Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu’ndan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için en yüksek düzeyde güven ve şeffaflık sözü

Libya Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Sayih ve Libya Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi, Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu merkezinde
Libya Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Sayih ve Libya Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi, Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu merkezinde
TT

Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu’ndan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için en yüksek düzeyde güven ve şeffaflık sözü

Libya Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Sayih ve Libya Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi, Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu merkezinde
Libya Yüksek Seçim Kurulu Başkanı İmad es-Sayih ve Libya Avrupa Birliği (AB) Büyükelçisi, Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu merkezinde

Libya Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu, dün yaptığı açıklamada 24 Aralık'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin uygulanmasında ‘en yüksek düzeyde güven ve şeffaflık’ sağlanması için tüm sorumluluklarını bir kez daha üstlenme sözü verdi. Komisyon ayrıca yurt dışı seçmen kayıt işlemlerinin sona erdiğini sistemin vatandaşların kayıt taleplerini almayı durdurduğunu bildirdi.
Yurt içinde ve yurt dışında kayıtlı nihai seçmen sayısının yaklaşık 2 milyon 865 bine ulaştığını açıklayan komisyon, yurtdışında ikamet eden ve yaklaşık 11 bin kayıtlı seçmenin yarısının kadın olduğunu, ayrıca en yüksek kayıt oranlarının sırasıyla Birleşik Krallık, Mısır ve Türkiye'de kaydedildiğini duyurdu.
Diğer yandan Murzuk İhtiyar Heyeti, Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ile Çad muhalefet grupları arasında Libya'nın güneyinde Murzuk bölgesindeki Tarbo köyü yakınlarında yaşanan çatışmalara ilişkin yasama, yürütme ve yargı makamlarının sessizliğini kınadı ve yaşananları Libya'nın güneyinin Çad muhalefeti tarafından işgal edilmesi zincirinin bir parçası olarak niteledi.
Murzuk İhtiyar Heyeti, özellikle güney sınırlarının güvenliğinin sağlanması, gasp edilen toprakların ve şehirlerin kurtarılması ve ‘Çadlı çetelerin’ sosyal kuvözleri olarak tanımladığı DEAŞ’in, paralı askerlerin ve suçluların baskı altına alınması için pratik adımlar atılması çağrısında bulundu.
LUO'ya bağlı Askeri Enformasyon Birimi, 116. Piyade Tugayı'ndaki bir askeri güç tarafından hedef alınan ve yerle bir edilen Çad muhalefet unsurlarının yerlerinin ve imha edilen askeri mekanizmalarının görüntülerini yayınladı.
Sudan ordusuna bağlı Hızlı Destek Kuvvetleri dün, Libya'dan gelen bir silah, mühimmat ve patlayıcı sevkiyatına el koyduğunu ve ikisi Libyalı olmak üzere silah ticareti yapan çetelerin 4 üyesinin tutuklandığını duyurdu.
Libya Ulusal Ordusu'na bağlı Yıldırım Kuvvetleri'nin komutanı Ali Avce tarafından yapılan açıklamada, sınır üçgenindeki Seyf el-Barli bölgesinde devriyelerin silah ticareti yapan çetelerle çatıştığı ve iki kutu el bombası, bir uçaksavar topu, anti-zırh mermileri ve çok sayıda her türden mühimmatın yanı sıra içinde 36 Kalaşnikof tüfek taşıyan iki araca el koymayı başardığı belirtildi.
Libya ülkenin doğu ve güney şehirlerinin çoğunu kontrol eden Ulusal Ordu ile Tarbu bölgesi çevresindeki "terörist gruplar" olarak nitelendirdiği "Çad muhalefeti" ile geçen Salı gününden bu yana çatışmaların yaşandığını açıkladı.
Ulusal Ordu’nun operasyonlarını sona erdirmesi, iki tarafın da ateşkesi kabul etmesi, geçici bir ‘ulusal birlik hükümetinin’ kurulması ve seçimlerin yapılması için çaba harcanması gibi adımların ardından Libya iç savaşındaki büyük savaşların çoğu geçen yıl durdu.
Öte yandan Libya Yüksek Yargı Konseyi, evlilik sözleşmesi ile 20 bin Libya dinarı olarak tahmin edilen devlet hibesinin alınmaya devam etmesi halinde acele evliliğin olumsuz etkileri ve mahkemelerde boşanma taleplerinin birikmesi konusunda uyardı ve şu açıklamada bulundu: “Ulusal Birlik Hükümeti evliliği teşvik etmek için hazırlanan taslak maddenin uygulanması için bütçe ayırmalı.”
Konsey dün yaptığı açıklamada, gençlerin evlilik sözleşmesi için eşi görülmemiş bir talebi olduğunu ve bu talebin arkasında evlilik hibesi almak düşüncesinin olabileceğinden endişe duyulduğunu ifade etti. Konsey bu durumun mahkemelerin boşanma davalarıyla dolup taşmasına neden olabileceği konusunda uyardı.
Dibeybe, evlenmek üzere olan her genç erkek ve kadın için 40 bin dinar olmak üzere bir milyar dinarın “evlilik yardımı” olarak tahsis edildiğini açıklamıştı.
Öte yandan devrik Libya lideri Muammer Kaddafi'nin ikinci oğlu Seyfülislam'ın Sirte'deki Kardabiya üssüne ani gelişiyle ilgili çıkan haberler kaynaklar tarafından yalanlandı. Libya resmi haber ajansı WAL’in güvenlik ve toplum kaynaklarından aktardığına göre, Kaddafi'nin oğlunun şehre geldiğine dair söylentiler gerçeği yansıtmıyor.



Şam'ın Mezze bölgesi civarında bir patlama sesi duyuldu

Şam kırsalında gerçekleştirilen güvenlik operasyonları sırasında Suriye güvenlik güçleri (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Şam kırsalında gerçekleştirilen güvenlik operasyonları sırasında Suriye güvenlik güçleri (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Şam'ın Mezze bölgesi civarında bir patlama sesi duyuldu

Şam kırsalında gerçekleştirilen güvenlik operasyonları sırasında Suriye güvenlik güçleri (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Şam kırsalında gerçekleştirilen güvenlik operasyonları sırasında Suriye güvenlik güçleri (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Resmi Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), bugün Şam'ın Mezze bölgesi yakınlarında bir patlama sesi duyulduğunu ve patlamanın niteliğinin araştırıldığını bildirdi.


Libya'nın başkentinde devam eden protestolar ve yol kapatma eylemleri

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
TT

Libya'nın başkentinde devam eden protestolar ve yol kapatma eylemleri

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)

Libya’nın başkenti Trablus, Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) karşı öfkeli protestoların yeniden alevlenmesiyle bir kez daha gergin bir gece yaşadı. Protestolara, ‘Misrata kentindeki devrimci tugaylar ve birlikler’ olarak bilinen grupların da destek vermesiyle talepler, hükümetin görevden alınması çağrısının ötesine geçerek, yıllardır siyasi bölünmüşlük altında bulunan ülkedeki tüm ‘siyasi oluşumların’ düşürülmesi isteğine dönüştü.

Görgü tanıkları ve yerel medya kaynaklarına göre, cumartesi akşamı Trablus’ta Abdulhamid Dibeybe hükümetini protesto eden göstericiler otoyolu ve sahil yolunu kapattı. Başkentin merkezinde lastikler ateşe verilirken, birçok mahallede gece saatlerinde düzenlenen gösterilerde yolsuzluğun yaygınlaşması, hizmetlerdeki aksaklıklar ve yaşam koşullarındaki kötüleşme protesto edildi.

Libyalı diplomat Muhammed Halife el-Akrut, yolların kesildiği, lastiklerin yakıldığı, trafik akışında ciddi aksamalar yaşandığı ve yoğun sıkışıklık nedeniyle çok sayıda aracın birbirine çarptığı bir tabloya dikkat çekti.

Trablus’ta cuma günü düzenlenen benzer gösterilerin ardından protestolar ikinci gününe girerken, Misrata ve Zaviye kentlerinde de eş zamanlı eylemler yapıldı. Göstericiler, ekonomi, hizmet ve güvenlik koşullarındaki kötüleşmeyi protesto ederek geçiş sürecinin sona erdirilmesini talep etti.

Misrata kentindeki devrimci tugaylar ve birliklerin liderleri, ‘halk ayaklanması’ olarak niteledikleri eylemlere tam destek verdiklerini açıkladı. Açıklamada, ‘ülkenin çektiği acılardan sorumlu tüm siyasi oluşumların devrilmesi’ çağrısı yapılırken, Libyalılar sokağa çıkmaya davet edildi. Ayrıca Misrata’daki askeri kurumlara, protestocuların yanında yer alma çağrısında bulunuldu.

Açıklamada geçen ‘siyasi oluşumlar’ ifadesinin, Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi’nin (DYK) yanı sıra Trablus’taki UBH ve ülkenin doğusunda parlamento tarafından görevlendirilen hükümeti de kapsadığı değerlendiriliyor.

Devrimci tugaylar ve birliklerin liderleri, yayımladıkları bir başka açıklamada, Libya Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam Zubi ile aralarına mesafe koyarak, kendilerini temsil etmediğini ve ‘devrimcilerin haklarını savunma’ konusunda kayda değer bir rol üstlenmediğini belirtti. Ayrıca, geçtiğimiz salı günü Türkiye’nin başkenti Ankara’dan havalandıktan kısa süre sonra düşen ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bazı askeri yetkililerin hayatını kaybettiği uçak kazasına ilişkin tutumunu eleştirerek sessiz kalmasını kınadı.

Açıklamada, UBH’nin olaya ilişkin resmi bir taziye mesajı ya da kazanın koşullarını açıklayan bir basın toplantısı düzenlememesi ‘zayıf’ bir tutum olarak nitelendirildi; bunun askeri kuruma ve devrimcilerin fedakârlıklarına bir hakaret olduğu savunuldu.

Misrata Devrimci Tugayları, Libya’nın batısındaki en büyük ve en güçlü örgütlü askeri güçler arasında yer alıyor. Bu yapı, 17 Şubat 2011 devrimi sırasında ortaya çıkmasının ardından, özellikle Misrata, Sirte ve Trablus cephelerinde yürüttüğü operasyonlarla eski lider Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinde kilit rol oynamıştı.

zxscdfrgt
Bingazi'deki Libya Temsilciler Meclisi (TM) oturumundan (TM Medya Ofisi)

Bu oluşumlar, izleyen yıllar boyunca savaşçı örgütlenmeleri, silahlanmaları ve geniş toplumsal tabanlarına dayanarak Misrata’da ve kent dışında kayda değer bir askerî nüfuzu elinde tutmayı sürdürdü. Ayrıca devletin çeşitli askeri kilit noktalarında da varlık gösterdiler.

Öte yandan ülkenin batısındaki el-Esabia kentinde esrarengiz yangınlar yeniden çıktı. Kentte yaklaşık üç eş zamanlı yangın meydana gelirken, 19 Şubat’ta yaşanan ve onlarca, hatta yüzlerce evin yanmasına yol açtığı belirtilen yangınlar zinciri yeniden gündeme geldi.

El-Esabia Belediyesi, sınırlı imkânlar nedeniyle ekiplerin kapasitesini artırmak amacıyla ek bir itfaiye aracı ve bir ambulans tahsis edilmesi çağrısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın Libya resmi haber ajansı LANA’dan aktardığına göre el-Esabia Belediyesi Basın Ofisi Müdürü Sıddık el-Mukattef, yetkili kurumlara acil destek çağrısı yaptı.

El-Mukattef, yangınların nedenlerinin ‘halen bilinmediğini’ belirterek, özellikle şubat ayından bu yana mayısta verilen kısa bir aranın ardından olayların tekrar etmesi nedeniyle takibin artırılması ve halkın korunmasına yönelik önlemler alınması çağrısında bulundu.

Ülkenin doğusunda ise Bingazi’de pazartesi ve salı günleri yapılması planlanan TM oturumunun gündemine ilişkin sessizlik hâkim. Oturumda üç ana dosyanın ele alınmasının beklendiği belirtiliyor. Bunlar arasında Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayih’in idari atamalara ilişkin adaylıklarının onaylanması, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) maaş çizelgesinde değişikliğe gidilmesi ve TM için yeni bir yönetim yapısının yeniden seçilmesi yer alıyor.


Naim Kasım, ‘silah taşıma münhasır hakkının’ ertelenmesini istedi

İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki Aknit beldesinde hedef aldığı ve üç kişinin hayatını kaybettiği bir aracın yanında duran Lübnan askerleri (DPA)
İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki Aknit beldesinde hedef aldığı ve üç kişinin hayatını kaybettiği bir aracın yanında duran Lübnan askerleri (DPA)
TT

Naim Kasım, ‘silah taşıma münhasır hakkının’ ertelenmesini istedi

İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki Aknit beldesinde hedef aldığı ve üç kişinin hayatını kaybettiği bir aracın yanında duran Lübnan askerleri (DPA)
İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki Aknit beldesinde hedef aldığı ve üç kişinin hayatını kaybettiği bir aracın yanında duran Lübnan askerleri (DPA)

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Lübnan hükümetine, silahların münhasıran devletin elinde olması gerektiğini öngören ‘silahların münhasır kontrolü’ konusunu ertelemesi çağrısında bulunarak, bunu ‘İsrail'in devam eden saldırıları ışığında mantıksız’ olarak nitelendirdi.

Kasım, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının, bu aşamada ‘silahların devletle sınırlandırılması’ olarak adlandırılsa da, bir Amerikan-İsrail projesi olduğunu düşündüğünü belirtti.

Hizbullah Genel Sekreteri, bu projenin ‘Lübnan'ın askeri kapasitesini sona erdirmek ve Lübnan halkının dengeli bir kesimini vurmak’ amacını taşıdığını da sözlerine ekledi. Hükümetin karşılığında hiçbir şey almadan gereksiz tavizler verdiğini, İsrail'in ise hiçbir anlaşmaya bağlı kalmadığını vurguladı.

Şeyh Kasım, Hizbullah’ın etkinliğinde yaptığı konuşmada, ülkenin tarihi bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, ‘şu anda önerilen planların yeniden gözden geçirilmesi’ çağrısında bulundu. Direnişin anlaşmaya devletten daha fazla bağlı olduğunu vurgulayan Şeyh Kasım, İsrail'in anlaşmaları ihlal etmeye devam ettiğini belirtti.