Facebook'un kurallardan muaf, gizli bir elit tabaka oluşturduğu ortaya çıktı

Facebook, 2016'daki ABD başkanlık seçimlerini ve Brexit'i etkilediği iddia edilen Cambridge Analytica skandalı sebebiyle 2019'da 5 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı (Reuters)
Facebook, 2016'daki ABD başkanlık seçimlerini ve Brexit'i etkilediği iddia edilen Cambridge Analytica skandalı sebebiyle 2019'da 5 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı (Reuters)
TT

Facebook'un kurallardan muaf, gizli bir elit tabaka oluşturduğu ortaya çıktı

Facebook, 2016'daki ABD başkanlık seçimlerini ve Brexit'i etkilediği iddia edilen Cambridge Analytica skandalı sebebiyle 2019'da 5 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı (Reuters)
Facebook, 2016'daki ABD başkanlık seçimlerini ve Brexit'i etkilediği iddia edilen Cambridge Analytica skandalı sebebiyle 2019'da 5 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı (Reuters)

Facebook, sporcular ve politikacılar dahil milyonlarca VIP'nin sosyal ağ devinin standart içerik denetleme kurallarından muaf tutulduğu "XCheck" adlı seçkin bir kullanıcı katmanının varlığını gizlice sürdürmüş.
Sonuç olarak, Wall Street Journal'ın yeni gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, normalde intikam pornosu ve yanlış bilgi olarak sınıflandırılacak içeriğe sahip gönderiler milyonlarca kullanıcıya ulaşmış.
Facebook’a sitenin kamuoyunca tanınan kullanıcılarına ilişkin içerik denetleme kararlarında daha çok hoşgörü gösterme imkanı sağlayan ve “çapraz kontrol” anlamına gelen XCheck politikası, başlangıçta kalite kontrol önlemi olarak geliştirilmiş.
Journal'ın incelediği kurum içi belgelere göre bu sistem, gönderileri kuralları ihlal ettiğinde genellikle normal Facebook kullanıcılarına kıyasla siteden çok az tepki alan veya hiçbir yaptırıma maruz kalmayan milyonlarca kişi tarafından kullanılıyor.
Örneğin futbol yıldızı Neymar 2019'da, kendisini tecavüzle suçlayan bir kadının çıplak fotoğraflarını içeren ve normalde silinecek olan paylaşımlar yapmıştı.
Ancak Paris Saint-Germain forveti XCheck listesinde yer aldığından Facebook moderatörleri gönderiyi bir günden uzun bir süre sonra kaldırabilmiş ve fotoğrafları 50 milyondan fazla kişi görmüştü. Ayrıca gazetenin açıkladığı belgelere göre, sitenin bu tür içerikler yayımlayan profilleri devre dışı bırakma konusundaki standart "tek ihlal" politikasının aksine, vaka "yönetime" iletildikten sonra Neymar'ın hesabının aktif kaldığı görülüyor.
(Neymar tecavüz iddiasını reddetti ve aleyhinde hiçbir dava açılmadı.)
Etkili XCheck kullanıcılarının diğer gönderileri arasında Hillary Clinton ve tıp bilimi hakkında yanlış bilgiler de yer alıyor.
Facebook araştırmacıları 2019 tarihli bir notta şirketi "azaltacak süreç ve kaynaklara sahip olmasına karşın kullanıcıları bilerek yanlış bilgilere maruz bırakmakla" suçluyor.
Aynı yıl Facebook'tan yapılan bir iç inceleme elit kullanıcı statüsünü eleştirmiş ve bu uygulamayı "kamuoyunda savunulamaz" büyük bir "güven ihlali" olarak nitelendirmiş.
İncelemede, "Aslında halka yaptığımızı söylediğimiz şeyi yapmıyoruz" deniyor.
"Topluluğumuzun geri kalanının aksine, bu kişiler herhangi bir yaptırım olmaksızın standartlarımızı ihlal edebiliyor."
Muhbir korumasına başvuran bir kişinin, Journal'ın araştırmasında da incelenen bazı kurum içi belgeleri, mali dolandırıcılıkları inceleyen ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na teslim ettiği belirtiliyor.
Sosyal ağ sitesi içerik uygulamalarını savundu ve Journal'a, XCheck programının öğelerinin ortadan kaldırılmakta olduğunu söyledi.
Bir Facebook sözcüsü, söz konusu politikanın "önemli bir nedenle tasarlandığını" yazdı:
"Daha fazla anlayış gerektirebilecek içeriğe politikalarımızı tutarlı biçimde uygulayabileceğimiz ek bir adım yaratmak."
"Bu kurum için belgelerin çoğu, en önemli şu noktayı örtbas eden bir anlatım yaratmak için bir araya getirilmiş süresi geçmiş bilgilerden oluşuyor: Facebook, çapraz kontrolle ilgili sorunları bizatihi tespit etti ve bunları çözmek için çalışıyor."
2020'de yaklaşık 5 milyon 800 bin XCheck kullanıcısı varmış.
Independent Türkçe



İzleyiciler yeni dizinin yıldızına övgüler yağdırıyor

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis (solda), Anna Sawai (sağda) ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis (solda), Anna Sawai (sağda) ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
TT

İzleyiciler yeni dizinin yıldızına övgüler yağdırıyor

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis (solda), Anna Sawai (sağda) ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis (solda), Anna Sawai (sağda) ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)

Disney+'ta gösterime giren ve izleyicilerin "yeni Game of Thrones" diye nitelendirdiği drama dizisi Shogun, sezon finaline yaklaşıyor.

Dizinin hayranlarının "oyunculukta ustalık sınıfı" diyerek övgüler yağdırdıkları dizi, 17. yüzyıl Japonya'sında geçen bir aksiyon draması. 

Her hafta bir bölümü gösterime giren dizi 23 Nisan'da sona eriyor. İzleyiciler şimdiden Lady Mariko rolündeki kadın başrol oyuncusu Anna Sawai'ye Emmy verilmesi çağrısında bulunuyor. 

"Televizyondaki en iyi şey"

James Clavell'in 1975 tarihli romanından uyarlanan bol kanlı drama, dizinin hayranları tarafından "televizyondaki en iyi şey" diye nitelendiriliyor.

Disney+, 18 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Japonya'da 1600'de geçen hikayede Lord Yoshii Toranaga, yakınlardaki bir balıkçı köyünde gizemli bir Avrupa gemisi karaya oturduğunda, Naipler Konseyi'ndeki düşmanları ona karşı birleştiği için hayatı uğruna savaşmaktadır.

Shogun'ın sondan bir önceki bölümü Kızıl Gökyüzü (Crimson Sky) salı günü gösterime girdi. Sezon finalinden hemen önceki bölümü izleyenler, sosyal medyaya akın ederek diziye ve oyunculara övgüler yağdırdı:

Kızıl Gökyüzü benim kitabımda Anna Sawai için Shogun'ın Emmy adaylığı bölümüdür. Bu bölümde muhteşem bir iş çıkarıyor. Sonunda sizi duygusal olarak hırpalıyor...

"Sana o Emmy'yi alacağız"

Bir izleyici "Anna Sawai kesinlikle bir yıldız" derken bir diğer ekledi:

Anna Sawai, sana o Emmy'yi alacağız.

Başka bir izleyici de şöyle yazdı:

Her Emmy. Hangi kategoride olduğu önemli değil. Anna Sawai'ye tüm Emmy'leri verin. Dürüst olmak gerekirse, bu yine de yeterli olmayacak...

"Ne performans ama"

31 yaşındaki oyuncuya methiyeler düzen bir başka izleyici şöyle dedi:

Bunu iki bölüm önce söyledim ama Shogun'ın 9. bölümünü izledikten sonra alabileceğiniz tüm Anna Sawai hisselerini alın. Son derece parlak. Tanrım, ne performans ama...

Shogun'ın kitabı, yayımlandığında milyonlarca satmış ve Richard Chamberlain'le Toshiro Mifune'nin başrollerini paylaştığı 1980 tarihli mini diziye uyarlanmıştı. 

ABD'deki her üç haneden birinin izlediği dizi, üç Emmy ve üç Altın Küre kazanmıştı. 

Hem dizi hem de kitap, oyuncaklardan video oyunlarına ve Tom Cruise'un başrolde olduğu Edward Zwick filmi Son Samuray'a (The Last Samurai) feodal Japonya'ya yönelik bir ilgi dalgasını tetiklemişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, ScreenRant


"10. ve son filmim" demişti: Tarantino fikrini değiştirdi

Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
TT

"10. ve son filmim" demişti: Tarantino fikrini değiştirdi

Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)

Quentin Tarantino'nun filmleri her zaman sürprizlerle doludur. Ancak bu sürprizi Tarantino'nun en sadık hayranları bile beklemiyordu.

Deadline'a verilen bilgiye göre 61 yaşındaki yönetmen, fikrini değiştirerek 10. ve son projesi olacağını duyurduğu The Movie Critic'i çekmekten vazgeçti. 

Çizim tahtasına geri döndü

Tarantino'nun başrolde Brad Pitt'i oynatacağı konuşuluyordu, ki bu da ikilinin çok sevilen iki filmi Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds) ve Bir Zamanlar... Hollywood'da'nın (Once Upon a Time in Hollywood'dan) ardından üçüncü ekip çalışması olacaktı.

Söylentilere göre Tarantino, senaryosunu yeniden kaleme almış ve bu da prodüksiyonun başlamasını geciktirmiş. Ancak bu Tarantino'nun son projesi olacağı için yönetmen basitçe The Movie Critic'in "bu film" olmayacağına karar vermiş.

Yönetmene yakın kaynaklar, Tarantino'nun fikrini değiştirdiğini ve filmden tamamen vazgeçtiğini öne sürüyor. Yönetmenin muhtemelen son filmi olacak bir sonraki filmi için ne planladığı şu anda belirsiz. Kaynaklar Amerikalı yönetmenin son filminin ne olacağını belirlemek için çizim tahtasına geri döndüğünü aktarıyor.

Deadline, daha önceki bir haberinde The Movie Critic'in 2025'te gösterime girebileceğini yazmıştı.

Porno dergisindeki film eleştirmenini anlatacaktı

Tarantino geçen yıl Cannes Film Festivali'nde yaptığı açıklamada filmin 1977'de geçeceğini ve "eskiden bir porno dergisinde film eleştirileri yazan, gerçekten yaşamış ama hiç ünlü olmamış bir kişiye dayanacağını" söylemişti.

Daha önce filmin konusunun, 1968'den 1991'e kadar New Yorker dergisinde film eleştirisi yazan, hayatını kaybetmiş Pauline Kael olabileceği söylentileri dolaşmıştı.

Geçmişte Kael'ı öven Tarantino, eleştirmenden esinlenen bir deneme kitabı da yayımlamıştı.

Tarantino 10. filminden sonra emekli olacağını uzun zamandır söylüyor. Ucuz Roman'ın (Pulp Fiction) yönetmeni 2021'de, bir sonraki filminden sonra paydos etmeyi planladığını yinelemişti.

"Bu uzun bir kariyer"

Komedyen ve sunucu Bill Maher'a konuşan yönetmen "Sinema tarihini biliyorum ve sinemacılar bundan sonra daha iyiye gitmiyor" demişti.

30 yıl boyunca çalışıp diğerleri kadar çok olmasa da benim kadar çok filmde çalışmak... Bu uzun bir kariyer. Bu gerçekten uzun bir kariyer.

Independent Türkçe, Deadline, IndieWire, Variety, Hollywood Reporter


Tüm zamanların en çarpıcı filmlerinden Oldboy dizi oluyor

2008'de Oldboy, Empire'ın tüm zamanların en iyi 500 filmi listesinde 64. sırada yer almıştı (Show East)
2008'de Oldboy, Empire'ın tüm zamanların en iyi 500 filmi listesinde 64. sırada yer almıştı (Show East)
TT

Tüm zamanların en çarpıcı filmlerinden Oldboy dizi oluyor

2008'de Oldboy, Empire'ın tüm zamanların en iyi 500 filmi listesinde 64. sırada yer almıştı (Show East)
2008'de Oldboy, Empire'ın tüm zamanların en iyi 500 filmi listesinde 64. sırada yer almıştı (Show East)

Güney Koreli yönetmen Park Chan-wook, 2003 yapımı intikam gerilimi İhtiyar Delikanlı'nın (Oldboy/Oldeuboi) dizi versiyonunu geliştirmek üzere Lionsgate'le masaya oturdu.

Proje, aynı isimli mangaya dayanan hikayenin İngilizce uyarlaması olacak.

"Dört gözle bekliyorum"

Park, "Lionsgate Television, İhtiyar Delikanlı'yı televizyon dünyasına taşımak için benim yaratıcı vizyonumu paylaşıyor" diyerek ekledi:

Markası cesur, özgün ve risk alan hikaye anlatımını temsil eden stüdyoyla çalışmayı dört gözle bekliyorum.

Park, Hizmetçi (Ah-ga-ssi) ve Ayrılma Kararı'nın (Heojil kyolshim) yönetmenliğinin yanı sıra diziye uyarlanan distopik gerilim Kar Küreyici'nin (Snowpiercer) yapımcılığını üstlenmişti.

Park ayrıca başrolünde Robert Downey, Jr.'ın oynadığı HBO'nun yeni mini dizisi The Sympathizer'ın yönetmenliğini ve yapımcılığını da üstleniyor.

Lionsgate Television Genel Müdür Yardımcısı ve Senaryo Geliştirme Başkanı Scott Herbst, yönetmene övgüler yağdırarak "Park bizim neslimizin en vizyoner hikaye anlatıcılarından biri ve sinema şaheserini televizyon ekranına taşımak için onunla ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz" dedi.

İhtiyar Delikanlı'nın bu dizi uyarlamasında filmi bir klasik haline getiren ham duygusal güç, ikonik dövüş sahneleri ve içgüdüsel stil yer alacak.

Park'ın yazıp yönettiği İhtiyar Delikanlı, mutlu bir yaşam sürerken evinin önünden kaçırılan ve 15 yıl boyunca gizemli bir şekilde hapsedilen bir adamın, serbest kaldıktan sonraki intikam yeminini merkeze alıyordu.

Hollywood, Kore klasiğini yeniden çekmişti

İhtiyar Delikanlı, 2004'te Cannes Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'nü kazanmayı başarmış ve etkileyici bir klasik haline gelmişti.

Park'ın İhtiyar Delikanlı'sı Spike Lee tarafından yeniden çekilmiş, başroldeki Josh Brolin'e Elizabeth Olsen, Sharlto Copley ve Samuel L. Jackson eşlik etmişti.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety


Ünlü oyuncu, Joaquin Phoenix'in Napolyon performansını yerden yere vurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Ünlü oyuncu, Joaquin Phoenix'in Napolyon performansını yerden yere vurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Brian Cox, Ridley Scott'ın yönettiği Napolyon'da (Napoleon) oynayan Joaquin Phoenix'in performansını acımasızca eleştirdi. 

Londra'daki HistFest'te 16 Nisan Salı günü düzenlenen panelde konuşan Succession'ın 77 yaşındaki yıldızı, Phoenix'in Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart performansını yerin dibine soktu

The Evening Standard göre Cox, "Korkunç. Korkunç. Joaquin Phoenix'ten gerçekten korkunç bir performans. Gerçekten dehşet verici. Ne düşündüğünü bilmiyorum" dedi. 

Bence bu tamamen onun hatası ve Ridley Scott'ın da ona yardımcı olduğunu sanmıyorum. Size şöyle söyleyeyim ben olsam Joaquin Phoenix'ten çok daha iyi oynardım. Buna iyi bir drama diyebilirsiniz. Hayır bu bir yalan.

Sözünü sakınmamasıyla tanınan İskoç aktör şöyle devam etti:

Sanırım adı çok yerinde. Joaquin... 'Wackeen'... Kaçık (Joaquin'in okunuşu olan wackeen, İngilizcedeki wacky [kaçık] kelimesine benziyor -çn.). Bu kaçık bir performans.

Cox daha sonra gişe canavarı filmlerin yönetmenlerini, eğlence uğruna tarihi doğruluktan ödün verdikleri için kınadı.

Emmy ödüllü aktör Cox, Mel Gibson'ın 1995 yapımı tarihi draması için "Cesur Yürek (Braveheart) tam bir saçmalık" dedi. Cox, Cesur Yürek'te Argyle Wallace adlı kurgusal karakteri canlandırıyordu. 

Mel Gibson harikaydı ama film yalan dolu. William Wallace asla Fransız Prensesi'ni hamile bırakmadı. Bu film palavradan ibaret.

Halihazırda Uzun Bir Günden Geceye Yolculuk'un (Long Day's Journey Into Night) West End prodüksiyonunun başrolünde olan Cox, oyundaki performansını Succession'daki karakteri Logan Roy'la kıyaslayan tiyatro eleştirmenlerine de bir mesaj gönderdi.

Cox, "Bu çok aptalca! Neden böyle bir karşılaştırma yaparsın ki? Bu çok açık. Eleştirmenlerin çoğu aptal. Gerçekten öyleler. Tiyatro eleştirmenliği dibe vurmuş durumda" dedi.

Geçmişteki o harika eleştirmenleri düşünün, artık onların yerini dolduracak kimse yok. Çünkü ödevlerini yapmıyorlar.

The Independent yorum için Phoenix'in temsilcileriyle temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

Geçen kasımda vizyona giren Napolyon'un başrolünde Vanessa Kirby ve Anna Mawn da yer alıyor. İlk gösteriminin ardından Scott, filmi beğenmeyen Fransız eleştirmenlere iğneleyici bir yanıt vemişti. O dönemde BBC News'e verdiği röportajda "Fransızlar kendilerini bile sevmiyorlar" demişti.

Film eleştirmenler tarafından pek beğenilmese de (halihazırda eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'ta yüzde 57 gibi ortalama bir skora sahip) 2024 Oscarları'nda birkaç adaylık elde etmeyi başarmıştı. Film; En İyi Görsel Efekt, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Prodüksiyon Tasarımı dallarında aday gösterilmişti.

The Independent'tan Clarisse Loughrey, Cox'un Phoenix'in performansı hakkındaki görüşüne katılmayarak, 4 yıldızlı eleştirisinde filmi "sapkınca izlenebilir" diye övmüştü.

Loughrey, "Film; bu acımasız tarihi, Scott'ın cesur ve modern tarzıyla aktaran iki buçuk saatlik bir görsel şölen" diye yazmıştı. 

Napolyon, Apple TV+'tan izlenebiliyor.
Independent Türkçe


"Ölü internet" uyarısı: İnsan ve bot aktivitesi eşit oranda

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

"Ölü internet" uyarısı: İnsan ve bot aktivitesi eşit oranda

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bazıları internetin ölmekte olduğundan korkarken, önemli bir yeni rapora göre insanlar artık interneti botlarla eşit oranda paylaşıyor.

Son aylarda "ölü internet teorisi" yeni bir popülerlik kazandı. Bu teori, internetteki içeriğin büyük bir kısmının aslında otomatik oluşturulduğunu ve internetteki insan sayısının bot hesaplara kıyasla azaldığını öne sürüyor.

Siber güvenlik şirketi Imperva'nın yayımladığı yeni rapora göre bu teori giderek daha fazla doğruluk kazanıyor. "Kötü Bot Raporu", geçen yıl tüm internet trafiğinin neredeyse yarısının, yüzde 49,6'sının botlardan geldiğini gösteriyor.

Bu oran önceki yıla kıyasla yüzde 2 artmış ve raporun başladığı 2013'ten bu yana görülen en yüksek rakam.

Bazı ülkelerde tablo daha da kötü. İrlanda'da internet trafiğinin yüzde 71'inin otomatik olduğu belirtildi.

Bu artışın bir kısmı, üretken yapay zeka ve büyük dil modellerinin benimsenmesinin bir sonucu. Bu sistemleri kuran şirketler, interneti tarayıp yapay zeka ve dil modellerini eğitmekte kullanılabilecek veriler toplayan botlara başvuruyor.

Imperva, bu botlardan bazılarının giderek daha sofistike hale geldiği uyarısında bulundu. Giderek daha fazlası konutlardaki internet bağlantılarından geliyor ve bu da daha meşru görünmelerini sağlıyor.

Imperva'da uygulama güvenliği genel müdürü olan Nanhi Singh, "Otomatik botlar yakında insanlardan gelen internet trafiği oranını geçecek ve kuruluşların internet sitesi ve uygulamalarını oluşturma ve koruma yaklaşımlarını değiştirecek" dedi. 

Yapay zeka özellikli araçlar arttıkça, botlar her yerde bulunur hale gelecek.

Botların yaygın kullanımı, daha önce Twitter diye bilinen X gibi çevrimiçi hizmetlerde halihazırda sorun yaratıyor. Sitedeki popüler paylaşımlara pornografi reklamı yapan hesaplardan muazzam sayıda yorum geliyor ve şirket bunları sınırlamakta zorlanıyor gibi görünüyor.

Platformun sahibi Elon Musk kısa süre önce, sitenin kullanıcılardan gönderi paylaşmaları ve başkalarıyla etkileşimde bulunmaları için ücret almaya başlayacağını söyledi. Otomatik hesapların çoğalmasını durdurmanın tek yolunun bu olduğunu belirtti.

Ancak X, gerçekmiş gibi görünen otomatik içeriklerden etkilenen tek site değil. Örneğin Facebook ve TikTok'ta da benzer pek çok gönderi yayılıyor.

Independent Türkçe

 


Kalp yetmezliğini ayaklardan tespit eden yapay zeka destekli cihaz geliştirildi

Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
TT

Kalp yetmezliğini ayaklardan tespit eden yapay zeka destekli cihaz geliştirildi

Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)

Birleşik Krallık'ta bir girişim, kişinin ayaklarından kalp yetmezliği belirtilerini tespit edebilen yapay zeka destekli bir cihaz geliştirdi.

Cambridge merkezli Heartfelt Technologies teknolojisinin, taburcu edilen kalp hastalarını çıplak ayaklarını şişlik kontrolü için tarayarak izleyebileceğini söylüyor. Ayaklardaki şişlik kişinin kalp krizi geçirme riski taşıdığının bir göstergesi olabiliyor.

Periferik ödem, yani ayak şişmesi kalp yetmezliğinin bir belirtisi olarak, kalp krizi gerçekleşmeden iki hafta öncesine kadar kendini gösterebilir ancak genellikle hasta tarafından fark edilmeyebilir.

Heartfelt Technologies'in yapay zeka destekli cihazı, kişinin evine kurulabilir ve her yürüdüğünde ayaklarını otomatik olarak izleyebilir.

Fikir, kalp sorunları yaşayan ancak taburcu edilen hastaların evlerine cihazı yerleştirme ve girişim, tüm hastaneye yeniden kabullerin dörtte üçüne kadarını önleyebileceğini iddia ediyor.

Heartfelt Technologies'in baş bilimsel sorumlusu Dr. Oriane Chausiaux, "[Sistem] evde duruyor ve hastaların kameranın yanından geçerken ayaklarının hacmini pasif olarak izliyor" dedi.

Bu, hastaların herhangi bir şey yapmasını, herhangi bir şey giymesini veya herhangi bir şeyi hatırlamasını önlemek için tasarlandı. Bunun, kurallara gelişigüzel uyum gösteren hastaları izlemek için tek uygun yaklaşım olduğuna inanıyoruz.

fum7kı8
Heartfelt Technologies, cihazının kalp yetmezliği dekompansasyonu nedeniyle hastaneye yeniden yatış oranlarını azaltmaya yardımcı olacağını iddia ediyor (Heartfelt Technologies)​​​​​​

Kalp yetmezliğinden muzdarip kişiler özel ilaçlarla tedavi edilebiliyor ancak hastaneden taburcu olduktan sonra doğru ilaçların reçete edildiğinden emin olmak için sürekli izlenmeleri gerekiyor.

Ayakkabı kutusu büyüklüğündeki cihaz, hastaları yürürken otomatik izlemek için optik bir sensör ve 3D kamera kullanıyor. Cihazın ilk nesli için Raspberry Pi bilgisayarını kullanan Heartfelt Technologies, donanımını Xbox One kameraları için Microsoft Kinect'te kullanılanla aynı seviyeye yükseltti.

Şirkete göre, Avrupa'da Tıbbi Cihaz Yönetmeliği (MDR) kapsamında düzenleyici onaya sahip olan cihaz, halihazırda dünya çapında "çok sayıda yerde" kullanılıyor.

Firma, "Cihazımız hastalardan herhangi bir girdi gerektirmediğinden, veriler hastaların kendi kendilerini değerlendirdikleri mevcut rutinden daha tutarlı ve daha doğru toplanabilir" dedi.

Doktorlar için, bu tutarlı ve kaliteli veri akışı, hastaların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebileceği ve hastaneye yeniden yatışlardan kaçınabileceği anlamına geliyor.

Independent Türkçe


Su ayılarının yoğun radyasyonda nasıl hayatta kalabildiği bulundu

Su ayıları -200'den 150 dereceye kadar sıcaklarda yaşayabiliyor (PLOS One)
Su ayıları -200'den 150 dereceye kadar sıcaklarda yaşayabiliyor (PLOS One)
TT

Su ayılarının yoğun radyasyonda nasıl hayatta kalabildiği bulundu

Su ayıları -200'den 150 dereceye kadar sıcaklarda yaşayabiliyor (PLOS One)
Su ayıları -200'den 150 dereceye kadar sıcaklarda yaşayabiliyor (PLOS One)

Su ayılarının, insanları öldürebilecek radyasyonun yüzlerce katına dayanmayı nasıl başardığı ortaya çıktı. 

Zor koşullarda hayatta kalma becerileriyle bilinen su ayılarının ortalama uzunluğu 0,1'le 1 milimetre arasında değişiyor. Bu mikroskobik canlılar radyasyona karşı gösterdikleri direnç nedeniyle uzay araştırmalarında kullanılıyor.

Tardigrad diye de bilinen su ayılarının, insanları öldürebilecek seviyenin bin katı kadar radyasyonda hayatta kalabildiği 60 yıl önce keşfedilmişti. Current Biology adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada bunun sırrı çözüldü. 

Dsup adlı hasar baskılayıcı proteinin, bu canlılardaki DNA hasarının önüne geçtiği biliniyordu. Fakat bütün tardigrad türlerinde bu proteinin olmaması nedeniyle bilim insanları başka bir mekanizmanın işlediğini düşünüyordu.

Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesi'nde Bob Goldstein'ın laboratuvarı, tardigradların radyasyona gösterdiği direnci anlamak için 25 yıldır çeşitli yöntemler geliştiriyor. Yeni araştırmada Hypsibius exemplaris adlı bir su ayısı türünü yüksek seviyelerde gama ışınlarına maruz bırakan ekip, radyasyonun tıpkı insanlar gibi su ayılarının DNA'sına da zarar verdiğini ama bu canlıların muazzam hasarı giderebildiğini buldu.

Araştırmacılar bu türde Dsup olmasına rağmen radyasyonun bunu tetiklemediğini gözlemledi. Bunun yerine bilim insanları su ayılarının, DNA'yı onarmak için yeni protein üretimini yüksek seviyelere çıkarabildiğini keşfetti. 

Çalışmanın ortak yazarı biyolog Courtney Clark-Hachtel bu seviyenin "gülünç" olduğunu söyleyerek "Bu hayvanlar radyasyona karşı inanılmaz bir tepki veriyor ve onların uç noktadaki hayatta kalma becerilerinin sırrı bu gibi görünüyor" diye ekledi. 

Tardigradların radyasyon baskısının üstesinden nasıl geldiği hakkında öğrendiklerimiz, diğer hayvanları ve mikroorganizmaları zararlı radyasyondan nasıl korumaya çalışabileceğimize dair yeni fikirlere zemin hazırlayabilir.

Bu yıl yayımlanan başka bir araştırmada da su ayılarının DNA'sını koruyan yeni bir protein keşfedilmişti. Goldstein bu çalışma hakkında "Laboratuvarların bağımsız şekilde birbilerinin sonuçları doğrulayabildiğini görmek bizi çok heyecanlandırdı" dedi.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Popular Science, Tübitak, Current Biology


Omurilik, beyne ihtiyaç duymadan öğrenme ve hatırlama davranışlarını nasıl sergiliyor?

Bilim insanları biri motor öğrenimi gerçekleştirme, diğeri de bunları hatırlamada kilit rol oynayan iki nöron grubunun önemini ortaya koydu (Pixabay)
Bilim insanları biri motor öğrenimi gerçekleştirme, diğeri de bunları hatırlamada kilit rol oynayan iki nöron grubunun önemini ortaya koydu (Pixabay)
TT

Omurilik, beyne ihtiyaç duymadan öğrenme ve hatırlama davranışlarını nasıl sergiliyor?

Bilim insanları biri motor öğrenimi gerçekleştirme, diğeri de bunları hatırlamada kilit rol oynayan iki nöron grubunun önemini ortaya koydu (Pixabay)
Bilim insanları biri motor öğrenimi gerçekleştirme, diğeri de bunları hatırlamada kilit rol oynayan iki nöron grubunun önemini ortaya koydu (Pixabay)

Omuriliğin beyinden bağımsız şekilde bazı şeyleri nasıl öğrenip hatırlayabildiği tespit edildi. Araştırmacılar bunun omurilik hasarı tedavilerinde yeni bir kapıyı aralayabileceğini düşünüyor.

Böceklerin kafaları koptuktan sonra ayaklarını hareket ettirebilmesi gibi gözlemlerden dolayı bilim insanları omuriliğin sadece beyinden aldığı komutlarla tepki vermediğini, daha özerk bir yapıya sahip olduğunu tahmin ediyordu. 

Science adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni araştırmada bilim insanları, omurilikteki iki nöron grubunun bunu başarmada kilit bir rol oynadığını saptadı.

Japonya'daki RIKEN Beyin Bilimi Enstitüsü'ndeki ekip, beyinden sinyal almadan farelerin omuriliğinin yeni tehditlere nasıl adapte olduğunu inceleyebilecekleri bir düzenek kurdu. Yapılan testlerde fareler arka ayakları serbestçe sallanacak şekilde düzeneğe yerleştirilerek iki gruba ayrıldı. Deney grubundaki fareler ayakları çok fazla aşağı sarktığında elektriğe maruz kalırken, kontrol grubundaki farelere ayaklarının konumuna bakılmaksızın aynı anda ve derecede elektrik şoku verildi.

10 dakikanın sonunda deney grubundaki fareler elektrik akımından kaçınmak için ayaklarını sürekli havada tutarken, diğer grupta böyle bir davranış gözlemlenmedi. Omuriliğin, beyne ihtiyaç duymadan motor öğrenme gerçekleştirebildiğini saptayan araştırmacılar, bu öğrenmenin kalıcılığını test etmek için bir deney daha yaptı.

Bundan 24 saat sonra iki fare grubunun yeri değiştirilerek 10 dakikalık deney tekrar edildi. İlk testteki deney fareleri ayaklarını yüksekte tutmaya devam ederken bilim insanları omuriliğin geçmiş deneyimleri hatırlayabildiğini kaydetti.

Aya Takeoka liderliğindeki ekip, bunların nasıl gerçekleştiğini anlamak için her birinin omuriliğindeki farklı bir nöronun devre dışı bırakıldığı, genetiği değiştirilmiş 6 farklı fare üzerinde başka bir deney yaptı. Omuriliğin özellikle Ptf1a genini ifade eden üst kısmı etkisiz hale getirildiğinde farelerin elektrik şokundan kaçınmaya yönelik bir adaptasyon sergilemediği gözlemlendi. 

En1 geninin ifade edildiği alt kısım devre dışı bırakıldığındaysa elektrik şokuna adapte olan fareler bir gün sonra bu bilgiyi unuttu. En1'i ifade eden bu nöronları hatırlama aşamasında uyaran araştırmacılar çarpıcı bir gözlem yaptı. Fareler öğrenilen davranışı hatırlamakla kalmadı, bacaklarını yüzde 80 daha hızlı bir şekilde elektrikten kaçınmak için aldığı pozisyona getirdi. Takeoka şöyle diyor: 

Bu sonuçlar motor öğrenme ve hafızanın yalnızca beyin devreleriyle sınırlı olduğu yönündeki hakim düşünceye meydan okumakla kalmıyor, aynı zamanda omuriliğin motor hafızasını kontrol edebileceğimizi de gösteriyor. Bunun da omurilik hasarından sonraki iyileşme sürecini geliştirmek için tasarlanan tedaviler üzerinde etkisi olacak.

Independent Türkçe, Medical News, Earth, Science


Ünlü yönetmen gişede umduğunu bulamayan korku filmine övgüler yağdırdı

Omen: İlk Kehanet'in 24 yaşındaki yıldızı Nell Tiger Free, babasının filmi izlerken "neredeyse bayılacağını" söylemişti (20th Century Studios)
Omen: İlk Kehanet'in 24 yaşındaki yıldızı Nell Tiger Free, babasının filmi izlerken "neredeyse bayılacağını" söylemişti (20th Century Studios)
TT

Ünlü yönetmen gişede umduğunu bulamayan korku filmine övgüler yağdırdı

Omen: İlk Kehanet'in 24 yaşındaki yıldızı Nell Tiger Free, babasının filmi izlerken "neredeyse bayılacağını" söylemişti (20th Century Studios)
Omen: İlk Kehanet'in 24 yaşındaki yıldızı Nell Tiger Free, babasının filmi izlerken "neredeyse bayılacağını" söylemişti (20th Century Studios)

Yönetmen Mike Flanagan, gişede umduğunu bulamayan yeni korku filmi Omen: İlk Kehanet (The First Omen) için övgü dolu yorumlarda bulundu.

1976 yapımı korku klasiğinin öncesini anlatıyor

Omen: İlk Kehanet, 1976'da çekilen korku klasiği The Omen'in öncesini anlatıyor. Serinin 6. filmi olan yapım, Roma'da bir kilisede çalışmak üzere gönderilen Amerikalı bir kadının, inancını sorgulamasına neden olan bir komployu keşfetmesini konu alıyor. 

Arkasha Stevenson'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Omen: İlk Kehanet'in oyuncu kadrosunda Nell Tiger Free, Tawfeek Barhom, Sônia Braga, Ralph Ineson ve Bill Nighy yer alıyor.

Korkunun bu ayın başında gösterime girmesinin ardından Mike Flanagan, sinemaseverlerin izledikleri filmleri kaydedip yorumlamalarına ve puan vermelerine olanak sunan Letterboxd'da Omen: İlk Kehanet'le ilgili bir inceleme kaleme aldı.

45 yaşındaki yönetmen, film için için "hınzır, acımasız, zarif, güzel yönetilmiş ve düpedüz korkutucu" yorumunda bulundu.

"Kesinlikle mükemmel"

14 Nisan'da paylaştığı incelemesinde Flanagan, "Vay canına, bu kesinlikle mükemmeldi" diye yazdı.

Meslektaşı Stevenson'a övgüler yağdıran Mike Flanagan, şu ifadeleri kullandı:

Arkasha Stevenson şeytani, acımasız, zarif, güzel yönetilmiş ve düpedüz KORKUTUCU olan bu ilk uzun metrajlı filmiyle sahneye çıkıyor. Nell Tiger Free olağanüstü. Öldüğünü düşündüğüm bir serinin bu kadar canlı bir şekilde hayata döndüğünü başka ne zaman gördüm bilmiyorum. Jenerik akmaya başladığında kendimi yeni bir bölüm için umutlanırken buldum. Arkasha Stevenson'dan harika, harika şeyler bekliyorum.

Flanagan'ın övgü dolu eleştirisi, yeni korku filmine yönelik pozitif yorumlara bir yenisini daha ekledi.

Övgülere rağmen hasılat çok zayıf

Eleştirmenler yaklaşık 50 yıllık film serisine sadık kaldığı için Omen: İlk Kehanet'den övgüyle bahsediyor.

Olumlu eleştirilere rağmen gişede hayal kırıklığı yaratan korku filmi, gösterime girdiği hafta sonu sadece 8,4 milyon dolar kazanabildi. Bu hayalkırıklığı filmin gösterimde kaldığı ikinci hafta daha da kötüleşti. 

Yine de filmin aldığı övgü dolu yorumlar, seri için umut verici kabul ediliyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Letterboxd, People


Rekortmen dizinin oyuncu kadrosuna ünlü aktör de katıldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Rekortmen dizinin oyuncu kadrosuna ünlü aktör de katıldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ünlü oyuncu Steve Buscemi, Netflix'in en popüler dizilerinden biri olan Wednesday'in ikinci sezon kadrosuna katıldı.

Variety'nin edindiği bilgiye göre Buscemi'nin canlandıracağı karakterin detayları gizli tutuluyor ancak kaynaklar, aktörün Nevermore Akademisi'nin yeni müdürünü oynayacağını söylüyor.

Dizinin merakla beklenen yeni sezonuyla ilgili, Jenna Ortega'nın Addams Ailesi'nin kızı Wednesday rolüyle geri dönmesi dışında çok az ayrıntı mevcut. 

İlk sezon, Wednesday'in bir dizi tüyler ürpertici cinayeti başarıyla çözmesinin yanı sıra Nevermore'u ve öğrencileri kurtarmasıyla sona ermişti.

66 yaşındaki usta aktör Buscemi, hem dram hem de komedi rollerini eşit ölçüde üstlenebilme yeteneğiyle tanınıyor.

Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs), Fargo ve Stalin'in Ölümü (The Death of Stalin) gibi filmlerde rol alan aktör, Boardwalk Empire ve televizyon efsanesi The Sopranos gibi dizilerde de boy göstermişti.

8 kez aday gösterildi

8 kez Emmy'ye aday gösterilen oyuncu, Park Bench with Steve Buscemi'yle 2016'da bu ödülün sahibi olmuştu.

Wednesday, ilk olarak Kasım 2022'de gösterime girmiş ve Netflix için anında büyük bir hit haline gelmişti.

Yayıncı kuruluşun en çok izlenen dizilerinden biri olan Wednesday, 12 dalda Emmy'ye aday gösterilmiş ve bunlardan 4'ünü kazanmayı başarmıştı.

Dizinin ikinci sezon çalışmaları, 2023'te Hollywood'da neredeyse tüm projelerin durmasına neden olan yazar ve oyuncu grevleri nedeniyle ertelenmişti. 

Wednesday'in yeni sezon prodüksiyonun nisan sonlarında İrlanda'da başlaması bekleniyor.

Popüler dizinin yaratıcıları Alfred Gough ve Miles Millar, aynı zamanda dizi sorumlusu ve yönetici yapımcı olarak görev yapıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline