Tunuslular dün başkentte Belediye Tiyatrosu önünde bir protesto düzenleyerek, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 25 Temmuz'da aldığı olağanüstü önlemleri içeren kararları kınadılar. Cumhurbaşkanının iktidar üzerindeki hakimiyetini “anayasal bir kriz” ve “darbe suçu” olarak nitelendiren göstericiler, “Anayasal meşruiyet”e geri dönüş çağrısı yaptılar.
Başkent Tunus’un merkezinde toplanan protestocular "Kahrolsun Darbe" ve "Halk Meşruiyete geri dönmek istiyor" sloganları atarken, Said destekçisi onlarca kişi de "Halk parlamentonun feshedilmesini istiyor" sloganları atarak başka bir protesto düzenledi.
Said'in, başbakanın görevden alındığını, parlamentonun çalışmalarının askıya alındığını ve yürütme yetkilerini kendi kontrolüne aldığını açıklamasından bu yana düzenlenen protestolara ilk kez yoğun bir polis gücü eşlik etti.
Protestocular ayrıca Emel ve Eylem Hareketi’nin lideri parlamenter Yasin el-Ayari'nin devam eden tutukluluğunu, Onur Koalisyonu Partisinin Genel Başkanı ve Milletvekili Seyfeddin Mahluf'un “kaçırılmasını” da protesto ettiler.
Onur Koalisyonu Başkanı Mahluf'un avukatı Enver Evlad Ali 17 Eylül’de "Mahluf, adliyeye sorgu hakimine teslim olmaya giderken sivil giyimli kişiler tarafından kaçırıldı" ifadelerini kullanmıştı.
Göstericiler, “darbe, iktidarın gaspı, anayasanın ihlali ve devletin işleyişinin bozulması” olarak kabul ettikleri Kays Said’in olağanüstü hal kararlarını eleştirdiler. Protestocular ayrıca Cumhurbaşkanı aleyhinde sloganlar attılar ve “askeri yargılamaları, siyasi muhaliflerin hedef alınmasını, tek adam yönetimine gidildiği”ni savundular.
Protesto gösterisi, 25 Temmuz öncesinde iktidarda olan siyasi partilerin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının ortak çağrısı üzerine düzenlenen en geniş katılımlı eylem niteliğinde.
Protesto çağrısı yapanlar arasında Raşid Gannuşi liderliğindeki Nahda Hareketi, Onur Koalisyonu, bazı sivil toplum örgütleri ve siyasi aktivistler, özellikle de eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki bulunuyordu. Cumhurbaşkanı Said'e karşı çıkan partiler, Parlamento'nun çalışmalarının yeniden başlatılmasını ve tüm yetkilerinin dondurulması kararının kaldırılmasını istediler. Destekçilerinden, gösteri yaparak cumhurbaşkanına baskı yapmalarını ve olağanüstü tedbirlere son vermeye zorlamalarını talep ettiler.
Said yanlıları da sokaktaydı
Öte yandan 25 Temmuz kararlarına karşı protestoların yapıldığı anda, aynı cadde üzerinde Cumhurbaşkanı Said destekçisi çok sayıda kişi tarafından başka bir gösteri düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Said'in genç destekçilerinden oluşan bir kalabalığın arasında bir gösterici bağırarak şunları söylüyordu: "İşte Kays Said kararını verdi. Gannuşi’ye de Abir’e de hayır! Kaderimizi biz belirledik!" Said yanlıları Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi aleyhine de sloganlar attı.
İçişleri Bakanlığı, başkentin ana caddesinde iki protesto grubu arasında çıkabilecek arbedeyi öngörerek büyük güvenlik takviyeleri görevlendirdi.
Buna paralel olarak dün sabah Fransa'daki Tunus Büyükelçiliği önünde de düzenlenen protesto gösterisinde bazı Tunuslular Said'in açıkladığı olağanüstü önlemleri reddettiklerini ifade ettiler. Protestoya eski Bakan Siham Badi ve eski Cumhurbaşkanı Danışmanı Muhammed Huneyd de dahil olmak üzere birçok siyasi aktivist katıldı.
Tunuslu bir siyasi analist olan Sarhan Şeyhavi, Cumhurbaşkanı Said'in muhaliflerinin “doğrudan muhalifler ve perde arkasındaki isimler” olmak üzere ikiye ayrıldığını söyledi. “Cumhurbaşkanlığına karşı isyana öncülük eden birkaç siyasi figür var. Ancak tüm bu hamleler, perde arkasında Nahda’nın liderleri tarafından yönetiliyor” dedi.
Bu bağlamda Şeyhavi, Nahda'nın “paravan bir muhalefete” güvendiğini, geçen 25 Temmuz’da alınan kararlara karşı kışkırtmak için sadece birkaç düzine kişi bulabildiğini ve bu insanları sokak protestolarına çağırarak ve popüler talepleri yineleyip durarak yeni hükümetin kurulmasında çok ufak bir ilerleme elde edebildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı çıkanlar listesinde Cumhuriyet Halk Birlik Partisi Genel Başkanı ve eski Cumhurbaşkanı adayı Lütfi Lamraihi'nin yanı sıra eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki, Bin Ali rejiminin en önemli muhaliflerinden Ahmed Nacib Şabi ve sosyalist çizgideki Tunus Halk Cephesi bileşeni Tunus İşçi Partisi Genel Başkanı Hamma Hammami de yer alıyor.
Bu bağlamda, Merzuki bir televizyon röportajında, mevcut Cumhurbaşkanının "ülke için bir tehlike haline geldiğini, ülkeyi felakete ve iflasa götürdüğünü" söyleyerek Said’i istifaya çağırdı. Bu arada Cumhurbaşkanı Said, İçişleri Bakanına, celp, hapis veya bir suçtan dolayı aranma durumu olmadıkça kimsenin seyahat etmesine engel olmama talimatı vererek siyasi partiler ve örgütler için bir gösteri daveti hazırladı. Yasalara tam riayet gösterilerek herkesin haysiyetinin korunacağını ve yurtdışına seyahat edeceklerin yükümlülüklerin yerine getirileceğini vurguladı. Said, maruz kaldığı kötü muamelenin, “dünyada iftiraların kendisini yıldıramayacağı kimselere atılmış iftiralardan ibaret olduğunu” söyledi.
Cumhurbaşkanı Said'in yaklaşık iki ay önce başbakanın görevden alınması, tüm Meclis faaliyetlerinin dondurulması ve tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde dikkat çekici bir karara imza attı. Ayrıca yürütme yetkisini ve Cumhuriyet Savcılığı başkanlığı görevini üstlendi. Bu tedbirlerin anayasayı ve halkın çıkarlarını korumak için gerekli olduğunu ifade ederek, yolsuzluk dosyalarını ifşa etme sözü verdi.
Tunuslular Cumhurbaşkanının "olağanüstü önlemlerini" protesto etti
Tunus Cumhurbaşkanı, "iktidarı gasp ve anayasayı ihlal” ile suçlanıyor.
Tunuslular Cumhurbaşkanının "olağanüstü önlemlerini" protesto etti
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة