İran krizlerini hafifletmek için Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki üyeliğine güveniyor

İran batı yaptırımlarının etkisinden kurtulmayı umuyor

Muhafazakar ve reformist İran medyası Tahran’ın ŞİÖ üyeliğini kutluyor (AFP)
Muhafazakar ve reformist İran medyası Tahran’ın ŞİÖ üyeliğini kutluyor (AFP)
TT

İran krizlerini hafifletmek için Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki üyeliğine güveniyor

Muhafazakar ve reformist İran medyası Tahran’ın ŞİÖ üyeliğini kutluyor (AFP)
Muhafazakar ve reformist İran medyası Tahran’ın ŞİÖ üyeliğini kutluyor (AFP)

“Tek taraflılık” ve ABD'nin kendisine uyguladığı ekonomik yaptırımlar karşısında doğuya yönelimini artırmaya kararlı olan İran, krizlerini hafifletmek için Rusya ve Çin'in liderlik ettiği Şanghay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) tam üye olarak kabul edilmesine güveniyor. Dün muhafazakar ve reformist gibi farklı siyasi yönelimleri olan İran gazeteleri cuma günü Tacikistan'ın başkenti Duşanbe’de düzenlenen ŞİÖ Zirvesi sırasında duyurulan İran’ın örgüte tam üye olarak kabul edilmesine yönelik kararı överek aynı noktada birleştiler.

Aşırı muhafazakarlara yakınlığı ile bilinen Cevan gazetesi ŞİÖ’nün “batılı olmayan güçler arasındaki işbirliğinin sembollerinden biri olduğuna ve ABD sonrası bir döneme kapı araladığına” işaret ederek “İran doğudaki en büyük pazara giriyor” dedi. Yine aşırı muhafazakarlara bağlı olan Keyhan gazetesi ise bu adımın “batının yaptırımlarından sıyrılmaya” yardımcı olacağını söyleyerek “İran artık çok taraflılık politikasını uygulamaya koyup sadece Batı'ya dayalı bir vizyonu yavaş yavaş terk edebilir ve Batı yaptırımlarının etkisini azaltabilir” ifadelerini kullandı.
Reformist gazetelerde aynı yaklaşımı gösterdi. Nitekim İtimad gazetesi son karardan önce sekiz ülkeden oluşan ŞİÖ’ye İran’ın tam üye olarak kabul edilmesinin Tahran’a “dünyanın toplam nüfusunun yüzde 65'ini içeren pazarlarla bağlantı kurmasına” olanak tanıyacağını ifade etti.
İran yıllardır ŞİÖ’de tam üyelik almaya çalışıyordu. Ancak ABD ve batının geniş çaplı yaptırımlarına tabi olan bir tarafın örgüte katılmasını istemeyen bazı üyeler buna karşı çıkmıştı. İran 2005 yılından beri ŞİÖ’de gözlemci üye olarak yer alıyordu. 2020 yılında tam üyelik almaya yönelik son çabası Tacikistan’ın o zamanlar ret oyu vermesi nedeniyle başarısız olmuştu. Ancak Çin Devlet Başkanı Şi Cinping cuma günü ŞİÖ Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katıldığı sırada yaptığı açıklamada “İran’ın ŞİÖ’ye tam üye olarak girmesi için prosedürleri başlatacağız” ifadelerini kullandı. Bu adım Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Pakistan Başbakanı İmran Han gibi üye devletlerin liderleri tarafından memnuniyetle karşılandı.
İran devlet televizyonu, üyelik işlemlerinin tamamlanması için bir ila bir buçuk yıl arasında bir süre gerekebileceğini belirtti. İranlı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Feyyaz Zahid Fransız haber ajansına (AFP) verdiği demeçte “Çin ve Rus hükümetleri İran'ın üyeliğini onaylayarak Batı'ya İran'daki mevcut gelişmeler üzerinde mutabık olduklarını gösteriyor. İran'da batıdan ziyade doğuya yüzünü dönen yeni bir hükümet iktidara geldi. Bunun açık siyasi bir anlamı var” ifadelerini kullandı.
İran’ın üyeliğinin kabul edilmesi İran’ın yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin göreve başlamasının üzerinden haftalar geçtikten sonra geldi. Reisi başta olduğu sürece komşu ülkeler ve Asya ülkeleriyle ilişkilerin Tahran'ın dış politikasının temellerinden biri olacağını pek çok kez vurgulamıştı. Reisi dün Tahran'a döndükten kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada “stratejik ve diplomatik bir başarı” elde ettiklerini söyledi.
Zirveye katılmak için Duşanbe’ye gelerek ilk yurtdışı ziyaretini gerçekleştiren Reisi yaptığı açıklamada “Ekonomik bir terör sayılan ambargo ve yaptırımlar, egemen devletlerin iradesini başkalarına dayatmasının en önemli aracı. Yaptırımlar bölgesel birliğin güçlendirilmesinin önünde duran büyük bir engel. ŞİÖ yaptırımlara toplu olarak yanıt vermek için yapılar ve mekanizmalar oluşturmalı” ifadelerini kullandı.
Zahid “Moskova ve Pekin muhtemelen Nükleer Anlaşma sorununun çözüleceğini düşünerek Tahran'ın üyeliğini kabul etti. Yaptırımlar şimdiye kadar İran’ın ŞİÖ’ye tam üye olmasının önündeki en büyük engeldi” dedi.
ŞİÖ 2001 yılında Rusya, Çin, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan tarafından kuruldu. 2017 yılında örgüte Hindistan ve Pakistan da katıldı. Örgüte üye olan ülkeler Avrasya bölgesinin yaklaşık yüzde 60'ını temsil ediyor. Burada dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’si yaşıyor ve ekonomik üretimin yüzde 20'sinden fazlası gerçekleşiyor.
Haber ajanslarının İran Gümrüğü Sözcüsü Ruhullah Latifi’den aktardığı bilgilere göre 2020 yılının Mart ayı ile 2021 yılının Mart ayına kadar olan dönemde İran ile ŞİÖ ülkeleri arasındaki ekonomik ticaret hacmi yaklaşık 28 milyar dolara ulaştı. Çin ile yapılan 18,9 milyar dolar değerindeki ticaret ağırlık noktasını oluşturuyordu. Yaptırımlar İran'a şiddetli bir ekonomik kriz şeklinde yansırken Reisi, cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada ülkenin ekonomik durumunun iyileştirilmesinin sadece "yabancıların iradesine" bağlı olmayacağını vurgulamıştı.
İşin ekonomik boyutu bir yana, İran ŞİÖ’de tam üyelik almasını siyasi bir yakınlaşma olarak değerlendiriyor. Zira Reisi yaptığı açıklamada “Dünya yeni bir döneme girdi. Hegemonya ve tek taraflılık ortadan kalkıyor. Küresel sistem yavaş yavaş çoğulculuk ve gücün bağımsız devletlere yeniden dağıtılması yönünde ilerlemeye başladı. Tek taraflı yaptırımlar sadece bir ülkeyi hedef almıyor. Geçtiğimiz yıllarda yaptırımların özellikle ŞİÖ üye ülkeleri başta olmak üzere bağımsız ülkeleri daha çok etkilediği netlik kazandı” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ülkesinin ŞİÖ’ye üye olarak kabul edilmesini “sıcak” bir şekilde karşıladığını söyleyerek “bunun komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye yönelik büyük bir adım ve Asya merkezli dış politikaları için önemli bir teşvik” olduğunu vurguladı.



5 soruda Sinaloa Karteli'nin iç savaşı

Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
TT

5 soruda Sinaloa Karteli'nin iç savaşı

Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)
Jalisco Yeni Nesil Karteli de rakibinde Eylül 2024'te patlak veren iç savaşa müdahil oldu (Reuters)

Meksika'nın Sinaloa eyaleti pazartesi günü yine bir vahşete sahne oldu. 

Kafası kesilip bir viyadüğe asılan kişilerin 4 cesedi korku salsa da bu, daha büyük bir katliamın parçasıydı. Yakınlardaki bir otomobilde 16 cansız beden daha bulundu.

Bu olay üzerine New York Times, Sinaloa Karteli'nin iç savaşını mercek altına aldı.

Ölümcül uyuşturucu fentanille mücadelede Meksika devletini de yanına alan ABD'nin karşısında gücünü korumaya çalışan kartelin mücadelesinin yeraltı dünyasının geleceğini belirleyeceği belirtildi.

Sinalao Karteli nedir?

Fentanil gibi ABD için ulusal güvenlik sorunu haline gelen uyuşturucuların kitlesel üretimini üstlenen kartel, yıllar boyunca yalnızca yerel değil, dünyanın diğer yerlerindeki çetelere de bir çatı oldu.

Uyuşturucu kaçakçılığı ve para aklamanın yanı sıra insan kaçakçılığı, göçmen kaçırma, yakıt hırsızlığı, kaçak ağaç kesme gibi çeşitli faaliyetler yürütüyorlar. 

Sinalao Karteli'ni El Mayo diye bilinen Ismael Zambada Garcia'yla birlikte kuran El Chapo lakaplı Joaquin Guzmán Loera, halihazırda ABD'de müebbet hapis cezasını çekiyor. 

Öncesinde çamaşır sepeti içinde saklanıp hapisten kaçarak dünya çapında tanınmıştı.

İç savaş nasıl başladı?

2024 yazında El Chapo'nun oğullarından biri Zambada'yı kaçırarak ABD'ye teslim etti. 

Los Chapitos diye bilinen oğulların bu ihaneti, gerginlikleri büyüterek karteli iç savaşa sürükledi. 

Joaquín Guzmán López ve Ovidio Guzmán López babaları gibi ABD'de hapiste. 

Kardeşleri Ivan Guzmán Salazar ve Jesus Alfredo Guzmán Salazar, Los Chapitos'u yönetiyor. 

Babalarının 2016'da yakalanması sonrasında fentanil işini büyüterek başarı kazandılar. 

Zambada'ya sadık kalan ekipse Los Mayos hizbinde. Bu ekip gizliliğe verdiği önem ve stratejik ittifaklarla dikkat çekiyor. 

Daha disiplinli ve pragmatik görülen Los Mayos geleneksel uyuşturucu kaçakçılığı yöntemlerine bağlı.

Sinalao Karteli'nin rakipleri kim?

2009'da kurulan Jalisco Yeni Nesil Karteli, Sinaloa'nın en dişli rakibi olmayı başardı. 

Meksika ve ABD'li yetkililer, onları en vahşi ve en hızlı büyüyen uluslararası suç örgütlerinden biri diye tanımlıyor. 

fgthy
El Chapo, "bücür" anlamına geliyor (AFP)

Nemesio Oseguera Cervantes önderliğindeki kartel fentanille birlikte kokain, eroin ve metamfetamin kaçakçılığında iddialı. 

Meksika'nın Guerrero, Sonora, Michoacán ve Chiapas gibi eyaletlerinde iki kartel sert bir savaş veriyor.

Meksika ve ABD neler yapıyor?

ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük tarifesi uygulama ve Meksika topraklarına asker gönderme tehditleri üzerine iki ülke kartellere karşı mücadeleyi artırdı.

Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum özellikle Sinaloa eyaletinde binlerce asker görevlendirerek önemli operasyonlara imza attı. Onlarca örgüt yöneticisi yakalandı ve pek çok uyuşturucu laboratuvarı basıldı.

ABD de "yabancı terör örgütü" ilan ettiği kartelleri CIA drone'larıyla takip ederek laboratuvarların yerlerini saptadı. 

Ancak fentanilin herhangi bir mutfakta üretilebilmesi ve ABD'deki yoğun talep, bu önlemleri yetersiz bırakabilir.

Savaşı kim kazanıyor?

Uzmanlar ve yetkililer bu sorunun yanıtında uzlaşamıyor. 

Meksika'nın Los Chapitos hizbindeki pek çok kilit ismi yakalayarak kayda değer darbeler vurduğu söyleniyor. 

Uzmanlar, Los Chapitos'un Jalisco karteliyle yaptığı beklenmedik işbirliğini, çaresiz durumda kalmasına yoruyor. 

Brookings Enstitüsü'nden Vanda Felbab-Brown, bu mücadelenin küresel yansımaları olacağını ve sonucuna göre "yasadışı pazarların yeniden organize edileceğini" söylüyor. 

Felbab-Brown, Sinaloa Karteli için sonun yaklaşmış olabileceğini belirtirken Jalisco Yeni Nesil Karteli'nin yükselişe geçeceği tahminini de yapıyor.

Güvenlik uzmanı Eduardo Guerrero ise El Chapo'nun oğullarının Jalisco'ya büyük imkanlar sunabileceğine işaret ediyor:

Messi'yi kendi futbol takımına getirmek gibi... İki gücü birleştirmek devasa bir küresel üretim kapasitesi anlamına geliyor.

Independent Türkçe, New York Times, AP