BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg: Yemenli taraflar "ön koşulsuz" diyaloğa dönmeli

BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg (Twitter)
BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg (Twitter)
TT

BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg: Yemenli taraflar "ön koşulsuz" diyaloğa dönmeli

BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg (Twitter)
BM Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg (Twitter)

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg, çatışmanın taraflarını “iyi niyetle ve ön koşulsuz kapsamlı bir çözüm” temelinde barışçıl bir diyaloğa yeniden katılmaya çağırdı.
Grundberg ayrıca Husi milislerine Ma'rib Valiliği'ndeki saldırılarını durdurma çağrısı yaptı. Washington, İran destekli grubu uluslararası örgütün "barış çabalarını baltalamaktan" sorumlu tutarken ayrıca Suudi Arabistan’a yönelik 240'tan fazla Husi saldırısını şiddetle kınadı. Söz konusu saldırılar Suudi Arabistan’da yaşayan 70 bin ABD vatandaşı da dahil olmak üzere ülke genelinde sivilleri riske attı.
BM Yemen Özel Elçisi sıfatıyla Güvenlik Konseyi üyelerine verdiği ilk brifingde Grundberg, bu dosya üzerinde on yıldan fazla bir süre önce çalışmaya başladığını belirterek şunları söyledi: “Yemen, Asya ile Avrupa ve Körfez bölgesi ile Afrika arasındaki limanlardaki konumuyla muazzam bir potansiyele sahip. Ancak çatışmanın karmaşıklığının farkındayım. Güvenlik Konseyi'nin uluslararası kararlara atıfta bulunarak verdiği yetkiye göre, barışçıl, düzenli ve kapsayıcı bir siyasi geçiş sürecinin yeniden başlamasını kolaylaştırmak da dahil olmak üzere yaptığım görevin zorluğu hakkında hiçbir yanılgım yok. Askeri çatışmanın yatakları zaman içinde değişti. 2020'nin başlarından bu yana, Husiler tarafından Marib Valiliği'ne başlatılan sürekli saldırılara odaklanıldı. Bu saldırılar muhakkak son bulmalı.”
BM Hudeyde Anlaşmasını Destekleme Misyonu'nun (UNMHA) kentte "ateşkes ihlallerini azaltma" çabalarına atıfta bulunan Grundberg, “Valiliğin güney bölgelerindeki düşmanlıklar özellikle endişe verici. Taraflar ileriye dönük sürdürülebilir bir yol belirlemek için ortak bir diyalog kurularak bir araya gelmeli. Ayrıca, "düzenli şiddet olayları", temel hizmetlerin bozulması ve ekonominin "sefil bir duruma" gelmesi nedeniyle güney illerindeki tablo ciddi anlamda endişe verici. Riyad Anlaşması uygulanmalı. Güneyli sesler sorumlu bir şekilde barışın şekillenmesinde rol oynamazsa, Yemen'de barış uzun vadede sürmez. Yemen'deki çatışma sınırları aştı, bölgesel güvenliği ve uluslararası su yollarını tehdit ediyor” şeklinde konuştu.
Suudi Arabistan’da sivillerin ve sivil altyapının hedef alınması konusunda özel endişeye sahip olduğunu belirten BM Yemen Özel Elçisi, “Dış aktörler gerginliği azaltmayı teşvik etmeli. Çünkü Yemen'in istikrarı ve Yemen’de barışın sağlanması, tüm bölgenin istikrarı için temel bir gerekliliktir. Devam eden şiddet yakıt ve elektrik kıtlığına ve gıda fiyatlarında artışa yol açtı. Devlet kurumlarının bölünmesi ekonomiyi sekteye uğrattı, vatandaşları ve şirketleri muazzam ve çoğu zaman çelişkili idari gerekliliklerle uğraşmaya zorladı. Sana Havaalanı’nın ticari uçuşlara açılmasıyla birlikte insanların ve ticari malların Taiz'e ve Taiz'den hareketine izin verecek yollar açılmalı. Hudeyde limanı üzerinden yakıt ve mal ithalatına getirilen kısıtlamaların da hafifletilmesi gerekiyor” açıklamalarında bulundu.
Çatışmanın taraflarının, iyi niyetle ve ön koşulsuz olarak, kapsamlı bir çözüm temelinde barışçıl bir diyaloğa girmelerinin zorunlu olduğunu söyleyen Grundberg, “Çatışma hatları boyunca aktörleri bir araya getirmek ve Yemenlileri tüm siyasi bakış açılarından, toplumsal bileşenlerden ve ülkenin her yerinden barışçıl diyaloğa dahil etmek için hiçbir çabadan kaçınmayacağım” dedi.
Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ve Yemen hükümetinin diğer üyeleriyle görüşmek üzere yakında Riyad'a gideceğini ve Husi liderleri ve Sana'daki diğer aktörler ve Yemen'deki siyasi aktörlerle görüşmeyi dört gözle beklediğini açıklayan BM yetkilisi, “Riyad, Maskat, Abu Dabi, Kuveyt, Tahran, Kahire ve diğer bölgelerdeki bölgesel liderlerle görüşmeyi planlıyorum” dedi.
ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Büyükelçi Yardımcısı Richard Mills, Husilerin Yemen'e istikrar getirmek için yıllardır sürdürülen "çabaları baltalamaya devam etmesinden" üzüntü duyduğunu dile getirdi. Mills, “Husiler, 29 Ağustos'ta Anad Hava Üssü'ne insansız hava aracı ve füzelerle saldırdılar. Bu saldırı sonucunda en az 30 kişi öldü. İki gün sonra, Suudi Arabistan'ın Abha kentindeki ticari havaalanına bir drone saldırısı daha gerçekleştirdiler ve sekiz sivilin yaralanmasına neden oldular. ABD bu saldırıları şiddetle kınıyor. Husiler, Suudi Arabistan’a yönelik 240'tan fazla saldırı düzenlediler. Bu saldırılar orada yaşayan 70 bin Amerikan vatandaşı da dahil olmak üzere ülke genelinde sivilleri riske attı. İran destekli grup, Safer petrol tankerinin değerlendirilmesi ve onarımı konusunda Birleşmiş Milletler ile müzakerelerde uzun, gereksiz ve tehlikeli gecikmeyi sürdürüyor. Safer ile ilişkili çevre, halk sağlığı ve ekonomi çerçevesinde meydana gelen riskler çok ciddi ve siyasi bir pazarlık kozu olarak kullanılamayacak kadar geniştir” dedi.



İran'la ateşkesin ardından Netanyahu'nun Gazze hamlesi ne olacak?

Netanyahu'nun bir sonraki adımı Gazze savaşının akıbetini belirleyecek (Reuters)
Netanyahu'nun bir sonraki adımı Gazze savaşının akıbetini belirleyecek (Reuters)
TT

İran'la ateşkesin ardından Netanyahu'nun Gazze hamlesi ne olacak?

Netanyahu'nun bir sonraki adımı Gazze savaşının akıbetini belirleyecek (Reuters)
Netanyahu'nun bir sonraki adımı Gazze savaşının akıbetini belirleyecek (Reuters)

İran’la ateşkesin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bir sonraki adımı merak ediliyor.

CNN’in analizinde, İran’la 12 gün süren çatışmaların ardından gözlerin yeniden Gazze savaşına çevrildiği belirtiliyor.

Tel Aviv yönetimi, Gazze’de 20’si hayatta 50 rehinenin olduğunu belirtiyor. Rehine krizi ve uluslararası tepkilerin Netanyahu hükümetini zorlamaya başladığı ifade ediliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, 24 Nisan’da İsrail ve İran arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurmuştu. Aynı gün Han Yunus’ta 7 İsrail askeri patlayıcıyla öldürülmüştü.

Netanyahu’nun kabinesindeki radikal sağcılar savaşın sürdürülmesini isterken, bazı yetkililer İran’a düzenlenen “başarılı saldırıların” diplomatik fırsat yarattığını ve Gazze’de kapsamlı bir çözüm için zemin oluşturduğunu savunuyor.

Haberde, 12 günlük savaşta İsrail'de oluşan maddi hasarın 1,3 milyar doları aştığına işaret ediliyor. Buna karşılık 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze savaşı İsrail’de yaklaşık 730 milyon dolar zarar yarattı.

İsrailli medya kuruluşu Kanal 12’nin mayıs sonunda yayımladığı ankette, katılımcıların yüzde 55’i Netanyahu’nun Gazze savaşını iktidarını korumak için sürdürdüğünü söylemişti. Katılımcıların yüzde 60’tan fazlası da rehinelerin iadesi karşılığında ateşkesi desteklediğini belirtmişti.  

Analizde, Netanyahu’nun önünde iki seçenek olduğuna dikkat çekiliyor. İsrail lideri ya İran çatışmalarının yarattığı diplomatik ivmeyle Gazze savaşını bitirecek ya da iç politik dengeler uğruna çatışmaları sürdürecek.

Washington Post’un (WP) analizinde de Netanyahu’nun kendi kabinesinden baskı gördüğüne dikkat çekiliyor.  

Koalisyon ortağı Ultra Ortodoks Yahudi Şas Partisi’nin lideri Aryeh Deri, bu hafta İsrail medyasına yaptığı açıklamada, “Gazze’deki savaşı bitirmek için daha önce hiç olmadığı kadar uygun koşullar oluştu” dedi.

Radikal sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise çarşamba günkü açıklamasında “Şimdi geçici bir anlaşmaya gitmek büyük bir hata olur. Savaş devam etmeli ve Gazze toprakları alınmalı” ifadelerini kullandı.

WP’nin haberinde, ABD ve Katar arabuluculuğunda Kahire’de ateşkes müzakerelerinin yeniden başlatıldığı, Mısır’ın İsrail heyetini Kahire’ye davet ettiği fakat Tel Aviv yönetiminin buna resmi yanıt vermediği aktarılıyor.

Hamas yetkilisi Tahir Nunu, Netanyahu’nun tavrının süreci belirleyeceğini söylüyor:

Gazze’deki savaşı sonlandırmak mümkün. Bu Netanyahu’nun siyasi iradesine bağlı. Biz savaşın sonlanması, İsrail’in Gazze’den çekilmesi, kuşatmanın kaldırılması ve ciddi bir esir takası anlaşması için hazırız.

Hamas’a yakın Filistinli analist İbrahim Medhun, Hamas’ın Tahran’a bağlı diğer gruplara kıyasla daha bağımsız hareket ettiğini belirterek, İran’la çatışmaların örgütün tavrında ciddi bir değişikliğe yol açmadığını savunuyor:

Hamas’ın Gazze’deki ateşkes müzakerelerine ilişkin tutumu geçici bölgesel gelişmelere bağlı değil.

Independent Türkçe, Washington Post, CNN