İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın New York ziyaretiyle eşzamanlı olarak Tahran ve UAEA arasında Viyana’da nükleer müzakereler başladı

Reisi’nin Yardımcısı İslami Viyana’daki UAEA merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi.

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İslami Viyana’daki UAE merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi (UAEA)
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İslami Viyana’daki UAE merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi (UAEA)
TT

İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan’ın New York ziyaretiyle eşzamanlı olarak Tahran ve UAEA arasında Viyana’da nükleer müzakereler başladı

İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İslami Viyana’daki UAE merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi (UAEA)
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İslami Viyana’daki UAE merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi (UAEA)

İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) Başkanı Muhammed İslami, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Kurul çalışmalarına katılmak üzere dün Avusturya’nın başkenti Viyana’ya ulaştı. İAEK ve UAEA’nın İran’daki nükleer tesislerde bulunan güvenlik kamera sistemlerinin güçlendirilmesi konusunda uzlaşmaya varmasından bir hafta sonra düzenlenen bu ziyaret kapsamında UAEA Direktörü Rafael Grossi ile İslami’nin bir araya gelmesi bekleniyor. Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Birleşmiş Milletler (BM) 76’ncı Genel Kurul görüşmeleri marjında nükleer anlaşma tarafları arasında bir toplantı yapılması ihtimaliyle ilgili kapıyı açık bıraktı.
İran Cumhurbaşkanı’nın Nükleer Programdan Sorumlu Yardımcısı İslami, eski İAEK Başkanı Ali Ekber Salihi’den bu ay görevi devraldıktan sonra ülkesinden bir heyetin başkanlığında Viyana’daki UAEA merkezine ilk ziyaretini gerçekleştirdi.
Bugün başlayan ve Cuma gününe kadar süreceği belirtilen UAEA Genel Kurul görüşmelerinde İran adına konuşacak olan İslami, buradaki temasları kapsamında UAEA Direktörü Grossi başta olmak üzere yabancı mevkidaşlarıyla ‘hassas’ istişareler yürütecek.
İslami ve Grossi arasındaki görüşmeler, iki taraf arasındaki gerginliğin düşürülmesine ve işbirliği boyutlarının net bir şekilde belirlenmesine katkı sunabilir. İki isim arasındaki görüşmeler, nükleer müzakerelerin geleceğini de etkileyebilir. Nükleer anlaşmayı yeniden aktifleştirmek amacıyla Nisan ayında başlatılan müzakereler 6 tur görüşmeden sonra tıkandı ve 20 Haziran’dan bu yana dondurulmuş durumda. İran ve nükleer anlaşmanın diğer tarafları müzakereleri ‘yapıcı’ olarak niteledi. Fakat müzakerelerden sonuç alınamadı.
İran ve UAEA’nın, geçtiğimiz hafta vardıkları anlaşmayı aktifleştirmeleri ve bu çerçevede UAEA Direktörü Grossi’nin Tahran’a düzenleyeceği ziyaretin gündemi üzerinde anlaşmaya varmaları bekleniyor. Grossi Tahran ziyaretinde üst düzey İranlı yetkililerle kapsamlı görüşmeler gerçekleştirecek. Fakat İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatipzade’nin, ülkesinin, daha önceden yeri beyan edilmeyen uranyum parçacıklarının kaynağını açıklayacağı iddiasını yalanlaması nedeniyle ziyaretin gündeminde hangi maddelerin yer alacağı merak ediliyor.
Grossi’nin son dakika ziyareti, İran ile nükleer anlaşmanın Batılı tarafları arasında yeni bir krizin patlak vermesini önledi. Tahran geçen hafta Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın ek protokolünü ihlal ettiği yönündeki iddiaları reddetti fakat buna rağmen İran nükleer dosyasının BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sevk edilmesini engelleyen asıl gelişme İAEK ve UAEA’nın İran’daki nükleer tesislerde bulunan güvenlik kamera sistemlerinin güçlendirilmesi hususunda anlaşmaya varmasıydı. Bu anlaşmanın ardından nükleer anlaşmanın Batılı tarafları, diplomasiye yeni bir fırsat vermek için (bu yıl içinde verilen üçüncü fırsat) Tahran’ı kınama planlarından vazgeçti.
UAEA, geçtiğimiz aylarda yürütülen nükleer müzakereler boyunca İran’ın daha önce UAEA müfettişlerine bildirmediği bir yerde bulunan uranyum parçacıklarının kaynağını öğrenmek için çalıştı. Bu uranyum parçacıkların varlığı, İsrail’in 2018’de düzenlediği komplike bir operasyon ile ulaştığı “nükleer arşiv”de ortaya çıkmıştı. Dönemin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bir hafta önce arşivin detaylarını kamuoyuyla paylaşmıştı.
İslami dün Viyana’ya hareket etmeden önce Arak Ağır Su Reaktörü'nü araştırma tesisine dönüştürme çalışmalarının hızlandırılması çağrısında bulundu. AFP’nin İran medyasından aktardığına göre İslami Perşembe günü Arak Ağır Su Reaktörü'nü ziyaret etti. İslami, burada yaptığı konuşmada, “Bu proje bir an önce yeniden yapılandırılmalı ve mümkün olan en kısa sürede faaliyete geçirilmelidir” dedi.
İran’ın 2015’te süper güçlerle vardığı nükleer anlaşmanın ilgili kısmına göre Tahran ‘barışçıl amaçlarla nükleer araştırmaları ve tıbbi ve endüstriyel amaçlarla radyoizotoplar üretimini’ desteklemek için ‘Arak'ta ağır su ile çalışan yeni reaktörler kurması ve yeniden yapılandırması’ gerekir. Anlaşmada bu reaktörlerin, nükleer silah yapımında kullanılan plütonyum üretilmemesi şartıyla yeniden tasarlanmasına izin veriliyor. AFP’nin haberine göre İran 2019’da yaptığı açıklamada, ABD’nin 2018’de anlaşmadan tek taraflı olarak ayrılmasının Çin’in yürüttüğü yeniden yapılandırma çalışmalarının yavaşlamasına sebep olduğunu ilan etti.
İran geçtiğimiz aylarda nükleer anlaşmadan uzaklaşma adımlarına hız verdi. İran bu yoldaki ilk adımını, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ve Tahran’a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe almasının birinci yıldönümüne denk gelen Mayıs 2019 tarihinde attı.
Tahran yönetiminin bu yolda attığı adımlar, İran hükümeti için hukuki açıdan bağlayıcılığı bulunan kanun tasarısının Aralık ayında İran Meclisi’nden geçmesinin ardından geldi. Yasa tasarısı İran üzerindeki nükleer yaptırımlar kaldırılmadığı sürece ‘nükleer faaliyetlerin genişletilmesi noktasında hiçbir kısıtlamaya aldırış edilmemesini’ öngörüyordu. Tahran Şubat ayında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın ek protokolünü askıya aldı ve Ocak 2021’de yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretti. Nisan ayında bu oranı yüzde 60’a çıkardı. İran Natanz nükleer tesisinde 6’ncı nesil santrifüjleri çalıştırarak uranyum zenginleştirme faaliyetlerine hız verdi. Daha sonraki süreçte ise uranyum yakıtını uranyum metaline dönüştürmeye başladı.
İran daha önce nükleer anlaşmanın taraflarının tesiste işbirliği yapmaktan kaçınması durumunda tesisin yeniden yapılandırmayı kabul ettiği bölümlerini yeniden faaliyete geçireceğinin sinyalini vermişti. Aynı zamanda eski duruma dönüş, İran’da nükleer anlaşma karşıtı tarafların temel talepleri arasında yer alıyor.
Arak Rektörü’nün yeniden yapılandırılmasıyla ilgili varılan uzlaşı, 2015’te nükleer anlaşma imzalanmadan önce yapılan müzakerelerde önemli bir atılım olarak değerlendirilmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade dün düzenlediği basın açıklamasında, Bakan Emir Abdullahiyan’ın BM Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere bugün (pazartesi) New York’a hareket edeceğini bildirdi. Hatipzade, Cumhurbaşkanı Reisi’nin New York’taki görüşmelere katılmamasının sağlık protokolleri ve koronavirüs pandemisi şartlarından kaynaklandığını ancak Reisi’nin Salı günü video konferans yoluyla konuşmasını yapacağını belirtti.
Hatipzade, New York’taki Genel Kurul görüşmeleri marjında Abdullahiyan’ın tüm P4+1 (Fransa, Çin, Rusya ve Almanya) bakanlarıyla ikili ve ayrı ayrı görüşmeler yapacağını bildirdi.
İran'ın yarı resmi haber ajansı ISNA’nın haberine göre İranlı sözcü, nükleer anlaşmaya taraf ülkelerin dışişleri bakanları arasında bir görüşme olup olmayacağı sorusuna, “Eğer bu görüşmenin verimli müzakereler çerçevesinde olacağını görürsek, bu kararı alacağımız konusunda sizi temin ederim. Henüz bu konuda bir karar alınmadı. Çalışma planını görmemiz gerek” diye yanıt verdi. Hatipzade, New York’ta İran ve ABD heyetleri arasında görüşmenin olması ihtimaline ilişkin soruyu “hayır” diyerek yanıtladı.



İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)

İsrail dün, Lübnan ile sivil müzakerelerin sonucunda oluşan "olumlu atmosfer" hakkındaki yetkililerinin çelişkili pozisyonlarını çözüme kavuşturdu ve bunlarla askeri yoldan ayrı olarak ilgileneceğinin açık bir işaretini verdi. Ateşkes izleme komitesi toplantısından 24 saatten kısa bir süre sonra, Güney Lübnan'da dört evi hedef alan, bunlardan birinde Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir eve yönelik saldırılar düzenledi.

İsrail'in bu gerilimi artırışı, Lübnan medyasının sızdırdığı bilgilere bir yanıt gibi görünüyor. Buna göre, İsrail ile müzakere heyetinin başkanı olan Büyükelçi Simon Karam'ın görevi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, esirlerin iadesi, işgal altındaki topraklardan çekilme ve sadece Mavi Hat üzerindeki noktaların düzeltilmesi konularını görüşmekti. Yerel el Cedid kanalı ise Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın "Lübnan'ın normalleşmeye girmediğini ve bir barış anlaşması imzalamadığını vurguladığını" bildirdi.

Cumhurbaşkanı Avn, dün geceki hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, "İlk oturumun çok verimli olmayacağı açık, ancak bu ayın 19'unda başlayacak olan sonraki oturumların önünü açtı" dedi ve "savaş dili yerine müzakere dilinin hakim olması gerektiğini" vurguladı.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


El Kaide Batı Afrika'daki nüfuzunu nasıl genişletti?

Nijer'de El Kaide ile bağlantılı silahlı bir grubun üyeleri (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Nijer'de El Kaide ile bağlantılı silahlı bir grubun üyeleri (Arşiv – Şarku’l Avsat)
TT

El Kaide Batı Afrika'daki nüfuzunu nasıl genişletti?

Nijer'de El Kaide ile bağlantılı silahlı bir grubun üyeleri (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Nijer'de El Kaide ile bağlantılı silahlı bir grubun üyeleri (Arşiv – Şarku’l Avsat)

El Kaide, geçen ay Sahel ve Batı Afrika ülkelerinde 70’i aşkın saldırı gerçekleştirdiğini ve bu saldırılarda 139’dan fazla kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Bölge, son yirmi yılın en kötü güvenlik tablosuyla karşı karşıya bulunuyor.

Örgüte bağlı Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (CNIM), Mali, Nijer, Burkina Faso ve Benin’in yanı sıra, kasım ayında ilk kez saldırı düzenlediğini öne sürdüğü Nijerya’daki eylemlere ilişkin bir rapor yayımladı.

Grup, operasyonları sonucunda yaklaşık 40 askerî aracın ve 100’den fazla motosikletin imha edildiğini iddia etti.

dfrgt
El Kaide'nin Gao kenti yakınlarında imha ettiğini iddia ettiği Mali ordusuna ait bir araç (Sosyal medya)

Operasyonların niteliğine ilişkin açıklamada, örgüt 62’den fazla baskın, 27 el yapımı patlayıcı (EYP) saldırısı gerçekleştirdiğini, altıdan fazla pusu kurduğunu, iki topçu bombardımanı düzenlediğini ve 180’den fazla orta sınıf silah ele geçirdiğini iddia etti. Ayrıca yedi askeri esir aldığını öne sürdü, ancak bu askerlerin hangi ülkelere mensup olduğunu belirtmedi.

Bu rakamları bağımsız kaynaklardan doğrulamak mümkün değil; bölgede bağımsız teyit mekanizmaları bulunmuyor.

Nüfuz alanı genişliyor

Söz konusu bilanço hakkında değerlendirmede bulunan Sahel-Sahra bölgesi ve silahlı örgütler üzerine araştırmalar yapan uzman Muhammed Eyyub, saldırıların çoğunun Masina Kurtuluş Cephesi tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Eyyub, 2015’te Amadou Koufa tarafından kurulan bu cephenin, CNIM çatısındaki ‘en etkili güç’ olduğunu, bölgedeki örgüt militanlarının büyük bölümünün de bu cepheden geldiğini söyledi.

sfrgt
Güvenlik güçleri, El Kaide tarafından uygulanan boğucu kuşatma sırasında Mali'nin başkenti Bamako'daki varlığını güçlendiriyor. (AFP)

Eyyub, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Sahel ve Batı Afrika’da faaliyet gösteren El Kaide bağlantılı unsurların sayısının 18 bini aştığını söyledi. Araştırmacı, bu bilgiyi CNIM içinde yer aldığını belirttiği ‘güvenilir bir kaynağın’ verilerine dayandırdı. Eyyub, bu artışın örgütün bölgedeki operasyonlarını son aylara kıyasla yüzde 21 oranında yükselttiğini ifade etti.

Uzman, saldırıların artmasının nedenleri arasında Mali’nin başkenti Bamako’nun kuşatma altında olmasını ve burada yakıt tanklarını hedef alan saldırıları gösterdi. Ayrıca ilk kez saldırı düzenlenen Kuzey Nijerya gibi yeni bölgelerin de çatışma alanına dahil olmasının etkili olduğunu belirtti. Buna rağmen Eyyub, operasyonların sayısının yüksek olmasına karşın toplam etkinin ‘önceki aylara göre oldukça zayıf’ kaldığını vurguladı.

frgt
El Kaide militanları Mali ile Senegal'i birbirine bağlayan bir yolda yakıt tanklarını ateşe verdi. (Yerel medya)

Araştırmacı Eyyub, El Kaide’nin bölgedeki yayılmasının temel nedeninin Masina Kurtuluş Cephesi ve ona bağlı taburların artan nüfuzu olduğunu söyledi. Bu duruma örnek olarak, Nijer’de faaliyet gösteren Hanife Taburu’nu gösterdi. Eyyub, söz konusu birimin geçmişte küçük ve sıradan bir tabur olduğunu, ancak bugün ‘Nijer-Burkina Faso sınırına hâkim olan güçlü bir yapı’ haline geldiğini belirtti. Araştırmacıya göre bu tabura bağlı Müslim Taburu ise Burkina Faso’nun doğusunda faaliyet yürütüyor ve Benin’in kuzeyinde saldırılar düzenliyor.

Eyyub, Masina Kurtuluş Cephesi’ne bağlı taburların etkisinin Burkina Faso’da genişleyerek Fildişi Sahili sınırına, Mali’de ise Moritanya ve Senegal sınırlarına kadar ulaştığını ifade etti.

dfrgt
Mali ordusuna bağlı askerler, bir ormanda El Kaide militanlarını yakalamak için düzenlenen operasyon sırasında (Yerel medya)

Eyyub, tüm bu genişlemeye rağmen örgütün duyurduğu bilançonun ‘son derece sıradan’ olduğunu söyledi. Uzman, bunun hem operasyonların toplam etkisi hem de Nijer, Mali ve Burkina Faso ordularının karargâhlarından ele geçirilen silah ve teçhizat miktarı açısından geçerli olduğunu belirtti.

Sızma operasyonları

Eyyub’a göre örgütün raporunda dikkat çeken bir diğer nokta ise ‘sızma’ olarak adlandırılan operasyonların bulunmaması. Uzman, örgütün bu tür operasyonları, bir komando timinin çıkış planı olmaksızın kritik bir noktaya saldırması şeklinde tanımladığını belirtti. Eyyub, örnek olarak Eylül 2024’te Bamako Havalimanı’nı hedef alan saldırıyı hatırlattı ve bunun raporda yer almamasının ‘dikkat çekici bir eksiklik’ olduğunu ifade etti.

sdfr
El Kaide'nin 2025 yılının Ekim ayında Mali'nin kuzeyindeki Gao kentinde düzenlediği saldırıda imha ettiğini söylediği askeri aracın kalıntıları (Sosyal medya)

Eyyub, sızma operasyonlarının intihar eylemlerine yakın bir tür olduğunu ve El Kaide literatüründe ‘zorunlu silah’ olarak adlandırıldığını belirtti. Uzman, örgütün son dönemde bu tür saldırılara başvurmamasının, ‘bölge üzerindeki kontrolünün güçlendiği’ anlamına geldiğini söyledi. Eyyub’a göre, örgüt artık ikmal yollarını kontrol ettiği için böyle operasyonlara ihtiyaç duymuyor.

Eyyub, “Bu kontrol, El Kaide’nin sızma ve intihar saldırılarını terk ederek kuşatma, baskın ve motosikletli saldırılarla yetinmesine yol açtı” dedi.

Medya kaosu

Araştırmacı ayrıca CNIM bünyesinde şu anda bir tür ‘medya kaosu’ bulunduğunu dile getirdi. Eyyub, örgütün medya kolları arasında belirgin bir ‘eşgüdüm eksikliği’ olduğunu ifade etti.

Uzman, örgütün geçmişte tamamen ‘el-Endülüs Medya Merkezi’ üzerinden açıklamalarını yayımladığını ve propagandasını yürüttüğünü, ancak daha sonra Batı Afrika ve Sahel’de aynı rolü üstlenen ez-Zelaka Medya Merkezi’nin ortaya çıktığını söyledi.

sdfrg
El Kaide Sözcüsü’nün Bamako kuşatmasını duyuran video kaydından alınan ekran görüntüsü (Yerel medya)

Eyyub, örgütün medya yapısındaki karmaşanın bir başka göstergesinin de el-Fetih adlı yeni bir kanalın ortaya çıkması olduğunu belirtti. Bu kanalın örgütün haberlerini ve operasyon görüntülerini yayımladığını, buna ek olarak sahadaki militanların da cep telefonlarıyla çektikleri görüntüleri doğrudan sosyal medya platformlarında paylaşmaya başladığını söyledi.

Uzman, bu durumun örgüt içinde rahatsızlık yarattığını aktararak, örgütün kadısı ve resmi sözcüsü Mahmud Bari’nin militanlara ‘video paylaşımını azaltmaları’ çağrısı yaptığını ifade etti. Eyyub, bu gelişmenin ‘CNIM içinde ciddi bir medya karmaşası yaşandığını ve yapının artık El Kaide’nin geleneksel merkezî kontrolünün dışında hareket ettiğini’ gösterdiğini söyledi.