İran yaptırımlar nedeniyle Suriye’nin Banyas limanı üzerinde Lübnan’a petrol taşıyacak

Tanker Trackers tarafından yayınlanan görüntü, İran’a ait petrol tankerinin Suriye’nin Banyas Limanı’nda akaryakıt boşalttığını doğruluyor (Twitter)
Tanker Trackers tarafından yayınlanan görüntü, İran’a ait petrol tankerinin Suriye’nin Banyas Limanı’nda akaryakıt boşalttığını doğruluyor (Twitter)
TT

İran yaptırımlar nedeniyle Suriye’nin Banyas limanı üzerinde Lübnan’a petrol taşıyacak

Tanker Trackers tarafından yayınlanan görüntü, İran’a ait petrol tankerinin Suriye’nin Banyas Limanı’nda akaryakıt boşalttığını doğruluyor (Twitter)
Tanker Trackers tarafından yayınlanan görüntü, İran’a ait petrol tankerinin Suriye’nin Banyas Limanı’nda akaryakıt boşalttığını doğruluyor (Twitter)

Uluslararası gemi takip sistemi Tanker Trackers, yaptırımlar nedeniyle deniz yoluyla doğrudan Lübnan’a teslimat yapamayan İran’a ait bir petrol tankerinin, Lübnan’a taşınmak üzere petrolü Suriye’nin Banyas Limanı’nda boşalttığını bildirdi.
Tanker Trackers’ın Twitter hesabından uydu görüntüsü paylaştığı açıklamada, “Deniz yoluyla petrol sevkiyatını doğrudan Lübnan’a teslim edemeyen tanker, sevkiyatın kara yoluyla taşınması için Suriye’nin Banyas şehrine yöneldi” denildi.
Sevkiyatın Lübnan’a taşınması için bin 310 kamyona ihtiyacı olduğunu da ekledi.
İran destekli Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, dün bir açıklama yaparak Lübnan’a getirilmek amacıyla yola çıkan İran’a ait petrol gemisinin 12 Eylül’de Suriye’nin Banyas Limanı’na ulaştığını ve sevkiyatın 16 Eylül’de Lübnan’a varmasının beklendiğini duyurdu.



Yahudi örgüt, Mamdani için takip sistemi kurdu

ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi Gerald R. Ford'u "uyuşturucuyla mücadele" gerekçesiyle Karayipler'e göndermişti (AFP)
ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi Gerald R. Ford'u "uyuşturucuyla mücadele" gerekçesiyle Karayipler'e göndermişti (AFP)
TT

Yahudi örgüt, Mamdani için takip sistemi kurdu

ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi Gerald R. Ford'u "uyuşturucuyla mücadele" gerekçesiyle Karayipler'e göndermişti (AFP)
ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi Gerald R. Ford'u "uyuşturucuyla mücadele" gerekçesiyle Karayipler'e göndermişti (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın başarılı olamayabileceği endişesiyle Venezuela'ya askeri operasyona sıcak bakmadığı bildiriliyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Wall Street Journal'a (WSJ) konuşan ABD'li yetkililer, Trump'ın üst düzey isimlerle yaptığı görüşmelerde askeri operasyon seçeneğinin, Venezuela lideri Nicolas Maduro'yu iktidardan indirmek için yeterli olmayabileceğini söylediğini belirtiyor.

Kaynaklar, Maduro'nun iktidardan indirilmesine ya da Karakas yönetiminin belirli tavizler vermeye zorlanmasına yönelik net bir stratejinin hâlâ belirlenemediğini ifade ediyor. 

Yetkililere göre Trump, Karayipler ve Pasifik'te askeri yığınağı artırma ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere saldırma stratejisini bir süre daha sürdürecek. 

New York Times, ABD Başkanı'nın önünde askeri harekatın dışında iki seçenek daha olduğunu aktarmıştı. Washington, Venezuela'dan petrol satın alan ülkelere yaptırım uygulayarak ek gümrük vergileri getirebilir. Böylelikle Karakas yönetimi üzerindeki ekonomik baskı artırılabilir. 

Diğer seçenekse Maduro'ya baskıyı artırmak için bir yandan askeri yığınağı sürdürürken, diğer yandan da muhalefete desteği güçlendirmek. 

Olası askeri harekatta Venezuela ordusuna ait tesisleri hedef alan hava saldırıları ve gizli operasyonlar düzenlenebileceği aktarılıyor. Trump, CIA'e operasyon emri verdiğini de duyurmuştu.

Ayrıca Adalet Bakanlığı'nın Venezuela'ya askeri operasyonu yasal olarak gerekçelendirmek için çalışma yürüttüğü savunuluyor. WSJ'nin aktardığına göre bakanlık yorum taleplerine yanıt vermedi.

Diğer yandan analizde, Trump'ın ilk döneminde Maduro'yu devirmek için muhalefete destek verme stratejisinin başarısızlığa uğradığı hatırlatılıyor. Cumhuriyetçi liderin bu yüzden ülke siyasetine doğrudan müdahale konusunda çekimser davrandığı savunuluyor. 

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, "Başkan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan narkoteröristlere karşı saldırılarına devam edeceğini söyledi. Bunun dışındaki her şey spekülasyondur ve öyle değerlendirilmelidir" diyor.

Venezuela'da muhalefet lideri Maria Corina Machado, dün Trump'ın da katıldığı Miami'deki iş forumuna uzaktan bağlanarak şunları söylemişti: 

Maduro zamanın dolduğunu anlamalı. Eğer iktidarı bırakmayı kabul ederse, bu süreç düzenli ve daha hızlı ilerleyecektir. Ancak Maduro ne yaparsa yapsın bu değişim gerçekleşecektir.

Bazı ABD'li yetkililerse "uyuşturucu kaçakçılığını önlediği, ABD'nin Venezuela'daki petrol rezervlerine ulaşım hakkını artırdığı ve adil seçimler düzenlenmesini sağladığı" sürece Maduro'nun görevde kalabileceğini belirtiyor. 

Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. Eylülün başından bu yana bölgede en az 16 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 65'ten fazla kişiyi öldürdü. 

Maduro ise ABD'nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin "Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar" demişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times


New York Times: Erdoğan hem vazgeçilmez hem tartışmalı bir lider

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

New York Times: Erdoğan hem vazgeçilmez hem tartışmalı bir lider

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde izlediği dış politikanın Türkiye’nin küresel dengelerdeki rolünü artırırken, ülke içindeki siyasi gerilimleri de derinleştirdiğini yazdı.

Gönül Tol’un kaleme aldığı Vazgeçilmez Erdoğan (The Indispensable Erdogan) başlıklı analiz, Batı ülkelerinin stratejik çıkarları nedeniyle Ankara’yla yakın çalışmayı sürdürdüğünü, bunun ise Türkiye’de demokrasi tartışmalarını daha da görünür hale getirdiğini savunuyor.

Stratejik ortaklıklar Ankara’nın elini güçlendiriyor

Analize göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington’da Donald Trump, Berlin’de Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ve Londra’da Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile verdiği görüntüler, Batı’nın Ankara’yla iş birliğini sürdürme kararlılığını gösteriyor.

Makalede, Türkiye’yi “zorunlu bir ortak” haline getiren başlıca faktörler şöyle sıralandı:

                •             Rusya-Ukrayna Savaşı’nda iki tarafla da konuşabilen az sayıda ülkeden biri olması,

                •             Avrupa için kritik önemdeki mülteci geçişlerini kontrol etmesi,

                •             Suriye ve Libya’daki askeri varlığının Avrupa güvenliği açısından önem taşıması,

                •             Savunma sanayiinde Batı pazarındaki etkisinin artması.

NYT ayrıca, Teksas’ta açılan bir mühimmat fabrikasında Türk yapımı üretim hatlarının kullanılmasını, Türkiye’nin savunma alanındaki etkisinin bir göstergesi olarak değerlendirdi.

İç siyasette derinleşen kriz: Tutuklamalar ve protestolar

Öte yandan analiz, Türkiye içinde tansiyonun yükseldiğine dikkat çekiyor. NYT, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve çok sayıda CHP’li belediye başkanıyla parti üyesinin tutuklanmasının büyük protestolara yol açtığını hatırlatarak, hükümetin muhalefete yönelik baskısının arttığını yazdı.

Gazete, Erdoğan’ın ilk yıllarında demokrasi, özgürlükler ve ekonomi alanında reformlar yaptığına, ancak son yıllarda; ekonomik kötü yönetim, kurumsal zayıflama, demokratik gerileme gibi sorunların öne çıktığına yer verdi.

Realpolitik: Batı için çıkar, Türkiye için ikilem

NYT analizinde, Avrupa Birliği ve ABD’nin, Türkiye’deki demokratik tartışmalara rağmen Ankara'yla iş birliğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Gazeteye göre bunun sebebi, Türkiye’nin jeopolitik konumu, enerji hatları üzerindeki etkisi, bölgesel çatışmalardaki rolü ve savunma kapasitesi.

Makale, Batı’nın bu nedenle Türkiye’deki demokrasi gerilemesine karşı daha sessiz kaldığını öne sürüyor.

“Demokrasi mücadelesi sürecek”

Analizin sonunda, “Türk halkı liderlerini seçme hakkından vazgeçmeyecek; protestoların sürmesi Erdoğan’ın otoritesini tam olarak pekiştirmesini zorlaştırıyor” ifadeleri de yer alıyor.

NYT’ye göre bu durum, sadece Ankara için değil, Erdoğan’la yakın çalışan Batılı demokrasiler için de uzun vadeli bir sınav oluşturuyor.

Independent Türkçe


Donald Trump, Oval Ofis'e "Oval Ofis" tabelası astırdı

5 Kasım 2025'te Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofis girişinin yanında "Oval Ofis" yazılı geçici bir tabela asılı. Başkan Donald Trump, Amerika İş Forumu'nda konuşmak üzere Miami'ye gitti (AFP)
5 Kasım 2025'te Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofis girişinin yanında "Oval Ofis" yazılı geçici bir tabela asılı. Başkan Donald Trump, Amerika İş Forumu'nda konuşmak üzere Miami'ye gitti (AFP)
TT

Donald Trump, Oval Ofis'e "Oval Ofis" tabelası astırdı

5 Kasım 2025'te Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofis girişinin yanında "Oval Ofis" yazılı geçici bir tabela asılı. Başkan Donald Trump, Amerika İş Forumu'nda konuşmak üzere Miami'ye gitti (AFP)
5 Kasım 2025'te Washington DC'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofis girişinin yanında "Oval Ofis" yazılı geçici bir tabela asılı. Başkan Donald Trump, Amerika İş Forumu'nda konuşmak üzere Miami'ye gitti (AFP)

Beyaz Saray'da toplamda yaklaşık 4 yıl 10 ay yaşayıp çalışan ABD Başkanı Donald Trump'ın ofisine giderken kaybolmayacağını varsaymak makul olurdu.

Ancak Beyaz Saray kompleksine yaptığı son ekleme, başkanlık yapan en yaşlı kişinin iktidar koridorlarında yönünü bulmakta biraz zorlandığının göstergesi olabilir.

Trump, Florida'danın Miami kentinde yapacağı konuşma için Beyaz Saray'dan ayrılmaya hazırlanırken, onu bekleyen muhabirler binanın dış cephesine bir ekleme yapıldığını fark etti: Beyaz Saray Gül Bahçesi'nden bakıldığında Oval Ofis'in girişini gösteren yaldızlı bir tabela.

Tasarlanan yazının nereye yazılacağını gösteren geçici bir yer tutucu gibi görünen tabelada, Mar-a-Lago kulübünün logosundakine çok benzeyen el yazısı bir font kullanılmıştı.

Kalıcı hale getirilirse, Trump'ın Beyaz Saray konutunda ve Batı Kanadı'nda yaptığı bir dizi değişikliğin sonuncusu olacak. Trump ayrıca 300 milyon dolarlık balo salonuna yer açmak için tarihi Doğu Kanadı'nı da tartışmalı bir şekilde tamamen yıktırmıştı.

Ocak ayında başkanlığa döndüğünden beri yaldızlı olan her şeye sevgisi Oval Ofis'te tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor ve neredeyse her yüzey, Trump'ın "24 ayar altın" varak olduğunu iddia ettiği bir tür kalıp veya süslemeyle kaplanıyor.

Dışarıdaysa, Kennedy yönetimi sırasında dikilen tarihi gül bahçesini dönüştürdü. Alanın büyük bir kısmına, Florida'nın Palm Beach kentindeki kulübündekileri anımsatan mobilyalarla donatılmış bir veranda yerleştirdi.

Bu çok faydalı çünkü bu olmadan batı kanadındaki oval odanın aslında oval ofis olduğunu kimse çözemezdi.

Ancak belki de dünyanın en ünlü çalışma alanı olan Oval Ofis'in yerini belirten bir tabelanın eklenmesi, 79 yaşındaki eski müteahhidi alay konusu yaptı. Yorum yapanlardan bazıları bunun başkanın bir tür hafıza sorunu yaşadığına işaret ettiğini öne sürdü.

Obama'nın eski sözcüsü Patrick Rodenbush, X'te şu yorumu yaptı:

Bu çok faydalı, çünkü bu olmadan Batı Kanadı'ndaki oval odanın aslında Oval Ofis olduğunu kimse çözemezdi.

Ancak Beyaz Saray sözcüsü Davis Ingle, bu hamleyi Trump'ın tüm Beyaz Saray kompleksinin estetiğini iyileştirme çabalarının bir parçası olarak savundu.

"Başkan Trump, Beyaz Saray'ı güzelleştiriyor ve hak ettiği ihtişamı kazandırıyor" dedi.

Independent Türkçe