Putin Esed’i ‘muhaliflerle’ siyasi diyaloğu aktifleştirmeye teşvik etti

Görüşmede yabancı güçlerin Suriye’deki yasadışı varlığının reddedilmesine odaklanıldı.

Moskova’da bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile tercümanları (AFP)
Moskova’da bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile tercümanları (AFP)
TT

Putin Esed’i ‘muhaliflerle’ siyasi diyaloğu aktifleştirmeye teşvik etti

Moskova’da bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile tercümanları (AFP)
Moskova’da bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile tercümanları (AFP)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed gelenek haline getirdiği üzere birden Moskova’da belirdi. Kremlin’e yapılan ziyaretin gece saatlerinde gerçekleştiği anlaşılıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Esed’in görüştüğü salonda protokol uygulanmadı ve Suriye bayrağı salonda yer almadı.
Kremlin dün sabah saat 07.00’de yayınladığı açıklamada görüşmenin gece geç saatlerinde gerçekleştiğini duyurdu.
Kremlin ikilinin görüştüğünü gösteren video kayıtlarını kasıtlı bir şekilde yayınlamasa da Rusya Devlet Başkanlığı’nın açıklamasında Putin’in görüşme sırasında hangi konuları açıklığa kavuşturmaya çalıştığı görülebiliyor.
Misafirini nezaket ifadeleriyle karşılayan Putin, Esed’in doğum gününü kutladı. Esed ise buna Rusçada teşekkür ederim anlamına gelen ‘Spasiba’ kelimesi ile yanıt verdi. Putin, “Suriye’deki devlet başkanlığı seçimlerinden alınan son derece iyi sonuçlar” için bir kez daha Esed’i tebrik etti. Putin, Esed’e hitaben, “Sonuçlar insanların size güvendiğini ve geçmiş yılların tüm zorluklarına rağmen iyileşme ve normal hayata dönüş sürecini halen sizinle ilişkilendirdiklerini gösterdi” dedi.
Putin, “Siyasi muhaliflerinizle diyalog kurmak da dahil olmak üzere çok şey yaptığınızı biliyorum. Gerçekten bu sürecin devam etmesini umuyorum. Yalnızca Suriye'deki tüm güçlerin bir araya gelmesi, ülkenin kendi ayakları üzerinde durmasına ve kademeli bir şekilde gelişmeye ve ilerlemeye başlamasına izin verecektir” ifadelerini kullandı.
Putin konuşmasının devamında şunları kaydetti:
- Ortak çabalarımız sayesinde Suriye topraklarının büyük bir bölümü büyük darbeler alan teröristlerin kontrolünden kurtarıldı. Halihazırda sizin başkanlığınızdaki Suriye hükümeti toprakların yüzde 90’ını kontrol ediyor. Bana göre asıl sorun en nihayetinde Birleşmiş Milletler kararı ve sizin onayınız olmadan ülkenin belirli bölgelerinde bulunan yabancı silahlı güçlerdir. Bu durum uluslararası hukukla açıkça çelişiyor ve ülkeyi birleştirmek adına elinden geleni yapmak için fırsat vermiyor. Eğer ülke toprakları tümüyle meşru hükümetin kontrolünde olsaydı, ülkenin yeniden imarını hızla gerçekleştirmek mümkün olurdu.
- Ne yazık ki, sadece bölgenin bir kısmını kontrol etmekle kalmayıp aynı zamanda sivilleri korkutmaya devam eden terörist yuvaları halen var. Bununla birlikte mülteciler kurtarılmış bölgelere aktif bir şekilde dönüyorlar. Sizi ziyaret ettiğimde, insanların aktif bir biçimde evlerini onardığını ve kelimenin tam anlamıyla barışçıl bir hayata dönmek için nasıl çalıştıklarını gözlerimle gördüm.
- Ortak çabalarımız meyvelerini veriyor. Şu an ben yalnızca Rusya’nın Suriye halkına yaptığı insani yardımlardan değil aynı zamanda ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden de bahsediyorum. Bu yılın ilk yarısında ticaret hacmi 3.5 kat arttı. Tüm insanlığın bugün karşı karşıya olduğu temel sorunu -koronavirüs salgınıyla mücadeleyi kastediyorum- çözmek için beraber çalışıyoruz. İlk Sputnik aşı sevkiyatları Suriye’ye ulaştı. Ortak çabalarla üzerinden Suriye halkının ekonomiyi, sosyal alanı ve sağlık hizmetlerini eski haline getirmesine yardım edebileceğimizi umuyorum.
Esed ise görüşmede, “Bu görüşme, uluslararası terörizmle mücadelede elde ettiğimiz somut neticeleri irdeleyerek ortak görevimizle ilgili meseleleri tartışmamız için önemli bir fırsat sunuyor” dedi.
“Ordularımız, Suriye Arap ordusu ve Rus ordusu sadece militanların el koyduğu işgal altındaki toprakların kurtarılmasında değil, aynı zamanda yurtlarını terk etmek zorunda bırakılan mültecilerin dönüşünü kolaylaştırmada da önemli sonuçlar elde etti. İster Soçi’de ister Astana’da (Nur-Sultan) birlikte yaptığımız ortak siyasi hamleler, Suriye Arap Cumhuriyeti’nde hayatın normalleşmesine katkı sağladı” diyen Esed, Putin’in siyasi diyaloğu aktifleştirme çağrısına yanıt olarak, “İşaret etmek istediğim bir şey var o da yürüttüğümüz siyasi süreçlerin yaklaşık 3 yıl önce durduğu gerçeğidir. Tabi ki bunun belli sebepleri var. Siyasi süreci yürütme imkanlarını mümkün olan her yoldan yıkıcı bir şekilde etkileyen belli ülkeler var. Başka faktörler de var. Bunları çok iyi anlıyoruz ve çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Suriye halkına dayatılan yaptırımlar insanlara düşmanlık, devlete düşmanlık ve meşruiyete düşmanlık olarak sınıflandırılabilir” şeklinde konuştu.
Suriye Devlet Başkanı Esed ayrıca Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın rolünü “uluslararası arenada aldığı pozisyon ve politikalardan ve dünya tarafından tanınan meşru uluslararası hukukun ilke ve normlarını savunmasından” övgüyle söz etti.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN


Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
TT

Gazeteciler, Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve basın özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle Paris'te suç duyurusunda bulundu

Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)
Gazze Şehri'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilen Filistinli aileler için geçici çadırlar (EPA)

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Fransa şubesi Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ) ile iş birliği yaparak, 26 Kasım'da Paris'teki Ulusal Terörle Mücadele Savcılığı'na, Filistin topraklarında medya özgürlüğünü engelleme ve savaş suçları işleme suçlamalarıyla şikayette bulundu.

Kimliği belirsiz kişiye karşı açılan dava, Fransız gazetecilerin güvenliklerini ve çalışmalarına devam edebilmelerini sağlamak amacıyla gizlice toplanan çok sayıda tanık ifadesine dayanıyor.

İki kuruluştan yapılan açıklamada, "Temel ilkeler olan basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı Gazze ve Batı Şeria'da yeniden tesis edilmelidir"denildi.

"İşgal altındaki Filistin topraklarında gazetecilerin çalışmalarının yaygın olarak engellendiği göz önüne alındığında, sembolik açıklamalar önemini koruyor, ancak yeterli değil. Harekete geçilmeli ve Fransız yargısının bu konuda bir rolü olmalı. Geçen hafta Paris'te yaptığımız şikayetin anlamı da bu."

Şikayette, özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana hiçbir yabancı gazetecinin serbestçe girmesine izin verilmeyen Gazze'ye uygulanan medya karartması ve Hamas saldırıları hedef alınıyor.

İki kuruluş, bu durumu "silahlı çatışmada eşi benzeri görülmemiş bir karartma" olarak nitelendirirken, Filistinli gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik "sert baskı"nın da eşlik ettiğini belirterek, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'nun 225 cinayeti belgelediğini kaydetti.

Kuruluşlar, İsrail ve Batı Şeria'da gazetecilerin çalışmalarına getirilen kısıtlamaları da kınadı.

Sahada çalışan Fransız muhabirler, günlük hayatta olayları takip etmelerinin engellendiğini, tehdit edildiğini, ekipmana el konulduğunu, fiziksel saldırılara maruz kaldıklarını, silahların savrulduğunu, tutuklamalar, aramalar ve sorgulamalar, gözaltılar ve keyfi sınır dışı edilmeler yaşandığını ve hatta bazen "vurulduklarını" anlattılar.

Şikayette, belirli bir kişiyi hedef almadıklarını belirtilerek, belgelenen ihlallerin işgal altındaki topraklarda, siviller ve yerleşimcilerin yanı sıra askeri, polis, gümrük ve idari birimlere atfedildiği, "olayların doğru ve dengeli bir şekilde aktarılmasını engellemek ve tek taraflı bir anlatım dayatmak" amacı güdüldüğü belirtildi.

Bu bağlamda SNJ Genel Sekreterleri Vanessa Ribush ve Julien Fleury, "Gazeteciler gözlemci olarak görülmekte zorlanıyorlar, çünkü çoğu zaman aktivist, hatta terörist gibi muamele görüyorlar" dedi.

"Onlarca silahlı yerleşimci tarafından takip edildiklerinde, hayatlarına yönelik tehlike mevcut ve bazen somut hale geliyor. Gazetecilerin temel haklarının bu şekilde ihlal edilmesi cezasız kalamaz" diye eklediler.

İki örgüt, işgal altındaki topraklarda yaşanan ihlallerin, İsrail'in "devlet dokunulmazlığı"nı ileri sürmesini engellediğini ve özellikle ihlallerin Fransız vatandaşlarını etkilemesi ve temel özgürlüklerini ihlal etmesi nedeniyle, Fransız yargısının harekete geçmesinin önünü açtığını savundu.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Anthony Bellanger ise "Fransız gazetecilerin uluslararası insancıl hukukun tamamen geçerli olduğu alanlarda çalışmalarını engellemelerine, tehdit ve sindirilmelerine veya hedef alınmalarına artık izin vermeyeceğiz" dedi. Bellanger, "Basın özgürlüğü çiğnendiğinde ve savaş suçları işlendiğinde, Fransa vatandaşlarını korumak için harekete geçmelidir. Şikayetimiz, uluslararası hukukun üstünde kimsenin olmadığını ve gerçeğin susturulamayacağını herkese hatırlatmak için gerekli bir adımdır" ifadesini kullandı.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Ulusal Gazeteciler Birliği'ni temsil eden avukatlar Inès Dafoe ve Louise L. Yafe, bu şikayetin Fransa'da "eşi benzeri görülmemiş" olduğunu doğrulayarak, "Gazetecilerin çalışmalarının sistematik olarak engellenmesi ve onları hedef alan savaş suçları temelinde, çatışma bölgesindeki Fransız muhabirlerini korumak için ulusal bir mahkemeye ilk kez böyle bir dava açıldı" dediler.

"Basın özgürlüğünün korunması, hukukun üstünlüğüyle yönetilen her devlette temel bir ilkedir ve Fransız gazetecilerin görevlerini yerine getirme yetenekleri ihlal edildiğinde, mahkemelere başvurmalarını tamamen haklı çıkarır" vurgusu yapıldı.