Kraliçe, Charles'ın Buckingham Sarayı’nın müze olması planına sıcak bakmıyor

Kraliçe, sarayın bir aile evi olarak kalması gerektiği görüşünde. (AFP)
Kraliçe, sarayın bir aile evi olarak kalması gerektiği görüşünde. (AFP)
TT

Kraliçe, Charles'ın Buckingham Sarayı’nın müze olması planına sıcak bakmıyor

Kraliçe, sarayın bir aile evi olarak kalması gerektiği görüşünde. (AFP)
Kraliçe, sarayın bir aile evi olarak kalması gerektiği görüşünde. (AFP)

İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Prens Charles'ın Buckingham Sarayı'nı müzeye dönüştürmeyi istediği yönünde çıkan iddialardan hoşnut değil. Kaynakların aktardığına göre Galler Prensi'nin tahta çıktıktan sonra Kraliyet ailesinde değişiklikler yapmak istediği ve aileyi küçültmeyi planladığı yönünde söylentiler dolaşıyor. BBC’ye göre Charles’ın planları arasında Kraliyet üyeleriyle ilgili özel alanların halka açılmasına ek olarak Kraliyet yönetimini sadece yedi kıdemli aile mensubu ile sınırlandırılması yer alıyor.
Veliaht Prens’in Buckingham Sarayı'nı yıl boyunca müze olarak kullanıma açmak istediği de belirtiliyor. Ancak Kraliyet ailesi konusunda uzman isimlerden Neil Sean, Kraliçe'nin konutun kalıcı olarak halka açık bir yere dönüştürülmesi fikrine karşı çıktığını söyledi. Kraliyet uzmanı İngiliz Express gazetesine şu açıklamada bulundu:
“Majesteleri Kraliçe halen aramızdayken bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini sanmıyorum. Kraliçe bu fikre pek sıcak bakmıyor ve sarayın aile evi olarak kalması gerektiğine inanıyor. Kraliçe Majesteleri, Londra'daki ana ikametgâhı Windsor Kalesi’ne gidecek ve haftada iki ila dört gününü yenilenen Buckingham Sarayı'nda geçirmek için iki saray arasında seyahat edecek. Westminster'daki Kraliyet ikametgahı 1993 yılından bu yana her yıl sadece Nisan- Eylül döneminde ziyaretçileri ağırlıyor. Ziyaretçiler, Kraliçe'nin taht odasının yanındaki koridorları, saray odalarını, çevredeki bahçeleri ve güzel sanat eserleri koleksiyonlarını görebiliyor. Salgın sırasında Kraliçe ve merhum eşi Prens Philip, küçük bir çalışan grubu eşliğinde Windsor Kalesi'nde kalmıştı.
Kraliçe'nin tahta çıkışının 70’inci yıl dönümü yaklaşırken Buckingham Sarayı'nda daha fazla zaman geçireceği belirtiliyor..
Kutlamalar sırasında Kraliyet Ailesi’nin üyelerinin halkı balkonda selamlaması, bir ordu konseri verilmesi ve geçit töreni düzenlenmesi bekleniyor.
Kraliyet Ailesi’nin çoğu üyesi ikametgâh olarak Buckingham Sarayı yerine başka konutlar seçti. Prens Charles ve Camilla, Westminster'deki Clarence House’da, Prens William ve Kate Middleton da Kensington Sarayı'nda yaşıyor.



Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
TT

Rapor: İran, 12 günlük savaş sırasında 5 İsrail askeri üssünü doğrudan vurdu

 İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)
İsrail'in orta kesiminde İran'ın füze saldırısı sonucu yıkılan konutların enkazını inceleyen İsrail askerleri (AP)

The Telegraph’ın ulaştığı radar verilerine göre, İran füzeleri 12 günlük savaş sırasında beş İsrail askeri tesisini doğrudan vurmuş görünüyor.

Söz konusu saldırılar İsrailli yetkililer tarafından duyurulmadı. Katı askeri sansür yasaları nedeniyle ülke içinden rapor edilemiyor.

Bu saldırılar, her iki tarafın da mutlak zafer iddiasında bulunmaya çalıştığı iki düşman arasındaki sözlü savaşı daha da karmaşık hale getirecek.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)İran'ın dini lideri Ali Hamaney (AFP)

Savaş bölgelerindeki bomba hasarını tespit etmek için uydu radar verilerini kullanma konusunda uzman olan ABD merkezli Oregon Eyalet Üniversitesi akademisyenleri yeni verileri The Telegraph ile paylaştı.

Raporlara göre İsrail'in kuzey, güney ve orta kesimlerinde, aralarında büyük bir hava üssü, bir istihbarat toplama merkezi ve bir lojistik üssünün de bulunduğu, daha önce rapor edilmemiş beş askeri tesis İran füzeleriyle vuruldu.

The Telegraph'ın dün temas kurduğu İsrail ordusu yetkilileri, füze önleme oranları ya da üslerine verilen hasar konusunda yorum yapmayacaklarını ifade etti.

Bir ordu sözcüsü, “Söyleyebileceğimiz tek şey, ilgili tüm birimlerin operasyon boyunca operasyonel sürekliliği koruduğudur” dedi.

Askeri tesislere yönelik bu saldırılar, İsrail'in hava savunma sistemlerini deldiği bilinen, konut ve sanayi altyapısında büyük hasara yol açan 36 diğer saldırıya ilave olarak yapıldı.

Ülke genelinde konutlarda meydana gelen ciddi hasara rağmen sadece 28 İsraillinin hayatını kaybetmesi, ülkenin sofistike uyarı sisteminin ve halkın sığınakları disiplinli bir şekilde kullanmasının göstergesi.

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

İran'dan İsrail'e fırlatılan balistik füzeler Kudüs semalarında görülüyor. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre İran füzelerinin büyük çoğunluğu önlenirken, sınırı geçmeyi başaran füzelerin oranı 12 günlük savaşın ilk sekiz gününde günden güne arttı.

Bunun nedenleri net olmamakla birlikte, gelişmiş ateşleme teknikleri ve İran'ın gelişmiş füzeler kullanıyor olma ihtimali olabilir.

Demir Kubbe, İsrail'in en ünlü hava savunma sistemi olsa da aslında havan topları gibi kısa menzilli mermilere karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmıştır ve ülkenin kullandığı ‘katmanlı’ hava savunma sisteminin sadece bir parçasıdır.

Orta katmanda, 300 kilometreye kadar menzile sahip insansız hava araçları (İHA) ve füzeleri engellemek için optimize edilmiş Davut Sapanı hava savunma sistemi yer alıyor. En üstte ise uzun menzilli balistik füzeleri atmosfere girmeden önce etkisiz hale getiren Arrow (HITS) sistemi yer alıyor.

Sadece 9,7 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan İsrail'de, ülkenin ünlü füze savunma sistemlerinin ihlal edilmesi şok etkisi yarattı.

Ülke içinde askeri hedeflerin vurulduğuna dair şüpheler arttı.

Ülkenin en tanınmış gazetecilerinden biri olan Kanal 13 televizyonundan Raviv Drucker geçen hafta şunları söyledi: “İran'ın füze saldırılarının birçoğu İsrail askeri üslerinde, bugüne kadar halen haber yapmadığımız stratejik yerlerde gerçekleşti... Bu durum insanların İranlıların ne kadar isabetli olduklarını ve pek çok yerde ne kadar büyük bir yıkıma yol açtıklarını anlamamalarına neden oldu.”

Oregon Eyalet Üniversitesi'nde araştırmacı olan Corey Sher, biriminin hem İsrail hem de İran'daki füze hasarının daha kapsamlı bir değerlendirmesi üzerinde çalıştığını ve sonuçları yaklaşık iki hafta içinde yayınlayacağını açıkladı.

Sher, hasarı değerlendirmek için kullandıkları radar sistemi verilerinin patlamaları tespit etmek için yapılı çevredeki değişiklikleri ölçtüğünü ve saldırıların kesin olarak doğrulanması için ya söz konusu askeri alanlardaki saha raporlarının ya da uydu görüntülerinin gerektiğini ifade etti.

The Telegraph tarafından yapılan veri analizi, ABD ve İsrail savunma sistemlerinin genel olarak iyi bir performans sergilediğini, ancak savaşın yedinci gününde füzelerin yaklaşık yüzde 16'sının geçmesine izin verdiğini gösteriyor.

Bu, İsrail ordusunun daha önce yaptığı ve başarı oranını ‘yüzde 87’ olarak veren tahminle büyük ölçüde uyumlu.