Halilzad suskunluğunu bozdu: Afganistan’dan çıkışımız, Sovyetler’in çekilmesinden daha kötü

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (Reuters)
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (Reuters)
TT

Halilzad suskunluğunu bozdu: Afganistan’dan çıkışımız, Sovyetler’in çekilmesinden daha kötü

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (Reuters)
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad (Reuters)

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, Kabil’in Taliban tarafından ele geçirilmesi öncesinde neler yaşandığına dair açıklamalarda bulundu.
Halilzad, kendisi ile Molla Abdulgani Birader arasında Kabil’i güvence altına almak üzere Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleşen görüşmenin detaylarını da kamuoyu ile paylaştı.
Geçmiş dönemde Halilzad, medya organlarından ve kamuoyundan uzak kalmıştı. Ancak geçen çarşamba günü ABD merkezli ‘Foreign Policy’ dergisine verdiği röportajla sessizliğini bozdu. Zalmay Halilzad, “Çok sayıda kişi, ABD’nin geri çekilmesinin mimarının ben olduğuma inanıyor. Belki de bu bir iltifat olabilir. Ama şunu söylemeliyim ki her ABD yönetiminin kendine has bir iş yapma şekli vardır. Biden yönetimi, geri çekilme faaliyetlerine zaten devam ediyordu” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Foreign Policy Dergisi’nden aktardığı röportaja göre Halilzad, ABD’nin Afganistan’dan geri çekilmesinin 1989’da “Sovyetlerin geri çekilmesinden daha kötü” olduğunu dile getirdi. Özel Elçi, “Ayrılma şeklimiz beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Sovyetler Birliği’nin geri çekilmesinden sonra Afganlarla tekrar büyük bir şey inşa ettik ve sonra da onlardan vazgeçtik. Bunu yapmak zorunda değildik. Tarafları bir araya getirerek ve uzlaşmayı teşvik ederek, halkların barış özlemine cevap vermek için elimizden geleni yapmalıydık” şeklinde konuştu. ABD’nin Afganistan’a, orduya ve devlete yaptığı yatırımın büyük olduğunu belirten Özel Temsilci, bu şekildeki düşüşünün şok edici olduğunu vurguladı.
Halilzad, verdiği röportajda Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden önceki son günlerden ve hareketin kurucularından Molla Abdulgani Birader ile Doha’da yaptığı görüşmenin detaylarından bahsetti. Kabil’e olası bir saldırının başkenti yok edecek ve milyonlarca insanın hayatını tehdit edecek bir çatışmaya yol açmaması için Taliban’a baskı yapmaya çalıştığını belirten Halilzad, sokak savaşlarının patlak vermesinin bir felakete yol açabileceğine ve bunun Washington’un Taliban ile yaptığı anlaşmayla çelişeceğine inandığını dile getirdi.
Zalmay Halilzad, “Taliban ile yaptığımız ve kutsal saydıkları anlaşmanın üçüncü unsuru, açıkça Taliban ile diğer Afganlar arasında müzakereleri şart koşuyor. Kabil’in kapılarında kalmaları için, bunu iki haftaya yayma konusunda anlaşmıştık. Yeni bir kapsayıcı hükümet kurmak amacıyla eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Abdullah Abdullah, Bakan Muhammed Asaf Rahimi, Bakan Muhammed Maasom Stanikzay ve diğer birkaç kişi de dahil, Kabil’den bir heyet geliyor. Ama güç paylaşımı yüzde 50- 50 değil. Bir noktada onlara önerdiğimiz şey buydu. Taliban bunu kabul etti. Ama onların tartışması, kimin bir numara olacağı konusundaydı. Taliban, üyelerinden birini Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile değiştirmek istedi ve Gani, bunu kabul etmeyi reddetti” açıklamasında bulundu.
Ancak Afgan hükümetinin çekilmesi ve Halilzad’ın, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie eşliğinde Doha’da Birader ile yeniden bir araya gelmesiyle işler değişti. O dönemde Birader, Cumhurbaşkanı Gani’nin ülkeyi terk etmesi sonrasında Kabil’in güvenliğinden kimin sorumlu olacağını merak ediyordu. ABD’nin yanıtı General McKenzie’den gelmişti. CENTCOM Komutanı, “Afganistan’daki görevimi size açıkça belirttim” şeklinde konuştu. Yani bir başka deyişle, ABD güçleri sadece ABD’lileri ve diğer hak sahibi grupları tahliye etmek için oradaydı. Washington’un Taliban’ı ABD güçlerinin bulunduğu bölgelere hareket etmemesi veya varlıklarını tehdit etmemesi konusunda uyardığına dikkat çeken General McKenzie, “Taliban, çıkarlarına saldırılması durumunda ABD saldırısı riskini göze alacaktır” dedi. Taliban, anlaşmanın imzalanmasından bu yana 18 aydır ABD güçlerine saldırıda bulunmadı.
Afganistan hükümeti hakkında konuşan Halilzad, birçok kişinin ABD kuvvetlerinin yokluğunda durumun çökmesini beklediğini, ancak bunun birkaç yıl sürmesini öngördüklerini söyledi. Halilzad, “Gani ile görüştüm. Taliban’ın, askeri olarak kazanamayacağı kanaatindeydi. Hareketin savaşçıları, Kabil’i kuşatana kadar buna büyük bir coşku ve güçle inandı” dedi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, Washington’un Afganistan’daki koşullar hakkında Pakistan ile düzenli temas halinde olduğunu açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, düzenlediği basın toplantısı sırasında Afgan halkının içinde bulunduğu insani durumu hafifletmenin herkesin çıkarına olduğunu vurguladı. Bu durumun, Pakistan’ı ve daha uzakta olabilecek ülkeleri kapsadığını belirten Price, Pakistan defalarca Afganistan’da geniş desteğe sahip kapsayıcı bir hükümet çağrısında bulundu.
Price’ın ifadeleri, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ‘ülkesinin, Pakistan ile ilişkilerini değerlendireceği’ yönündeki açıklamasıyla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Bakanın bahsettiği şey; Pakistan ve bölgedeki diğer ülkelerin, kamuoyuna açıklamalarını ‘Afganistan halkını desteklemek ve sadece bizimle değil, uluslararası toplumla da yapıcı bir şekilde çalışma için’ çeşitli şekillerde faaliyete koymalarını beklemeyi sürdüreceğimizi belirtmektedir” dedi.



Gizli belge uyarıyor: Çin, Tayvan'da bir çatışma çıkması halinde ABD ordusunu geride bırakabilir

2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
TT

Gizli belge uyarıyor: Çin, Tayvan'da bir çatışma çıkması halinde ABD ordusunu geride bırakabilir

2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)
2017 yılında düzenlenen bir etkinlikte Devlet Başkanı Şi Cinping'i Hong Kong'da karşılamaya hazırlanan Çin askerleri (Reuters)

Son derece gizli bir ABD hükümeti değerlendirmesi, Çin'in Tayvan üzerindeki bir savaşta ABD ordusundan daha üstün olacağını ortaya koydu.

Gizlilik derecesi yüksek olan ‘Askeri Üstünlük’ raporu, ABD’nin, pahalı ve ileri teknoloji silahlara olan bağımlılığı nedeniyle, Çin’in çok daha ucuz sistemleri büyük miktarlarda üretebilme kapasitesine karşı savunmasız hale geldiği konusunda uyardı.

New York Times, eski Başkan Joe Biden döneminde ulusal güvenlikten sorumlu bir yetkilinin raporu incelediğinde, Pekin’in ‘akla gelebilecek her taktiğe karşı sayısız alternatife’ sahip olduğunu fark edince şaşkına döndüğünü aktardı.

Tayvan’ın kaybı, ABD’nin Batı Pasifik’te Çin’in etkisine karşı en önemli kalesi olarak stratejik ve sembolik bir darbe anlamına gelecek.

Rapor, ABD’nin en gelişmiş uçak gemisi USS Gerald R. Ford’un, Başkan Donald Trump’ın uyuşturucu kaçakçılarına karşı Karayipler’de yürüttüğü operasyon çerçevesinde bölgeye gönderilmesine rağmen, imha edilebileceğini öngörüyor.

7u
USS Gerald R. Ford (CVN 78) uçak gemisi, ABD Virjin Adaları'nın St. Thomas limanına ulaştı. (AFP)

13 milyar dolarlık (9,75 milyar sterlin) ve 2022’de hizmete giren USS Gerald R. Ford uçak gemisi, dizel-elektrik tahrikli denizaltılar ve Çin’in yaklaşık 600 hipersonik füzeden oluşan cephaneliği karşısında risk altında. Bu füzeler, ses hızının 5 katına kadar hızlara ulaşabiliyor.

Pekin, eylül ayında düzenlenen bir askeri geçitte, gemilere yönelik yıkıcı YJ-17 füzelerini sergiledi; bu füzelerin hızı ses hızının 8 katı olarak tahmin ediliyor.

Buna rağmen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Ford sınıfından dokuz ek uçak gemisi inşa etmeyi planlıyor; ABD’de şu ana kadar hiçbir hipersonik füze geliştirilmiş değil.

Tayvan Güvenlik İzleme Merkezi’nden araştırmacı Eric Gomez, olası bir Tayvan çatışmasını simüle eden bir savaş tatbikatına katıldığında nihai sonucun net olmadığını söyledi, ancak ABD’nin ağır kayıplar verdiğini belirtti.

Gomez, Telegraph gazetesine verdiği demeçte, “ABD bu operasyon sırasında çok sayıda gemi kaybediyor. F-35’ler ve diğer taktik uçaklar da operasyon sahasında hızla hasar görüyor” dedi.

Gomez, “Operasyon sonrası özetleri hazırladığımızda maliyetin gerçekten şok edici olduğunu fark ettik. 100’den fazla beşinci nesil uçak, birkaç muhrip, iki denizaltı ve iki uçak gemisini kaybettiniz” ifadelerini kullandı.

sdefrgt
Çin'in ilk uçak gemisi Liaoning, Hong Kong'a doğru yola çıktı. (AP)

Çin, ABD uçak gemilerini ‘dakikalar içinde’ imha etme kapasitesine sahip

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth geçen yıl, Pentagon’un Çin’e karşı düzenlediği savaş tatbikatlarında ‘her seferinde kaybettiğini’ açıkladı. Hegseth, Çin’in hipersonik füzelerinin uçak gemilerini dakikalar içinde imha edebileceğini öngördü.

Çin, kısa, orta ve uzun menzilli füze cephaneliğini büyük ölçüde genişletti; bu durum, ABD’nin gelişmiş silahlarının Tayvan’a ulaşmadan önce yok edilebileceği anlamına geliyor.

Öte yandan, New York Times’a göre, 1990’larda sayıları 10 kat fazla iken şimdi azalan savunma sanayii şirketleri, hâlâ ABD hükümetine daha pahalı gemi, uçak ve füzelerin üst versiyonlarını satmaya devam ediyor.

Savunma Bakanlığı yetkilileri, ABD’nin bu gelişmiş silahları büyük miktarlarda üretmesinin neredeyse imkânsız olduğunu fark etti. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı gibi son çatışmalar, nispeten ucuz silahların, örneğin insansız hava araçlarının (İHA) yıkıcı etkisini gösterdi.

Kongre, önümüzdeki iki yıl içinde 340 bin küçük İHA üretimi için yaklaşık 1 milyar dolar (750 milyon sterlin) ayırdı.

Başkan Donald Trump, Dan Driscoll’u İHA’lardan sorumlu kılarak, Amerikan teknolojisini güncelleme ve rakiplerin bu alandaki çalışmalarına karşı koyma görevini verdi.

Buna rağmen ABD hâlâ rakiplerinin gerisinde bulunuyor. Telegraph’a konuşan uzmanlar, ABD’nin, Çin gibi düşük işçilik maliyeti ve daha az sıkı düzenlemeye sahip ülkelerle rekabet edemediğini belirtti.

Herhangi bir köklü Amerikan savunma politikasının değişikliği büyük yatırımlar gerektirecek; ancak savunma harcamaları yaklaşık 80 yılın en düşük seviyesinde, GSYİH’nin yalnızca yüzde 3,4’üne denk geliyor.

Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Çin ile olası bir savaşta temel mühimmat, örneğin top mermilerinin hızla tükeneceği uyarısında bulundu.

Pentagon içi değerlendirmeler, Çin’in ABD’ye kıyasla çoğu seyir ve balistik füze türünde sayıca üstün olduğunu gösteriyor. Her iki süper güç yaklaşık 400 kıtalararası balistik füze stokuna sahip.


Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
TT

Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, iki ay önce imzalanan ateşkes anlaşması kapsamında Gazze’de oluşturulması planlanan uluslararası istikrar gücünün başına bir ABD’li generali atamayı planlıyor.

Buna karşın Beyaz Saray yetkilileri, Gazze Şeridi’nde hiçbir Amerikan askerinin sahada bulunmayacağını vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre Trump yönetimi, savaşa geri dönüşü önlemek ve kırılgan ateşkesi korumak amacıyla Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. Ekim ayında yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre açıklanan bu rakamın yanında, Hamas savaşçılarının düzenlediği bazı saldırılarda da İsrail askerleri öldü.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğinde Barış Konseyi’ni içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini kapsıyor.

Planlanan uluslararası güç, şu anda İsrail ordusunun kontrolünde bulunan bölgede konuşlanacak. ABD’li yetkililer, bu adımın İsrail’in söz konusu bölgelerden geri çekilmesini mümkün kılacağını belirtti.

ABD’li yetkililer pazartesi günü Tel Aviv’de Avrupalı diplomatlara yaptıkları bir bilgilendirmede, ülkelerinin uluslararası istikrar gücüne asker göndermemesi ya da bu güce katılan ülkelere destek vermemesi durumunda İsrail ordusunun Gazze’den çekilmeyeceğini açıkça ifade etti.

Bilgilendirmeye hâkim bir Avrupalı diplomat şu ifadeyi kullandı: “Verilen mesaj şuydu: Eğer Gazze’ye gitmeye hazır değilseniz, İsrail ordusunun orada kalmasından şikâyet etmeyin.”


Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
TT

Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)

Bolivya hükümetinin açıklamasına göre, eski Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ekonomi bakanı olduğu dönemdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında dün La Paz'da tutuklandı.

62 yaşındaki Arce, ağustos ayındaki seçimlerde yeniden aday olmamıştı.

Eski devlet başkanı Jaime Paz Zamora'nın (1989-1993) oğlu 58 yaşındaki Rodrigo Paz, başkanlığı kazandı.

Paz'ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferi, ülkedeki büyük bir siyasi değişimi yansıttı. Bu zafer, 26 yıl boyunca Evo Morales (2006-2019) tarafından kurulan ve yönetilen Sosyalizm Hareketi (MAS) partisinin yirmi yıllık egemenliğine son verdi; Arce ise Morales'in mirasını sürdürdü.

Arce'nin cumhurbaşkanlığı, özellikle yakıt ve döviz kıtlığı gibi ciddi krizlerle gölgelendi ve bu durum protestolara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yolsuzluk soruşturması, Arce'nin Morales döneminde ekonomi bakanı olduğu zamana kadar uzanıyor.

Arce, kamu hazinesinden siyasi liderlerin kişisel hesaplarına para transferine izin vermekle suçlanıyor. Bu transferlerden faydalandığı şüphelenilenler arasında, geçen hafta aynı davada yaklaşık 100 bin dolar domates yetiştirme projesi için aldığı şüphesiyle tutuklanan eski solcu milletvekili Lydia Paty de bulunuyor.