Libya, Mısır ile varılan mutabakattan memnun

Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Kahire'nin doğusundaki yeni idari merkez projelerini inceledi.

Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler.  (Mısır Kabinesi)
Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler. (Mısır Kabinesi)
TT

Libya, Mısır ile varılan mutabakattan memnun

Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler.  (Mısır Kabinesi)
Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler. (Mısır Kabinesi)

Libya’da başta Yüksek Devlet Konseyi olmak birçok taraf, Ulusal Birlik Hükümeti tarafından Mısır ile varılan mutabakatıve Tunus ile sınırların yeniden açılmasını memnuniyetle karşıladığını duyurdular.
Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ve Mısırlı mevkidaşı Mustafa Medbuli’nin, Ortak Yüksek Komite çalışmaları kapsamında 13 mutabakat ve uygulama sözleşmesi imzalamasından bir gün sonra, Dibeybe ve bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki yeni idari merkezi ziyaret ettiler. Burada, merkezin en büyük camisi olan El-Fettah el-Alim Camii’nde Cuma Namazı’nı kıldıktan sonra inceleme gezisine başladılar.
Mısır İskan ve Altyapı Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır İşgücü Bakanı Muhammed Safan'ın eşlik ettiği Libya heyetinin, idari merkez ve hükümet bölgesindeki kabine binasını ziyaret ettiğini ve Bakanlıkların sayısı, uygulama şekilleri ve çeşitli donanımlar hakkında Mühendislik Kurumu yetkilileri tarafından yapılan açıklamaları dinlediklerini bildirdi.
Libya'daki Yüksek Devlet Konseyi de “Ulusal Birlik Hükümeti’nin kardeş Mısır Hükümeti ile iki kardeş ülke arasındaki iş birliği çerçevesinde imzalanan mutabakat metinleri ve ortak anlaşmalar kutlu olsun" açıklamasında bulundu. Konsey açıklamasında ayrıca ‘halkın çıkarlarına hizmet etmek için her alanda daha fazla ortak iş birliğini dört gözle beklediğini’ vurguladı.
Ülke siyasetinde İtalyan sömürgeciliğine karşı direnişin sembolü olan Ömer Muhtar'ın hayat hikayesi belgeseli adeta bir açıklama yarış var gibi görünüyor. Çeşitli siyasi partiler, vefatının 90’ıncı yı ldönümünde Ömer Muhtar’ın mücadelesi vesilsiyle ‘vatan için fedakarlık’ çağrısı yapıyorlar.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
 “Ülkemizin içinde bulunduğu krizden çıkmasını istiyorsak, vatanı ve birliğini koruyan kahramanların tarihinden ibretler ve dersler çıkarmamız gerekir. Ömer Muhtar, Libya'nın tüm şehirlerinden, köylerinden ve kırsal bölgelerinden gelen arkadaşlarıyla birlikte bir kişi, aşiret, şehir veya grup uğruna değil; ülke uğruna savaştı. O ve arkadaşları silahlarını birbirlerine doğrultmadılar, Libya'yı sömürmeye çalışan düşmanlara karşı savaştılar.”
Dibeybe de Twitter hesabından şu aaçıklamayı yaptı:
“Vatanının kurtuluşu ve onurunu savunmak için ruhunu veren kişi, ülkesinin tarihi tarafından ölümsüzleştirilir ve hatırası yad edilir. Bu sebeple bugün Ömer Muhtar’ın şehadet yıl dönümü olan Şehitler Günü’nü anıyoruz. Bu gururlu şehitlerin fedakarlıklarını korumak için Libya’ya barış içinde hizmet etmeye çalışıyoruz. Libya’ya bir saldırı olursa bizler de onlar gibi canımızı ortaya koyarız.”
Saluk şehrinde (Bingazi'nin güneyinde) Ömer Muhtar anısına düzenlenen törene, Mareşal Halife Hafter adına Ulusal Ordu Başkomutanlığı Genel Müdürü Korgeneral Hayri el-Tamimi katıldı. 5+5  Askeri Komitesi adına törene katılan komite üyesi Korgeneral Atiyye el-Şerif de Ömer Muhtar’ın mezarına çelenk bıraktı.
Libyalılar dün, yetkililer tarafından sağlık protokolleri nedeniyle iki aydan fazla bir zamandır kapalı tutulan Tunus Ras Cedir sınır kapısına, yavaş da olsa tedavi görmek ve alışveriş yapmak için akın ettiler. Sınırın her iki tarafında sıralanan mal yüklü kamyonlar da iki ülke arasında geçiş yaptı.
Libyalılar, Tunus’a hava yolculuklarının da aynı gün başlayacağını umuyorlardı. Ancak Tunus Havayolları, Kartaca Havalimanı'ndan Mitiga ve Benina havalimanlarına uçuşların önümüzdeki perşembe gününden itibaren başlayacağını duyurdu.
Askeri Medya Birimi dün, Ulusal Ordu’nun Libya’nın güneyindeki Tarbo bölgesindeki Çadlı isyancılara ait mevzilerin imhasına katılmasının ardından askeri devriyeler aracılığıyla sınır bölgelerini güvence altına almak için yürütülen genişletilmiş askeri operasyonlarla ilgili açıklamada bulundu. Çadlı muhalefet unsurlarının Tarbo bölgesin civarındaki Tarık bin Ziyad el-Muazzez tugayının askeri birliklerin hedef alındığını belirterek bazı video kayıtları yayınladı.
Bunun yanı sıra Doğu bölgesinden bir heyet, yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yanı sıra her iki taraftan tutukluların serbest bırakılmasını görüşmek için ülkenin batısındaki Misurata şehrini ziyaret etti.
Yerel medya kaynakları toplantıda, Trablus'ta yaşanan savaş sırassında her iki tarafta kalan tutukluları değişmenin yollarının tartışıldığını, buna ek olarak batı ve doğu Libya'dan yerinden edilenlerin yurtlarına geri dönmesinintartışıldığını bildirdi.
Libya'da yürütme organının izlediği ulusal uzlaşıya destek veren farklı blok, parti ve akımlardan siyasi güçler yaptıkları açıklamalarda, ülkenin güneyindeki el-Cufra, Vadi el-Şatıi, Ubari, Gat, Merzuk Havzası ve Sebha bölgelerinde barış içinde bir arada yaşanılması için güneydeki unsurlarla imzalanan Fizan Sözleşmesi’ni memnuniyetle karşıladıklarını bildirdiler. Bölge sakinlerinin geçmiş defterleri kapatma, bölgenin istikrarını sağlama ve kalkınması için çalışma için sosyal dokuyu koruma arzusunda oldıuklarını belirttiler.
Milli Kuvvetler dün yaptığı açıklamada söz konusu girişimin başarısında emeği geçen herkesin cesaretini ve yurtseverliğini takdir ettiklerini, anlaşmanın bölgede sürdürülebilir bir uzlaşma zemini hazırlamaktaki rolü nedeniyle tüm Fizanlı vatandaşların anlaşmayı desteklemesi ve içeriğine uyması gerektiğini bildirdi. Ayrıca anlaşmadan önce bölgenin çatışmalardan ve bölünmelerden muzdarip olduğunu ve istikrarı olumsuz etkileyen terör, kaçakçılık ve organize suçların merkezi haline geldiğini vurguladı.”
İhya Libya (Libya’yı diriltme ) Bloğu da dahil olmak üzere bildiriyi imzalayan güçler, söz konusu anlaşmayı 24 Aralık 2021’de devlet başkanı ve parlamentoyu belirlemek doğrultusunda, seçim ile ulusal meşruiyeti yenilemek açısından değerli bir adım olarak değerlendirdi.

 


Husilerden Hizbullah’a mesaj: Tabatabai suikastı sonrası İsrail’e karşı çatışma çağrısı

Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)
Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)
TT

Husilerden Hizbullah’a mesaj: Tabatabai suikastı sonrası İsrail’e karşı çatışma çağrısı

Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)
Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)Husi militanları Sana'nın kuzeyinde düzenlenen mitingde güçlerini sergiliyor (AFP)

Husiler, geçtiğimiz Pazar günü Beyrut’un güney banliyösünde İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden Hizbullah'ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai için Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım’a gönderdiği taziye mesajlarını, Hizbullah’ı İsrail’e karşı yeniden harekete geçirme çağrısına dönüştürdü.

Taziye mesajlarında hüzünlerini ifade eden Husiler, mesajların içerikleriyle örgütün liderlerinin çatışmanın seyrine ilişkin beklentilerini ve Hizbullah’tan beklediklerini net biçimde ortaya koydu.

Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, uzun mesajında Tabatabai’nin ölümünü “görev şehadeti” olarak nitelendirerek “cihad yoluna devam edilmesi gerektiğini” vurguladı. Husi, İsrail’in Lübnan’da ateşkes kuralına uymayacağını ve Gazze ile Lübnan’ın güneyindeki gelişmelerin çatışmanın geri dönülmez bir kader olduğunu gösterdiğini belirtti.

scdfrg
Lider Heysem el-Tabatabai'nin Hizbullah tarafından dağıtılan bir fotoğrafı

Husi mesajında, Lübnan direnişinin kararlılığını övdü ve Hizbullah’ın rolünün durmayacağını ifade ederek, örgütün operasyonlarını yeniden başlatması için dolaylı bir teşvik mesajı verdi. Yemenli gözlemciler, bu tonlamanın Husiler’in Lübnan cephesini sürekli aktif tutma isteğini yansıttığını, bunun da örgüte bölgede faaliyetlerini sürdürmek için meşru bir zemin sağladığını ifade ediyor.

Daha açık bir ifade, Husi liderin kuzeni ve örgütün Yüksek Siyasi Konsey üyesi Muhammed Ali el-Husi tarafından iletildi. Husi, Tabatabai’nin ölümünü “direniş yolunda ilerleme zorunluluğu” ile ilişkilendirerek, Hizbullah operasyonlarının İsrail’i caydırmanın tek yolu olduğunu savundu ve suikastın sorumluluğunu doğrudan ABD’ye yükledi.

frg
İsrail, Husilere çok sayıda askeri ve siyasi liderin ölümüne yol açan acı verici darbeler vurdu (AP)

Muhammed Ali el-Husi ayrıca örgütün Hizbullah ve Filistinli grupların yanında yer almaya “hazır” olduğunu belirtti. Bu ifade, Husiler’in İran eksenli cephede çoklu çatışma alanlarında yer almak istediklerini göstermesi açısından dikkat çekti.

Yemenli gözlemcilere göre, bu mesajlar, Hizbullah’ı İsrail ile çatışmayı yeniden başlatmaya teşvik etmeyi hedeflerken, iç propaganda açısından da Husiler’in bölgesel varlığını sürdürdüğünü ve etkili bir aktör olduğunu takipçilerine göstermek amacını taşıyor.

Tabatabai, Husiler açısından simgesel bir öneme sahip; çünkü Yemen’deki ve diğer sahalardaki eğitim ve silahlanma operasyonlarıyla ilişkilendirilen önemli isimlerden biriydi. Ayrıca, Husilerin son on yıldaki askeri gelişmelerinin bir kısmının Hizbullah subaylarının deneyimlerinden, özellikle Tabatabai’den etkilendiği öne sürülüyor.

Gözlemciler, İran ve müttefikleri ile İsrail arasındaki bölgesel çatışma bağlamında Husilerin mesajlarının Hizbullah’ın doğrudan hesaplarını değiştirmeyeceğini, ancak kuzey cephesinde sükûnetin İsrail’in Husilerin liderlerini hedef almasına ve kapasitesini zayıflatmasına yol açacağı endişesini yansıttığını belirtiyor.

Husiler, Ekim ayında İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkesin ardından İsrail’e ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi’ndeki gemilere yönelik saldırılarını durdurmuş, yalnızca durumu izleyerek ateşkesin bozulması halinde saldırılara yeniden başlayacaklarını açıklamıştı.


AB Büyükelçisi Simonie  Şarku’l Avsat konuştu: Husilere hoşgörü yok, öncelik Yemenlileri müzakere masasına döndürmek

Avrupa Birliği Yemen Büyükelçisi Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Saleh Al-Ghannam)
Avrupa Birliği Yemen Büyükelçisi Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Saleh Al-Ghannam)
TT

AB Büyükelçisi Simonie  Şarku’l Avsat konuştu: Husilere hoşgörü yok, öncelik Yemenlileri müzakere masasına döndürmek

Avrupa Birliği Yemen Büyükelçisi Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Saleh Al-Ghannam)
Avrupa Birliği Yemen Büyükelçisi Başkanı Patrick Simonnet (Fotoğraf: Saleh Al-Ghannam)

Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi Patrick Simonié, AB’nin Husilere karşı hoşgörülü olduğu yönündeki eleştirileri yalanladı. Simonié, Şarku’l Avsat gazetesine verdiği röportajda, esas hedefin tarafları müzakere masasına geri döndürmek olduğunu belirtiyor

Avrupa’nın Yemen politikasında dönüşüm

Simonié, AB’nin BM öncülüğündeki barış sürecini desteklediğini ve Yol Haritası’nda somut ilerleme beklediğini söyledi. Avrupa stratejisi, Yemen hükümeti ve Başkanlık Konseyi’ni destekleyerek vatandaşlara güven ve temel hizmetleri sunmayı amaçlıyor.

d
Avrupa Birliği heyeti başkanı, Yemen Cumhurbaşkanı'na  güven mektubunu sunarken (SABA)

AB Büyükelçisi, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki insani ve kalkınma rolünü “son derece olumlu” olarak nitelendirirken, iki tarafın Yemen ve Kızıldeniz konularında yakın bir uyum içinde olduğunu belirtti.

Yemen Hükümeti ve Başkanlık Konseyi ile işbirliği

Simonié, AB’nin Yemen ile ilişkilerini “açık ve doğrudan” olarak tanımladı. Hedef, temel hizmetleri güçlendirerek vatandaşlar nezdinde güven ve meşruiyet oluşturmak. Ayrıca, Başkanlık Konseyi’nin içindeki farklı görüşlerin normal olduğunu ancak birlik ve reformların öncelikli olduğunu vurguladı.

Ekonomik reformlar ve öncelikler

Başkanlık Konseyi’nin uyguladığı ekonomik reformlar, finansal istikrarı güçlendirmek, şeffaflığı artırmak ve ülkenin ekonomik potansiyelini açığa çıkarmak için kritik önemde.

xscdfrgt
Patrick Simonnet, Yemen'in Hadramut eyaletine yaptığı son ziyaretten bir kare (Avrupa Birliği)

Simonié, özellikle yerel gelirlerin merkezi hükümete aktarılması ve gümrük kuru reformunu desteklediklerini belirtti.

Husiler ve AB’nin tutumu

Husilerle ilgili olarak Simonié, AB’nin pozisyonunu net bir şekilde açıkladı:

"Hiçbir hoşgörü söz konusu değil. Esas amacımız tarafları müzakere masasına geri döndürmek. Tüm taraflar bizim pozisyonumuzu gayet iyi biliyor."

AB, denizcilik hedefli saldırıları kınarken, uluslararası ortaklardan da aynı çabayı bekliyor.

Suudi Arabistan ile işbirliği

Simonié, Suudi Arabistan’ı AB için “çok önemli bir ortak” olarak tanımladı ve iki tarafın güçlü ilişkiler ve sürekli koordinasyon içinde olduğunu vurguladı. Hadramut ziyaretinde Suudi projelerini inceleme fırsatı bulduğunu belirten büyükelçi, işbirliği için geniş alanlar bulunduğunu ifade etti.

İnsani ve kalkınma desteği

AB’nin insani desteği, tüm temel kurtarma alanlarını kapsıyor. Geçtiğimiz yaz, kolera salgını riski nedeniyle hava köprüsü ile acil yardım ulaştırıldı.

dfr
Büyükelçi Muhammed el Cabir, Riyad'da Avrupa Birliği büyükelçilerini kabul etti (Suudi Arabistan Büyükelçisinin X hesabı)

2015’ten bu yana AB, Yemen’e yaklaşık 1 milyar euro insani ve kalkınma yardımı sağladı. Bu destek, küçük ölçekli ekonomik projeler ve kültürel restorasyon projelerini de içeriyor. Örneğin, UNESCO ile işbirliğiyle Şibam kentinin restorasyonu gerçekleştirildi ve şehrin üçte biri kurtarıldı.

y
Simone, yakın zamanda tarihi Şibam şehrine yaptığı ziyaret sırasında (Avrupa Birliği Misyonu)

BM özel elçisinin çalışmalarını tamamen desteklediklerini belirten Simonié, çözümün askeri değil, siyasi ve sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı.

Temkinli İyimserlik

Simonié, son haftalarda konuşulan barış penceresinin hâlâ geçerli olduğunu ifade ederek, barış için tüm tarafların birlikte çalışması gerektiğini söyledi.


Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırı belirleme anlaşması imzalandı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile el sıkıştı. (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile el sıkıştı. (AP)
TT

Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırı belirleme anlaşması imzalandı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile el sıkıştı. (AP)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile el sıkıştı. (AP)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı bugün, Lübnan ve Güney Kıbrıs arasında deniz sınırlarını belirleyen bir anlaşmanın imzalandığını duyurdu. Bu anlaşma, gelecekte denizde enerji arama çalışmalarının önünü açacak.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre, Lübnan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Baabda Sarayı'nda Güney Kıbrıslı mevkidaşı Nikos Hristodulidis ile bir araya geldiği belirtildi.

Avn, Güney Kıbrıslı mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında şunları söyledi: “İki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgenin sınırlarının belirlenmesi başarısını kutlamak için buradayız. Anlaşma, Lübnan ve Güney Kıbrıs'ın deniz kaynaklarını keşfetmeye başlamasına ve bu alanda iş birliği yapmasına olanak tanıyacak.”

Avn, bu aşamaya gelinmesinde emeği geçen Nikos Hristodulidis ve Güney Kıbrıs ve Lübnan'da bu başarıya katkıda bulunan hükümet yetkilileri, idareciler, askeri personel ve çeşitli düzeylerdeki uzmanlar dahil olmak üzere herkese teşekkür etti.

Avn, “Hepinize teşekkür ediyorum. Çünkü bize uluslararası hukuk ilkelerine bağlılığın ülkeler arasındaki dostluğu güçlendirdiğini ve Akdeniz coğrafyasının bizi tarih ve gelecek gibi bir araya getirdiğini yeniden gösterdiniz” ifadelerini kullandı.

Hristodulidis ise iki ülke arasında deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasının imzalanmasının ardından, elektrik bağlantısının fizibilitesi konusunda Dünya Bankası'ndan danışmanlık aldıklarını söyledi.

Hristodulidis, “Bu, yıllardır çözülemeyen bir sorunu sona erdiren tarihi bir anlaşma ve şimdi iki ülkemizin birlikte neler başarabileceğini sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

İki cumhurbaşkanı, anlaşmanın Beyrut, Lefkoşa ve Güney Kıbrıs’ın üye olduğu Avrupa Birliği (AB) arasında daha fazla iş birliği için zemin hazırlayacağını ifade etti.