Tunus Cumhurbaşkanı Said, Anayasa'da değişiklik yapılabileceğini açıkladı

Kays Said önceki gün Tunus'un merkezinde yaptığı gezi sırasında (Tunus Başkanlığı)
Kays Said önceki gün Tunus'un merkezinde yaptığı gezi sırasında (Tunus Başkanlığı)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı Said, Anayasa'da değişiklik yapılabileceğini açıkladı

Kays Said önceki gün Tunus'un merkezinde yaptığı gezi sırasında (Tunus Başkanlığı)
Kays Said önceki gün Tunus'un merkezinde yaptığı gezi sırasında (Tunus Başkanlığı)

Tunus resmi televizyonu,  Cumhurbaşkanı Said'in başkentin merkezindeki Habib Burgiba Caddesi'nde gezerken yaptığı açıklamalara yer verdi.
Said açıklamalarında, "2014 Anayasası ve icraatlarına saygı duyuyorum. Gösterilmek istenilenin aksine halka karşı darbe yapmaksızın halkın taleplerine cevap verecek düzenlenmeler yapılabilir" ifadelerini kullandı.
Said, "Bu düzenleme, halkın egemenliğini koruyarak haklarını kullanmasını, iradesini ifade etmesini ve özgür bir vatanda onurlu bir şekilde yaşamasını sağlamak için gerçekleştirilebilir” dedi.

Tunus'ta başkanlık sistemi tartışmaları
Birleşik Arap Emirlikleri merkezli "Sky News Arabia" televizyonuna açıklamalarda bulunan Tunus Cumhurbaşkanı Danışmanı Velid el-Huccam, 2014'te kurulan siyasi sistemin artık sürdürülebilir olmadığını ifade etmiş, ülkede başkanlık sistemine geçilmesi yönünde hazırlık yapıldığını paylaşmıştı.
Huccam, 2011 yılında Tunus'un Arap Baharı sürecinde halk ayaklanmasıyla devrilen eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali dönemini hatırlatarak "Sistem tek adam rejimi değil, başkanlık sistemi olacak. Tunus'un sıkıntısını çektiği şey, tek adam rejimiydi" ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Said'in olağanüstü kararları
Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz'da ülkenin tehlikede olduğu sırada kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan Anayasa'nın 80. maddesini hayata geçirdiğini duyurmuştu.
Said, Meclisin çalışmalarını 30 gün boyunca durdurduğunu, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını, başbakanı azlettiğini ve yeni bir başbakan atayacağını ayrıca yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıklamıştı.
Ülke içinde bazı kesimler Said'in bu kararını desteklerken Meclis içindeki partilerin çoğunluğu Cumhurbaşkanı'nın bu kararlarıyla "Anayasa'yı ihlal ettiğini" belirtmiş, bazıları da Said'i anayasal bir darbe girişiminde bulunmakla suçlamıştı.
Tunus'ta dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından bazı milletvekilleri ifadeye çağrılmış, bazıları gözaltına alınmış ve aralarında üst düzey bürokratların da yer aldığı bazı isimler hakkında ev hapsi kararı verilmişti.
Said, bir aylık sürenin dolmasının ardından Meclisin çalışmalarının durdurulması dahil olağanüstü yetkileri elinde topladığı kararların "ülkedeki tehlike durumu geçmediği gerekçesiyle ikinci bir emre kadar uzatıldığını" bildirmişti.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz