Kovid-19 kulları nedeniyle Çin üniversitelerinde "koli tsunamisi" yaşanıyor

(Weibo)
(Weibo)
TT

Kovid-19 kulları nedeniyle Çin üniversitelerinde "koli tsunamisi" yaşanıyor

(Weibo)
(Weibo)

Öğrencilerin kampüse döndüğü Çin üniversiteleri, kişisel eşyaların taşınmasını zorlaştıran koronavirüs kararları nedeniyle muazzam bir koli akınıyla baş etmeye çalışıyor.
Yük boşaltma noktalarının sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarında üniversite binalarının dışında üst üste yığılmış kolilerin yanında sahiplerini bekleyen, sıralanmış yüzlerce kutu görülüyor.
The South China Morning Post'a göre Şanhay'daki Jian Qiao Üniversitesi yöneticileri, kampüslerdeki tsunaminin özel araçların öğrenci yurtlarına yaklaşmasını zorlaştıran Kovid-19 kuralları sonucunda yaşandığını söyledi.
Kampüs, virüs salgınının önlenmesi için kapalı kalırken, öğrencilerin eşyalarını kendilerine gönderttiğine ya da odalarını döşemek için yeni eşyalar satın aldığına inanılıyor. Gazete, ortaya çıkan "koli okyanusunun" bölgedeki yolları tıkadığını da bildirdi.
Öğrenciler, üniversitelerini çevreleyen devasa kutu yığınlarına inanamadıklarını sosyal medya sitesi Weibo'da ifade etti.
Bir öğrenci, "Eşyaların alındığı bölgeye geldiğimde koli sayısı beni şoke etti. Gülünçtü" diye yazdı. 
Bir başkası "Ayağını koyacak yer yok" diye yazdı ve kolileri talep etmeye çalışmayı bir "savaş alanına" girmeye benzetti. 
Çin'deki diğer üniversitelerde de koli akını yaşandı. Ningbo şehrinde çalışan ve Zhejiang eyaletindeki 8 üniversiteye paket göndermekle sorumlu teslimat müdürü Chen Sheng, Ningbo Evening News'e yaptığı açıklamada eylülde her gün en az 5 bin koli gönderdiğini söyledi.  Bu, alışılmış miktarın iki katından fazlaydı.
Gazeteye konuşan, Zhejiang Wanli Üniversitesi'nden bir 4. sınıf öğrencisi, eşyalarını üniversiteye gönderdiğini çünkü teslimat hizmetlerinin ucuz ve "kendi başına taşımaktan daha rahat" olduğunu söyledi.
Çin, Kovid-19 salgınlarına bölgesel test ve tecritlerle karşılık verdi. Ağustosta Delta varyantı 20'den fazla şehre yayıldıktan sonra Pekin'dekiler de dahil milyonlarca sakin evlerine kapatılmıştı. 
Independent Türkçe



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP