İran'ın Afganistan ve Taliban'a yönelik politikası muhafazakarları ve reformistleri karşı karşıya getirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İran'ın Afganistan ve Taliban'a yönelik politikası muhafazakarları ve reformistleri karşı karşıya getirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İran'ın Afganistan'daki gelişmelere karşı tutumu ve Taliban'a bakışı ülkedeki reformistlerle muhafazakarları karşı karşıya getirdi. Reformistler Taliban'a karşı mücadele çağrısında bulunurken ülke yönetimini elinde bulunduran muhafazakarlar ise "Taliban'ın değiştiğini ve İran'a tehdit oluşturmadığını" savunuyor.
İran ile Afganistan'daki Taliban arasındaki ilişkiler Taliban'ın 1998'de Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Mezar-ı Şerif'teki İran konsolosluğunda 8'i diplomat, biri gazeteci 9 İranlıyı öldürmesinden bu yana genellikle kötü bir seyir izledi.
Taliban'ın Mezarı Şerif'teki İranlı diplomatlara saldırısının ardından İran, ülkeye hakim olan Taliban'a karşı olası bir askeri operasyonu göze alarak Afganistan sınırına askeri güçler konuşlandırdı. Dönemin Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi gibi bazı üst düzey yetkililerin Taliban'la doğrudan bir savaşa girmek istememesi muhtemel bir savaşın önüne geçti.
Bu olaydan sonra İran, Taliban'ı ideolojik bir düşman ve "terör örgütü" olarak tanımlamış ve uzun yıllar ilişki kurmamış olsa da değişen konjonktür ve sahadaki gelişmeler, İran'ın, Taliban politikasında ciddi değişikliğe gitmesine sebep oldu. ABD’nin 2001'de Afganistan'ı işgali sonrasındaki süreçte ve terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkmasının ardından Tahran, Taliban'la sınırlı iş birliğine başladı.
ABD'nin Afganistan'dan çekileceğini açıklamasının ardından Taliban'ın ülkeye hakim olacağını öngören İran, Afganistan'da şekillenen yeni tabloyu göz önünde bulundurarak, bu ülkeye ve Taliban'a yönelik politikalarını revize etmeye başladı.
Tahran, temmuz ayında, ABD birliklerinin çekilmeye ve Taliban'ın ülkenin çoğunu ele geçirmeye başlamasının ardından Afganistan'ın geleceğini tartışmak üzere Afgan hükümeti ve Taliban temsilcileriyle Afganlar arasında bir dizi görüşmeye ev sahipliği yaptı.
İran yönetimi, Afganistan kaynaklı en büyük güvenlik riskinin ABD sonrası ülkede ortaya çıkabilecek istikrarsızlık olduğunu düşünürken bu, ülkede kendisinin kontrolünde sağlanacak bir istikrar ortamının tesis edilmesine öncelik veriyor. Tahran, bu doğrultuda ülkedeki yönetimi ele alan Taliban'la iyi ilişkiler kurma yönünde yaklaşım sergiliyor.
Taliban ile bağları yeniden kurmak İran için çeşitli zorluklar oluşturacaktır. Bununla birlikte İran'da, Taliban ile ilişkilerin nasıl sürdürüleceği sorusu hararetli bir şekilde tartışılıyor. İran'daki muhafazakarlar, Taliban'la ilişkileri savunurken aslında bir yandan ülkeyi ABD'nin karşısındaki ülkelerle aynı hizaya getirmek istiyor. Şu anda Çin ve Rusya, Taliban'la ilişkilerini sağlamlaştırma çabasına girerken Tahran'ın Taliban'la yakınlaşma stratejisi muhafazakarların öteden beri süregelen genel dış ve bölgesel politikasıyla eşleşiyor.
İran'daki reformistler, muhafazakarların hakim olduğu ülke yönetiminin aksine Taliban'a karşı mücadele ve Pencşir'de Ahmed Mesud liderliğindeki direniş gruplarına destek çağrısında bulunuyor. Bazı reformistler, İran'ın Suriye'ye "terörle mücadele" için askeri güç gönderdiği gibi Pencşir'de Taliban'la savaşan direniş gruplarına aktif destek vermesini istiyor.
İran yönetiminin yaklaşımına paralel olarak devlet televizyonu ve Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla bilinen ve muhafazakar çizgide yayın yapan medya organları ise Taliban'ın yıllar içerisinde değişim gösterdiğini ve İran'a tehdit olmadığını anlatan haberler yayınlıyor.
Muhafazakarların kontrolündeki devlete ait medya kuruluşları, Taliban'ın ülkeye hakim olmasını "ABD'ye karşı zafer" olarak nitelendirirken Pencşir'deki grupların Taliban'a karşı mücadelesini ise fazla gündeme taşımadı.
Ülkenin en köklü gazetelerinden Cumhuri-yi İslami ise İran yönetimi ve muhafazakarları Taliban'ın Afganistan'daki hakimiyetinin boyutlarını ciddiye almadıkları gerekçesiyle eleştirdi.
Taliban'ın, "terör örgütü DEAŞ gibi bir tehdit olduğunun" öne sürüldüğü gazetenin yazısında, "Afganistan halkı ve bu ülkenin komşuları, Taliban Afganistan'da bir kez daha siyasi iktidarı ele geçirirken zor günlere hazır olmalı" değerlendirmesinde bulunuldu.
Cumhuri-yi İslami gazetesi ayrıca, İran'da Taliban'ın Afganistan'ın yönetiminde bir yeri olacağını kabul eden herkesin "Taliban'ın suçlarının sorumluluğunu paylaşacağını" savundu.

Muhafazakarlar, Pencşir'e destek isteyen reformistleri "Batı yanlısı" olmakla suçladı
Ülke yönetimini elinde bulunduran muhafazakarlar ile muhalefetteki reformistler arasında sert tartışmalara neden olan İran'ın Afganistan'daki gelişmelere yönelik yaklaşımına ilişkin en keskin ayrım, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesinde 9 Eylül'de yayımlanan makale oldu.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari tarafından yazılan makalede, Taliban'a karşı mücadele edilmesini isteyen reformistler, "Batı yanlısı bir grup" olarak nitelendirildi.
Şeriatmedari, reformistlere yönelik alaycı bir dil kullandığı makalesinde, "Reform iddiasında bulunanlar, Pencşir'de veya Afganistan'ın herhangi bir yerinde savaşmak için bu ülkeye gönderilmek üzere Reform Tugayı adı altında başvuru yapmalıdır." ifadesine yer verdi.
Reformistlerin daima devletin politikalarına muhalefet ettiğini de kaydeden Şeriatmedari, reformistleri ABD ile hareket etmekle de suçladı.
Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur da 10 Eylül'de, Şeriatmedari'nin yazısına destek verdiği bir konuşmasında, Afganistan'da Taliban'a karşı savaşmak isteyen reformistlerin bu ülkeye gönderilebilmesi için mevcut tüm engelleri kaldırmaya hazır olduklarını duyurdu.
Meclis Başkanlık Divanı Üyesi Ali Rıza Selimi de dün yerel bir medya kuruluşuna verdiği röportajında reformistlerin liderlerini hedef alarak, "Sayın Taczade, Heccariyan, Hatemi ve Kevakabiyan gibi bu akımın liderlerine askeri üniforma giymelerini ve savaşmak için Afganistan'a gitmelerini öneriyoruz" dedi.

"Terörle mücadele Afganistan'da farklı, Suriye'de farklı mı olmalı?"
Muhafazakarların suçlamalarına karşılık veren reformistlerin önde gelen isimlerinden ve Merdomsalari (Demokrasi) Partisinin lideri Mustafa Kevakabiyan, sosyal medyadan paylaştığı mesajında, "Reformistlerin Pencşir'e gönderilmesini isteyen Sayın Şeriatmedari, Ahmed Mesud askeri destek değil, diplomatik destek istedi ve siz bunu reddettiniz. Terörle mücadele Afganistan'da farklı, Suriye'de farklı mı olmalı?" ifadelerini kullandı.
Reformist siyasetçi Muhammed Ali Ebtahi de muhafazakarların Taliban'ı desteklediğini, Taliban'ın ise İran'daki Velayet-i Fakih sistemine karşı olduğunu öne sürerek, "Ahmed Mesud ve Pencşir'i savunmak için savaşa girmemeliyiz. Savaş yalnızca ülke topraklarını savunmak için meşrudur ancak onları yalnız da bırakmamalıyız. Afganistan savaş değil, destek istiyor" değerlendirmesinde bulundu.

500'den fazla siyasi ve sivil aktivistten Ahmed Mesud'a destek mektubu
Bu arada, aralarında eski milletvekilleri ve sanatçıların da olduğu 500'den fazla siyasi ve sivil aktivist, Afganistan'ın Pencşir vilayetinde Taliban'a karşı mücadele eden direniş güçlerinin lideri Ahmed Mesud'a destek mektubu yazdı.
Reformistlere yakınlığıyla bilinen "zeitoons" haber sitesinde yayımlanan mektupta, Mesud'un liderliğindeki güçlerin Taliban'a karşı mücadelesinden övgüyle söz edildi.
Pencşir'deki direniş gruplarının sözcüsü Fehim Deşti'nin ölümü nedeniyle Mesud'a başsağlığı dileyen aktivistlerin mektubunda, "Kısa vadeli ve geçici sonuçları ne olursa olsun mücadeleniz Afgan halkının ve özgürlük ve adalet savunucusu bölge halklarının kalbinde bir umut ve moral dalgası oluşturdu" ifadesine yer verildi.
Mektubun bir başka bölümünde ise ABD'nin müdahalesinin Afganistan'da faciaya yol açtığı ve kabilecilik yerine ulusal bağımsızlığı, cumhuriyetçilik ve demokrasi ilkesini savunmanın ülkedeki sorunların çözümü için tek yol olduğu vurgulandı.
Reformistlerle muhafazakarların tartışmasına son olarak reformistlerin lideri ve eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi de dahil oldu.
Hatemi, dün yaptığı yazılı açıklamada, ülkesinin Taliban'a karşı tutum sergilemesi gerektiğini savunarak, "Afganistan ve Pencşir'in direnişiyle birlikte Afgan halkının yükselen sesi olmalıyız" ifadesini kullandı.
İran yönetiminin Taliban'a kapsayıcı bir hükümet kurma tavsiyesinde bulunmasına işaret eden Hatemi, Taliban'dan önemli bir değişim ve yaklaşım beklentisinin mantıksız olduğu eleştirisinde bulundu.



Aradığı desteği Almanya’da bulamayan AfD, Trumpçılardan medet umuyor

Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
TT

Aradığı desteği Almanya’da bulamayan AfD, Trumpçılardan medet umuyor

Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)
Almanya'da AfD yükselişte olsa bile ana akım siyasette henüz kendine yer edinemedi (Reuters)

Radikal sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD), kendi ülkesinde ana akımda bulamadığı desteği ABD Başkanı Donald Trump'ı destekleyen Amerika'yı Yeniden Harika Yap (Make America Great Again/MAGA) hareketinde yakalamaya çalışıyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan ABD yönetimi ve Alman hükümetinden kaynaklar, AfD'nin ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililerle toplantılar düzenlediğini söylüyor.

ABD'deki Cumhuriyetçilerin yer aldığı New York Young Republican Club grubunun 2 Ekim'de Manhattan'da özel bir resepsiyon düzenlediği, toplantıya AfD'li parlamenterler Jan Wenzel Schmidt, Christian von Hoffmeister ve Kay Gottschalk'ın katıldığı aktarılıyor.

Opera sanatçısı Emilio Pons'un önderliğindeki AfD'li siyasetçilerin, Alman milli marşının ilk dizesini okuduğu belirtiliyor.

"Almanya, her şeyden üstün Almanya, dünyadaki her şeyden üstün" dizeleri, Nazi rejimiyle ilişkilendirildiği için Almanya'da tabu olarak kabul ediliyor ancak okunması kanunen yasak değil.

Elini kalbine koyup marşı okuyan Schmidt, Reuters'a gönderdiği açıklamada dizenin Nazi rejimiyle ilgisi olmadığını savundu.

Haberde, Schmidt'in bu resepsiyona katılmadan önce ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Darren Beattie'yle görüştüğü belirtiliyor. Bakanlıktan bir yetkili adının açıklanmaması şartıyla şunları söylüyor:

Ana akım dışında kalan siyasi örgütler, Amerikan diplomatlarla ilişki kurmanın tarihsel açıdan onlara sağladığı meşruiyeti istiyor.

Almanya'da AfD'li Rheinland-Pfalz Eyalet Meclis Milletvekili Joachim Paul'un Ludwigshafen belediye başkanlığına aday olmasına izin verilmemesi tartışma yaratmıştı.

Ludwigshafen seçim kurulu, 21 Eylül'de düzenlenen seçimlerden önce yaptığı açıklamada, siyasetçinin "Anayasa'ya bağlı olup olmadığı konusunda şüpheler bulunduğu" gerekçesiyle yarıştan men edildiğini duyurmuştu.

Politico'nun eylülde yayımladığı haberde, AfD Genel Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch ve Paul'un Beyaz Saray'da görüşme yaptığı aktarılmıştı. Gazeteye konuşan kaynaklar, iki siyasetçinin de ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, Dışişleri Bakanlığı ve ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in ofisinden yetkililerle görüştüğünü söylemişti.

rgt
Opera sanatçısı Emilio Pons’un (ortada) okuduğu Alman milli marşına Jan Wenzel Schmidt (en sağda) ve Christian von Hoffmeister (sarı ceketli) eşik ediyor (Reuters)

Vance, şubatta düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'ndaki konuşmasında, Avrupa'daki yönetimleri ifade özgürlüğünü sansürlemekle ve muhalif siyasetçilere baskı uygulamakla suçlamıştı. ABD Başkan Yardımcısı daha sonra AfD Eş Başkanı Alice Weidel'la görüşmüştü.

Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), AfD'nin "aşırılıkçı oluşum" diye nitelendiğini mayısta duyurmuştu. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X'ten yaptığı açıklamada "Bu demokrasi değil, örtülü tiranlıktır" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, BBC, Politico


Trump yine Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koydu

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Trump yine Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koydu

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Perşembe gecesi Beyaz Saray'da düzenlenen Cadılar Bayramı etkinliğinde şeker toplayanları karşılayan ABD Başkanı Donald Trump, bir kez daha bir çocuğun kostümünün üzerine çikolata koydu.

Başkan, etkinlik için balkabakları, yapraklar ve diğer süslemelerle donatılmış Beyaz Saray'ın dışında First Lady Melania Trump'la birlikte yaklaşık bir saat boyunca şeker dağıttı. Başkan Trump, 2019 Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun Minyon kostümünün üzerine çikolata koyduğu viral olaya benzer şekilde, bir çocuğun ışıklı maskesinin üzerine çikolata koyarken görüldü.

Sosyal medyada bu anlar hızlıca yankı buldu. Bir kullanıcının bugünkü videoyu 2019'daki viral anla yan yana yüklediği gönderi yüzlerce beğeni aldı ve yeniden paylaşıldı.

Kullanıcı, "Başkan Trump YİNE YAPTI YAPACAĞINI! 6 yıl önce Cadılar Bayramı'nda bir çocuğun kafasına çikolata koyduğu anı yeniden canlandırdı" diye yazdı. 

GERİ DÖNDÜK!

Şeker toplayan bazı çocukların Trump kılığına girdiği görülürken, bazıları da Gizli Servis ajanları veya Özgürlük Heykeli olmayı tercih etti. Başkan ve First Lady şeker dağıtırken Cadılar Bayramı temalı müzikler çaldı.

gt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki Cadılar Bayramı etkinliğinde şeker toplarken kendisi gibi giyindiği anlaşılan bir çocuğa çak yaptı (AP)

Trump ayrıca McDonald's'ın otomobillere servis tabelasını taşıyan bir arabadaki iki küçük çocuğu da karşıladı. Başkan bilindiği üzere geçen yıl bir kampanya fotoğrafı çekimi için bir McDonald's fritözünü kullanmıştı.

dfrg
ABD Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania Trump, Beyaz Saray'daki Cadılar Bayramı etkinliğinde, McDonald's'ın otomobillere servis tabelasını taşıyan bir arabada şeker toplayan iki çocuğu karşıladı (Reuters)

Birkaç çocuk balkabağı, balerin ve dinozor kostümü giydi. Şeker toplayan bazı çocuklar da Trump'ın imzalaması için golf topu ve Trump'ın yer aldığı Time Dergisi kapakları gibi eşyalar getirdi.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ve Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller gibi üst düzey Beyaz Saray yetkilileri de etkinlikte aileleriyle birlikte görüldü.
 

s
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ve ailesini Beyaz Saray Cadılar Bayramı etkinliğinde karşıladı (AP)

Diğer yandan Trump'ın gümrük vergilerinin Cadılar Bayramı şekerleri ve kostümlerinin fiyatlarını artırdığı bildiriliyor. The Independent'ın daha önce aktardığı üzere Trump'ın Çin mallarına uyguladığı gümrük vergisindeki fırlama, Cadılar Bayramı stoklarında daralmaya ve fiyatlarda artışa neden oluyor.

Ulusal Perakende Federasyonu ayrıca tüketicilerin bu Cadılar Bayramı'nda 13,1 milyar dolarlık rekor bir harcama yapmasının beklendiğini öngörüyor. Bu rakam hem geçen yıl kaydedilen 11,6 milyar doları hem de 2023'teki 12,2 milyar dolarlık rekoru geride bırakıyor.

dfg
Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller, ailesiyle birlikte Beyaz Saray Cadılar Bayramı etkinliğine katıldı (AFP)

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai, önceki haftalarda kendisine artan fiyatlar sorulduğunda The Independent'a, "Sıradan bir Amerikalı için gerçek refahı iyi işler, büyüyen endüstri ve gelişen topluluklar sağlar, ucuza Çin'den yapılan ithalat değil" demişti.

Independent Türkçe


Hegseth: ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlaması ‘sorumlu’ bir adım

TT

Hegseth: ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlaması ‘sorumlu’ bir adım

ABD Kongre Kütüphanesi tarafından sağlanan 1946 tarihli fotoğrafta, Marshall Adaları'nda yapılan ABD nükleer silah denemesi sırasında ortaya çıkan mantar bulutu görülüyor. (Reuters)
ABD Kongre Kütüphanesi tarafından sağlanan 1946 tarihli fotoğrafta, Marshall Adaları'nda yapılan ABD nükleer silah denemesi sırasında ortaya çıkan mantar bulutu görülüyor. (Reuters)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer denemelerine yeniden başlamasının ‘sorumlu’ bir adım olduğunu belirterek, ABD Başkanı Donald Trump'ın uluslararası eleştirilere maruz kalan sözlerini savundu.

Hegseth, Kuala Lumpur'da Çinli mevkidaşı Dong Jun ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Başkan açıkça belirtti, güvenilir bir nükleer caydırıcılığa sahip olmalıyız... Testlere yeniden başlamak, bunu başarmak için bir bakıma sorumlu bir yoldur” ifadelerini kullandı.

x
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 30 Ekim 2025 tarihinde Malezya'nın Kuala Lumpur kentinde düzenlenen Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Savunma Bakanları Zirvesi’nde (Reuters)

Trump daha önce sosyal medyada Pentagon'a nükleer silah denemelerine yeniden başlama talimatı verdiğini duyurmuştu, ancak bunun nükleer silah denemeleri mi yoksa nükleer savaş başlığı taşıyabilen bir silah sisteminin denemeleri mi olduğu tam olarak anlaşılamadı.

Trump'ın talimatı, Putin'in Moskova'daki bir askeri hastaneyi ziyaretinde, başhekim ve Ukrayna savaşının ön cephesinde yaralanan bir grup Rus askerin yanında otururken yeni bir Rus silahının başarıyla test edildiğini iddia etmesinden sadece birkaç saat sonra geldi.