Mağrip bölgesinde Kovid-19 salgınının yayılmasında gerileme

Mağrip bölgesinde Kovid-19 salgınının yayılmasında gerileme
TT

Mağrip bölgesinde Kovid-19 salgınının yayılmasında gerileme

Mağrip bölgesinde Kovid-19 salgınının yayılmasında gerileme

Mağrip ülkeleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi sebebiyle geçen yaz hastanelerin aşırı kalabalık olması ve hasta kapasitelerinin aşılmasının ardından salgının yayılmasında net bir gerilemeye tanık oluyor.
Kovid-19’a bağlı yaklaşık 13 bin 800 can kaybının kaydedildiği Fas, nüfusunun yüzde 46,7’sinin tam dozlarla aşılayarak, aşılama çalışmaları açısından bölgenin en gelişmiş ülkesi oldu. Ülke, Haziran ayında kısıtlamaların gevşetilmesi, sınır üzerinden geçişlerin açılması, sokağa çıkma yasağı saatlerinin azaltılması ve Delta varyantının ortaya çıkması sebebiyle hasta sayısında artışa tanık olmuştu.
Ağustos ilk haftasında yaklaşık 70 bin yeni vakanın tespit edilmesi ile yeni bir rekor kaydedildi, 16 Eylül’e kadar ise yeni vaka sayısı 4 kat azaldı. Can kayıpları açısından da son 7 gün içinde 405 can kaybının kaydedilmesi ile aynı gerileme gözlemlendi. Bu sayı can kayıplarında zirve dönemde (16-22 Ağustos) kaydedilen 775 can kaybının neredeyse yarısına denk geliyor.
Yetkililer, geçen ayın başlarında sokağa çıkma yasağını sıkılaştırdı ve Kazablanka, Marakeş ve Agadir’e gidiş gelişleri ve toplanmaları azalttı. Fas haber ajansının aktardığına göre, Sağlık Bakanlığı yetkili Abdulkerim Meziane Belfakih, kritik vaka ve can kayıplarında artış kaydedilmeye devam edilmesine rağmen, beşinci hafta da vaka sayılarında azalma kaydedildiğini belirtti.
Fas Ağustos ayının sonunda, 1 Ekim’e ertelenen okula dönüş tarihine kadar aşılanmaları için 12-16 yaş arası çocuklar için gönüllülük esasına dayanan aşı kampanyası başlattı. Yetkililer, ülkenin 36 milyonluk nüfusunun yüzde 80’ini aşılama hedefini belirlemişlerdi.
Cezayir’de ise, resmi istatistiklere göre 5 bin 650 kişi Kovid-19’a bağlı olarak hayatını kaybetti.  Başkent Cezayir’de Eylül ayı başlarında, yılın sonuna kadar nüfusun yüzde 70’inin aşılanması hedefi kapsamında geniş çaplı bir kampanya başlattığını duyurdu. 16 Eylül itibariyle, 44 milyonluk nüfusun yüzde 13,3’ü en az bir doz ve yüzde 9,5’i ise iki doz aşı oldu. Salgının ana odak noktaları Cezayir, Buleyde, Tizi Ouzou ve Oran bölgelerinde belirlendi.
Ülke, 24 ila 30 Temmuz tarihleri arasında 10 bin 626 yeni vaka ile haftalık rekor kırdı ve can kayıpları ise 31 Temmuz ve 6 Ağustos tarihleri arasında 268 ölümle en yüksek seviyelerine ulaştı. 16 Eylül itibariyle vaka sayıları 6 kat, can kayıpları 2 kat azaldı. Toplanma ve gece sokağa çıkma yasağı devam ederken, yetkililer plajları ve eğlence alanlarını yeniden açma kararı aldı. Aynı zamanda 2020 Mart ayında durdurulan uluslararası uçuşlar Haziran ayında kısmen yeniden başlatıldı.
Yaklaşık 7 milyonluk nüfusa sahip olan ve Kovid-19’a bağlı 4 bin 500 can kaybının gerçekleştiği Libya’da ise, 25 ve 31 Temmuz tarihleri arasında 24 bin yeni vaka ve 204 can kaybı kaydederek salgının en yüksek seviyesini kaydettikten sonra hafif bir düşüşe tanık olmaya başladı. Geçen hafta içerisinde bu sayılar vaka sayısı açısından 3 kat, can kaybı açısından iki kat azaldı.
11 Ağustos’ta başkent Trablus’ta bir aşılama merkezi, 21 Ağustos’a doğuda ikinci bir merkez ve sonrasında da mahallelerde aşı merkezlerinin açılmasıyla aşılama çalışmalarında koordinasyon açısından iyileşme görüldü. Çin tarafından geliştirilen Sinovac ve Rusya tarafından geliştirilen Sputnik-V aşılarının sevkiyatlarının geç gelmesi nedeniyle şu ana kadar nüfusun yüzde 18,4’ü tek doz, yüzde 2,1’i tam doz aşı oldu.
Ulusal Hastalık Kontrol Merkezi cuma günü yeniden açılan Tunus ile kara sınırını kapatma kararının ardından ülkenin batısında vaka sayılarında azalma olduğunu belirtti.  Merkez ayrıca güney ve doğu Libya’da vaka sayılarındaki artışa geri dönme ihtimaline yönelik endişelerini dile getirdi.



İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
TT

İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)

Arap siyasi liderlere, muhalefetteki Yahudi siyasi aktivistlere ve eleştirilerde bulunan gazetecilere yönelik devam eden saldırıların ardından, milislerin İsrail’de muhalefeti susturmak için aktif ve ısrarlı bir şekilde çalıştığı, bu aktivistlerin hayatları için gerçek bir tehdit oluşturduğu ve birçoğunu sıkı güvenlik önlemleri altında yaşamaya zorladığı ortaya çıktı.

Bu milis gücü, İsrail parlamentosu Knesset'in Arap üyelerine karşı harekete geçti ve son iki hafta içinde Arap Değişim Hareketi Ortak Listesi Başkanı Milletvekili Eymen Udeh’e kanlı bir saldırı düzenlemeye çalıştı.

Milisler, Udeh’in Pardes Hanna-Karkur beldesinde solcu siyasi aktivistlerle katıldığı bir toplantıya ve Nes Tziona şehrinde düzenlenen başka bir toplantıya saldırdı, arabasının camlarını kırdı ve ona taş attı. Polisin her iki olayda da kendisine saldırı düzenleneceğini bildiği ve bunu kendisine bildirerek toplantılara katılmaması konusunda uyardığı ortaya çıktı. Ancak Udeh, “Faşist teröristlere boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir koşulda halkla toplantılarımızı iptal etmeyeceğiz ve onların amacının Yahudilerle Araplar arasında herhangi bir toplantının yapılmasını engellemek olduğunu biliyoruz” diyerek toplantılara katılmaktan geri durmadı.

g
Knesset'in Arap üyesi Eymen Udeh, 9 Mayıs'ta Kudüs'te düzenlenen Halk Barışı Zirvesi etkinliğinde konuşma yaparken (AFP)

Udeh ile aynı bloktan bir başka milletvekili olan Ofer Cassif de Kudüs'te bazı polis memurlarının katılımıyla benzer bir saldırıya maruz kaldı.

Ultra-Ortodoks Yahudileri temsil eden Şas Partisi’nden iki Yahudi milletvekili de saldırıya uğradı ve bunun sonucunda yaralandı. Saldırı, dindar gençleri askerlik hizmetinden kısmen muaf tutacak bir yasa konusunda hükümetle müzakere etmeyi kabul ettikleri için onlardan intikam almak isteyen ultra-Ortodoks Yahudi unsurlar tarafından gerçekleştirildi.

Güvenlik önlemleri artırıldı

Eleştirilerini dile getiren gazetecilerden Guy Belz, Dana Weiss, Yonit Levi ve Rina Matsliah'a yönelik ölüm tehditleri nedeniyle bu gazetecilerin çevresinde ve çalıştıkları Kanal 12 televizyonu stüdyolarının kapılarında sıkı güvenlik önlemleri alındı.

Gazeteci Belz’in Hayfa'da vereceği konferans iptal edildi. Her cumartesi hükümetin politikalarını protesto etmek için düzenlenen protesto gösterilerinin organizatörlerinden biri olan üniversite öğretim üyesi Shikma Bressler’in Tivon'da vereceği konferans da iptal edildi.

Temiz Yönetim Derneği, bu olayları hükümetin ve bakanlarının, politikalarını reddeden ve kararlarını ve uygulamalarını eleştiren herkese karşı yürüttüğü kampanyanın doğal bir sonucu olarak değerlendirdi.

srt
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın el-Halil şehrinde oyuncak silah taşıyan İsrailli bir çocuk, Mart 2024 (AFP)

Adalah Hukuk Merkezi ise İsrail kolluk kuvvetlerine, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında açıkça terör eylemi niteliğinde olan bu şiddet olaylarına ilişkin kapsamlı ve etkili bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. Merkez, saldırganların ve kışkırtıcıların kimliklerini ortaya çıkardığını iddia ettiği düzinelerce video ve tanık ifadesini polise sundu.

Paris'teki Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu'nda araştırma direktörü olan Fransız-İsrailli sosyolog Eva Illouz, yaşananların İsrail'de Yahudi faşizminin muazzam bir büyüme gösterdiğinin işareti olduğunu söyledi ve bu faşistlerin Başbakan Binyamin Netanyahu, partisi ve müttefiklerinin ‘doğal ortakları’ olduğunu vurguladı.

Illouz, Haaretz gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi:

“Netanyahu, yirmi yıldır Yahudiler ve Araplar arasında nefret tohumları ekmeye ve yargının meşruiyetini sorgulamaya devam ediyor ve milli kimliği dine dayandırıyor.”

Illouz, 1980'den önce Yahudi terörizminin İsrail'de marjinal bir fenomen olduğunu, ancak o yıldan itibaren HaMakhteret HaYehudit, Kah, Teror Negid Teror, Bet Ayin ve LeHava gibi Yahudi grupların terörist saldırılar düzenlediğini ve bunların çoğunun polis tarafından engellendiğini belirtti. Bu grupların bazıları aşırı milliyetçiydi. Diğerleri ise Siyonizme karşı olduklarını ilan ettiler ve İsrail Devleti'ni yıkıp yerine Yahuda Krallığı'nı kurmak istediler.


Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)

Filistin Devlet Başkanlığı, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a yönelik açıklamalarını kınayarak, bunların kendisine ve diğer liderlere zarar verme yönünde açık bir çağrı olduğunu belirtti.

Filistin Haber Ajansı (WAFA) tarafından dün yayınlanan açıklamada, Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in sözlerinin, yerleşimcileri Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlarına karşı daha fazla terör eylemi gerçekleştirmeye teşvik ettiğini belirtti.

zdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, "ABD yönetimini ve uluslararası toplumu, İsrail hükümetine baskı yaparak Filistin halkına ve liderlerine karşı kışkırtma kampanyasını durdurmaya çağırıyoruz" denildi. Açıklamada, bu kampanyanın "sadece daha fazla şiddete ve gerginliğe yol açacağı ve mevcut barış sürecinin başarı şansını baltalayacağı" kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı dün, Netanyahu'dan Filistin Devlet Başkanı'nın dokunulmazlığını dikkate almayarak onu tutuklamasını ve Filistin Yönetimi'nin üst düzey yöneticilerine suikast düzenlemesini talep etti.


İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
TT

İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)

İsrail güvenlik güçleri dün, Batı Şeria'nın güneyindeki Beytüllahim ve el Halil arasında bulunan devasa Guşh Etzion yerleşim bloğu içindeki yasadışı bir yerleşim birimini, yerleşimciler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan şiddet ve çatışmalar nedeniyle boşalttı.

İsrail güvenlik güçleri, ordunun emri üzerine, yaklaşık 25 Yahudi ailenin bir yıldan uzun süredir yaşadığı izinsiz Givat Tzur Misgavi karakolunu boşalttı. Bu durum, yerleşimciler ve güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre çatışmalar sırasında iki sınır polisi yaralandı, birinin gözüne taş isabet ettiği, diğerinin ise dişlerinde kırıklar oluştuğu bildirildi. Tahliye sırasında dört kişi gözaltına alındı.

"Tepe Gençliği" grubundan onlarca aşırılıkçı yerleşimci, sağcı aktivistlerin ve önde gelen şahsiyetlerin karakolun sökülmesini engelleme çağrıları üzerine bölgeye geldi. Tahliyenin ardından, güney el Halil Tepeleri'nde ve el Halil'in kuzeyindeki Vadi Sa'ir bölgesinde yerleşimciler tarafından kundaklama ve isyan gibi saldırılar bildirildi.

Son haftalarda İsrailli yerleşimcilerin Filistinlileri, İsrailli ve yabancı aktivistleri ve bazen de İsrail askerlerini hedef alan saldırılarında artış görüldü ve bu durum yerelde ve Amerikalıların eleştirilerine yol açtı.