Erken BT taraması akciğer kanseri ölümlerini azaltıyor

Akciğer kanseri için BT taramaları (Shutterstock)
Akciğer kanseri için BT taramaları (Shutterstock)
TT

Erken BT taraması akciğer kanseri ölümlerini azaltıyor

Akciğer kanseri için BT taramaları (Shutterstock)
Akciğer kanseri için BT taramaları (Shutterstock)

Çığır açan yeni bir çalışma kapsamında, sigara içenlere ve sigarayı bırakmış olanlara Bilgisayarlı Tomografi (BT) taramasının yapılmasının, İngiltere'deki en büyük hasta ölümlerine sebep olan akciğer kanseri kaynaklı kaybı önemli ölçüde azaltabileceği sonucuna varıldı. Birleşik Krallık Akciğer Kanseri Tarama Çalışması’na (UKLS) göre, BT taramalarıyla insanların akciğerlerindeki tümörler erken tespit edilebilir ve ölüm oranları yüzde 16 oranında azaltılabilir.
Çalışma, akciğer kanseri uzmanlarını, sigara içme geçmişleri nedeniyle risk altında olan tüm kişilerin rutin olarak taramasına dair uygulamayı İngiltere genelinde hayata geçirmek için hükümete çağrı yapmaya sevk etti. İngiltere merkezli The Guardian gazetesinin haberine göre uzmanlar, erken teşhisin hastaların potansiyel olarak iyileştirici cerrahi veya radyoterapi alabileceği anlamına geldiğini söylüyorlar.
Araştırmanın yazarı Liverpool Üniversitesi'nden Prof. John Field, "Akciğer kanserinin erken teşhisi ve cerrahi müdahale hayat kurtarıcıdır" dedi. Sonuçlar hastalıkla ilgili büyük bir konferansta halka sunulacak ve ardından Avrupa Lancet Regional Health dergisinde yayınlanacak.
Her yıl yaklaşık 47 bin İngiliz vatandaşa akciğer kanseri teşhisi konuyor ve yaklaşık 35 bin kişi bu hastalıktan ölüyor. Akciğer kanseri prostat kanserinden ölen erkeklerden ve meme kanserinden ölen kadınlardan daha fazlasının hayatını mal oluyor.
Akciğer kanserinin yalnızca dörtte biri, tedavinin bir kişinin hayatını kurtarabileceği birinci ya da ikinci evredeyken tespit ediliyor. İngiltere'de akciğer kanseri taraması çalışması Liverpool ve Cambridge'de 50 ila 75 yaşları arasındaki 3 bin 968 kişiye yapıldı ve hepsinin önümüzdeki beş yıl içinde akciğer kanseri geliştirme riski altında olduğu tespit edildi. Ekim 2011 ile Şubat 2013 arasında, çalışmaya katılanların yarısından biraz fazlası (1987 kişi) BT taramasına (bilgisayarlı tomografi taraması olarak da bilinir) sahipken, diğerleri (1981 kişi) rutin sağlık hizmeti aldı ancak BT taraması yapılmadı.  Tamamı 7 yıl boyunca takip edildi.
Tarama yapılanlar arasında, bu süre zarfında 86 kanser vakası tespit edildi. Normal tıbbi bakım alanlar arasında bu yedi yıl içinde 75 kanser vakası tespit edildi.
7 yıl içinde BT taraması olmayanlar arasında 46 ölüm meydana gelirken, BT taraması yapılan grupta 30 ölüm meydana geldi.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe