik.”

Bunun öncesinde Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı, ‘saldırganlığı püskürtmek için savunma düzenlemeleri olarak tanımladığı adımın bir parçası olarak sınır üçgeni bölgesini boşalttığını’ duyurdu. Sudan ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “Bu hareket, sınır bölgesindeki saha gelişmeleri ışığında ulusal egemenliği korumak ve stratejik konumları güvence altına almak için operasyonel planların bir parçası olarak yapıldı” ifadesi yer aldı.

Gelişmeler, Sudan ordusunun salı günü yaptığı açıklamada, HDK ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e bağlı Libya güçlerini ‘bölgeyi ele geçirmek amacıyla Mısır, Sudan ve Libya arasında bulunan sınır üçgenindeki sınır noktalarına saldırmakla’ suçlayarak, bunu ‘Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı bariz bir saldırganlık’ olarak nitelendirmesinin ardından geldi.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Tümgeneral Muhammed Salah Ebu Hemile, “Kahire, Mısır'ın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğu için Sudan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor” dedi. Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin güvenlik üzerindeki etkisini küçümseyen Ebu Hemile, bunun ‘özellikle başkent Hartum'daki son saha kayıplarını örtbas etme girişimi’ olduğunu söyledi ve Kahire'nin ‘Sudan'daki ulusal kurumları desteklemeye istekli olduğunu, ancak bir tarafı diğerinin aleyhine desteklemekle meşgul olmadığını’ belirtti.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, HDK'nin sınır üçgeninde kontrolü sağladığını duyurmasının ‘savaşın saha gerçekliği üzerinde hiçbir ağırlığı olmayan manevi bir kazanım’ olduğunu ifade etti. Ferec, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “HDK, başkent Hartum'u kaybettikten sonra herhangi bir saha başarısını duyurmaya çalışıyor… Mısır, güney sınırlarındaki güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğu için Sudan savaşındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyor. Mısır'ın Sudan'daki savaşa müdahale etmeme konusunda bir isteği var” ifadelerini kullandı.

Hamideti defalarca, ‘Mısır'ın Sudan ordusuna savaş uçakları da dahil olmak üzere askeri destek sağladığını’ iddia etti. Ancak geçen yıl Mısır Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanlamış ve o dönemde yaptığı bir açıklamada ‘uluslararası toplumu HDK Komutanı’nın söylediklerinin doğruluğunu kanıtlayan delilleri bulmaya’ çağırmıştı. Söz konusu suçlamalar, Kahire'nin savaşı durdurmak ve sivilleri korumak için yoğun çaba sarf ettiği bir dönemde geldi.

Mısır'ın Sudan'daki meşruiyeti ‘askeri değil siyasi olarak’ desteklediğini belirten Ebu Hemile, “Kahire, Sudan'ın devam eden iç savaş ışığında kurumlarını restore etmesini istiyor ve kısa süre önce sivil bir başbakanın atanmasını memnuniyetle karşıladı” dedi.

Diğer yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli salı günü Sudanlı mevkidaşı Kâmil et-Tayyib İdris'i arayarak, ‘Kahire ile Hartum arasındaki ikili ilişkilerin iki ülke arasında daha fazla koordinasyona katkıda bulunacak şekilde çeşitli düzeylerde güçlendirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini’ bildirdi.

Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Salah Halime, HDK'nin sınır üçgenini kontrol etmesini Sudan ordusunun LUO’nun bu güçlere askeri destek verdiği yönündeki suçlamalarıyla ilişkilendirerek, “Sınırdaki gelişmeler Sudan'daki savaşın henüz bitmediğini ve sahada niteliksel bir gelişme olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Halime, ‘Mısır'ın güney sınırlarında herhangi bir doğrudan ihlal olması halinde harekete geçeceğini’ belirterek, “Mısır'ın olup bitenleri yakından takip etmesinin temelinde toprakları üzerindeki tam egemenliğini korumak yatıyor” dedi. Halime ayrıca, askeri gelişmeleri Sudan'daki iç siyasi durumla ilişkilendirerek, “HDK'nin hamleleri, önümüzdeki dönemde kontrolü altındaki bölgelerde paralel bir hükümet kurulacağını duyurma hazırlığından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

Hamideti, merkezi Port Sudan'da bulunan Sudan hükümetine paralel bir hükümet olarak Barış ve Birlik Hükümeti’nin kurulduğunu duyurmuştu.