Suriye: Süveyda’da gerginlik tırmanırken, Dera’da uzlaşma anlaşmalarının kapsamı genişliyor

Şam yönetimi Dürzi nüfusun yoğunlukta olduğu Süveyda ilinde istikrarı sağlamak için müdahalede bulunmayı teklif etti.

Süveyda kentinde muhalif Onurlu Adamlar Hareketi unsurları (Süveyda 24)
Süveyda kentinde muhalif Onurlu Adamlar Hareketi unsurları (Süveyda 24)
TT

Suriye: Süveyda’da gerginlik tırmanırken, Dera’da uzlaşma anlaşmalarının kapsamı genişliyor

Süveyda kentinde muhalif Onurlu Adamlar Hareketi unsurları (Süveyda 24)
Süveyda kentinde muhalif Onurlu Adamlar Hareketi unsurları (Süveyda 24)

Suriye’de Dürzi nüfusun yoğunlukta olduğu Süveyda kentinde, bölge sakinlerinden oluşan ve güvenlik birimlerine bağlı hareket eden yerel gruplar ile Liva Suriye Partisi’ne bağlı Terörle Mücadele Gücü arasında karşılıklı adam kaçırma eylemlerinin yaşanması ve Karya beldesinde bir kişinin yaşamını kaybetmesinin ardından gerginlik tırmanmaya başladı. Süveyda’nın komşusu Dera kentinde ise Rus ordusu uzlaşma anlaşmalarının kapsamını genişletiyor.
Süveyda’daki taraflar önceki gün (çarşamba) kaçırdıkları kişileri karşılıklı olarak serbest bırakma ve aralarındaki gerginliği sonlandırma hususunda anlaşmaya varmalarına rağmen Onurlu Adamlar Hareketi, Süveyda’da Suriye rejimine bağlı güvenlik teşkilatlarının kentteki yerel grupların elindeki silahları çekme, gruplara bağlı unsurları yargılama veya kentten çıkarma konusundaki şartlarının yerine getirilmesini talep etmeye devam ediyor.
Süveyda’daki Onurlu Adamlar Hareketi dün kentte vatandaşları tutuklayan veya adam kaçıran çetelere mensup olmakla suçlanan kişilere baskın düzenledi. Hareket unsurları baskın sırasında Süveyda kentinin kuzeyindeki Atil beldesi çevresinde ve kentin farklı bölgelerin yoğun bir şekilde konuşlandı.
Muhalif Süveyda 24 Ağı Yazı İşleri Sorumlusu Reyyan Maruf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Onurlu Adamlar Hareketi çarşamba günü Askeri Güvenliğin Süveyda şubesini kuşattı. Hareket, bu şubeyi, kentin sakinlerinden şubeye mensup olan kişilerin sivillere karşı yaptığı ihlalleri ve davranışların üzerini örtmek ve onlara koruma şemsiyesi sağlamakla suçluyor” dedi.
Şubenin kuşatılması, Hareketin salı günü yaptığı açıklamada Süveyda’daki Askeri Güvenlik’e bağlı tüm şubelerden, şehrin içinde kendilerine bağlı ‘militanlara ve çetelere’ sağladığı koruma şemsiyesini kaldırmasını, bu kişilerin adalet önünde yargılanmalarını, sivillere yönelik saldırılarda ve işledikleri ihlallerde kullandıkları güvenlik kartlarının ve silahlarının alınmasını veya Süveyda dışına çıkarılmalarını talep etti.
Hareket’in çarşamba günü yaptığı kuşatma ise Askeri Güvenlik’e bağlı şubelerin kentte desteklediği yerel grupların sivillere karşı saldırgan davranışlara ve ihlallere devam etmesinin ardından geldi. Muhaliflerin aktardığına göre, Askeri Güvenlik’e bağlı Raci Falhut Grubu Şam-Süveyda yolundan geçen sivillere karşı ihlallerde bulunarak, kentin içerisinde silahlı devriye faaliyeti icra etti. Ayrıca Askeri Güvenlik’e bağlı silahlı yerel grupların Atil beldesi yakınında Şam-Süveyda yolunu kesmesi üzerine Raci Falhut Grubu Kanavat ve Selim beldeleri üzerinden Şam’a ulaşan alternatif bir yol açtı ve burada güvenlik noktası kurdu. Raci Falhut Grubu’nun Atil beldesini karargah olarak kullandığı belirtiliyor.
Aktivistler Onurlu Adamlar Hareketi’nin hamlelerinin, Liva Suriye Partisi’ne bağlı Terörle Mücadele Gücü ile Askeri Güvenlik’e bağlı Raci Falhut Grubu’nun aksine tarafsız olduğunu belirterek, Hareketin son hamlesinin söz konusu grupların sivillerin ve kentin güvenliğine zarar veren davranışlarında ısrar etmesinin ardından geldiğine dikkat çekiyor.
Hareket, söz konusu gruplar için sunduğu şartları geri çekmesi için yapılan girişimleri kabul etmediğini ve şartlarına bağlı kaldığını vurgulayarak, Atil bölgesini kuşatma altına aldı. Nitekim Atil’in ileri gelenleri de Raci Falhut Grubu’nun ihlallerini reddettiklerini ve belde sakinlerinin silahlı gruplar arasındaki gerginlik ve çatışmalardan uzak tutulması gerektiğini dile getiriyorlar.
Özel bir kaynak, Onurlu Adamlar Hareketi ile Süveyda’daki Dürzi din adamlarının Suriye rejiminin bir askeri yetkilisi tarafından telefonla arandığını bildirdi. Kaynağa göre yetkili, rejim güçlerinin meseleye müdahale etmeye ve bu grupları kontrol altına almaya hazır olduğunu ifade ederek, grupların Askeri Güvenliğin şubelerine bağlı olmadıklarını söyledi. Bununla birlikte Süveyda’da konuşlu grupların unsurları, Suriye rejimine bağlı Askeri İstihbarat mensubu olduklarını iddia ettikleri güvenlik kartları taşıyor.
Süveyda’daki Şeyh Hikmet el-Hicri’yi temsilen kurulan Dürzi Cemaati Ruhani Başkanlığı, dün yayınladığı açıklamada, iç savaşa karşı uyardı. Birlik olma çağrısı yapılan açıklamada, “Dağın tüm evlatları bir üzüm salkımı ve bir ordu gibidir. Onlar hiç kimsenin halkının katili olmasını istemiyorlar. Bu toprakların, kim olursa olsun yabancı saldırganlara ve bozgunculara karşı herkesin bir olmasına ihtiyacı var. El-Akil Şeyhi Yusuf Cerbu, kentin tanık olduğu son olaylar ve çatışmalar ile dış gündemlerin kentteki durumu kaşımasının ardından Suriye devlet otoritesinin Süveyda’da hakim kılınması ve bu otoritenin rolünü tam bir şekilde yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Onurlu Adamlar Hareketi’nin resmi internet sayfasında yer alan videoda hareket hakkında verilen bilgilere göre Süveyda’da en büyük silahlı grup olarak bilinen ve halkın desteğini alan Hareketin saflarının çoğu, Dürzi cemaati mensuplarından oluşuyor ve herhangi bir dış aktöre bağlı değil. Hareket ülkede iç savaşın patlak vermesinden sonra 2013’te Şeyh Vahid el-Albus başkanlığında kuruldu. Kuruluşundan bu yana rejimin Süveyda’da yürüttüğü operasyonlara destek vermeyen ve aynı zamanda karşı gelmeyen Hareket “Toprak ve Namusu Koruma” ile “Dürzi Cemaatin Evlatlarının Korunması” sloganlarını kullanıyor. Hareketin güçleri savaşmak için daha önce başka bir şehir veya ülkeye de gitmedi. Filistin’deki Dürzi cemaatinden destek alıyor.
Süveyda’nın komşusu Dera kentinde ise Rus askeri heyet ve rejime bağlı Güvenlik Komitesi çarşamba günü Dera’nın batısındaki El-Muzeyreb beldesine girdi. Bu gelişme, Rusların daha önce sunduğu yol haritasındaki maddelerin uygulanması kapsamında geldi. Rus askeri heyet ve Komite, askerlik hizmetini yerine getirmeyen sivil veya savaşçılardan durumlarının karara bağlanmasını ya da ellerindeki hafif ve orta ağırlıktaki silahları teslim etmeyi isteyenlere yönelik beldede uzlaşma çalışmalarını yürütmek amacıyla belediye binasında bir merkez açtı. Beldedeki hükümet binalarına Rus ve Suriye bayrakları asıldı. Aynı adım daha önce El-Yaduda beldesinde de atılmıştı.
Aktivistler 4. Tümen’in son askeri faaliyetlere katılmayı reddeden tümen unsurları ile Dera’nın batı kırsalında daha öne uzlaşma anlaşması yapan komutanların, kendilerine verilen güvenlik kartları ile silahlarını teslim etmelerini ve El-Yaduda ve El-Muzeyreb beldelerinde açılan uzlaşma merkezlerine giderek durumlarının karara bağlanmasını talep ettiğini bildirdi. Bu unsurların daha çok Yermuk Havzası bölgelerinde bulundukları belirtiliyor. Aktivistler kabul edilen Rus yol haritasının uygulaması kapsamında Rusya ve rejim temsilcilerinin Tafas’tan sonra Yermuk Havzası’ndaki bölgeleri içine alan El-Cidur bölgeelri ile Dera’nın batı ve kuzeybatı kırsalında yer alan Casim kenti ve Anhal bölgesine gitmesini beklediklerini belirtti.
Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Rusya Federasyonu’nun temel rolüyle birlikte Dera kentinin güneybatısında barışçıl normalleşme sürüyor. Nitekim uzlaşmayı reddeden militanlar (kentten) ayrıldı ve aileleriyle birlikte muhaliflerin kontrolündeki bölgelere doğru yola çıktılar. Geriye kalanlar silahlarını teslim ediyorlar ve durumlarının karara bağlanması için özellikle bu amaçla kurulan resmi merkezlere gidiyorlar. Dolayısıyla Suriye Arap Cumhuriyeti’nde sivil haklarını geri alıyorlar ve barışçıl bir şekilde çalışma fırsatı elde ediyorlar. Tehlikeli suçlar işleyenler hariç herkes, Suriye hükümetinin kendilerine tanıdığı af hakkından yararlanıyor” ifadeleri kullanıldı.
Rus askeri polisler ile Suriye askerlerinin sokaklarda devriye gezdiği ve yolları kontrol etmek için kontrol noktaları kurduğu aktarılan açıklamada, Rus ve Suriyeli askerlerin sabotaj eylemlerini durdurmak ve çatışmaları önlemek için eski militanlara karşı gerekli önlemleri aldıkları belirtildi.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.