Libya, Mısır ile varılan mutabakattan memnun

Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Kahire'nin doğusundaki yeni idari merkez projelerini inceledi.

Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler.  (Mısır Kabinesi)
Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler. (Mısır Kabinesi)
TT

Libya, Mısır ile varılan mutabakattan memnun

Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler.  (Mısır Kabinesi)
Başbakan Dibeybe ve Libya bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki idari merkezi ziyaret ettiler. (Mısır Kabinesi)

Libya’da başta Yüksek Devlet Konseyi olmak birçok taraf, Ulusal Birlik Hükümeti tarafından Mısır ile varılan mutabakatıve Tunus ile sınırların yeniden açılmasını memnuniyetle karşıladığını duyurdular.
Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ve Mısırlı mevkidaşı Mustafa Medbuli’nin, Ortak Yüksek Komite çalışmaları kapsamında 13 mutabakat ve uygulama sözleşmesi imzalamasından bir gün sonra, Dibeybe ve bakanlar heyeti dün Kahire'nin doğusundaki yeni idari merkezi ziyaret ettiler. Burada, merkezin en büyük camisi olan El-Fettah el-Alim Camii’nde Cuma Namazı’nı kıldıktan sonra inceleme gezisine başladılar.
Mısır İskan ve Altyapı Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır İşgücü Bakanı Muhammed Safan'ın eşlik ettiği Libya heyetinin, idari merkez ve hükümet bölgesindeki kabine binasını ziyaret ettiğini ve Bakanlıkların sayısı, uygulama şekilleri ve çeşitli donanımlar hakkında Mühendislik Kurumu yetkilileri tarafından yapılan açıklamaları dinlediklerini bildirdi.
Libya'daki Yüksek Devlet Konseyi de “Ulusal Birlik Hükümeti’nin kardeş Mısır Hükümeti ile iki kardeş ülke arasındaki iş birliği çerçevesinde imzalanan mutabakat metinleri ve ortak anlaşmalar kutlu olsun" açıklamasında bulundu. Konsey açıklamasında ayrıca ‘halkın çıkarlarına hizmet etmek için her alanda daha fazla ortak iş birliğini dört gözle beklediğini’ vurguladı.
Ülke siyasetinde İtalyan sömürgeciliğine karşı direnişin sembolü olan Ömer Muhtar'ın hayat hikayesi belgeseli adeta bir açıklama yarış var gibi görünüyor. Çeşitli siyasi partiler, vefatının 90’ıncı yı ldönümünde Ömer Muhtar’ın mücadelesi vesilsiyle ‘vatan için fedakarlık’ çağrısı yapıyorlar.
Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
 “Ülkemizin içinde bulunduğu krizden çıkmasını istiyorsak, vatanı ve birliğini koruyan kahramanların tarihinden ibretler ve dersler çıkarmamız gerekir. Ömer Muhtar, Libya'nın tüm şehirlerinden, köylerinden ve kırsal bölgelerinden gelen arkadaşlarıyla birlikte bir kişi, aşiret, şehir veya grup uğruna değil; ülke uğruna savaştı. O ve arkadaşları silahlarını birbirlerine doğrultmadılar, Libya'yı sömürmeye çalışan düşmanlara karşı savaştılar.”
Dibeybe de Twitter hesabından şu aaçıklamayı yaptı:
“Vatanının kurtuluşu ve onurunu savunmak için ruhunu veren kişi, ülkesinin tarihi tarafından ölümsüzleştirilir ve hatırası yad edilir. Bu sebeple bugün Ömer Muhtar’ın şehadet yıl dönümü olan Şehitler Günü’nü anıyoruz. Bu gururlu şehitlerin fedakarlıklarını korumak için Libya’ya barış içinde hizmet etmeye çalışıyoruz. Libya’ya bir saldırı olursa bizler de onlar gibi canımızı ortaya koyarız.”
Saluk şehrinde (Bingazi'nin güneyinde) Ömer Muhtar anısına düzenlenen törene, Mareşal Halife Hafter adına Ulusal Ordu Başkomutanlığı Genel Müdürü Korgeneral Hayri el-Tamimi katıldı. 5+5  Askeri Komitesi adına törene katılan komite üyesi Korgeneral Atiyye el-Şerif de Ömer Muhtar’ın mezarına çelenk bıraktı.
Libyalılar dün, yetkililer tarafından sağlık protokolleri nedeniyle iki aydan fazla bir zamandır kapalı tutulan Tunus Ras Cedir sınır kapısına, yavaş da olsa tedavi görmek ve alışveriş yapmak için akın ettiler. Sınırın her iki tarafında sıralanan mal yüklü kamyonlar da iki ülke arasında geçiş yaptı.
Libyalılar, Tunus’a hava yolculuklarının da aynı gün başlayacağını umuyorlardı. Ancak Tunus Havayolları, Kartaca Havalimanı'ndan Mitiga ve Benina havalimanlarına uçuşların önümüzdeki perşembe gününden itibaren başlayacağını duyurdu.
Askeri Medya Birimi dün, Ulusal Ordu’nun Libya’nın güneyindeki Tarbo bölgesindeki Çadlı isyancılara ait mevzilerin imhasına katılmasının ardından askeri devriyeler aracılığıyla sınır bölgelerini güvence altına almak için yürütülen genişletilmiş askeri operasyonlarla ilgili açıklamada bulundu. Çadlı muhalefet unsurlarının Tarbo bölgesin civarındaki Tarık bin Ziyad el-Muazzez tugayının askeri birliklerin hedef alındığını belirterek bazı video kayıtları yayınladı.
Bunun yanı sıra Doğu bölgesinden bir heyet, yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yanı sıra her iki taraftan tutukluların serbest bırakılmasını görüşmek için ülkenin batısındaki Misurata şehrini ziyaret etti.
Yerel medya kaynakları toplantıda, Trablus'ta yaşanan savaş sırassında her iki tarafta kalan tutukluları değişmenin yollarının tartışıldığını, buna ek olarak batı ve doğu Libya'dan yerinden edilenlerin yurtlarına geri dönmesinintartışıldığını bildirdi.
Libya'da yürütme organının izlediği ulusal uzlaşıya destek veren farklı blok, parti ve akımlardan siyasi güçler yaptıkları açıklamalarda, ülkenin güneyindeki el-Cufra, Vadi el-Şatıi, Ubari, Gat, Merzuk Havzası ve Sebha bölgelerinde barış içinde bir arada yaşanılması için güneydeki unsurlarla imzalanan Fizan Sözleşmesi’ni memnuniyetle karşıladıklarını bildirdiler. Bölge sakinlerinin geçmiş defterleri kapatma, bölgenin istikrarını sağlama ve kalkınması için çalışma için sosyal dokuyu koruma arzusunda oldıuklarını belirttiler.
Milli Kuvvetler dün yaptığı açıklamada söz konusu girişimin başarısında emeği geçen herkesin cesaretini ve yurtseverliğini takdir ettiklerini, anlaşmanın bölgede sürdürülebilir bir uzlaşma zemini hazırlamaktaki rolü nedeniyle tüm Fizanlı vatandaşların anlaşmayı desteklemesi ve içeriğine uyması gerektiğini bildirdi. Ayrıca anlaşmadan önce bölgenin çatışmalardan ve bölünmelerden muzdarip olduğunu ve istikrarı olumsuz etkileyen terör, kaçakçılık ve organize suçların merkezi haline geldiğini vurguladı.”
İhya Libya (Libya’yı diriltme ) Bloğu da dahil olmak üzere bildiriyi imzalayan güçler, söz konusu anlaşmayı 24 Aralık 2021’de devlet başkanı ve parlamentoyu belirlemek doğrultusunda, seçim ile ulusal meşruiyeti yenilemek açısından değerli bir adım olarak değerlendirdi.

 


Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
TT

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün güney Lübnan'daki mevzilerinden birinin yakınında İsrail'in düzenlediği saldırıda bir askerinin yaralandığını duyurdu ve İsrail'e "saldırgan davranışlarına son vermesi" çağrısını yineledi.

Bu, İsrail ve Lübnan arasında tampon güç olarak görev yapan ve İsrail ile Hizbullah arasındaki bir yıllık ateşkesi desteklemek için Lübnan ordusuyla iş birliği yapan UNIFIL'in güney Lübnan'da bildirdiği son olaydır.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre UNIFIL açıklamasında, "Bu sabah, Mavi Hat'ın güneyinde, Bastra köyünde yoldaki bir engeli inceleyen UNIFIL devriyesinin yakınlarına İsrail ordusunun mevzilerinden ağır makineli tüfek ateşi açıldı. Ateş, yakınlarda bir el bombasının patlamasının ardından başladı" ifadeleri yer aldı.

UNIFIL şöyle devam etti: "UNIFIL mülkünde herhangi bir hasar meydana gelmese de silah sesleri ve patlama nedeniyle barış gücü mensuplarından biri hafif bir beyin sarsıntısı geçirdi."

UNIFIL ayrıca dün, Lübnan'ın güneyindeki Kfarşuba kasabasında başka bir olayın yaşandığını bildirdi ve rutin operasyonel görev yürüten bir başka barış gücü devriyesinin, mevzilerinin yakınlarında İsrail tarafından ateş açıldığını belirtti.

Bu ayın başlarında UNIFIL, İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinde barış güçlerine ateş açtığını bildirmişti.

UNIFIL, geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin Güney Lübnan'daki güçlerine ateş açtığını bildirirken, İsrail ordusu barış güçlerini yanlışlıkla "şüpheli" olarak algıladığını ve onlara uyarı ateşi açtığını belirtti.

Ekim ayında UNIFIL, personelinden birinin Güney Lübnan'daki BM mevzisinin yakınlarına atılan bir İsrail el bombası nedeniyle yaralandığını bildirdi; bu, bir ay içinde yaşanan üçüncü benzer olaydı.

UNIFIL, barış güçlerine yönelik veya yakınlarında yapılan saldırıların, Kasım 2024 ateşkesinin temelini oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı 1701'in "ciddi ihlalleri" olduğunu belirtti.

İsrail ordusuna, "Mavi Hat boyunca veya yakınında barış ve istikrar için çalışan barış güçlerine yönelik saldırgan davranışlarını ve saldırılarını durdurması" çağrısını yineledi.

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarına düzenli saldırılar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah mevzilerini ve personelini hedef aldığını, onları yeniden silahlandıklarını iddia ederek suçluyor. İsrail ayrıca Güney Lübnan'ın stratejik açıdan önemli beş bölgesinde askeri varlığını sürdürüyor.


Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, Gazze anlaşmasının engellenmesine ve yeniden inşa çabalarının parçalanmasına karşı uyarıda bulundu

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Arabulucuların, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının hayata geçirilmesi için yürüttüğü çabalar sürerken, Mısır’dan bu sürecin önümüzdeki ocak ayında yürürlüğe girmesinin engellenebileceğine dair endişe ve uyarılar geliyor.

Uzmanlara göre, Gazze Şeridi’nin yeniden inşa çabalarının parçalanmasına, bölgenin bölünmesine ya da İsrail’in Gazze Şeridi’nde konuşlandırılacak istikrar güçlerine ilişkin şartlar dayatmasına karşı çıkan Mısır’ın bu tutumu, 29 Aralık’ta ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması planlanan görüşme öncesinde İsrail üzerinde baskı oluşturmayı amaçlayan önemli mesajlar içeriyor. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Mısır’ın söz konusu mesajları ışığında Washington’un ikinci aşamanın başlatılması yönünde baskı yapmasını beklediklerini dile getirdi.

Diğer yandan Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün yaptığı açıklamada, Almanya’nın Gazze için öngörülen barış planı kapsamında gelecek ay konuşlandırılması beklenen uluslararası istikrar gücüne, öngörülebilir gelecekte katılmayacağını duyurdu.

Bu gelişme, Mısır’ın endişelerini daha da güçlendirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Devlet Enformasyon Servisi Başkanı Ziya Raşvan, Netanyahu’yu, ‘anlaşmada yer almamasına rağmen ikinci aşamayı direnişin silahsızlandırılması şartına indirgemeye çalışmakla’ suçladı. Raşvan, İsrail’in, istikrar gücünü, silahsızlandırma gibi yetki alanı dışındaki rollerle sürece dahil etmeye çalıştığını, buna da katılımcı ülkelerin onay vermeyeceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre Raşvan, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Netanyahu’nun girişimleri uygulamanın ertelenmesine ya da yavaşlatılmasına yol açabilir, ancak ikinci aşamayı durdurmayı başaramaz” dedi. Netanyahu’nun, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini engellemek ve Washington’u Tahran’la bir çatışmaya sürüklemek için her yolu denediğini ifade eden Raşvan, bunun Gazze Şeridi’nin yeniden alevlenmesine ve anlaşmanın ikinci aşamasının başarısız olmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Öte yandan perşembe günü İsrail’in Ynet haber sitesi, bir askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun yıl bitmeden Trump ile yapacağı görüşmede, İran’ın balistik füze tehdidine ilişkin istihbarat bilgilerini paylaşacağını aktardı. Haberde, ABD’nin İran’ın balistik füze programını sınırlayacak bir anlaşmaya varamaması halinde İsrail’in İran’la karşı karşıya gelmek zorunda kalabileceği ifade edildi.

Farabi Siyasi Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubaşi, Mısır’dan gelen açıklamaların açık ve net olduğunu, İsrail ve Washington’a yönelik güçlü mesajlar içerdiğini söyledi. Gubaşi, Mısır’ın bu düzeyde doğrudan mesajlar vermesinin, Washington’un Kahire ile Tel Aviv arasında bir yakınlaşma noktası bulma arayışını gündemine almasına yol açtığını belirtti.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal da Mısır’ın açıklamalarının, İsrail’in durumu siyasi değil güvenlik merkezli bir bakış açısıyla kalıcı hale getirme çabasına dair gerçek kaygılar barındırdığını vurgulayarak, Washington’un bu duruma son vermek için daha ciddi adımlar atması umudunun dile getirildiğini ifade etti.

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

Mısır’ın tutumu yalnızca endişelerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda açık uyarılar da içeriyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, perşembe günü Mısır televizyonuna verdiği demeçte, Gazze konusunda iki ‘kırmızı çizgi’ bulunduğunu belirterek, “Birinci kırmızı çizgi, Batı Şeria ile Gazze Şeridi’nin birbirinden ayrılmamasıdır. Bu kesinlikle mümkün değildir. İki bölge, kurulacak Filistin devletinin bölünmez bir bütünüdür. İkinci kırmızı çizgi ise Gazze Şeridi’nin bölünmemesidir” dedi.

Abdulati, Gazze’nin kırmızı ve yeşil bölgelere ayrılmasına ya da İsrail’in doğrudan kontrolü altındaki bölgelerde yeniden imar sağlanırken, nüfusun yüzde 90’ının bulunduğu diğer bölgelerde Hamas gerekçesiyle insanların aç ve susuz bırakılmasına ilişkin söylemleri ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi. Abdulati, “Bu tür senaryolar ne gerçekleşir ne de üzerinde uzlaşı sağlanır” ifadesini kullandı.

Bu çerçevede değerlendirmelerde bulunan Gubaşi, Mısır’ın kırmızı çizgiler ilan etmesinin net bir sınır anlamına geldiğini ve sahadaki bazı uygulamaların Kahire açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. Gubaşi, Mısır’ın bu mesajları özellikle bu dönemde vermesinin, arabulucuların ikinci aşamanın yakın zamanda başlatılması yönündeki çabalarını güçlendirmeyi amaçladığını belirterek, “Washington isterse istediğini yapar; özellikle de anlaşmayı baltalayan İsrail adımlarını durdurma konusunda baskı söz konusuysa” dedi.

Öte yandan Israel Hayom gazetesi perşembe günü yayımladığı haberinde, Netanyahu ile Trump arasında yapılması beklenen görüşmenin, Gazze’de ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik kaydedilen ilerlemeye ilişkin bir açıklamayla sonuçlanacağını yazdı.

Ziya Raşvan da mevcut göstergelerin, ABD yönetiminin ocak ayının başında ikinci aşamanın başlatılması yönünde kararını verdiğini ortaya koyduğunu söyledi. Raşvan, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı’nı kabul etmesinin, ikinci aşamanın fiilen başlatılmasına dair net bir işaret olmasının muhtemel olduğunu ifade etti.

Nizar Nazzal ise Netanyahu’nun Trump ile görüşmesinde, İsrail’in sarı hatta kalmasını, Gazze’nin bölünmesini ve İsrail kontrolündeki alanlarda yeniden imarın başlatılmasını savunan bir anlatıyı öne çıkarmaya çalışacağını öngördü. Nazzal, “Mısır’dan gelen bu uyarı niteliğindeki mesajlar, anlaşma sürecini aksatabilecek yeni engelleri ya da ABD-İsrail uyumunu önlemeye yönelik ön alıcı bir adım niteliği taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.


Halep'te SDG ve hükümet güçleri arasında çatışmalar yaşandı

Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Halep'te SDG ve hükümet güçleri arasında çatışmalar yaşandı

Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi, Halep'te bir DEAŞ hücresine karşı düzenlenen güvenlik operasyonunda (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye devlet televizyonu dün, Halep'teki bir güvenlik kontrol noktasında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından açılan keskin nişancı ateşi sonucu İç Güvenlik Güçleri mensubunun yaralandığını bildirdi. Bu arada, Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), ordunun Halep kırsalındaki Tişrin Barajı'ndaki mevzilerine doğru SDG tarafından fırlatılan insansız hava araçlarını düşürdüğünü bildirdi.

Televizyon haberinde ayrıca, Halep'in Eşrefiye mahallesinde konuşlanmış SDG savaşçılarının Şihane kavşağı kontrol noktasında İç Güvenlik Güçleri personeline ateş açtığı da belirtildi.

Halep’teki iç güvenlikten sorumlu Albay Muhammed Abdülgani, “anlaşmaların yeni bir ihlali olarak, Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde konuşlanmış SDG milislerine bağlı keskin nişancılar, sivillerin giriş çıkışlarını denetleyen kontrol noktası personelinin görevini yerine getirdiği sırada İçişleri Bakanlığı kontrol noktalarından birini hedef aldı” açıklamasını yaptı.

Suriye İçişleri Bakanlığı'na göre Gani, “Bu saldırı sonucunda personelimizden biri yaralandı, kendisine hemen ilk yardım yapıldı ve tedavi için bir sağlık merkezine sevk edildi. Ateş kaynakları, belirlenmiş prosedürlere göre etkisiz hale getirildi ve susturuldu” ifadelerini kullandı.

SDG ise “Şam hükümetine bağlı grupların güçlerine iki roket attığını” belirtti.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yaptığı açıklamada, “Bu saldırıya karşılık olarak güçlerimiz, meşru öz savunma hakkı çerçevesinde sınırlı bir şekilde karşılık verdi” derken, aynı zamanda “durumu kontrol altına almak ve herhangi bir tırmanmayı önlemek için ilgili taraflarla sürekli iletişim halinde olma ve itidale bağlı kalma taahhüdünü” de teyit etti.

, Suriye devlet televizyonu, dün erken saatlerde Halep-Rakka yolunda gümrük devriyesine yönelik kimliği belirsiz saldırganlar tarafından düzenlenen saldırıda birkaç personelin yaralandığını bildirmişti.

Suriye televizyonu ayrıca, İç Güvenlik Güçlerinden bir askerin "Halep şehrindeki bir güvenlik kontrol noktasında SDG'ye ait keskin nişancı ateşiyle yaralandığını" da duyurdu.

Halep vilayetindeki iç güvenlikten sorumlu Muhammed Abdulgani, perşembe günü yaptığı açıklamada, güçlerinin Genel İstihbarat Müdürlüğü ile iş birliği içinde, "son dönemde üyelerinin yakından izlenmesinin ardından" vilayette "DEAŞ'a bağlı terör hücresine" karşı hedefli bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

Abdulgani, operasyon sonucunda hücrenin tamamen dağıtıldığını, üç üyesinin tutuklandığını ve vatandaşların ve vilayetin güvenliğini istikrarsızlaştırmayı amaçlayan "terörist" eylemlerde kullanılmak üzere tasarlanmış silah, mühimmat ve malzemelerin ele geçirildiğini belirtti.

Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab ise bakanlık güçlerinin Genel İstihbarat Müdürlüğü ve uluslararası ortaklarla "iyi planlanmış bir taktik ve üst düzey koordinasyon" sayesinde, DEAŞ terör örgütünün bir liderini tutuklamayı ve bir diğerini de 24 saatten kısa bir sürede "etkisiz hale getirmeyi" başardığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı’ndan (SANA) aktardığına göre İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Muhammed Şahade adlı DEAŞ liderinin "bölgenin güvenliğine ve halkının emniyetine doğrudan tehdit oluşturduğunu" belirtti.

Suriye İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak çarşamba günü devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, bir güvenlik operasyonu sonucunda DEAŞ'ın "Şam valisi" olarak adlandırılan bir üyesinin tutuklandığını söyledi.