Basim Francis
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) federal parlamentonun belirlenmesi için düzenlenecek erken seçimlere yönelik propagandalar başladı. Kürt bölgeinin önde gelen iki partisin,n, Bağdat’taki Federal Parlamento’da IKBY’ye ayrılan sandalyelerin çoğunu alması bekleniyor. Bununla birlikte seçimlere katılım oranıyla ilgili yapılan ilk değerlendirmeler, IKBY seçmeninin yönetimdeki partilerin Bağdat ile biriken krizleri çözememesi karşısında yaşadığı hayal kırıklığını yansıtıyor. Bu doğrultuda seçimlere katılımın oldukça düşük düzeylerde olası bekleniyor.
Çeşitli Kürt partilerinden 146 aday, 10 Ekim’de yapılması kararlaştırılan seçimlerde 329 sandalyeli Federal Meclis’teki 46 sandalyeyi kazanmak için 12 seçim bölgesinde yarışacak. Yeni kabul edilen seçim yasasına göre kentler birçok seçim bölgesine bölünecek. Nispi temsile dayanan önceki seçim yasası ise her kenti tek seçim bölgesi olarak kabul ediyordu.
Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) 2018 seçimlerinde Federal Meclis’te 25 sandalye kazanırken rakibi merhum Celal Talabani’nin kurucu lideri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ise 18 sandalye almıştı. IKBY yönetimini paylaşan bu iki ana partinin dışında kalan muhalif oluşumlardan Değişim Hareketi ile İslamcı çizgideki partiler ise sandalye sayısında sert düşüş yaşadı. Muhalif partiler KDP ve KYB’yi seçimlerde geniş kapsamlı manipülasyon gerçekleştirmekle suçladı.
Kürt partiler her seçim turundan sonra ‘yüksek milli menfaatleri’ koruma ilkesine bağlı kalarak Bağdat’ta ortak bir pozisyon almak için prensipte anlaşmalarına rağmen genelde Federal Meclis’te Kürtlerin payına düşen makam koltukları üzerinde anlaşma noktasında ayrışıyorlar. Bu makamların başında da cumhurbaşkanlığı geliyor. Bağdat’ta bir siyasi gelenek haline gelen uygulamaya göre cumhurbaşkanlığı koltuğu Kürtlere, başbakanlık koltuğu Şiilere ve meclis başkanlığı koltuğu da Sünnilere veriliyor. Bu nedenle IKBY’nin iki ana partisinin bu seçimden sonra da söz konusu makam için yeni bir çatışmaya girmesi bekleniyor.
Seçimlerde düşük katılım oranı
IKBY ve Irak’ın diğer şehirlerinde yapılan önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de katılımın düşük olacağına yönelik endişe hakim. Seçimleri gözetleme çalışmaları yürüten Şems (Güneş) Teşkilat Müdürü Hogır Çeto onuya dair şu açıklamalarda bulundu:
“Prensipte mevcut verilere göre katılım oranının yüzde 25 veya 30’un üzerine çıkacağına dair bir gösterge bulunmuyor. Katılım oranın düşük olmasının sebebi birtakım etmenlere dayanıyor. Bu etmenlerden biri önceki seçimlerde kazanan ve iktidara gelen partilerin verdiği seçimlerini sözleri yerine getirmemesidir. Bir başka etmen de yenilenen Seçim Yasası’na rağmen güç dengelerinde bir değişiklik olmayacağı yönündeki kanaattir.”
Yarı bağımsız bir statüye sahip olan IKBY, Irak’ın diğer bölgelerine kıyasla ekonomi deve siyasette daha istikrarlı olmasına rağmen özellikle DEAŞ’ın IKBY sınırının karşısında geniş bir alanı işgal etmesi ve Bağdat ile biriken sorunlar (en başta da IKBY memur maaşlarının kesilmesi) nedeniyle birbiri ardına gelen krizlerle boğuşuyor. Buna ek olarak IKBY’de derinleşen iç krizler, Kürt partiler arasında iktidar ve kaynakların dağıtımıyla ilgili ihtilaflara neden oluyor. Kötü yönetim, iktidardaki KDP ve KYB’nin Erbil ve Süleymaniye’deki yönetimleri birleştirmede başarısız olmaları ve kamu hizmetleri konusundaki sıkıntılar, Mart 1991’de Sadam Hüseyin rejimine karşı ayaklanarak ortaya çıkan Kürt tecrübesine yönelik halk öfkesinin son 15 yılda giderek artmasına yol açıyor.
Çeto, Goran (Değişim) Hareketi’nin KDP ile rekabet etmek için İslamcı çizgide politika yapan partiler (Kürdistan İslami Birlik Partisi ve Adalet Grubu) ile adayların seçim bölgelerine dağılımı konusunda ortak bir mekanizma kurmak için anlaşmasına dikkat çektği açıklamasında söz konusu uzlaşmanın meclis ağırlığında kısmi bir değişikliğe yol açabileceğini söyledi.
Güç dengelerinde köklü bir değişikliğin meydana gelmesine ihtimal vermediğini belirten Çeto, bu çıkarımına gerekçe olarak seçimlerdeki katılım oranının yüzde 25’i geçmeyeceği yönündeki verileri gösterdi. Katılımın böyle bir seviyede kalması durumunda partilerin önceki oyları alacağını kaydeden Çeto, oranın yüzde 40 ila 50’lere ulaşması halinde ise durumun değişebileceğini ifade etti.
Manipülasyon endişeleri
Seçim propaganda kampanyaları güvenlik alanında gerginliğin hakim olduğu bir dönemde baladı. Zira Uluslararası Koalisyon güçlerine ait üssün yer aldığı Uluslararası Erbil Havalimanı 11 Eylül Cumartesi akşamı bomba yüklü iki insansız hava aracı (İHA) tarafından saldırıya uğradı. Saldırıca can kaybı yaşanmadı. İran yanlısı Şii milisler geçtiğimiz aylarda gerçekleşen buna benzer saldırıları üstlenmişti. Söz konusu saldırı, Bağdat ve Erbil arasında ihtilaflı bölge olarak kabul edilen Kerkük kenti ile Ninova vilayetine bağlı Mahmur ilçesinde DEAŞ’ın düzenlediği bir dizi saldırının ardından geldi. Fakat gözlemciler, son dönemde bölgede güvenlik alanında yaşanan gerginliğin seçim sürecini etkileyecek derecede olmadığı ve saldırıların dar bir alanda gerçekleşmeleri nedeniyle etkilerinin sınırlı düzeyde kalacağı görüşünde.
Şems (Güneş) Teşkilat Müdürü Hogır Çeto açıklamalarında seçimlerde manipülasyon ihtimaline de yer verdi:
“Bu mesele gözetleme sürecinde neyin izleneceğine ve 2018 seçimlerinde görüldüğü gibi ihmal ve boşlukların olup olmamasına bağlı. Bu boşluklar Seçim Yasası’nda yapılan değişiklikler ve Bağımsız Seçim Komiserliği’nde alınan önlemlerle iyileştirildi. Ancak halen oyların satın alınması, bazı partilerin kamu malını ve devletin imkanlarının kendi seçim çalışmaları için sömürmesi veya Seçim Komiserliği’nin çalışmalarında ne derece bağımsız olacağı gibi bazı boşluklar bulunuyor. Tüm bunların tekrarlanıp tekrarlanmaması seçim sürecinin izlenmesine ve gözetimine bağlıdır. Bunlar başlıca endişelerdir.”
Güvenilir anketlerin bulunmaması
Bağımsız Kürt Ulusal Meseleleri Stratejik Araştırmalar Programı’nın IKBY şehirlerinin yanı sıra ihtilaflı bölge olan Kerkük’te yürüttüğü bir ankete göre gelecek ay yapılacak seçimlerde, Barzani’nin partisi yüzde 23 ile ilk sırada, KYB ve Değişim Hareketi koalisyonu yüzde 15 ile ikinci sırada yer alacak. İş insanı Şasuvar Abdulvahid liderliğindeki muhalif Yeni Nesil Hareketi yüzde 13’ü geçerek üçüncü sıraya yerleşti. Bu partileri yüzde 3 ile Kürdistan İslami Birlik Partisi ve ondan daha da az oy alan Adalet Grubu takip etti. Ankete göre seçimi boykot edenlerin oranı ise yüzde 19’un altında kaldı.
4 bin 285 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen anket, şehirler arasındaki katılım oranının birbirinden farklı olduğunu ortaya koydu. Zira Süleymaniye’den ankete katılanların yaklaşık yarısı seçimlerde oy vereceğini, yüzde 28’i seçim kartını iptal etmeyi düşündüğünü ve yüzde 18’i de de seçimi boykot edeceğini belirtti.
Irak’ta genel siyasi eğilimi okuyacak anket düzenleme konusunda uzmanlaşmış herhangi bir akademik ve bilimsel kurum bulunmuyor. Zira mevcut kurumlar da güvenirlik kriterlerini karşılamadığı gibi anket düzenleme konusunda düzenli bir mekanizma izlemiyor ve ulaştığı sonuçları sağlıklı bir biçimde analiz edemiyor.
Söz konusu ankete göre Erbil’de seçime katılacaklarını ifade edenlerin oranı yüzde 64. Buna karşılık boykot kararı alanların oranı yüzde 21. Yüzde 13’lük bir kesim ise kararsız.
Anketteki verilere göre Kerkük’te sandığa gideceğini belirtenlerin oranı yüzde 55’in üzerinde. Boykot edeceklerin oranı yüzde 25, kararsızların oranı ise yaklaşık yüzde 20. Halepçe kentindeki oranlar da Kerkük’tekilere yakın. Katılımcıların yüzde 20’si oy kullanırken partileri, yüzde 50 ise adayların özgeçmişlerini dikkate alacağını dile getirdi.
Anket sonuçlarına göre seçim kartını iptal etmeye karar veren ve seçimi boykot edecek olanların büyük bölümü, önceki seçimlerde IKBY’nin 3 temel partisine oy veren seçmenlerden oluşuyor.
Kağıt üzerinde kalan vaatler
Federal Parlamento’dan Değişim Hareketi Milletvekili Hoşyar Abdullah duruma dair şu açıklamada bulundu:
“İktidar güçleri seçimlerden bir ay önce vatandaşlara yalan vaatler vermeye başlıyorlar. Geriye kalan 3 yıl 11 ay ise vatandaşa sırtlarını dönüyorlar. Halk bu partilerin yönetimden gitmesini bekliyor. Çünkü vatandaşın maaş krizini unutarak oy kullanmaya gitmesi mümkün değil.”
Yönetimdeki iki ana parti bazı şüpheli dosyalardan dolayı seçimlerdeki imajını koruyamayabilir. İktidarın büyük ortağı olması dolayısıyla kötü yönetimle suçlanan Barzani’nin partisi eleştirilerden en büyük payı alıyor. Ancak buna rağmen parti yapısı içindeki ihtilaflar düzeyinde daha fazla istikrara sahiptir. Buna karşılık KYB içerisinde geçtiğimiz son iki ayda parti liderliği konusunda anlaşmazlık yaşandı. Merhum Celal Talabani’nin oğlu Bafıl Talabani ile yeğeni Lahor Şeyh Cengi arasında parti liderliği noktasında ihtilaf meydana geldi. Partinin eş başkanı olan Cengi bu süreçte yetkilerinden feragat etti.
Safları birleştirme çağrıları
KDP lideri Mesud Barzani, seçim kampanyasının başında kenti kitlesine hitaben şunları söyledi:
“Seçim Yasası konusundaki çekincelerimize ve doğru bir sayım yapılmaması nedeniyle, yanlış ve adaletsiz sandalye dağılım mekanizmasına rağmen kamu yararı için yarışmaya katılmaya karar verdik. Bağdat ile olan ihtilafların ortaklık, iş birliği ve uzlaşı temelinde anlaşarak iyileştirilmesi önemlidir. Kürdistan halkının sorunu sadece bütçe ile sınırlı değildir. Bilakis Kürdistan halkı bir siyasi dava sahibidir. Duygusallıktan ve taassuptan uzak bir şekilde ciddi ve köklü iyileştirmeleri düşünmenin tam zamanıdır.”
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Kürt partilere yaptığı çağrıda, “Ülkenin genel menfaati ve özel anayasal hakkımızı elde etmek için seçimlerden sonra Bağdat’ta birlikte çalışalım. Seçim kampanyalarında koordinasyon ve iş birliğini zorlaştıracak davranışlar sergilenmemeli” dedi.
KYB ile Değişim Hareketi’nin yer aldığı Kürdistan İttifak Listesi Başkanı ve aynı zamanda IKBY Başkan Yardımcısı Kubat Talabani de yürüttüğü benzer bir seçim kampanyasında şu ifadeleri kullandı:
“Önceki seçimlerde KYB ile Değişim Hareketi arasındaki rekabet ikisinin de yararına olmadı. Bilakis Süleymaniye kentinde bu rekabetten zarar gördüler. Birliğimizle birlikte Süleymaniye’ye istikrar yeniden dönecek.”