ABD’nin teröre karşı yürüttüğü savaşın bedeli

ABD'nin terörle mücadelesinin maliyetinin 2 ila 6 trilyon dolar arasında olduğu belirtiliyor. (AFP)
ABD'nin terörle mücadelesinin maliyetinin 2 ila 6 trilyon dolar arasında olduğu belirtiliyor. (AFP)
TT

ABD’nin teröre karşı yürüttüğü savaşın bedeli

ABD'nin terörle mücadelesinin maliyetinin 2 ila 6 trilyon dolar arasında olduğu belirtiliyor. (AFP)
ABD'nin terörle mücadelesinin maliyetinin 2 ila 6 trilyon dolar arasında olduğu belirtiliyor. (AFP)

Washington'un çehresi, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından tamamen değişti. O gün şehrin Beyaz Saray, Kongre ve benzeri devlet kurumları ile federal binalarının bulunduğu caddeler, kaçırılan uçakların bir sonraki hedefi olma korkusuyla zor saatler geçirdi.
Saldırı gününden sonra ABD’li turistlere açık olan Beyaz Saray’ın, etrafına geniş bir çember çekildi ve Kongre binasına çıkan yollar da kapatıldı.
Ancak değişim bu kadarla sınırlı kalmadı. Saldırılar yönetimin temel politikalarına da etki etti ve Beyaz Saray ile Kongre arasındaki ilişkiye de yansıdı.
Yönetim ve Kongre üyeleri, 11 Eylül Saldırıları’nın ardından benzer bir olayın gerçekleşmesine yol açabilecek boşlukları araştırmaya başladı ve büyük reformlar uygulandı. Kongre Bütçe Ofisi ve Brookings Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre terörle mücadeleye 2 ila 6 trilyon dolar arasında değişen, büyük miktarda bütçe ayrıldı.
Söz konusu miktarın net olmamasının ve değişiklik göstermesinin nedeni ise Kongre’nin terörle mücadele fonlarını ‘acil durum bütçesi’ olarak bilinen özel bütçelere tahsis etmesinden kaynaklanıyor. Bunun nedeni ise ‘acil durum bütçelerinin’, geleneksel bütçeler için gerekli olan prosedürlere ihtiyaç duymaması, dolayısıyla onay sürecinin hızlı ve kolay olmasından kaynaklanıyor.
Yapılan bu değişiklik ile yetkili mercilerin bu kapsamda yapılan harcamaların miktarını incelemesi de zorlaştı. Kongre, saldırıların üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen bugün bile terörle mücadeleye yönelik acil durum bütçeleri onaylamaya devam ediyor.
11 Eylül Saldırıları’na yol açan en temel sorun ise istihbarat teşkilatları arasındaki koordinasyon eksikliğiydi. Bu da saldırganların işini kolaylaştırdı. Kongre de devlet kurumlarını yeniden yapılandırma yoluna gitti. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hayata geçirilen en büyük yapılanma hamlesiydi. 22 federal kurum 2002 yılında kurulan İç Güvenlik Bakanlığı çatısı altında toplandı. Yasa metninde bakanlığın misyonu ‘ABD'deki terör saldırılarını önlemek ve terör faaliyetlerinin gerçekleşmesine yol açabilecek boşlukları azaltmak’ olarak nitelendi. Bakanlığın kurulmasından yaklaşık 3 yıl sonra, dönemin ABD Başkanı George W. Bush kurumların arasındaki koordinasyonu geliştirmek amacıyla ülkenin tüm istihbarat teşkilatlarını denetleyecek Ulusal İstihbarat Başkanlığı’nı kurdu.
Açık çek
Söz konusu bakanlık ve kurumların oluşturulmasının yanı sıra yapılan en büyük değişiklik, ABD Başkanı’na terörle mücadelede daha fazla yetki verilmesiydi. 2001 ve 2002 Askeri Güç Kullanma Yetkisi yasaları ile verilen yetkiler bazı kesimler tarafından ‘açık çek’ olarak nitelendirildi.
ABD Başkanı’na terör saldırılarının faillerine ve onlara koruma sağlayan ülke ve kuruluşlara karşı askeri güç kullanma yetkisi veren ilk yasa Senato’da, 11 Eylül Saldırıları’ndan sadece birkaç hafta sonra çoğunluğun oyuyla kabul edilmişti. İkinci yasa da Irak'a yönelik askeri operasyonlara için Ekim 2002'de onaylanmıştı. Ancak 2001 yasasını koruyan Kongre 2002 yasasını bu yıl yürürlükten kaldırmak için harekete geçti.
ABD başkanları geçtiğimiz yıllar içinde söz konusu iki yetkiyi ‘ABD'nin ulusal güvenliğini tehdit eden herkese’ karşı askeri saldırılar başlatmak amacıyla kullandılar.



Hindistan ve Pakistan birbirilerini ateşkesi ihlal etmekle suçluyor

Hindistan ve Pakistan arasındaki karşılıklı bombardımanlar sırasında Cammu Keşmir’in Hindistan idaresindeki kesiminde bir evin kırılan penceresi (AFP)
Hindistan ve Pakistan arasındaki karşılıklı bombardımanlar sırasında Cammu Keşmir’in Hindistan idaresindeki kesiminde bir evin kırılan penceresi (AFP)
TT

Hindistan ve Pakistan birbirilerini ateşkesi ihlal etmekle suçluyor

Hindistan ve Pakistan arasındaki karşılıklı bombardımanlar sırasında Cammu Keşmir’in Hindistan idaresindeki kesiminde bir evin kırılan penceresi (AFP)
Hindistan ve Pakistan arasındaki karşılıklı bombardımanlar sırasında Cammu Keşmir’in Hindistan idaresindeki kesiminde bir evin kırılan penceresi (AFP)

Hindistan ve Pakistan, dün ateşkesin ilan edilmesinden sadece birkaç saat sonra bir birbirlerini ateşkesi ihlal etmekle suçlandılar.

Hindistan Dışişleri Bakanı Vikram Misri gazetecilere yaptığı açıklamada, ateşkesin son birkaç saat içinde defalarca kez ihlal edildiğini söyledi. Misri, Hindistan ordusunun bu ihlallere uygun şekilde karşılık verdiğini de sözlerine ekledi.

Açıklamalarını sürdüren Hint Bakan, şunları söyledi:

 “Pakistan'dan bu ihlallere karşılık vermek üzere uygun tedbirleri almasını ve durumu ciddi ve sorumlu bir şekilde ele almasını talep ediyoruz.”

Öte yandan Pakistan, bu suçlamalara ‘ateşkesin uygulanmasına olan bağlılığını vurgulayarak’ karşılık verdi.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı, Pakistan ordusunun ‘durumu sorumluluk ve itidal içinde ele aldığını’ açıklarken Hindistan'ı ateşkese yönelik ihlallerde bulunmakla suçladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ateşkesin sıkı bir şekilde uygulanmasıyla ilgili her türlü sorunun uygun kanallar aracılığıyla iletişim yoluyla ele alınması gerektiğine inanıyoruz. Sahadaki güçlerin de itidal göstermesi gerekiyor.”

Fransız Haber Ajansı AFP, Keşmir'in Hindistan idaresindeki kesiminin en büyük şehri olan Srinagar'da güçlü patlamalar duyulduğunu aktarırken hava savunma sistemlerinin müdahale ettiğine dikkati çekti.

Keşmir'in Pakistan idaresindeki kesiminden iki yetkili, Kontrol Hattı (Line of Control/LoC) boyunca üç yerde Pakistan ve Hindistan güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşandığını söyledi.

Çarşamba gününden bu yana iki komşu ülkenin karşılıklı topçu atışları, füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları, iki nükleer güç arasında topyekûn bir savaş korkusunu arttırdı ve birçok yabancı başkentin itidal çağrısında bulunmasına neden oldu.

ABD Başkanı Donald Trump dün Truth Social'da yaptığı bir paylaşımda sürpriz bir şekilde ABD'nin arabuluculuk yaptığı uzun bir görüşme gecesinin ardından, Hindistan ve Pakistan'ın kapsamlı ve acil bir ateşkes üzerinde anlaştıklarını duyurmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Trump, iki ülkeyi ‘sağduyulu oldukları ve akıllarını kullandıkları’ için övdü.

Pakistan Dışişleri Bakanı İshak Dar, X platformundan yaptığı açıklamada, İslamabad ve Yeni Delhi'nin ‘acilen yürürlüğe girecek bir ateşkes’ konusunda anlaştıklarını doğruladı.

Hindistan'dan da bir doğrulama geldi. Yeni Delhi'deki bir hükümet kaynağı, Hindistan ve Pakistan arasında yapılan doğrudan müzakereler sonucunda anlaşmaya varıldığını açıklarken, iki komşunun ateşkes dışında herhangi bir konuyu görüşmeyi planlamadığını belirtti.

Her iki tarafın resmi rakamlarına göre çarşamba gününden bu yana yaşanan çatışmalarda yaklaşık 60 sivil hayatını kaybetti.

Bu savaş hali, iki ülke arasındaki tartışmalı Keşmir bölgesini ayıran LoC’un her iki tarafında da toplu yerinden edilmelere neden oldu.