Moise suikastıyla ilgili soruşturulması istenen Haiti Başbakanı Henry, Adalet Bakanı'nı görevden aldı

Haiti Başbakanı Ariel Henry, Devlet Başkanı Jovenel Moise'ye yönelik suikastla ilgili kendisini soruşturmak isteyen savcıya destek veren Adalet Bakanı'nı görevden aldı.

AA
AA
TT

Moise suikastıyla ilgili soruşturulması istenen Haiti Başbakanı Henry, Adalet Bakanı'nı görevden aldı

AA
AA

Haiti Adalet Bakanı Rockfeller Vincent'in görevden alındığına ilişkin kararname, resmi gazetede yayımlandı. Vincent'in yerine, Liszt Quitel yeni Adalet Bakanı oldu.
Öte yandan Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri Renald Luberice, Başkan Henry'nin Moise suikastıyla ilgili kendisini soruşturmak isteyen savcıyı ve Adalet Bakanı Vincent'i görevden almasının ardından istifa ettiğini açıkladı.
Luberice, "Jovenel Moise'i tarafından başkanlığa aday gösterilen, onun cinayetiyle suçlanan ve yargı ile iş birliği yapmayan birinin liderliğinde” çalışamayacağı için görevinden istifa ettiğini belirtti.
Başbakan Henry, kendisini Moise'yi öldürülmesiyle ilgili suçlayan Port-au-Prince Başsavcısı Bedford Claude'a mektup göndererek 15 Temmuz'da görevinden azletmişti.
Başsavcı Claude, yargıçtan, Moise suikastıyla ilgili Başbakan Henry'yi suçlamasını talep etmişti.

İddianame
İddianamede, "Henry'yi kovuşturmaya ve doğrudan iddianamesini istemeye yetecek kadar uzlaşmacı unsur var." ifadesine yer veren Claude, aynı gün Henry'den kendisiyle görüşmesini ve Moise suikastındaki kilit bir şüphelinin, cinayetten sadece birkaç saat sonra onu neden iki kez aradığını açıklamasını istemişti.
Claude, aramaların 7 Temmuz'da yerel saatle 04.03-04.20'de yapıldığını ve delillerin, şüpheli Joseph Badio'nun o sırada Moise'nin evinin yakınında olduğunu gösterdiğini belirtmişti.
İki sayfalık iddianamede Claude, aramaların toplam 7 dakika sürdüğünü ve o sırada Henry'nin, Port-au-Prince'deki Hotel Montana'da olduğunu, ayrıca bir hükümet yetkilisinin, geçen ay Twitter paylaşımında, "Henry'nin kendisine Badio ile hiç konuşmadığını söylediğini" aktarmıştı.
Ulusal Polis Müdürü Jorge Luis Vargas, 16 Temmuz'da yaptığı basın açıklamasında, Moise'nin öldürülme emrini Badio'nun verdiğini söylemişti.

Moise suikastı
Haiti'nin 53 yaşındaki Cumhurbaşkanı Moise, 7 Temmuz'da, silahlı kişilerce evine düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmiş, eşi Martine Moise ise yaralanmıştı.
Durumu kritik olan Martine Moise, ambulans uçakla ABD'nin Miami kentindeki Baptist Hastanesine götürülmüştü.
Martine Moise, tedavisinin ardından 18 Temmuz'da ülkesine dönmüştü.
Moise'nin uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirmesinin ardından geçici Başbakan Claude Joseph, ülkede "acil durum" ilan etmişti.
Ulusal Polis Müdürü Leon Charles, suikastın 26 Kolombiyalı ve 2 Haiti asıllı ABD vatandaşının içinde olduğu komando birliğince düzenlendiğini söylemişti.
Suikasta ilişkin 40 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Moise'yi öldüren paralı askerlerin, "DEA (ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi) operasyonu" şeklinde bağırdığının ortaya çıkmasının ardından Haiti kamuoyunda, suikastta ABD'nin parmağı olduğu yönündeki şüpheler artmıştı.

 


Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”