BM: Tigray çatışması tüm Afrika Boynuzu'na yayılma riski barındırıyor

Etiyopya ordusu ile Tigray savaşçıları arasındaki çatışmalarda Etiyopya'nın Humera kentinde harap olmuş bir tank (Reuters)
Etiyopya ordusu ile Tigray savaşçıları arasındaki çatışmalarda Etiyopya'nın Humera kentinde harap olmuş bir tank (Reuters)
TT

BM: Tigray çatışması tüm Afrika Boynuzu'na yayılma riski barındırıyor

Etiyopya ordusu ile Tigray savaşçıları arasındaki çatışmalarda Etiyopya'nın Humera kentinde harap olmuş bir tank (Reuters)
Etiyopya ordusu ile Tigray savaşçıları arasındaki çatışmalarda Etiyopya'nın Humera kentinde harap olmuş bir tank (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği dün (Pazartesi) Tigray'da tüm tarafların bariz ihlaller gerçekleştirdiği ve çatışmanın Afrika Boynuzu'na yayılma tehlikesi bulunduğu konusunda uyarıda bulundu.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Şili Eski Devlet Başkanı Michelle Bachelet, Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi huzurunda, Etiyopya'nın kuzey bölgesinde sivillerin yaygın acılar çektiklerini söyledi.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed geçen yıl Kasım ayında birliklerini Tigray'a göndermişti.
2019 Nobel Barış Ödülü'nü kazanan Ahmed, bu hamlesinin, o sırada bölgeye hâkim olan Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'nin, ordu kışlalarına yönelik saldırılarına yanıt olarak yapıldığını söyleyerek hamlesini haklı göstermeye çalıştı.
Hükümet güçleri ile Tigray isyancıları arasındaki 10 aylık çatışma binlerce can aldı ve büyük bir insani krize neden oldu. Bachelet, savaşın Etiyopya'nın diğer bölgelerine de yayıldığını belirterek, "çatışmanın tüm Afrika Boynuzu'na yayılma riski" konusunda uyarıda bulundu.
Bachelet, son aylarda toplu tutuklamaların, sistematik cinayetlerin, yağmalamanın ve cinsel şiddetin bir "korku iklimi ve yaşam koşulları erozyonu" yaratmaya devam ettiğini ve sivillerin Tigray'dan zorunlu göçüne neden olduğunu söyledi.
Şili Eski Devlet Başkanı, "sivil acıların yaygın olduğunu ve işlenen suçların cezasız kaldığını" belirterek, "Çatışmadaki dinamikler değişse bile, değişmeyen bir şey var, o da, her tarafta insan haklarının, insan ve mülteci hukukunun bariz ihlali konusunda çok sayıda rapor" açıklamasında bulundu.
Bachelet'in ofisi ve Etiyopya İnsan Hakları Komisyonu, ortak bir soruşturma kapsamında bir saha görevi gerçekleştirdi. Görevle ilgili raporun 1 Kasım'da yayınlanması bekleniyor.
Bachelet, "Belgelenen vakaların, diğer ciddi ihlallerin yanı sıra sivillere yönelik saldırılar, yargısız infazlar, işkence ve kaçırmalar da dahil olmak üzere birçok insan hakları ihlali iddiasını içerdiği açıktır. Cinsel ve etnik temelli şiddet eylemleri, toplu tecavüz, cinsel işkence ve etnik cinsel şiddet de dahil olmak üzere birçok aşırı vahşet modeliyle kendini göstermektedir" dedi.
Bachelet, incelenen dönemde, Afar bölgesinde yaklaşık 76.500 ve Amhara'da 200 bin kişiyi yerinden eden ayrım gözetmeyen cinayetler de dahil olmak üzere, sivillere yönelik saldırılardan Tigray güçlerinin sorumlu olduğunu da sözlerine ekledi.
Bachelet’in ifade ettiği gibi raporlara göre, iki bölgede çıkan son çatışmalarda 200'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, aralarında çocukların da bulunduğu 88 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Bachelet, "Tigray güçlerinin çocukları da silah altına aldıklarına dair ciddi haberler aldık. Bu, uluslararası hukuka göre yasaktır" diye ekledi. Bachelet, "geleceğe bakıldığında, sürdürülebilir barışın ancak hesap verebilirlik, kapsayıcı gerçek bir diyalog ve ulusal bir uzlaşma süreci ile sağlanacağına inandığını” belirtti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), tüm tarafları ön koşulsuz olarak savaşı derhal sona erdirmeye ve kalıcı bir ateşkes için müzakerede bulunmaya çağırdı.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.