Fas’ta Asalet ve Çağdaşlık Partisi ile İstiklal Partisi yeni hükümete katılmayı kabul ettiler

Hükümeti kurmakla görevlendirilen Aziz Ahnuş ile Abdullatif Vehbi (AFP)
Hükümeti kurmakla görevlendirilen Aziz Ahnuş ile Abdullatif Vehbi (AFP)
TT

Fas’ta Asalet ve Çağdaşlık Partisi ile İstiklal Partisi yeni hükümete katılmayı kabul ettiler

Hükümeti kurmakla görevlendirilen Aziz Ahnuş ile Abdullatif Vehbi (AFP)
Hükümeti kurmakla görevlendirilen Aziz Ahnuş ile Abdullatif Vehbi (AFP)

Fas’ta Asalet ve Çağdaşlık Partisi (PAM) Ulusal Konseyi (parti meclisi), dün akşam gerçekleştirdiği olağanüstü oturumda, ‘yeni hükümetin kurulması için yapılan ön istişareler çerçevesinde Başbakan adayı tarafından sunulan PAM’ın bir sonraki hükümete katılması önerisini’ oybirliğiyle kabul etti. Öneri, hükümeti kurmakla görevlendirilen Milli Bağımsızlar Birliği  (RNI) Genel Sekreteri Aziz Ahnuş tarafından Asalet ve Çağdaşlık Partisi (PAM) Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi’ye sunulmuştu. Konsey, ‘partinin, siyasi boyutu ve konumu dikkate alınarak, Fas halkıyla uzlaşılmış gerçekçi ve farklı bir seçim programına sahip entelektüel ve siyasi bir güç olarak fiili ve gerçek bir katılım göstereceğini’ vurguladı.
Konsey, PAM Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi’ye hükümetin kurulması için yapılan istişarelerin geri kalanını yönetme yetkisi verirken gelecekteki hükümet oluşumuna bireysel olarak katılımı yoluyla ‘partiyi hükümet içinde temsil etmeye’ çağırdı.
Konsey, ‘tüm iş birliği ve ortak çalışma olanaklarını kolaylaştıran RNI ile paylaşılan birçok ortak nokta, değer ve ilkenin’ altını çizdi.
PAM Genel Sekreteri Vehbi, yaptığı açıklamada, “Bazı muhaliflerimiz, aramıza şüphe tohumları ekmek, bölücü bir söylem yaymak ve zorluklarla yüzleşebilecek bir parti inşa etme konusundaki birliğimizi ve kararlılığımızı baltalamak için yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele çerçevesinde yürürlükte olan olağanüstü hal (OHAL) yasasına duyduğumuz saygıdan ötürü PAM Ulusal Konsey’inin toplanmasının güçlüğünü kullanmaya çalıştı” dedi.
Toplantının ‘önce partinin başarısının bir kutlaması, ikinci olarak da bu başarının geleceğine ilişkin bir istişare’ niteliğinde olduğunu ifade eden Vehbi, “Seçim sonuçlarıyla saygın bir yer edindikten sonra bir araya gelmemizden daha güçlü bir tepki olamaz” ifadelerini kullandı.
RNI Ulusal Konseyi ise dünkü olağanüstü toplantısında Fas hükümetine katılmayı kabul etti.
Bu arada PAM Genel Sekreteri Vehbi, rakibi Sosyalist Birlik Partisi üyesi Zeynep el-Hiyati’ye karşı 12 oya karşı 19 oyla (Agadir'in doğusundaki) Tarudent’in belediye başkanı seçildi. Ancak Vehbi'nin Ahnuş hükümetinde bir bakanlığa getirilmesi ve bunun da muhtemelen Adalet Bakanlığı olması bekleniyor. Bu nedenle Vehbi’nin hem kendi memleketi olan Tarudent’in belediye başkanlığını hem de bakanlık görevini bir arada yapması bekleniyor.
Öte yandan 8 Eylül'de yapılan seçimlerin ardından bölge ve komün (belediye) başkanları seçimleri devam ediyor. PAM üyesi Samir Kodar, dün, oybirliğiyle Marakeş-Safi Bölge Konseyi Başkanlığına seçildi.
Aynı şekilde, Karim Achengli, Souss-Massa Bölge Konseyi üyelerinden 57 oy alarak Souss-Massa Bölge Konseyi Başkanlığına seçildi. RNI üyesi Achengli, 2021-2027 yılları arasında yapacağı başkanlık pozisyonuna aday olan tek isimdi.
Diğer taraftan dün olağanüstü bir toplantı gerçekleştiren Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD) Ulusal Konseyi, son seçimlerde partinin oylarında önemli ölçüde düşüş yaşandıktan sonra, 9 Eylül’de parti genel sekreterliğinin istifasının ardından, yeni parti yönetimini seçmek için önümüzdeki Ekim ayı sonlarında olağan kongre düzenlemeye karar verdi. Ulusal Konsey, partinin önde gelen isimlerinden Cami el-Mu'tasım’ı PJD olağan kongre başkanı olarak seçti.
Şarku'l Avsat’ın edindiği bilgilere göre PJD üyelerinin, partideki toplu istifa sonrası lider isimlerin parti yönetiminden çıkarılması talebi konseyde tartışmaya neden oldu. Ancak PJD genel sekreterliğinden istifa eden Sadeddin el-Osmani ve diğer lider isimler, herhangi bir yetkilinin istifası halinde, kendisini seçen organın toplanmasına kadar görevlerini yerine getirmeye devam etmesini öngören parti iç tüzüğü 102. maddesi çerçevesinde görevlerini sürdüreceklerini açıkladılar.
Osmani, PJD Ulusal Konsey özel oturumunda, partinin elde ettiği sonuçları açıklamak için ‘cezalandırma oyu’ ifadesi kullanılmasına da itiraz etti.
Partinin maruz kaldığı baskı ve kısıtlamalara değinen Osmani, “Gözdağı verme kampanyalarına rağmen partiye oy verenlere selam olsun. Partinin adayı olmayanlara da özgürce ve inançla oy verenlere saygılarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.



İran, UAEA toplantısında çatışma uyarısında bulundu

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
TT

İran, UAEA toplantısında çatışma uyarısında bulundu

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Batılı güçleri bugün başlayacak olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) üç aylık toplantısında çatışmaya karşı uyardı.

Tahran cuma günü, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık'ı toplantıda ‘stratejik bir hata’ yapmamaları konusunda uyarırken, diplomatik kaynaklar bu ülkelerin ve ABD'nin toplantıda İran’a karşı bir karar tasarısı sunmayı planladıklarını doğruladı.

UAEA Yönetim Kurulu'nun yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması yükümlülüklerine uymadığını ilan etmesi ve Batılı güçlerin İran dosyasını Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne götürmesinin önünü açması bekleniyor.

Bekayi, “Çatışmaya verilecek yanıt daha fazla iş birliği olmayacak. İran bir dizi önlem hazırladı ve karşı taraflar kapasitemizin farkında. Bir sonraki aşamadaki gelişmelere bağlı olarak ve UAEA ile iş birliği içinde bir dizi adım atacağız” ifadelerini kullandı.

Geçen hafta başında yayınlanan gizli bir UAEA raporunda İran'ın yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu ve bunun daha yüksek bir seviyede zenginleştirilmesi halinde 10 nükleer silah yapımında kullanılabileceği belirtilmişti.

Bekayi sözlerini şöyle sürdürdü: “UAEA raporu, üç Avrupa ülkesi ve ABD'den gelen siyasi bir talimata dayanıyor ve gerçeği yansıtmıyor. Raporda taahhütlerden sapma yönünde bir husus yer almıyor, aksine Ortak Eylem Planı (nükleer anlaşma) çerçevesinde çözüme kavuşturulan eski suçlamalar yeniden gündeme getiriliyor. Ne yazık ki Siyonist varlığın sunduğu sahte belgeler ve bazı ülkelerin siyasi tutumları UAEA'nın bu konuları yeniden gündeme getirmesine yol açtı.”

Bekayi, İsrail'in 2018 yılı başlarında İran'ın nükleer arşivini karmaşık bir operasyonla ele geçirmesinin ardından UAEA’nın araştırılmasını talep ettiği gizli tesislerle ilgili soruşturmaya atıfta bulundu.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, “Raporun içeriği tamamen siyasi. UAEA'nın davranışlarını Yönetim Kurulu'nun daha önce verdiği bir yetkiye dayandırarak meşrulaştırmasını kabul etmiyoruz. Bu tür raporlar bazı tarafların kendi pozisyonlarına sadık kalmaları için siyasi zemin sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

Bekayi, “UAEA Genel Direktörü'nün son açıklamaları teknik yetkilerinin ötesine geçiyor. Barışçıl nükleer tesislere yönelik her türlü tehdidi barışa yönelik bir tehdit olarak değerlendiren 533 sayılı karar uyarınca, İran'ın nükleer tesislerine yönelik her türlü tehdide karşı net bir tavır alınmalı” dedi.

Bekayi, “Uluslararası bir kuruma başkanlık eden ve BM'de yüksek mevkilere talip olan her kim olursa olsun, tehdit ve gerginliği artırma aracı değil, barışın sesi olmalıdır” ifadesini kullandı.

UAEA şu anda ‘İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna dair güvence veremeyeceğini’ söylüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre UAEA’nın Viyana'daki toplantısı öncesinde İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi devlet televizyonuna açıklamalarda bulundu. Kemalvendi, “Elbette UAEA, İran İslam Cumhuriyeti'nin kapsamlı ve dostane iş birliğini sürdürmesini beklememelidir” dedi.

Diplomatik kaynaklar perşembe günü, Tahran'ın nükleer programına ilişkin 2015 anlaşmasına taraf olan üç Avrupa ülkesi ve ABD'nin, Tahran'ın dört gizli sahadaki nükleer faaliyetlerine ilişkin yıllardır süren soruşturmada ‘tam iş birliği yapmaması’ nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar tasarısı sunmayı planladıklarını söyledi.

UAEA bir raporunda İran'ın nükleer programı konusunda ‘tatmin edici olmayan’ iş birliğini kınayarak, İslam Cumhuriyeti'nin yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini hızlandırdığına dikkat çekti.

İran'ın önerisi

Bu gelişme Tahran ile Washington'un İran'ın nükleer programı konusunda yeni bir anlaşma arayışı için görüşmeler yürüttüğü bir dönemde yaşandı.

Bekayi, ABD'li yetkililere İran'ın nükleer müzakereler kapsamında Umman üzerinden yakında ABD'ye sunacağı öneriyi değerlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.

Bekayi, “İran halkının çıkarlarını ve haklarını dikkate almayan hiçbir öneri kabul edilemez. Ayrıntılara girmeyeceğim ama yakında Umman aracılığıyla teklifimizi sunacağız. ABD'ye bu fırsatı ciddiye almasını tavsiye ediyoruz” dedi. Bekayi, teklifin içeriğiyle ilgili ayrıntı vermedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Tesnim haber ajansının kaynaklara dayandırdığı haberine göre İran, ABD'nin önerisine yanıtını önümüzdeki iki gün içinde diplomatik kanallar aracılığıyla yazılı olarak gönderecek.

Ajansa göre, Tahran'ın yanıtı, yaptırımların etkin bir şekilde kaldırılması karşılığında Washington'un endişelerini giderecek önlemler sunarken, kendi topraklarında zenginleştirme ilkesini koruyan bir öneri içerecek. İran ayrıca kırmızı çizgilerine saygı gösterilmesi koşuluyla yeni bir müzakere turuna hazır olduğunu ifade edecek.

Bekayi, Batı medyasında altıncı turun planlandığına ve ABD'nin İran'a uranyum zenginleştirmeyi yüzde 3'e düşürme önerisinde bulunduğuna dair çıkan haberleri yalanladı. “Toplantı planlanmıştı ancak gerçekleşmedi. Bu medya haberlerinin çoğu doğrulanabilir değil ve genellikle psikolojik baskı yaratmayı amaçlıyor” dedi.

Bekayi şöyle devam etti: “Eğer taviz alışverişine dayalı gerçek müzakerelerden bahsediyorsak, ABD'nin önerisi bu anlayışı yansıtmıyor.”

Bu açıklama, Tahran'ın ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği ABD önerisine yanıt olarak geldi.

Bekayi gazetecilere yaptığı açıklamada, Washington ile Tahran arasındaki dolaylı müzakerelerin bir sonraki turuna ilişkin belirli bir noktasının olmadığını söyledi. Bekayi gazetecilere şunları söyledi: “Bu konuda bir karar alınırsa derhal duyurulacaktır.”

İki ülke, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer programını engellemeyi amaçlayan 2015 anlaşmasına bir alternatif bulmak için nisan ayından bu yana beş tur müzakere gerçekleştirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2018'deki ilk döneminde bu anlaşmadan vazgeçerek Tahran'a yeniden sert yaptırımlar uygulamaya başladı.

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın dün devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında, “ABD'nin önerisi yaptırımların kaldırılmasından bile bahsetmiyor. Hayalperest ABD Başkanı gerçekten İran'la bir anlaşma istiyorsa yaklaşımını değiştirmelidir” ifadeleri yer aldı.

Bekayi ise “Yaptırımların kaldırılmasının temel bir gereklilik olduğunu defalarca vurguladık. Başta nükleer kazanımların korunması ve yaptırımların etkin bir şekilde kaldırılması olmak üzere İran'ın meşru hakları dahil edilmeden hiçbir anlaşmaya varılamaz. Bu talepleri içermeyen herhangi bir metin kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio 20 Mayıs'ta Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oturumda yaptığı açıklamada, “İran'ın herhangi bir şekilde uranyum zenginleştirmesine izin vermeyeceğiz. Olası bir anlaşmadan sonra bile füze ve terörizmle ilgili yaptırımları uygulamaya devam edeceğiz. Zenginleştirmenin bir ulusal haysiyet meselesi olduğunu iddia ediyorlar ama gerçek şu ki bunu caydırıcı bir unsur olarak kullanmak istiyorlar. Çünkü gelişmiş zenginleştirme kapasitesine sahip olmanın onları nükleer silahın eşiğinde bir devlet haline getirdiğine ve dolayısıyla tehditlere karşı bağışıklık kazandırdığına inanıyorlar” ifadelerini kullandı.

Buna karşılık Bekayi şunları söyledi: “Bu doğru değil. Zenginleştirme yapan herkesin bir silah programı yok. ABD'nin müttefikleri de dahil olmak üzere, silahlanma amacı gütmeden zenginleştirme yapan ülkeler var. Bu anlamda, İran'ın baskılar karşısındaki direncinin kendisi bir tür caydırıcılıktır. Zenginleştirme, nükleer yakıt döngüsünün ve ulusal endüstrimizin önemli bir parçasıdır; müzakere edilemez ya da taviz verilemez.”

Bekayi, İranlı milletvekillerinin ülkelerinin silahların teknik yönlerine sahip olması konusunda ne söylediklerine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: “Ülke içinde çeşitli görüşler var, ancak bizim tarafımızdan defalarca teyit edilen şey İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğudur. Siyasi nedenlerle hazırlanan son rapor, programımızın barışçıl doğasını kanıtladı. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na bağlı bir devlet olarak İran, barışçıl yaklaşıma olan bağlılığını sürdürecektir.”