Virgin Galactic pilotları uzay yolculuğuna Türk şirketinin yazılımıyla hazırlanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Virgin Galactic pilotları uzay yolculuğuna Türk şirketinin yazılımıyla hazırlanıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uzay yolculuğu hizmeti sunan Virgin Galactic, HAVELSAN'a ait ABD merkezli Türk şirketi Quantum3D’in geliştirdiği yazılımı kullanıyor.
HAVELSAN'a ait ABD merkezli Türk şirketi Quantum3D'nin görüntü üreteci IDX80, uzay yolculuğu hizmeti sunan Virgin Galactic tarafından pilotların eğitimi ve yolcuların uçuşa hazırlığında kullanılıyor.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yazılım yoğun sistemler alanında faaliyet gösteren, çözümleri yurt içinde ve dışında kullanılan HAVELSAN, bir süre önce uluslararası pazarlara açılmak ve ihracat gelirlerini artırmak için Silikon Vadisi'nde faaliyet gösteren Quantum3D'yi satın aldı.
Simülatör teknolojileri geliştiricisi Quantum3D, ortaya koyduğu hizmetlerle birçok uluslararası teknoloji şirketi için çözümler üretti.
Quantum3D, MANTIS simülasyon yazılımının da entegre edildiği IDX80 görüntü üreteci ürününü, ticari uzay yolculuğu hizmeti veren ABD'li Virgin Galactic’in kullanımına sundu.
Bu sayede, yerden yükseklik ve görüş hattı kesişme noktası testleri gibi görev için kritik öneme sahip fonksiyonların yanı sıra araca/kokpite aşinalık kazanmak, özel efektler, sensörler, hava ve aydınlatma gibi unsurlar gerçeğe yakın şekilde deneyimlenebiliyor.
Quantum3D, Virgin Galactic'in ek gereksinimleri doğrultusunda uçuş boyunca VIP açısından uçak takip görüntüsünü simüle etmek üzere tek başına çalışabilen bir bilgisayar kullandı.

Görsel dünya oluşturuyor
Simülatör projelerinde, hava, kara ve deniz araçlarının eğitimine uygun görsel bir dünya oluşturulması gerekiyor. Geniş arazilerin görüntülenebilmesi, çok sayıda taktik modelin kontrol edilebilmesi, yüksek efekt çeşitliliği, dar bir bölgede yüksek model detayı veya sensör sistemlere sahip araçların görüntülerinin oluşturulması gibi ihtiyaçları karşılamak için görüntü üreteçlerinden yararlanılıyor.
IDX80 sayesinde sabit kanatlı havacılıktan silahlara ve topçu sistemlerine, denizcilikten otomotiv araştırma, geliştirme ve sürüş simülatörlerine, kara araçlarından sanal gerçekliğe kadar pek çok farklı simülasyon uygulaması hayata geçirilebiliyor.
Ayrıca aracın hareketine göre dış dünya görüntüsü, gündüz/gece ve farklı mevsimsel etkileri, efekt görüntüleri, hava olayları gibi kullanıcının eğitimine katkı sağlayan gerçek zamanlı görsel videolar oluşturulabiliyor.
Yüksek çözünürlüklü ve geniş görüş açısıyla oluşturulan görüntüler sayesinde gerçeğe yakın bir deneyim mümkün oluyor. Bu sayede pilot ve yolcular gerçek test ve yolculuğa hazırlanıyor.

Yeni sipariş aldı
Quantum3D, yakın zamanda uzay çalışmaları yapan bir başka şirketten de yeni sipariş aldı. Yaklaşık 2 ay içinde teslim edilecek yazılım, uzay yolculuğunun simülasyonunda kullanılacak.
Eğitim maliyetlerini büyük oranda azaltan Quantum3D çözümlerinden Türkiye'deki hava araçlarının simülasyonları ile ABD Hava Kuvvetleri pilotlarının eğitiminde de yararlanılıyor.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space