Ankara destekli Suriye Milli Ordusu’na bağlı grupların askeri eğitimleri, SDG’ye karşı askeri operasyona mı işaret ediyor?

SDG’ye yönelik askeri gerginliğin tırmandığı bir ortamda muhalif silahlı oluşumlar bir çatı altında toplandı.

Suriye Kurtuluş Cephesi’nin kuruluşunun ilan edilmesiyle Halep’in kuzeyinde toplanan muhalif savaşçılar (AFP)
Suriye Kurtuluş Cephesi’nin kuruluşunun ilan edilmesiyle Halep’in kuzeyinde toplanan muhalif savaşçılar (AFP)
TT

Ankara destekli Suriye Milli Ordusu’na bağlı grupların askeri eğitimleri, SDG’ye karşı askeri operasyona mı işaret ediyor?

Suriye Kurtuluş Cephesi’nin kuruluşunun ilan edilmesiyle Halep’in kuzeyinde toplanan muhalif savaşçılar (AFP)
Suriye Kurtuluş Cephesi’nin kuruluşunun ilan edilmesiyle Halep’in kuzeyinde toplanan muhalif savaşçılar (AFP)

Ankara destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları arasında gerçekleşen birleşmeler ve değişikliklerin yanı sıra bu gruplara bağlı unsurların kapalı kamplarda düzenledikleri askeri eğitimler, Suriye’nin kuzeydoğusu ve Fırat Nehri’nin doğusunda konuşlanan Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı bir askeri operasyon hazırlığına işaret ediyor. SMO içindeki bu hareketlilik, Türk askeri güçleri ile SDG arasında gerginliğin arttığı ve karşılıklı saldırıların yaşandığı bir dönemde geldi.
SMO Askeri Danışmanı Tuğgeneral Muhammed Hammadi, “Geçtiğimiz süreçte SMO gruplarının operasyon odaları ve cephelerde tam birleşmesi süreci, bir taraftan Suriye’nin kuzey ve doğusunda askeri ve siyasi hedefleri gerçekleştirmeye gücü yeten bir askeri kurum inşa edilmesini mümkün kılan unsurlardan biri olurken, diğer taraftan SDG ve rejime karşı askeri operasyonların yönetimini kolaylaştıracak” dedi.
Hammadi, “Sultan Murat, Şam Cephesi (Cebhetü’ş Şamiyye) ve İslam Ordusu (Ceyşü’l İslam) başta olmak üzere birkaç gruptan oluşan Kararlılık Operasyonlar Odası’nın kurulması, herhangi bir olağanüstü durumun meydana gelmesi halinde hedefe yani SDG veya rejim güçlerine doğru askeri ve muharip tüm güçleri toplamak için gerekliydi. Ayrıca kuzeydeki güvenlik durumunu izlemek ve kanun kaçaklarını, uyuşturucu tacirlerini, SMO kontrolü ve Türkiye’nin nüfuzu altındaki bölgelerde bomba patlatmak ve güvenliği ihlal etmek gibi terör eylemlerine karışanları takip etmek için zaruriydi. Bunu bir başka birleşme izledi. Bu kapsamda Hamza Tümeni, Mutasım Tümeni, Sultan Süleyman Şah Tümeni, 20. Tümen ve Kuzey Şahinleri Tugayı Suriye Kurtuluş Cephesi adı altında birleşti. Gruplara ait isimler ve flamalar kaldırıldı. SMO bayrağı altındaki Kararlılık Operasyon Odası unsurlarına ek olarak yaklaşık 17 bin savaşçının yer aldığı askeri güçler ile siyasi ve ekonomik büroların tamamı kendilerine verilen askeri ve güvenlik görevlerini yerine getirebilmek için birleşti” diye konuştu.
SMO unsurlarının çeşitli silah türleri ile askeri eğitim kurslarına ve beden eğitimlerine katıldığını aktaran Hammadi, bu unsurların SDG ile olası bir çatışmaya karşı hazır hale getirildiklerini söyledi. Hammadi, SDG’nin, SMO ile olan çatışma hatlarına karşı askeri eylemlere ve provokasyonlara devam ettiğini, SMO kontrolündeki bölgeleri bombaladığını ve bu saldırıların sonucunda Halep’in kuzeyindeki Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı bölgeleri ve Suriye’nin kuzeydoğusundaki Barış Pınarı bölgelerinde hayatını kaybeden ve yaralanan sivillerin bulunduğunu belirtti.
Suriye Kurtuluş Cephesi Komutanlık Konseyi üyesi Mustafa Secari, “Tabii ki SMO PKK’ya bağlı örgüt ve gruplara karşı askeri operasyonları yeniden başlatmak için uygun zamanı bekliyor. Daha önce Türk müttefiki ile üzerinde mutabık kalınan güçlü bir ittifak var. Bu ittifak PKK’yı ve uzantılarını Suriye’deki bölgelerden temizlemeyi amaçlıyor. Suriye toprakları içindeki PKK’ya karşı olası askeri operasyonların bir ön aşaması olarak savaşçılar çatışmalara girmek için eğitilmeye devam ederken, SMO çeşitli bileşenleriyle birlikte şu anda askeri ve savaş hazırlıkları yürütüyor” dedi.
Secari, “SMO gruplarının son birleşme süreci, askeri güçlerin iç yapısının düzenlenmesi ve hizipçiliğin azaltılması kapsamında gerçekleşti. Bu birleşme, terör örgütlerine karşı askeri operasyonların başladığı ilan edilir edilmez, terör örgütleriyle mücadelede süngünün başı olacak” ifadesini kullandı.
Secari, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maalesef SDG, SMO mevzilerine ve sivil bölgelere aynı düzeyde askeri saldırılar düzenlemeye devam ediyor. SDG Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgelerinde istikrar ve güvenliğe zarar vermek için var gücüyle çalışıyor. SMO’nun önünde, SDG örgütünü Suriye topraklarının tamamından söküp atarak saldırıları durdurmaktan başka yol yok. Tabii ki SDG kontrolündeki tüm bölgeler SMO için hedef konumundadır. Fakat askeri operasyonun yeri ve zamanını seçmek askeri komutanlığa bağlıdır.”
Siyasi aktivist Ömer Hacı Ahmed, “SMO’nun Türkiye'nin desteğiyle Suriye’nin kuzeydoğusunda bir askeri operasyon yapacağını teyit eden birkaç faktör var. En önemli faktör ise PKK ile Türk güçleri arasında çatışmaların yaşandığı bir dönemde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) PKK’nın SDG komutanlarıyla irtibata geçmesidir. Bir diğer faktör ise Rusya ve Suriye rejiminin Özerk Yönetim’e şantaj uygulayarak, Türk tehlikesinin varlığını askeri ve yönetim alanında daha fazla taviz vermesi için SDG’ye karşı baskı aracı olarak kullanmalarıdır” dedi.
SDG ise PKK ile herhangi bir ilişkisi olduğu iddiasını yalanlıyor ve Washington’un, Fırat’ın doğusunda gerginliği tırmandırmaya son vermesi için Ankara’ya baskı yaptığını belirtiyor.
SMO komutanlarından Mustafa Bakur, “ABD ve Rusya arasındaki çekişmeler durumu belirsizleştiriyor. Aynı zamanda Türkiye Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde önemli bir role sahip. Son sözü ABD-Rus anlaşmasının söyleyeceği düşünülüyor. SMO’nun SDG’ye karşı askeri hareketlilik içerisinde olduğuna ve orada ona karşı bir askeri operasyon düzenleyeceğine dair bazı işaretler var. Operasyonun sınırlı tutulacağı ve dar bir alanda yapılacağı tahmin ediliyor. Ruslar son günlerde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerini ve Cebel Zaviye’deki Türk noktasının yakınını bombalayarak Türkiye’ye birtakım mesajlar verdi. Bu mesajların özünde, eğer Türkiye, SDG’nin rejim ile anlaşarak elindeki bölgeleri rejime teslim etmesini engellemeye çalışırsa, Rusya’nın rejimin lehine müdahalede bulunmaya hazır olduğu belirtiliyor” şeklinde konuştu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Türk güçleri ve onları destekleyen Suriyeli muhalif grupların, Haseke kentinin kuzeyinde SDG’nin kontrolündeki Tel Tamir’e bağlı Ed-Darara bölgesine düzenlediği füze saldırısının maddi hasara neden olduğunu bildirdi. Gözlemevi can kaybına ilişkin bilgi paylaşmadı. Davudiyye köyünde bulunan Türk üssü geçtiğimiz günlerde kuzeydeki Ebu Raseyn kırsalında yer alan Navihat, Hadravi ve El-Esedi ile Kasri köylerinin çevrelerini ağır top atışları ile bombaladı. Buna eşzamanlı olarak SDG ile olan temas noktalarının yakınına aydınlatma bombaları attı. Ancak yaralı veya can kaybına ilişkin bilgi bulunmuyor.
Türk güçleri bu ayın başında Haseke’ye bağlı Tel Tamir kırsalını bombaladı. Nitekim Türk güçleri o dönem Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke kentine bağlı Et-Tavile, Ummul Hayr, Tel Leben ve Gozeliye köylerini roketlerle hedef aldı. Sivil mülklerin hasar gördüğü saldırılarda can kayıpları hakkında bilgi paylaşılmadı.
Türkiye destekli SMO grupları, SDG ile girdiği şiddetli çatışmaların ardından 18 Mart 2018’de SDG’nin çekildiği Afrin kenti ve çevresinde kontrolü tümüyle ele geçirdi. SMO ve Türk güçleri Suriye’nin kuzeyindeki Halep’in kuzey kırsalında yer alan Afrin ve çevresinde kontrolünü güçlendirdi. SMO Afrin’den sonra düzenlediği operasyonlarla Halep’in doğu kırsalındaki Cerablus, El Bab ve Er-Rai ile 2019’un sonlarında Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke’ye bağlı Tel Abyad ve Rasulayn kentlerine uzandı ve bu bölgelerde kontrolü sağladı.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.