ABD'nin aradığı 22 yaşındaki YouTuber Petito'nun şimdi de nişanlısı kayıp

Ailesi, Brian Laundrie'den 5 gündür haber alınamadığını söyledi (Instagram/gabspetito)
Ailesi, Brian Laundrie'den 5 gündür haber alınamadığını söyledi (Instagram/gabspetito)
TT

ABD'nin aradığı 22 yaşındaki YouTuber Petito'nun şimdi de nişanlısı kayıp

Ailesi, Brian Laundrie'den 5 gündür haber alınamadığını söyledi (Instagram/gabspetito)
Ailesi, Brian Laundrie'den 5 gündür haber alınamadığını söyledi (Instagram/gabspetito)

ABD'de nişanlısıyla çıktığı geziden sonra haftalardır kendisinden haber alınamayan genç kadının ardından erkek arkadaşı da ortadan kayboldu.
New York eyaletinin Long Island bölgesinde yaşayan Gabby Petito, nişanlısı Brian Laundrie'yle birlikte haziran sonuna doğru ülkeyi gezmek için yola çıkmıştı.
22 yaşındaki genç kadın gezisi sırasında ailesiyle düzenli olarak konuşmasına rağmen iletişim ağustos sonlarında aniden kesilmişti.
Hakkında 11 Eylül'de kayıp ihbarı verilen kadın, yerel ve federal ekipler tarafından hâlâ aranıyor.
Petito'dan haber alınamazken, Laundrie eylülde evine dönmüştü. Güvenlik güçleri ve Petito'nun ailesiyse Laundrie ve ailesinden bilgi almaya çalışmış fakat ne genç kadının nişanlısı ne de ailesi açıklamada bulunmuştu.
Öte yandan, Florida eyaletindeki North Port Polisi şimdi de 23 yaşındaki Laundrie'den haber alınamadığını açıkladı.
Polis sözcüsü Josh Taylor açıklamasında, "Laundrie ailesinin avukatı cuma günü FBI görevlilerini aradı ve Brian'ın kaybolduğunu söyledi. Aile Brian'ı salı gününden beri görmediğini söyledi" ifadelerini kullandı.

Cuma günü Laundrie'nin evine giden polis ekipleri, aile fertleriyle yaklaşık 2,5 saat görüştü.
Bu sırada  Laundrie'nin evinin önünde toplanan ve ailenin soruşturmaya destek vermemesini eleştirerek "Gabbie nerede?" sloganlarıyla protesto düzenleyen bir grup, genç kızın nişanlısının içerde saklandığını düşünerek "Onu dışarı çıkarın!" diye tezahürat yaptı.
Hakkında resmi bir dava açılmadığı için Laundrie bir suçlu olarak değil, nişanlısı Petito gibi FBI tarafından kayıp bir kişi olarak aranıyor.
Independent Türkçe, New York Post, Washington Post



2 bin yıllık köpek penisi kemiği, doğurganlık ritüelinden kalmış

Roma dönemine ait taş ocağı kuyusunda keşfedilen köpek penisi kemiğinin alt yüzeyinde kırmızı aşıboyası var (Ellen Green)
Roma dönemine ait taş ocağı kuyusunda keşfedilen köpek penisi kemiğinin alt yüzeyinde kırmızı aşıboyası var (Ellen Green)
TT

2 bin yıllık köpek penisi kemiği, doğurganlık ritüelinden kalmış

Roma dönemine ait taş ocağı kuyusunda keşfedilen köpek penisi kemiğinin alt yüzeyinde kırmızı aşıboyası var (Ellen Green)
Roma dönemine ait taş ocağı kuyusunda keşfedilen köpek penisi kemiğinin alt yüzeyinde kırmızı aşıboyası var (Ellen Green)

Birleşik Krallık'ın Surrey bölgesindeki Roma dönemine ait bir taş ocağı kuyusunda türünün ilk örneği olan, bir köpeğe ait boyanmış penis kemiği keşfedildi. Arkeologlar bu tarihi eserin, uzun zaman önce kaybolup giden bir doğurganlık ritüelinde kullanıldığından şüpheleniyor.

Surrey'nin Ewell bölgesindeki yaklaşık 4 metre derinliğindeki kireçtaşı kuyusu 2015'te bulunmuş ve MS 1. yüzyıldan kalma alanda o zamandan beri yapılan kazılarda, insan ve hayvanlara ait çok sayıda eski kemik ortaya çıkarılmıştı

Roma-Britanya dönemine ait kuyudan çıkarılan kalıntılar arasında domuz, at, inek, koyun ve köpek gibi 300 civarında evcilleştirilmiş hayvan var ve çoğunda herhangi bir kesme, yakma ya da hastalık izine rastlanmadı.

Araştırmacılar, Nescot kuyusu adı verilen kazı alanında bulunan köpeklerin avcılık veya çiftçilikte kullanılanların aksine çoğunlukla korgi gibi daha küçük evcil hayvan cinsleri olduğunu söylüyor.

Oxford Journal of Archaeology'de yayımlanan yeni bir çalışmada, kazı alanında bulunan ve "potansiyel olarak ayinsel önem" taşıdığından şüphelenilen boyalı bir köpek baculumu veya penis kemiği incelendi.

Çalışmanın tek yazarı olan arkeolog Ellen Green, köpek kemiğini boyamak için kırmızı aşıboyası kullanıldığını ancak bu rengi veren demir oksit mineralinin Nescot bölgesinde doğal bir şekilde bulunmadığını tespit etti.

Bu durum Dr. Green'i, kırmızı aşıboyasının özellikle seçildiğinden ve kemiğin boyandıktan sonra muhtemelen şans tılsımı olarak kuyunun içine atıldığından şüphelenmeye itti.

Arkeolog kuyuya atılan pek çok hayvanın çok genç olması nedeniyle ritüelin doğurganlıkla bağlantılı olabileceğinden de şüpheleniyor.

Kuyudaki insan ve hayvan kalıntılarından oluşan "eşsiz derleme" (ve Roma-Britanya dönemine ait bir kemik üzerinde kırmızı aşıboyası kullandığına dair kayıtlardaki ilk örnek) Dr. Green'in, bölgenin eski sakinlerinin ritüel aracılığıyla "doğurganlıkla kozmolojik bağlantılar" kurma arayışında olduğu sonucuna varmasına yol açtı.

Dr. Green, "Ritüel kuyularının doğurganlıkla ilişkili olduğu fikri yeni olmasa da bu araştırma, çok sayıda kanıttan yararlanarak bu fikri destekleyen ilk çalışmalardan biri" diyor.

Mevsimsellik ve kullanılan hayvanların doğum zamanları nedeniyle ritüel, yeni yaşam ve tarımsal döngü fikirleriyle bağlantılı olabilir.

Araştırmada "Bu durumda ölülerle dolu bir unsur, yeni yaşam ve yenilenmenin potansiyel bir sembolü haline geliyor ve Roma-Britanya inancının sürekli büyüyen dokusuna katkı sağlıyor" ifadeleri yer alıyor.

İnsan ve hayvanların, kullanılmayan taş ocağı kuyusunda yaklaşık yarım yüzyıl boyunca birikmesinin ardındaki nedenleri kesin bir şekilde bilmek imkansız olsa da kanıtlar; bereket, yeni yaşam ve tarımsal döngü fikirleriyle bağlantılı olduğunu destekliyor.

Independent Türkçe