Viyana müzakereleri kaldığı yerden devam edecek

Avrupa, Arakçi’nin görevden alınmasından endişe duyuyor.

Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
TT

Viyana müzakereleri kaldığı yerden devam edecek

Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)
Avrupa Birliği elçisi Enrique Mora, 5 Ağustos’ta İran Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sırasında, bakanlık görevine atanmasından önce Abdullahiyan'ın yanında. (EPA)

İran ile nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma umutları, geçen Haziran'dan bu yana durmuş olan yedinci tur müzakerelerin önümüzdeki birkaç hafta içinde yeniden başlaması beklentileriyle yeniden yeşerdi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu'nun bu hafta Viyana'da yaptığı toplantı, Batılı ülkelerin toplantıda İran'ı kınamaktan kaçınmasının ardından müzakere masasına dönüşün yolunu açtı.
Nükleer müzakerelere katılan üst düzey bir yetkili, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, müzakerelerin yaklaşık üç hafta sonra Viyana'da kaldığı yerden devam edeceğini ve yeni İran hükümetinin yeni müzakere ekibini henüz belirlememesinin müzakere masasına dönüşü geciktirdiğini belirtti. Yetkili, İran'daki "ciddi iç farklılıkların" bu heyetin adaylarının belirlenmesini engellediğini söyledi. İbrahim Reisi hükümetinin iki gün önce İran dışişleri bakan yardımcılığı görevinden aldığı Abbas Arakçi’nin müzakere heyeti başkanlığı görevine devam edip etmeyeceği ise henüz belli değil.
Yetkili, müzakere heyetinde kimlerin olacağına dair "henüz bir işaret olmadığını" belirtirken, “Arakçi, müzakerelerin başlangıcından bu yana anlaşmanın tüm ayrıntılarını biliyor ve anlaşmanın kâğıda dökülmesine ortaklık ediyor. Onun yerine başkasının atanması müzakere masasına dönüşte daha büyük bir gecikmeye yol açacak zira yeni müzakerecinin tüm dosyayı baştan sona incelmesi gerekecek. Bu nedenle İranlılar, Arakçi’yi müzakerelerin sonuna kadar müzakere ekibinde tutmaya karar verebilirler" diyerek Arakçi’nin müzakere heyetinden alınmasının “sorun oluşturabileceğini” ifade etti.
Uluslararası toplum Reisi'nin Ruhani'den daha aşırılıkçı olduğunu kabul etse de, müzakere ekibinin taleplere ne ölçüde cevap vereceği henüz bilinmiyor. Müzakerelere katılan ve Şarku'l Avsat'a konuşan bir yetkili, İran'ın yeni Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ı "tehlikeyi önceden sezen profesyonel bir diplomat" olarak nitelendirdi.
Avrupa Birliği adına nükleer müzakerelerin koordinatörü olan İspanyol diplomat Enrique Mora, geçen Ağustos ayında Reisi’nin resmi olarak göreve başlama törenine katılmak için İran’a gittiğinde, o zaman henüz dışişleri bakanı olarak atanmamış olan Emir Abdullahiyan ile 2 saatlik bir görüşme gerçekleştirmişti. Şarku'l Avsat’ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre bu görüşmede Mora, Abdullahiyan’a, müzakerelerin kaldığı yerden devam edeceğini, anlaşma belgesi üzerinde yazılı olan hiçbir şey üzerinde müzakere yapılmayacağını, üç bölüm ve bir girişten oluşan anlaşma metninin büyük bir kısmının yazıldığını ve geri kalan anlaşmazlık noktaları üzerinde müzakereler yapılabileceğini aktardı.
Kaynaklar, "tam bir anlaşmaya varmak için hala birçok boşluk bulunduğunu ve müzakerelerin yalnızca bu boşluklar üzerinde gerçekleştirileceğini" ifade ettiler. Görünüşe göre Mora, bu noktayı Abdullahiyan'a tekrar tekrar açıklamakta "kararlıydı" ve şimdiye kadar yazılmış olan metinleri yeniden yazmaya "hiç de hazır olmadıklarının" altını çizdi. Müzakerelerin altıncı turunun sonunda Mora, dışarıda bekleyen gazetecilere anlaşmanın tamamlanmak üzere olduğunu ve metnin neredeyse hazır olduğunu açıklamıştı. Kaynaklara göre Abdullahiyan, "mesajı anlamış” görünüyordu.
Müzakerelere katılan yetkili, müzakerelere dönecek olan yeni İran heyetinin “daha ​​sert bir bakış açısına sahip olacağının tahmin edildiğini”, ancak bunun “müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi, baştan başlamaması” temel prensibini değiştirmeyeceğini” söyledi.
Yetkilinin "Şarku'l Avsat"a ifade ettiği gibi Rusya, İran'ı müzakere masasına hızla dönmeye ikna etmede "olumlu ve aktif bir rol" oynuyor. ABD Başkanı Joe Biden da İran’ı müzakerelere dönmeye ikna etmeye çalışmaları için Avrupalılar üzerinde baskısını artıyor ve İran’ın müzakereleri ertelemesinden “hoşnutsuzluk” duyuyor.
Bu hoşnutsuzluk, İranlılarla dolaylı müzakereleri yürüten ABD'nin İran özel elçisi Robert Malley'in geçen hafta Moskova ve Paris'e yaptığı ziyarette vurgulandı. Malley, Rusları, İran'ın iyi niyetli bir jest yapması için baskı yapmalarına ikna etmeyi başardı. Bu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Rafael Grossi'nin, Malley'in Moskova ziyaretinden iki gün sonra Tahran'a gideceğini açıklamasıyla açıkça görüldü. Grossi'nin Tahran'a yaptığı kısa ziyaret, Ajans’ın izleme ekipmanlarının bakımı konusunda iş birliğinin yeniden tesis edilmesi ve İran’ın Batılı bir gerilimden kurtarılması için yeterli oldu.
ABD'nin Viyana'daki Uluslararası Örgütler Maslahatgüzarı Louis Bono, Guvernörler Kurulunda yaptığı konuşmada, teşkilat ile Tahran arasında yenilenen iş birliğini memnuniyetle karşıladı ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, İran’ın nükleer anlaşmaya ilişkin temel taahhütlerini yerine getirmesini ve devam ettirmesini sağlayamaması halinde nükleer anlaşmayı sürdürmenin daha zor olacağını vurguladı.
Bono, İran'ı, izleme ekipmanlarının bakımını yapması ve İsrail'in karışmakla suçlandığı Karaj kompleksi saldırısında bozulan parçaları değiştirmesi için ülkeye müfettişlerin girmesine derhal izin vermeye çağırdı. Grossi geçen plazar gecesi, İran’ın, izleme ekipmanlarının bakımı için ülkeye girilmesine “birkaç gün içinde” izin vereceğini belirtti ancak bunun için kesin bir tarih vermedi. Guvenörler Kurulu’ndaki ABD temsilcisi Bono, İran'ın yüksek seviyelerde uranyum zenginleştirmeye devam etmesini eleştirdi ve bu adımı "provokatif" olarak nitelendirdi. Bono, nükleer anlaşmaya dönüşü kolaylaştırmak için İran’ı bu faaliyetini durdurmaya çağırdı.
Önümüzdeki hafta yapılacak iki toplantı, müzakerelere dönüş tarihi için belirleyici bir nokta oluşturabilir. İlk toplantı, Genel Kurul'un oturum aralarında New York'ta yapılacak. Şarku'l Avsat, Avrupa Dışişleri Komiseri Josep Borrell'in toplantı esnasında İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile görüşeceğini bilgisine ulaştı. İkinci toplantı Viyana'da yapılacak ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Rafael Grossi ile Ajans’ın yıllık genel kuruluna katılacak olan İran Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Muhammad İslami’yi bir araya getirecek.



İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.


İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

Filistin devlet televizyonu, şafak vakti itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 38 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

fvgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail'in kara ve hava operasyonları sırasında yıkılan binaların üzerinden uçan İsrail füzeleri (AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail ordusuna ait tankların yaklaşık iki yıldır Gazze'nin kuzeyinde görülmemiş bir savaş sahnesinde şehrin merkezine girdiğini bildirdi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

dffr
Sahil yolunu takip ederek Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AP)

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.

Güvenlik muhalefeti

Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post’tan aktardığına göre, Gazze şehrinin işgali, İsrail savunma kurumları içinde de tartışma yaratıyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de dahil olmak üzere çoğu güvenlik yetkilisi bu harekete karşı çıkıyor.

vfd
Gazze sınırının İsrail tarafında bulunan tanklar (Reuters)

Ancak Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun işgale devam etme emrini vermesinin ardından istifa etmeyi reddetti. Gazeteye göre Zamir bu kararını, saldırının şiddetini ve İsrailli rehineler, İsrailli askerler ve Filistinli siviller üzerindeki etkisini hafifletme kabiliyetiyle gerekçelendirdi.

Netanyahu, Gazze şehrinin işgalinin Hamas'a son iki yılda uğradığı ağır yenilgilerden daha büyük bir yenilgi yaşatacağını belirtti.

Ağır bombardıman

Şehrin sakinlerinden Ahmed Gazal, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrine yönelik yoğun ve sürekli bombardıman var ve tehlike artıyor… Bu sabah erken saatlerde yeri sarsan korkunç bir patlama duyduk. İsrail ordusu, birçok ailenin evlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldı. Yıkılan evlerin çoğunda insanlar yaşıyordu. Çok sayıda vatandaş enkaz altında kaldı” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ise Gazze şehrine yönelik yoğun bombardımanın devam ettiğini; ölü ve yaralı sayısının arttığını bildirdi. Bugün şafak vakti İsrail uçaklarının eş-Şeva Meydanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alması sonucu enkaz altında ölü, yaralı ve kayıplar olduğunu ifade eden Basal, saldırıyı ‘büyük bir katliam’ olarak nitelendirdi.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

vfd
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tel Aviv'den ayrılırken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (AFP)

Bu gerginlik, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'i ziyaretinden bir gün sonra ortaya çıktı. Bakan, ziyaretinde, Amerika'nın İsrail'in Gazze'deki hedeflerine ulaşması için sarsılmaz desteğini sürdüreceğini taahhüt ederek, Hamas'ın ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Rubio, İsrail'in saldırısının ardından Washington'un Doha'ya desteğini göstermek için bugün Katar'ı ziyaret edecek.

Geçtiğimiz hafta İsrail, Katar'daki Hamas liderlerinin kaldığı binaya hava saldırısı düzenleyerek Ortadoğu'nun çeşitli bölgelerine yayılan askeri operasyonlarını genişletti. 9 Eylül'de Doha'ya düzenlenen saldırıda, Hamas liderlerinden Halil el-Hayye'nin oğlu ve Katarlı bir güvenlik yetkilisi dahil altı kişi yaşamını yitirdi.

dfv
Gazze Şeridi sınırında ilerleyen İsrail zırhlı personel taşıyıcısı, 16 Eylül 2025 (Reuters)

Trump rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor... Aileler Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

ABD Başkanı Donald Trump da Truth Social platformu üzerinden yaptığı bir paylaşımda, rehinelerin karşı karşıya olduğu tehlikeyi kabul etti.

Trump dün Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Hamas'ın rehineleri İsrail'in kara saldırısına karşı canlı kalkan olarak kullanmak için bölgeden uzaklaştırdığına dair bir haber okudum. Umarım Hamas liderleri böyle bir şey yaparlarsa neyle karşı karşıya kalacaklarını anlarlar. Bu, daha önce çok az kişinin tanık olduğu bir insani zulüm. Bunun olmasına izin vermeyin, yoksa her şey biter. Tüm rehineleri hemen serbest bırakın!”

(Truth Social gönderisi)

Öte yandan Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu, dün gece geç saatlerde yayınladığı açıklamada, Gazze şehrinde askeri operasyonların yoğunlaştırılması kararını eleştirdi.

Açıklamada, “Teröristler tarafından 710 gece esaret altında tutulan rehineler için bu gece son gece olabilir… Onların cesetlerini bulup onurlu bir şekilde defnetmek için son şansımız olabilir” denildi.

vfdb
İsrailli rehine Matan Zangauker'in annesi Einav Zangauker, İsrail Başbakanı’nın konutunun önünde rehinelerin derhal serbest bırakılmasını talep eden bir protesto eyleminde diğer rehinelerin aileleriyle birlikte oturuyor. (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, rehinelerin kaderinden kişisel olarak sorumlu. Bu çok açık” ifadeleri yer aldı.

Forum ayrıca, Einav Zangauker, Ophir Braslavsky ve Anat Angrist dahil olmak üzere rehinelerin ailelerinin Kudüs'teki Başbakanlık Konutu’na gittiğini bildirdi.


BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
TT

BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in geçtiğimiz hafta Katar'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısının bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirterek, ‘yargısız infazların sorumlularının hesap vermesi’ gerektiğini vurguladı.

Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nde saldırıyla ilgili oturumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İsrail'in 9 Eylül'de Doha'daki müzakerecilere yönelik saldırısı, uluslararası hukukun şok edici bir ihlali, bölgesel barış ve istikrara yönelik bir saldırı ve dünya çapındaki arabuluculuk ve müzakere süreçlerinin bütünlüğüne yönelik bir darbedir.”

Katar, BM İnsan Hakları Konseyi'nden Doha'ya yönelik bombardıman için İsrail'i sorumlu tutmak üzere adımlar atmasını istedi.

Diğer yandan dün düzenlenen Doha Zirvesi’nde liderler, Katar devletine, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının emniyetine koşulsuz desteklerini yinelediler. İsrail'in, Katar'ın egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka bariz bir aykırılık ve bölgesel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olarak gördükleri acımasız saldırısını kınayarak, Katar ile birlik içinde olduklarını ifade ettiler.

Doha'da düzenlenen olağanüstü Arap Birliği - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı eylemi olan İsrail'in hain saldırısına karşı Katar ile dayanışmayı vurguladı. Ayrıca Katar'ın, BM Şartı hükümlerine uygun olarak, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarının emniyetini sağlamak için bu saldırganlığa yanıt vermek üzere atacağı tüm adım ve önlemlerde yanında olunacağı taahhüt edildi.

Nihai bildiride, Gazze Şeridi'nde ateşkesi sağlamak, savaşı sona erdirmek ve rehineleri serbest bırakmak için kilit arabulucu rolünü üstlenen Katar'ı hedef almanın, tehlikeli bir adım ve barışı yeniden tesis etmek için yapılan diplomatik çabalara yönelik bir saldırı olduğu belirtildi. Bildiride, “tarafsız bir arabuluculuk merkezine yönelik bu tür bir saldırganlık, Katar devletinin egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama çabalarını da baltalamaktadır ve bunun tüm sorumluluğu İsrail'e aittir” vurgusu yapıldı.