Irak’tan gerçekleşen yakıt sevkiyatı Lübnan’da umutları artırdı

Beyrut açıklarında dizel yakıt taşıyan bir tanker. (AFP)
Beyrut açıklarında dizel yakıt taşıyan bir tanker. (AFP)
TT

Irak’tan gerçekleşen yakıt sevkiyatı Lübnan’da umutları artırdı

Beyrut açıklarında dizel yakıt taşıyan bir tanker. (AFP)
Beyrut açıklarında dizel yakıt taşıyan bir tanker. (AFP)

Lübnan’da kurulan yeni hükümet dün 95 ve 98 oktan benzin fiyatlarının yüzde 37 oranında artırıldığını duyurdu. Hükümet, elektrik tedariğine yönelik planın başlatılmasına paralel olarak maddi kayıpları gidermeye ve sübvansiyon maliyetini azaltmaya çalışıyor. Nitekim Nitekim imzalanan 1 milyon ton petrol ithalat anlaşması kapsamında Irak’ın Lübnan’a gönderdiği 31 bin ton yakıt ülkeye ulaştı.
Lübnan Enerji Bakanlığı dün, elektrik santrallerini işletecek ilk yakıt sevkiyatının gerçekleştiğini duyurdu. Bu kapsamda 16 bin ton yakıtın ez-Zehrani elektrik santraline, kalanının da ülkenin kuzeyindeki Trablusşam şehrine bağlı Deyr Ammar bölgesindeki elektrik santraline boşaltıldığı açıklayan Bakanlık, bu ay sonuna kadar başka yakıt sevkiyatlarının da teslim edileceğini bildirdi.
Petrol Genel Müdürlüğü ve ilgili izleme şirketleri, standartların uygulanmasının ardından tahliye işlemlerine başladı. Irak tarafı ile yapılan anlaşma kapsamında ülkedeki elektrik santrallerini işleten Lübnan Elektrik Şirketi’ne bir yıl boyunca ayda 60 bin tona kadar yakıt tedarik edilecek.
Elektrik krizinin çözümünde petrol ithalatı anlaşması yoluyla Lübnan'ın yanında yer aldığı ve destek verdiği için Irak’a teşekkürlerini ileten Başbakan Necib Mikati, petrol yüklü geminin Deyr Ammar bölgesindeki elektrik santraline yanaşmasına ilişkin Enerji ve Su Kaynakları Bakanı Velid Fayyad'dan bilgi aldı.
Mikati yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hükümet, elektrik dağıtımı yükünü hafifletme ve tedarik durumunu iyileştirme yönünde her türlü çabayı gösterecek. Buna paralel olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirilmesi, doğalgaz ve yenilenebilir enerjiye öncelik verilmesi, elektrik sektörü planının uygulanması, ilgili reformların ve modernizasyonun gerçekleştirilmesi ve özel sektörün de katılımıyla elektrik üretim santrallerinin kurulması yoluyla elektrik krizine de radikal bir çözüm bulunacak.”
Diğer yandan ülkede her iki tür yakıt fiyatında da önemli bir artış kaydedildi. Akaryakıt sübvansiyonları faturasının azaltılması ve geçtiğimiz aylarda yaşanan ciddi krizin ardından bir bidon benzin fiyatı 130 bin Lübnan lirasından 180 bin liraya (yaklaşık 12 dolar) çıktı.
Yerel para biriminin 2019 yılından bu yana dolar karşısında yüzde 90 gibi rekor seviyede değer kaybettiği Lübnan’da bankacılık sistemi felç oldu. Yerel para birimi krizi de yakıt da dahil olmak üzere hayati değerdeki ithalatta düşüşe yol açtı. Ülke, vatandaşları para birimindeki değer kaybından korumak için karaborsadaki dövizden çok daha düşük olan sübvansiyonlu döviz kurları ile dolar sağlayarak yakıt fiyatlarını düşürmeye çalıştı.
Resmi bir belge ile, benzin fiyatlarındaki artışın derhal uygulanacağı belirtilirken krizi hafifletmek amacıyla dün benzin dağıtım süreci başladı. Petrol İstasyonu Sahipleri Sendika üyesi George el-Braks şu açıklamada bulundu:
“Benzin, onaylanan mekanizmaya göre şimdilik sübvansiyonlu kalacak. Petrol tesisleri de mazotu dolar ile verecek. Bu, desteği artırma yönünde sondan bir önceki aşama sayılıyor. Benzin sübvansiyonlarının şu an itibariyle bu ay sonuna kadar sonlanacağını, tüm akaryakıtların sübvansiyon haricinde kalacağını düşünüyorum.”
Braks ayrıca yeni fiyatların yaklaşık 12 bin Lübnan lirasına eşdeğer bir döviz kuruna dayandığını dikkat çekti.
Önceki hükümetin geçen ay akaryakıt fiyatları için onayladığı, bir doların 8 bin liraya eşit olduğu fiyat ile karşılaştırılan bu rakam, yine de paralel piyasadaki fiyatlardan daha düşük sayılıyor. Dün bir dolar karşılığındaki Lübnan lirası 14 bin 600’e yükseldi. Geçen ay Merkez Bankası artık sübvansiyonlu oranlarda yakıt için dolar sağlayamayacağını bildirdi.
Lübnan Maliye Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Merkez Bankası, Uluslararası Para Fonu'nun 1,139 milyar dolar değerindeki Özel Çekme Hakkı’nın bakanlığın hesabına aktarıldığı bilgisini verdi.



Macron: Gazze Şeridi'ndeki durum ‘tahammül edilemez’ seviyede… Bunu Netanyahu ve Trump ile görüşmeyi umuyorum

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Gazze Şeridi'ndeki durum ‘tahammül edilemez’ seviyede… Bunu Netanyahu ve Trump ile görüşmeyi umuyorum

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani krizin kabul edilemez olduğunu düşündüğünü belirterek, konuyu yakında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeyi umduğunu söyledi.

Macron, Arnavutluk'ta Avrupalı liderlerin katıldığı bir toplantı sırasında yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi'ndeki insani durum tahammül edilemez seviyede. Bu durumun başlangıcından bu yana insani etki açısından daha önce görmediğimiz bir seviyedeyiz” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Macron, önceliğin İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalarda ateşkese varmak ve bölgeye insani yardım girişini yeniden başlatmak olduğunu ifade etti. Macron, “Bu konuyu Netanyahu ile konuşma fırsatım olacak ve ayrıca bu konuyu Başkan Trump'a da ilettim” dedi.

Diğer yandan Trump dün erken saatlerde, Gazze Şeridi'nde ‘çok sayıda insanın açlıktan öldüğünü’ belirtti. Trump'ın kısa açıklamaları Beyaz Saray'a döndükten sonra çıktığı ilk Körfez turunun sonunda geldi. Abu Dabi'de gazetecilere konuşan Trump şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ne bakıyoruz ve bu konu üzerinde çalışacağız. Pek çok insan açlık çekiyor.”

 ABD Başkanı Donald Trump, (Arşiv-AFP)ABD Başkanı Donald Trump, (Arşiv-AFP)

İsrail, 2 Mart'tan bu yana 2,4 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini kesin bir şekilde engelliyor. Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısının ardından İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde bir savaş patlak verdi. İsrail, iki aylık ateşkesin ardından 18 Mart'ta askeri operasyonlara yeniden başladı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırmasını ve Gazze Şeridi'nde kalıcı bir demografik değişim için bastırmasını kınayarak bunun ‘etnik temizlik’ anlamına geldiğini söyledi.

Volker Türk yaptığı açıklamada, “İnsanları yoğunlaştırılmış saldırı tehdidi altında kaçmaya zorlayan bu bomba yağmuru, tüm mahallelerin sistematik olarak yok edilmesi ve insani yardımın girişine izin verilmemesi, Gazze Şeridi'nde uluslararası hukuka aykırı olan ve etnik temizlik anlamına gelen kalıcı bir demografik kaymaya doğru gidildiğini gösteriyor” dedi.