Güney Afrika'da 63 penguen birden öldü: Balarılarından şüpheleniliyor

Port Elizabeth'in dışındaki Algoa Körfezi'ndeki St. Croix adasında bir penguen kolonisi (AFP)
Port Elizabeth'in dışındaki Algoa Körfezi'ndeki St. Croix adasında bir penguen kolonisi (AFP)
TT

Güney Afrika'da 63 penguen birden öldü: Balarılarından şüpheleniliyor

Port Elizabeth'in dışındaki Algoa Körfezi'ndeki St. Croix adasında bir penguen kolonisi (AFP)
Port Elizabeth'in dışındaki Algoa Körfezi'ndeki St. Croix adasında bir penguen kolonisi (AFP)

Hükümet yetkilileriyle kâr amacı gütmeyen bir kuruluşun birlikte yaptığı ön incelemede, Güney Afrika'nın Cape Town kenti yakınlarındaki bir plajda, nesli tükenmekte olan penguenlerden en az 63 tanesinin balarısı sürüsü tarafından sokulmaları sonucu ölmüş olabileceği ortaya çıktı.
Hükümete bağlı Güney Afrika Ulusal Parkları (SANParks) yaptığı açıklamada Afrika penguenlerinin cesetlerinin cuma sabahı, Cape Town'a yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Simonstown'daki Boulders Afrika penguenleri kolonisinde bulunduğunu belirtti.
Yetkililer, penguenlerin perşembe öğleden sonrayla cuma sabahı arasında ölmüş olabileceğinden şüpheleniyor.
SANParks ve Cape Town'dan uzman danışmanlar, yetkililer ve veterinerlerle kâr amacı gütmeyen Güney Afrika Kıyı Kuşlarını Koruma Vakfı'ndan (SANCCOB) penguen uzmanları, olası ölüm nedenlerini araştırmaya başladı.
Daha sonra penguen cesetleri hastalık ve toksikoloji testleri için gönderilen biyolojik örneklerle birlikte daha fazla analiz için SANCCOB'a nakledildi.
SANCCOB'un yaptığı otopsi, kuşların hiçbirinde harici fiziksel yaralanma olmadığını ortaya çıkardı. Bununla birlikte, cesetlerin hepsinde birden fazla arı sokması izine rastlandı.
Uzmanlar kuşların öldüğü yerde çok sayıda ölü arının ve Fish Hoek sahilinde vücudunda birden fazla arı sokması izi bulunan başka bir penguen cesedinin bulunduğunu belirtti.
SANParks yetkilileri yaptıkları açıklamada "Dolayısıyla, ön incelemeler penguenlerin bir Cape balarısı sürüsü tarafından sokuldukları için öldüğüne işaret ediyor" dedi.

Yetkililer, arıların penguenleri neden sokmuş olabileceğini ise henüz belirleyemedi.
Batı balarılarının alt türü olan Cape balarıları da aynı ekosistemin bir parçası.
Arıların tehdit altında olduğuna dair resmi bir sınıflandırma bulunmuyor. Bununla birlikte Güney Afrika Ulusal Biyoçeşitlilik Enstitüsü'ne (SANBI) göre gıda kaynaklarının azalması, haşereler, hastalıklar ve tarım ilaçlarıyla böcek ilaçlarının yanlış kullanımından kaynaklanan artan sorunlar balarıları için de risk teşkil ediyor.
Diğer yandan Afrika penguenleri, nesli tükenme riski yüksek ve yüksek tehdit altında bir tür olup Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'nin kırmızı listesinde yer almakta.
SANParks'ın deniz biyologu Alison Kock, cumartesi günü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Bu olağandışı olayı araştırmamıza yardımcı oldukları için başta SANCCOB ve Cape Town Belediyesi olmak üzere doğayı koruma ortaklarımızın hepsine minnettarız. Bugün bölgede daha fazla Afrika pengueni cesedine rastlanmadı. Durumu takip etmeye devam edeceğiz."
Penguen ölümlerini araştıran yetkililer, diğer olası nedenleri elemek için örneklerin hâlâ başka toksisite olasılıkları ve hastalıklar için test edildiğini ekledi.
Independent Türkçe



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature