Yardım almayan Filistinli firariler, meyve ve kaktüs ile beslenmişler

İsrail polisi tarafından Nasıra yakınlarında tutuklanmaları ardından Mahmud el-Arida ve Yakub Kadri (AFP)
İsrail polisi tarafından Nasıra yakınlarında tutuklanmaları ardından Mahmud el-Arida ve Yakub Kadri (AFP)
TT

Yardım almayan Filistinli firariler, meyve ve kaktüs ile beslenmişler

İsrail polisi tarafından Nasıra yakınlarında tutuklanmaları ardından Mahmud el-Arida ve Yakub Kadri (AFP)
İsrail polisi tarafından Nasıra yakınlarında tutuklanmaları ardından Mahmud el-Arida ve Yakub Kadri (AFP)

İsrail'in talepleri onaylamasının ardından cezaevlerindeki toplu grevler askıya alındı.
Yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesi’nden sansasyonel kaçışlarının ardından İsrail tarafından yakalanan Filistinli mahkumlar, kaçtıkları süre boyunca içeriden ve dışarıdan yardım, yiyecek ve su almadıklarını açıkladı. Ağaçlardaki meyvelerle beslendiklerini söyleyen mahkumlar, son sığınakları olan Batı Şeria'ya İsrail’in takviye kuvvetleri nedeniyle ulaşamadıklarını ifade etti.
Tünel kazma sürecinin dokuz ay sürdüğünü belirten mahkumlar, İsrail tarafından açıklanan yakalanma detaylarına ilişkin bilgilerin doğru olmadığını ifade ettiler. Filistinli Esirler ve Özgürlüğüne Kavuşanlar Heyeti’nin bildirdiğine göre dün Celme Hapishanesi’nde tutulan mahkum Zekeriye ez-Zebidi’yi ziyaret eden Avukat Feldman, ardından yaptığı açıklamada Zebidi’nin Muhammed el-Arida ile birlikte tutuklandığı sırada darp ve işkenceye uğradığını, bunun neticesinde çenesinde bir, kaburga kemiklerinde ise iki kırığın olduğunu bildirdi.
Heyet tarafından yapılan açıklamada, vücudunda çürük ve yaralar bulunan Zebidi’nin bir İsrail hastanesine nakledildiği ve yalnızca ağrı kesici verildiği belirtildi. Yakalanmasından 5 gün sonra avukatına konuşan Zebidi, 1948 Araplarını (İsrail vatandaşı Filistinliler) İsrail’in uygulayacağı herhangi bir yaptırım veya cezadan sakınmak için serbest kaldıkları dört gün boyunca kimseden yardım istemediklerini söyledi. Hiç su içmediklerini, yalnızca meyve bahçelerinde buldukları kaktüs meyvesi ve incir gibi meyvelerle beslendiklerini de ekledi.
İsrail, Gilboa Hapishanesi’nden kaçan altı mahkumdan Mahmud el-Arida ve Yakub Kadri’yi Cuma günü, Zekeriye ez-Zebidi ve Muhammed el-Arida ise Cumartesi günü yakalanmıştı. Diğer iki firari Eyhem Kemamci ve Yakub Nufeyat’ı arama çalışmaları ise sürüyor.
Heyetin Muhammed el-Arida’yı ziyaret eden avukatı Halid Mahacine, Muhammed el-Arida’nın da darp ve işkenceye maruz kaldığını, birkaç gün içerisinde yalnızca 10 saat uyumasına izin verildiğini, kendisine yemek verilmediğini bildirdi. Şiddetli bir işkence ve darp sürecinden geçen ve vücudunun muhtelif yerlerinde yaralar bulunan Arida’nın başını yere vurduğunu, ancak tedavi görmediğini söyleyen avukat Mahacine, “Aride ve Zebidi’nin serbest oldukları günlerde bir damla dahi su içmemeleri, halsizliğe ve yürüyememelerine neden olmuştur” ifadelerine başvurdu. İkilinin tesadüfen bulunduğunu söyleyen Mahacine, Muhammed el-Arida’nın kendisine ‘bir suç işlemediğini, 1948 Araplarının yaşadığı işgal altındaki yerlerde bir gezintiye çıkıp özgürlüğünü aradığını ve annesiyle görüşmek istediğini’ söylediğini aktardı. Arida’nın 22 yıl ardından Emir Vadisi’ndeki bir bahçeden kaktüs meyvesi tattığı için mutlu olduğunu söylediğini aktaran Mahacine, kaçış operasyonunun lideri sayılan ve İsrail'in bu konudaki haberlerini yalanlayan Mahmud el-Arida’yı da ziyaret etti.
Avukatına yaptığı açıklamada, “Kimseyi sorguya maruz bırakmamak için İsrail vatandaşı Filistinlilerin köylerine mümkün olduğunca girmemeye çalıştık” ifadelerini kullanan Mahmud el-Arida, Batı Şeria bölgelerine de girmediklerini, zirâ ciddi güvenlik önlemlerinin alındığını doğruladı. “Tesadüfen tutuklandık. Nasıra’dan bizi ihbar eden olmadı” ifadelerini kullanan Mahmud el-Arida, kaçış planlarını, arkadaşlarıyla birlikte geçen Aralık ayında tünel kazmaya başlamalarını ve haberleri küçük bir radyodan takip ettiklerini anlattı.
Filistinli Esirler ve Özgürlüğüne Kavuşanlar Heyeti, zor koşullarda tecrit edilen söz konusu dört mahkumun insan hayatının asgari ihtiyaçlarından yoksun, insan hakları kurumlarından ve hukukçu gruplardan uzakta soruşturucular ve gardiyanlar tarafından işkence, kötü muamele ve eziyete maruz kaldıkları uyarısında bulundu.

Filistinli mahkumlar açlık grevine son verdi
Filistin Esirler Kulübü’nün bildirdiğine göre İsrail Hapishanelerindeki Filistinli Esirler Hareketi, İsrail Cezaevleri İdaresi (ŞABAS-IPS) yönetiminin taleplerine yanıt vermesi üzerine toplu açlık grevini durdurma kararı aldı. Bu taleplerden en önemlisi, Gilboa Hapishanesi’nden kaçış operasyonunun ardından ŞABAS-IPS yönetiminin tutuklulara uyguladığı çifte toplu cezaların kaldırılmasıydı. Ancak İslami Cihad Hareketi Esirleri Acil Durum Komitesi, ŞABAS-IPS yönetiminin İslami Cihad tutsaklarına uyguladığı cezaların devam ettiğini açıkladı. Komite tarafından yapılan açıklamada, “Cezaların kaldırılması yönünde ŞABAS-IPS Filistinli Esirler Hareketi’yle anlaşsa da İslami Cihad esirleri bu anlaşmaya taraf değildir” ifadelerine başvurdu.
 



ABD Ulusal İstihbarat Direktörü: Gazze'deki ateşkesi izlemek zor bir görev

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard (Reuters)
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard (Reuters)
TT

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü: Gazze'deki ateşkesi izlemek zor bir görev

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard (Reuters)
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard (Reuters)

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi denetlemenin daha fazla iletişim, koordinasyon ve şeffaflık gerektiren zor bir görev olduğunu söyledi.

Gabbard, Gazze'deki ateşkesi izlemekle görevli Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'ne yaptığı sürpriz ziyaretin ardından Fox News'e verdiği demeçte, “Yıllar sonra ilk kez, sadece İsrail'de değil, tüm Ortadoğu'da gerçek bir umut var” dedi. Gabbard, Fox News'e ortak koordinasyon merkezi hakkında şunları söyledi: “Bu merkez, ülkeler ortak çıkarlar için birleştiğinde neler olabileceğinin canlı bir örneği ve gelecek nesillere fayda sağlayacak kalıcı barışın potansiyel etkisini gösteriyor.”

Gabbard'ın ABD kontrolündeki merkeze yaptığı ziyaret, ABD güçlerinin Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını planlamak ve uygulamak için çalıştığı bir dönemde gerçekleşti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’in tahminlerine göre Refah tünellerinde mahsur kalan yaklaşık 200 silahlı Hamas mensubuna, Gazze Şeridi’nden uzaklaştırılmaları şartıyla güvenli çıkış izni verilmesine ilkesel olarak onay vermişti. Ancak bu karar, bakanlar, iktidar koalisyonu ve muhalefet tarafından topluca reddedildi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Netanyahu’nun kararını ‘güvenlik açısından bir aptallık’ olarak nitelendirdi.

Amerikalı, Mısırlı ve Katarlı arabulucular Netanyahu'ya geri adım atmaması için baskı yapmaya çalışıyor ve Hamas üyelerinin serbest bırakılmasının Başkan Donald Trump'ın planının başarıya ulaşması için önemli bir adım olacağını, böylece ilk aşamanın başarıyla tamamlanıp ikinci aşamanın ertesi gün başlayabileceğini vurguluyor.

Ancak Tel Aviv'deki öfkeli tepkilere yanıt olarak, İsrail hükümetinden bir siyasi kaynak, arabulucuların talebinin onaylandığını reddetti.

İsrail Kanal 12 televizyonu, üst düzey ordu yetkililerinin, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in tutumunun ‘açık ve kararlı’ olduğunu, “Tüm bu teröristler ortadan kaldırılmalıdır” dediğini aktardı.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail ordusunun, Netanyahu’nun onayıyla, sarı hat bölgesindeki tünellerde mahsur kalan Hamas mensuplarının, kendilerine zarar verilmeden Gazze Şeridi’ndeki üslerine dönmelerine izin vermeyi planladığını ortaya çıkardı. Ancak bunun şartı, yanlarında hiçbir silah taşımamalarıydı.


Washington, Gazze'ye iki yıl süreyle uluslararası güç konuşlandırılması için BM Güvenlik Konseyi'ne karar taslağı sundu

Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
TT

Washington, Gazze'ye iki yıl süreyle uluslararası güç konuşlandırılması için BM Güvenlik Konseyi'ne karar taslağı sundu

Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)
Arama kurtarma ekipleri Gazze Şeridi'nin doğusundaki enkaz yığınları arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken yakınlarında nöbet tutan bir Kassam Tugayları üyesi (EPA)

ABD dün, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bir dizi üyesine, Gazze Şeridi'nde en az iki yıl süreyle uluslararası güç oluşturulmasına yönelik bir karar taslağı gönderdi.

Şarku’l Avsat’ın Axios internet sitesinden aktardığına göre karar taslağı, ABD ve diğer katılımcı ülkelere 2027 sonuna kadar Gazze Şeridi'ni yönetme ve güvenliği sağlama konusunda geniş yetkiler verecek ve bu sürenin daha sonra uzatılması da mümkün olacak.

Axios'a konuşan bir ABD yetkilisine göre karar taslağı, ocak ayına kadar Gazze Şeridi'ne ilk birliklerin konuşlandırılması amacıyla önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyi üyeleri arasında yapılacak müzakerelerin temelini oluşturacak.

ABD yetkilisi, uluslararası güvenlik gücünün ‘barış gücü değil, yaptırım gücü’ olacağını doğruladı.

Güç, katılımcı ülkelerden askerleri içerecek ve ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceğini açıkladığı barış konseyi ile istişare edilerek oluşturulacak.

Karar taslağı ayrıca, barış konseyinin en azından 2027 sonuna kadar görevde kalmasını öngörüyor.

Taslağa göre, uluslararası güvenlik gücü Gazze'nin İsrail ve Mısır sınırlarının güvenliğini sağlamak, sivilleri ve insani yardım koridorlarını korumak ve bu göreve katılacak yeni bir Filistin polis gücünü eğitmekle görevlendirilecek.

Taslakta ayrıca uluslararası gücün, Gazze’de güvenlik ortamının istikrarına katkıda bulunacağı; Gazze Şeridi’nde silahsızlandırma sürecini garanti altına alarak, askeri, terörist ve taarruz amaçlı altyapıların tahrip edilmesi ve bunların yeniden inşasının engellenmesi ile birlikte devlet dışı silahlı grupların silahlarının kalıcı olarak toplanması da dâhil olmak üzere rol oynayacağı belirtiliyor.

Karar taslağı ayrıca, uluslararası gücün ‘İsrail'in Gazze'nin diğer bölgelerinden kademeli olarak çekileceği ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ni uzun vadede kontrol etmesini sağlayacak reformları gerçekleştireceği bir geçiş döneminde Gazze Şeridi'nde güvenliği sağlamayı amaçladığını’ belirtiyor.

Karar taslağı, gücün kurulması ve faaliyetlerinin ‘Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve iş birliği içinde’ yürütüleceğini ve gücün ‘uluslararası hukuk, uluslararası insani hukuk dahil olmak üzere, görevlerini yerine getirmek için gerekli tüm önlemleri alma’ yetkisine sahip olacağını vurguluyor.

Taslak, ‘geçici yönetim organı’ sıfatıyla barış konseyinin, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için öncelikleri belirlemesine ve finansman toplamasına imkân tanınmasını da öngörüyor. Bu düzenleme, Filistin Yönetimi’nin reform programını başarıyla tamamlamasının ardından, barış konseyinin onayına tabi olacak şekilde planlanıyor.

Buna ek olarak barış konseyi, Gazze Şeridi'ndeki kamu hizmetleri ve idarenin günlük faaliyetlerini yönetmekten sorumlu olacak, yetkin Filistinlilerden oluşan, siyasi olmayan bir Filistin teknokratik komitesini denetleyecek ve destekleyecek.

ABD yetkilisi, barış konseyinin teknokratik komite kurulmadan önce çalışmalarına başlamasını beklediğini söyledi.

Taslakta ayrıca, BM, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Kızılay dahil olmak üzere barış konseyi ile çalışan kuruluşların yardımların ulaştırılmasından sorumlu olacağı belirtiliyor. Yardımları kötüye kullanan kuruluşlar ise yasaklanacak.


Times of Israel: Trump yönetimi, yabancı gazetecilerin Gazze'ye girmesine izin vermesi için İsrail'e baskı yapıyor

Gazze Şeridi'nin doğusunda Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup savaşçılar (EPA)
Gazze Şeridi'nin doğusunda Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup savaşçılar (EPA)
TT

Times of Israel: Trump yönetimi, yabancı gazetecilerin Gazze'ye girmesine izin vermesi için İsrail'e baskı yapıyor

Gazze Şeridi'nin doğusunda Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup savaşçılar (EPA)
Gazze Şeridi'nin doğusunda Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na mensup savaşçılar (EPA)

Times of Israel gazetesi dün ABD'li yetkililerin, Başkan Donald Trump yönetiminin ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra İsrail'i yabancı gazetecilerin Gazze'ye girmesine izin vermeye çağırdığını bildirdi.

10 Ekim'de ateşkesin başlamasının ardından İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu yarısını kontrol etmeye devam etmesi üzerine Trump yönetimi, gazetecilerin Gazze'ye girişine izin verilmesi talebini yineledi. Ancak bir ABD'li yetkili, bu konunun Washington için öncelikli olmadığını ifade etti.

Washington bu talebi yılın başlarında dile getirmeye başlamış ve Trump da ağustos ayında gazetecilere, Gazze'deki durumun güvenli olmadığını belirterek yabancı gazetecilerin Gazze'ye girmesine izin vermek istediğini söylemişti.

sdefr
Gazze şehrinde Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin (ICRC) yardımıyla rehine cesetlerinin arandığı bir alanı koruyan iki Hamas mensubu (AFP)

İsrail Yüksek Mahkemesi 23 Ekim'de, Yabancı Basın Derneği'nin Gazze Şeridi'ne giriş izni talep eden dilekçesine yanıt olarak, hükümete bağımsız gazetecilerin Gazze Şeridi'ne girişine ilişkin tutumunu güncellemesi için 30 gün ek süre tanıdı. Dilekçe 2024 yılında sunulmuş ve devlet bu yılın haziran ayında yanıtını vermişti.

23 Ekim'de yapılan kısa duruşmada üç yargıç, hükümetin yanıtını sunduğundan bu yana Gazze'deki koşulların, bu ayın başlarında yürürlüğe giren ateşkes nedeniyle önemli ölçüde değiştiğini belirterek, önemli güvenlik riskleri olmadığını savundu.

İsrail Kanal 12 televizyonu da yetkililerin, ABD'nin İsrail'e, şu anda Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail güçlerinin kontrolündeki bölgelerin altındaki tünellerde bulunan yaklaşık 200 Hamas mensubunun güvenli geçişine izin vermesi için baskı uyguladığını söylediğini aktardı.