Taliban’ın bir ay önce iktidara gelmesinin ardından attığı ilk adımlardan biri, çalışan Afgan kadınlarının çoğunu işlerini bırakıp evlerinde kalmaya zorlamak oldu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne bağlı Kadın Hakları Direktör Yardımcısı Heather Barr Afgan kadınlarının ilk endişelerinin çalışmalarına izin verilmemesi, ikinci endişelerinin ise eğitim alamama olduğunu söyledi. Çatışmalarda hayatını kaybeden ya da Afganistan’dan kaçan çok sayıda erkek olduğu düşünüldüğünde, çok sayıda Afgan kadın ailelerine bakma sorumluluğunu üstlenmek durumunda kaldı. Kadınlar ayrıca ebeveynlerinin ve diğer akrabalarının geçimini sağlayan tek çalışan bireyler halinde geldi. Afgan kadınları daha önce 1996 ve 2001 yılları arasındaki Taliban yönetimi sırasında zor bir hayat yaşamışlardı günümüzdeki Taliban yönetimi sırasında da yeniden acı çekecekleri konusunda bir şüphe bulunmuyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı bu ayın başlarında, Afganistan’da birbiriyle yakından ilişkili olan ekonomik ve siyasi krizleri çözmek üzere acil bir şekilde harekete geçilmemesi durumunda nüfusun yüzde 97’sinin gelecek yılın ortalarına kadar yoksulluk sınırının altına düşebileceğine yönelik uyarıda bulunmuştu.
Bloomberg haber ajansı tarafından yayınlanan bir raporda, yazarlar Ruth Pollard ve David Fickling, açlık sorununun Afgan kadınları için Taliban’ın kendisi kadar yıkıcı olabileceğini söyledi. Yazarlar Taliban’ın attığı bu adımın, yıllardır yeterli mahsulün elde edilememesi ve bu yıl buğday mahsulünün çöküşünün ardından ülkenin karşı karşıya kaldığı açlık riskini artıracağını da sözlerine eklediler. Aynı zamanda yardıma bağımlı olan ve ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olan bir ekonomide, kalabalık ailelerini desteklemek zorunda kalan on binlerce kadın işçinin aniden işten çıkarılması, nüfusun %47,3’ünün yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir ülkede sadece açlıkla karşı karşıya kalanların sayısını artıracağını belirttiler.
Fickling ve Pollard, şehirlerin dışında daha yıkıcı olabileceğini, kadınların kırsal işgücünün yaklaşık üçte birini oluşturduğunu dolayısı ile onlar olmadan halkını zar zor besleyebilen ülkenin, sorunlarının katlanarak artacağını söyledi. Bu yılki krizden önce de 2018 ve 2019’daki şiddetli kuraklık nedeniyle Afganistan’da yoksulluk geniş çapta yayılmıştı. Raporun yazarları Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinin, bu sorunları daha şiddetli bir hale getireceğini, zira yoksulluk, yetersiz beslenme ve cinsiyet eşitsizliği arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirtiler.
Kadınlar ve genç kızlar yetersiz beslenmeye karşı daha fazla katlanabilme eğiliminde olmalarına rağmen erkeklere öncelik verilen ataerkil toplumlarda, yoksulluğun en kötü şartlarından ve uzun vadeli yan etkilerden en çok onlar etkileniyor zira ailelerde erkeklere daha fazla yiyecek ayrılıyor.
Açlık sınırında yaşamak, kadınların statüsünün düşmesinin hem nedeni hem de sonucu olabilir. Ekonomik güçlenme genellikle ailenin gelirinin en azından bir kısmını kontrol altına alınması ile başlar. Ataerkil toplumlarda bile, erkeklerin para üzerindeki hakimiyetinden vazgeçmesinin, artan eşitlik, kazanç ve refah döngüsünü sağlayabildiğine yönelik kanıtlar var. Diğer yanan maruz kalınan etkiler önemli olabilir. Zira gelirlerdeki herhangi bir artışı kontrol eden kadınlar olduğunda, çocuklar arasındaki yetersiz beslenme yaklaşık yüzde 43 düşüyor ve kadınların eğitime yönelim erişimleri daha iyi olduğunda iyileşme daha da artıyor. Ancak böyle bir ilerlemenin olması için, öncelikle fazla gelir olması gerekir. Gıda fiyatları artarken, Taliban’ın kadınların para kazanma imkanlarını ortadan kaldırması bu imkanın hızla azalmasına neden oluyor.
2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Afganistan’ın kırsal kesimlerde bulunan hanelerdeki harcamalarının yaklaşık yüzde 53’ü yalnızca gıdaya gidiyordu, muhtemelen son 7 yılda daha bu durum daha iyiye gitmedi. Diğer yandan kuraklığın ve koronavirüs pandemisinin uzun vadeli etkileri sonucunda, Kabil’deki buğday unu fiyatları geçtiğimiz yılın çoğunda tarihsel ortalamasından yaklaşık yüzde 20 yükselme gösterdi. Fickling ve Pollard, ülkedeki kargaşa ve Batı ülkelerinden yapılan ithalat tedarik zinciri sorunlarının kıtlığa ve enflasyona yol açacağı düşünülürse (ki bu Afganistan’daki sivil kaos ve belirsizliğin yanında hiçbir şey gibi gözüküyor) mevcut durumun daha da kötüleşebileceğini sözlerine eklediler.
Bu duruma, ülkede kalan az miktardaki nakit bekleyen insanların oluşturduğu uzun kuyruklara tanık olunan bir bankacılık sektörü krizi de ekleniyor. ABD’nin yanı sıra Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu dahil olmak üzere bazı uluslararası kuruluşlar, döviz rezervlerini dondurdu ve para transferlerini durdurdu. BM’nin pazartesi günü Cenevre’de düzenlenen konferansında 1 milyar dolardan fazla acil yardım yapılacağı sözü verildi. Ancak bağışçıların akılarında oluşan soru, başka bir sert kış yaklaşmadan önce Taliban’ın kadınlara, medyaya, dini azınlıklara ve sivil toplumun diğer önemli kısımlarına yönelik katı kampanyasını istemsiz olarak finanse etmeden hızlı bir şekilde yardımların nasıl sağlanacağı oluyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Direktör Yardımcısı Barr, perde arkasında Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere yardım kuruluşları arasında kötü bir anlaşmazlık olduğunu söyledi. Bazı ajanslar, Taliban yardım alanlarında kadınların çalışmasına izin vermezse de yardımlara ihtiyacın çok büyük olması sebebiyle yardımın sağlanmasına devam ederek dağıtmaları gerekeceğini belirtiyorlar. Diğer ajanslar ise, yardımların kadınlara ulaşmasını sağlamanın tek yolunun kadın işçilere sahip olmak olduğunu belirtiyor. Bu durum daha önce de defalarca kanıtlanmıştı. Ancak ne yapılacaksa, hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor.
Açlık, Afgan toplumunu tehdit ederken, kadınların çalışmasına ve eğitimine engel oluyor
Açlık, Afgan toplumunu tehdit ederken, kadınların çalışmasına ve eğitimine engel oluyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة