Kaddafi’yi ölüme sürükleyen Buteflika mıydı?

Buteflika, Kaddafi’nin ölümüyle ilgili sırla birlikte mi gitti?

Birçok dönüşüme tanıklık eden iki lider arasındaki ilişki Kaddafi’nin ölümüne kadar devam etmişti (Reuters)
Birçok dönüşüme tanıklık eden iki lider arasındaki ilişki Kaddafi’nin ölümüne kadar devam etmişti (Reuters)
TT

Kaddafi’yi ölüme sürükleyen Buteflika mıydı?

Birçok dönüşüme tanıklık eden iki lider arasındaki ilişki Kaddafi’nin ölümüne kadar devam etmişti (Reuters)
Birçok dönüşüme tanıklık eden iki lider arasındaki ilişki Kaddafi’nin ölümüne kadar devam etmişti (Reuters)

Mustafa el-Ensari*
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın vefatıyla, Arap dünyasında, bağımsızlık savaşları ve sonrasındaki süreçte önde gelen nüfuzlu şahsiyetler arenası boş kaldı. Buteflika, diplomatik zekası ve siyasi esnekliğiyle ünlüydü. 2019 Nisanında koltuğunu zorla bırakması dışında Buteflika, bu özellikleri sayesinde uzun süre iktidarda kalabildi.
Buteflika, birçok lider için zor olan bir rolle komşusu eski Libya Lideri Muammer Kaddafi ile de iyi geçinebildi. Çakal Carlos ve çokuluslu çetesi tarafından başlatılan 1975 OPEC rehine krizinin sona ermesi gibi kritik durumlarda Kaddafi’yi etkilemeyi başardı.
Soruşturmalara göre operasyonun finansörü Kaddafi’nin emriyle Suudi Bakan Ahmed Zeki Yemani ve İranlı bir bakan olmak üzere en az iki bakan ve çok sayıda devrimci hareketin tasfiye edilmesi bekleniyordu. Ancak Buteflika, müzakerelerin sorumluluğunu devralarak neredeyse trajediyle sonuçlanmak üzere olan eylem başarısız oldu.
Arap zirvelerinde kameralar genellikle iki liderin, Buteflika'nın siyasi ve folklorik performansıyla ünlü Kaddafi’ye karşı hayranlık ve ironi karışımı işaretlerle karşılıklı sohbet ettiğini gösterirdi. Fas gibi çeşitli çevrelerde Buteflika'nın siyasi kurnazlığının Kaddafi'yi istediği gibi hatta Faslılar ve Cezayir rejimi arasında bulunan uzun süreli gerginliğe rağmen iniş çıkışlar yaşayan ateşkesin her zamankinden daha iyi durumda olduğu bir dönemde ayrılıkçı ‘Polisario’ hareketini destekleyecek kadar kontrol etmesini sağladığı söyleniyor.
2011 yılında Libyalı devrimcileri Buteflika’nın Kaddafi’nin ailesinden özellikle de kadınlardan bazı üyelerine sığınma imkanı sağladığı gibi dostu Muammer Kaddafi’yi barındırmaktan çekinmeyeceğine inanmaya sevk eden şey de buydu. Daha sonra WikiLeaks raporlarında Buteflika’nın, Libya liderinin Sirte’de saklandığı yer hakkında birçok kişinin kendisine koruma sağlayacağını umduğu bir zamanda, İngilizlere bildirdiği ortaya çıktı.
Kaddafi ile yapılan telefon konuşmasını sızdırdı
ABD’li diplomatlar tarafından bir internet sitesinde yayınlanan bir mesaj, Muammer Kaddafi’nin Libya’nın Beni Velid kentinde tutuklanıp öldürülmeden önce Cezayir’e sığınmaya çalıştığını ortaya koydu. Cezayirli diplomatik bir kaynak, Muammer Kaddafi'nin Cezayir'e sığınma talebinde bulunduğunu ancak Cezayir Cumhurbaşkanı’nın birçok kez telefon görüşmelerini reddettiğini doğruladı.
1 Eylül 2011 tarihli mesajda, Kaddafi’nin sığınma talebinin, Geçiş Konseyi’nin itirazlarına rağmen ilk eşi ve oğullarının Cezayir’e sığınmasının ardından gerçekleştirildiği belirtildi.
Söz konusu mesajda, ayrıca gerçekleştirilen telefon görüşmelerinin ardından Kaddafi’nin Trablus’un 100 kilometre güneybatısında yer alan Beni Velid’de bulunduğu yerin Cezayir istihbaratı tarafından tespit edildiği ve Kaddafi’nin izini sürmekle görevli İngiliz özel kuvvetine bildirildiği iddia edildi. Bunun yanı sıra Kaddafi’nin öldürülüp Mağrip El Kaidesi ile ittifak kurmasını önlemenin Cezayir’in çıkarlarına uygun olduğu ifade edildi. Ancak Kaddafi’yi destekleyenler ve ailesinin  sessizliği, amcasının oğlu Kaddaf ed-Dem’in Buteflika’nın vefatının ilanının ardından başsağlığı dilemesi, bunu sızdıran ABD’li diplomatlar ve WikiLeaks’in spekülasyonlarının doğru olmayabileceğine dikkat çekiyor.
Bu, Kaddafi’nin yumuşak huylu olduğu anlamına gelmiyor. Yakınlarından biri olan ve daha sonra ondan ilk ayrılanlar arasında bulunan Mahmud Şalkam, Libya liderinin, devrimciler, lidere karşı ayaklanma konusundaki tutumundan şüphe duymamış ve özellikle bazı aile üyelerini ağırladıktan sonra onu korumakla suçlamamış olsaydı Libya'nın geleceğine önem veren Buteflika için sürekli bir endişe oluşturduğunu itiraf etti.

Buteflika: ‘Tamamen bitik’
Şalkam, ayrıca Cezayir’de yayın yapan ‘Echrouk’ gazetesinde de yer alan bir açıklamasında önemli bir olaydan bahsetti. Şalkam şu ifadeleri kullandı: “Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, Libya halkına karşı sevgi ve takdir beslerdi. Buteflika ile bizzat Gine-Bissau'daki Afrika Birliği zirvesinde tanıştım. Onunla yaklaşık üç saat süren bir görüşme yaptım. Libya’ya duyduğu büyük büyük sevgiden dolayı önümde samimi bir şekilde ağladı. Ben de ona ‘Kaddafi’yi Libya’da reform gerçekleştirmeye ikna etmeye çalışın’ dedim. Fakat bana inatçı olduğunu, tavsiyeleri dinlemediğini ve tamamen bitik olduğunu söyledi. Kaddafi’ye sürekli birçok tavsiye veren Cumhurbaşkanı Buteflika’yı çok iyi tanıyorum.”
Şalkam, iki lider arasında, Batı’yla ilişkiler gibi birçok konuda anlaşmazlık yaşandığına dair tanık olduğu durumları şu ifadelerle anlattı: “2001 yılında Muammer Kaddafi, Bush ile Libya için arabuluculuk yapmak ve iki ülke arasındaki ilişkileri görüşmek üzere beni Buteflika’ya gönderdi. O dönemde bana, Bush’un kendisine, ona kitle imha silahlarını tamamen ortadan kaldırmaktan başka bir yol olmadığını bildirdiğini söyledi. Bunu Kaddafi’ye ilettiğimde, bana ‘Korkaksın’ dedi. Bunu Buteflika’ya bildirdiğimde, ‘Muammer’e de ki: Senin korkak bir kardeşin var, ismi de Abdulaziz Buteflika. En iyisi kitle imha silahlarından kurtulmak’ ifadelerini kullandı.
Daha sonra Şalkam, Mozambik zirvesinde Buteflika’nın, yemek masasında onlara katılması için kendisine ısrar ettiğini söyledi.
Merhum Cumhurbaşkanı Buteflika, NATO tarafından aranan dostu Albay Kaddafi’nin Cezayir’de istenmediğini, ülkeye gizlice girse bile bulunduğu anda tutuklanacağını açıkladıktan sonra devrimciler tarafından şüpheyle karşılandı. Bu katı ve iki lider arasındaki ilişkiler açısından şaşırtıcı bir tutumdu. Bazıları bu tutumu, ciddiye almasa da WikiLeaks’ın verdiği bilgiler bunun garipsenmeyecek bir durum olduğunu ortaya koydu. Tabi bu bilgiler, doğruysa.
Buteflika, WikiLeaks’ın iddia ettiklerini yapmış olsa bile, siyaset dünyasındaki tuhaflıklar bitmez. Özellikle de söz konusu kişi, Buteflika gibi hayatı dalgaları birçok ülke ve başkente uzanan maraton durakları ile öne çıkan bir mücahit ise.

Rehine krizi
Yeni çıkan ‘Gizli Hikaye’ isimli bir kitap, hırlı genç adamın amacına ulaşmak için önüne yıldızlık kapısını açan kişi olarak kabul edilen selefi Houari Bumedyen ile mücadele etmekten nasıl çekinmediğinden bahsediyor.
Şarku’l Avsat tarafından özetlenen kitapta, Buteflika’nın diplomatik yaşamındaki iki ışığın nasıl parladığı anlatılıyor. Bunlardan birincisi, üyeleri tarafından oybirliğiyle seçildiği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na başkanlık etmek. Bu görev sol tarafında tabancasının namlusu görünürken Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı’nın önünde konuşma yapmaya davet edilmesi de dahil, diplomatik becerilerini ortaya koydu. İkincisi ise 1975 yılında Viyana’da Arjantinliler tarafından kaçırılan OPEC’e üye ülkelerin petrol bakanlarını serbest bırakmak için uluslararası terörist ‘Çakal Carlos’ ile müzakere etme becerisiydi. Carlos, rehineleri Viyana’dan Cezayir’e, oradan Trablus’a daha sonra yeniden Cezayir’e götürdü. Orada siyasi sığınma ve koruma karşılığında rehinler serbest bırakıldı.
Operasyonun Kaddafi’nin isteği üzerine gerçekleştirildiğini doğrulayan yazar, Cezayir havaalanında Buteflika ile Carlos arasında yapılan görüşme ve ikisi arasındaki ilişkinin detaylarını anlatıyor. Kitaba göre Carlos, rehin aldığı ve aralarında İran ve Suudi Arabistan bakanlarının da bulunduğu rehineleri serbest bırakmak için sunulan cazip mali teklifleri reddetti. Kitaba göre Buteflika, Carlos’a bakanlardan herhangi birine suikast düzenlerse, o ve yoldaşlarının siyasi sığınma hakkı reddedileceğini söyledi. Rehineler serbest bırakıldıktan sonra, Carlos'a bir ‘villa’ verildi ve koruma altına alındı. Kendisini orada ziyaret eden Buteflika ile ilişkisi devam etti. Daha sonra bir gün onunla öğle yemeği yedi.
Yazarın, Buteflika ile rejimin temel direklerinden biri olan Şerif Musaide arasında geçen bir konuşmadan aktardığına göre Buteflika, Bumedyen’e borçlu olmasına rağmen, ondan nefret etme noktasına geldi. Kitaba göre Buteflika, “Bumedyen, dünya üzerinde en nefret ettiğim kişi” dedi ve muhatabı “Bumedyen olmasaydı, bölge müdür yardımcısı dahi olamazdınız” şeklinde yanıt verdi.

Bumedyen’in vasiyeti
Yazar, Buteflika’nın Moskova’da tedavi görüp döndükten sonra Bumedyen’e karşı komplo kurduğunu anlatıyor. Dışişleri Bakanı, iki ülkenin yazacağı ‘yeni sayfa’ hakkında konuşmak için Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing'e telgraf çekme bahanesiyle uçağın kaptanından Korsika adasının üzerinden geçmesi için rotasını değiştirmesini istedi. Sağlık sorunlarına rağmen Bumedyen, Paris ziyaretlerinin artması üzerine Dışişleri Bakanı’na, “Sen benim Dışişleri Bakanım mısın yoksa Giscard’ın mı?” diye sordu. Bumedyen, 27 Aralık1978 tarihinde yaşamını yitirdi. Ardından Buteflika’nın arzuladığı halefliğin mücadelesi başladı. Kitapta Buteflika’nın buna ulaşmak için Bumedyen’in kendisini halefi olarak atadığını ifade eden bir vasiyetin varlığından bahsettiği ifade ediliyor. Aralarında Üçüncü Askeri Bölge Komutanı Halid Nizar’ın da bulunduğu birçok devlet başkanını ziyaret eden Buteflika, “Bumedyen beni halefi olarak atadı. Yazılı bir vasiyet gördüm. Nerede o? Onu görmek istiyorum” dedi. Bu hiç olmadı. O başka bir hikaye.
Siyasi zekasına rağmen Buteflika, sadece Bumedyen ve Kaddafi’yi hayal kırıklığına uğratmadı. Bunlar arasında liseden mezun olana kadar sömürgecilere karşı savaş sırasında ailesiyle birlikte yaşadığı komşusu Fas da var. Ancak, akrabalık ve komşuluk ilişkilerine rağmen, iki komşunun ilişkilerinde uzlaşma adına herhangi bir gelişme sağlanamamış, Kral Fahd'ın arabuluculuğuyla iyileşen ilişkiler, selefi, Şadli bin Cedid ve 2. Hasan hükümdarlığı döneminde daha da kötüleşmiştir.  Tecrübesi ve verimliliği ile tanınan seçkin diplomatın bu davranışı, analistler ve Kuzey Afrika uzmanları tarafından, açıklanamadı. Öte yandan Fas tarafından karşıt ve Cezayir tarafından ise suçlayıcı yorumlamalar yapıldı.
Fas Kralı 6. Muhammed, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’a, Buteflika’nın vefatı nedeniyle taziye mesajı iletti. Fas Kralı tarafından gönderilen mesajda şu ifadelere yer verildi:
“İster Ucda şehrinde büyüdüğü ve okuduğu dönemde ister Cezayir’in bağımsızlık mücadelesi aşamasında Merhum Cumhurbaşkanı ile Fas arasında ‘özel bağlar’ bulunuyor. Tarih, merhumun Cezayir’in modern tarihinde önemli bir aşama kaydettiğini kaydeder” ifadelerini kullandı.



Hamas'ın müzakere metnini değiştirdiği iddia edildi: 33 ölü ya da diri rehine

Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
TT

Hamas'ın müzakere metnini değiştirdiği iddia edildi: 33 ölü ya da diri rehine

Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)

Hamas'ın ateşkes müzakerelerinde serbest bırakılması planlanan 33 rehinenin hepsinin yaşamadığını artık "ölü ya da diri" ifadesini kullanarak belirttiği bildirildi.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen iki yetkili, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT), Hamas yetkililerinin rehinelerle ilgili bilgiyi pazartesi günü paylaştığını söyledi. 

Buna göre Hamas, 33 rehinenin hepsinin hayatta olmadığını, ilk serbest bırakılacak kişiler arasında ölenlerin cesetlerinin yer alacağını belirtti. Hamas'ın müzakere metninde "33 canlı rehine takas edilecek" ifadesini "33 ölü ya da diri rehine" şeklinde değiştirdiği savunuldu. Örgütün görüşmeler sırasında ölü ve canlı esir sayısıyla ilgili net bilgi paylaşmadığı aktarıldı. 

Hafta sonu yapılan ateşkes görüşmelerinde İsrail'in ilk etapta, aralarında kadınların yaşlıların, hasta ve yaralı kişilerin yer aldığı 40 esirin serbest bırakılmasını istediği belirtildi.

Hamas'ınsa elinde bu kriterlere uyan sayıda rehine olmadığını öne sürerek sayıyı 33'e çektiği bildirildi. Yetkililere göre anlaşma kapsamında 6 hafta ateşkes sağlanması öngörülüyordu. 

İsrail'in kamu yayıncısı KAN TV de NYT'nin haberini doğrulayarak, Hamas'ın metinde "33 canlı ya da ölü rehine" ifadelerini kullandığını aktardı.

Hamas dün ateşkes koşullarını kabul ettiğini duyurmuş fakat İsrail anlaşmayı onaylamadıklarını açıklamıştı. Tel Aviv yönetimi, müzakereleri sürdüreceklerini belirtirken, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah şehrinin doğusuna dün kara harekatı başlatmıştı. 

NYT, Hamas'ın elindeki rehinelerle ilgili somut adım atılmamasının İsrail kamuoyunda büyük tartışma yarattığını hatırlattı. Tel Aviv'de dün düzenlenen protestolarda eylemciler, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya seslenerek esir takasını kabul etme çağrısı yapmıştı. 

24 Kasım'da sağlanan ve bir hafta süren ateşkeste 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakılmıştı. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) verilerine göre Hamas'ın elinde halen 34'ü ölü, yaklaşık 130 rehine var.

Independent Türkçe, New York Times, New York Post


Filistin Yönetimi, İsrail'in Refah'a saldırısını durdurmak için Washington'a ‘derhal müdahale’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
TT

Filistin Yönetimi, İsrail'in Refah'a saldırısını durdurmak için Washington'a ‘derhal müdahale’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün (Salı) Filistin Yönetimi'nin ABD'ye “İsrail işgal yetkililerinin Refah'ı işgale kalkışmasını ve vatandaşlarını yerinden etmesini önlemek için derhal müdahale etmesi” çağrısında bulunduğunu bildirdi.

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail'in Refah'ta katliamlar gerçekleştirmesinin tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre Ebu Rudeyne, “Bu durum milyonlarca Filistinlinin hayatını tehdit ediyor. İsrail’in Filistin sınır geçişlerini kontrol etmesi vatandaşların acılarını arttıracak. Onların hareketini ve yaralıların tahliyesini engelleyerek zaten uygulanmakta olan kuşatmayı arttıracak. İsrail saldırıları, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım akışını engelleyerek benzeri görülmemiş bir insani felaket tehdidinde bulunacak” ifadelerini kullandı.


Mısır ordusu Gazze sınırında alarma geçti

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
TT

Mısır ordusu Gazze sınırında alarma geçti

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)

Mısır-İsrail sınırındaki gerilim, Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail bombardımanı, İsrail güçlerinin bu sabah (Salı) erken saatlerde sınır kapısının kontrolünü ele geçirmesi ve İsrail'in sınır bölgesinde harekete geçtiği yönündeki haberlerin ardından son saatlerde arttı.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Mısır silahlı kuvvetlerinin Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına kuvvet ve araç konuşlandırdığını” söyledi. Kaynaklar Kahire'nin Hamas ile İsrail arasında yeni ateşkes görüşmelerine tanıklık ettiği bir dönemde ‘kuvvetlerinin alarm durumunda ve tam hazırlıklı olduğunu’ açıkladı.

İsrail medyası, İsrail ordusunun bugün Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki hayati önem taşıyan Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına aldığını ve dün gece düzenlenen hava saldırılarının ardından Gazze'nin güneyine girdiğini duyurdu.

Mısır, Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafının İsrail'in kontrolüne geçmesiyle sonuçlanan İsrail'in Refah'taki askeri operasyonlarını ‘en sert ifadelerle’ kınadı. Mısır Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in sınır kapısını ele geçirmesini ‘bir milyondan fazla Filistinlinin hayatını tehdit eden tehlikeli bir durum’ olarak nitelendirdi.

Mısır'dan yapılan açıklamada, İsrail tarafına ‘azami itidal göstermesi ve geniş kapsamlı etkileri olacak bir korkutma politikasından kaçınması’ çağrısında bulunulurken, bunun ‘Gazze Şeridi'nde sürdürülebilir bir ateşkese ulaşma çabalarını’ tehdit ettiği uyarısı yapıldı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı, üst düzey bir Mısırlı kaynağın İsrail'deki mevkidaşlarını ‘Refah Sınır Kapısı’na Filistin tarafından saldırmanın sonuçları’ konusunda uyardığını aktardı.

Hızlanan askeri gelişmeler, İsrail ve Hamas heyetlerinin yanı sıra ABD, Katar ve Mısır temsilcilerinin de katılacağı bir ateşkes anlaşması imzalanması amacıyla bugün Kahire'nin ev sahipliğinde yapılması planlanan yeni görüşmelerden saatler önce gerçekleşti.


New York'ta Met Gala yakınlarında Filistin yanlısı gösteri düzenlendi

New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
TT

New York'ta Met Gala yakınlarında Filistin yanlısı gösteri düzenlendi

New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)

Dün (Pazartesi) akşam Met Gala'ya ev sahipliği yapan Metropolitan Sanat Müzesi yakınlarında Gazze'deki savaşı kınamak için toplanan Filistin yanlısı göstericiler, polis tarafından durduruldu.

FVVR
Met Gala'ya yürümek isteyen Filistin yanlısı göstericiler, polis barikatları tarafından engellendi. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre göstericiler, ABD kampüslerinde Filistin yanlısı gösterilerin önemli bir merkezi haline gelen Columbia Üniversitesi'nin girişinde toplandıktan sonra Manhattan'ı geçerek Metropolitan Sanat Müzesi'nin bulunduğu ve çok sayıda ünlünün katıldığı Met Gala'ya ev sahipliği yapan ünlü Beşinci Cadde'ye yaklaştı.

FVRBFRG
Met Gala'ya girmeye çalışan Filistin yanlısı göstericiler, polis tarafından engellendi. (EPA)

Yıldızlar kırmızı halıda yürürken ve paparazziler onların fotoğraflarını çekerken kaç kişinin gözaltına alındığı net olarak bilinmiyordu.

Ancak AFP birkaç kişinin tutuklandığını doğrularken, New York Daily News Metropolitan Sanat Müzesi çevresinde toplanan yüzlerce kişi arasında yaklaşık on protestocunun gözaltına alındığını bildirdi.

DFVFD
ABD polisi protestocuların geçişini engelledi. (EPA)

Organizatörler, X platformu üzerinden ‘Gazze için şehir çapında öfke günü’ adını verdikleri etkinliğin ilanını yayınladılar.

FDBRBG
Filistin yanlısı protestocular New York'taki Central Park'ta yürüyor. (EPA)

Söz konusu gösterinin Columbia Üniversitesi kampüsünü sarsan ve üniversite yönetiminin mezuniyet törenini iptal etmesine yol açan protestolarla bir ilgisi yok gibi görünüyor. Zira Filistin yanlısı protestolar üç haftadır devam ediyor ve polis müdahalelerine sahne oluyor.


İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

 Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
TT

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

 Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)

İsrail Ordu Radyosu'nun bugün (Salı) bildirdiğine göre Hamas'ın Mısır ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasına rağmen İsrail güçleri, Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırında bulunan Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına aldı.

İsrail ordusu “Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafının operasyonel olarak kontrol altında olduğunu” duyurdu ve ‘özel kuvvetlerin bölgeyi taradığını’ bildirdi.

Ordu, kuvvetlerinin, dün geceden beri Refah'ın doğusunda, bölge sakinlerinin ve bazı uluslararası kuruluşların tahliye edildiği belirli bir bölgede faaliyet gösterdiğini belirtti.

Gazze Sınır Kapıları İdaresi'nden bir sözcü bugün Reuters'a yaptığı açıklamada, Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tanklarının varlığı nedeniyle Filistin tarafında kapalı olduğunu söyledi.

Reuters'a konuşan üç insani yardım kaynağı, sınır kapısından yardım geçişinin kesintiye uğradığını bildirdi.

İsrail ordusu sabah erken saatlerde yaptığı basın açıklamasında, “Kerem Şalom Sınır Kapısı güvenlik nedeniyle bugün kapalı. Güvenlik durumu elverdiğinde yeniden açılacaktır” ifadeleri yer aldı.

İsrail daha önce önerilen anlaşmanın şartlarının taleplerini karşılamadığını açıklamış ve anlaşma müzakerelerine devam etme niyetindeyken, Refah'ta saldırılara devam etmişti.

Yedi aydır devam eden savaştaki gelişmeler, İsrail güçlerinin Refah'ı havadan ve karadan bombalamasıyla başladı. Bir milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı kentin bazı bölgelerinin boşaltılması talimatı verildi.

Hamas tarafından dün yapılan kısa açıklamada, “Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Hamas'ın, ateşkes anlaşması önerisini onayladığını bildirdiği” ifade edildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi ise ateşkes önerisinin İsrail'in taleplerini karşılamadığını, ancak anlaşmaya varmak için müzakerecilerle görüşmek üzere bir heyet gönderileceğini açıkladı.

dfvevervfr
İsrail ordusunun saldırı tehdidi öncesinde, Gazze Şeridi'nin güneyindeki kentin doğu kesimlerinden sivilleri tahliye etmeye başlamasının ardından Refah’tan ayrılan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

Katar Dışişleri Bakanlığı, Doha'dan bir heyetin İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı müzakereleri yeniden başlatmak üzere bugün Kahire'ye gideceğini açıkladı.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin Refah'taki operasyonun devam etmesini onayladığı belirtildi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ‘Netanyahu'nun Refah'ı bombalayarak ateşkesi baltalama riskini aldığını’ ifade etti.

Gazze'deki sağlık yetkililerine göre İsrail askerî harekâtı 34 bin 600'den fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM) ise Gazze'de kıtlığın eli kulağında olduğu uyarısında bulundu.

Gazze'deki savaş Hamas mensuplarının 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasıyla patlak verdi. İsrail saldırıda yaklaşık bin 200 kişinin öldüğünü ve 133'ünün halen Gazze'de olduğuna inandığı 252 kişinin esir alındığını açıkladı.

Refah bombardıman altında

Herhangi bir ateşkes, kasım ayında Hamas'ın esirlerin yaklaşık yarısını serbest bıraktığı bir haftalık ateşkesten bu yana çatışmalarda ilk duraklama olacak.

O zamandan bu yana yeni bir ateşkese varma çabaları, Hamas'ın savaşı kalıcı olarak durdurma sözü vermeden daha fazla esiri serbest bırakmayı reddetmesi, İsrail'in ise sadece geçici bir duraklamayı görüşmekte ısrar etmesi nedeniyle sonuçsuz kaldı.

Heniyye'nin Basın Danışmanı Tahir en-Nunu Reuters'a yaptığı açıklamada, önerinin, hareketin Gazze'deki yeniden inşa çabaları, yerlerinden edilen Filistinlilerin geri dönüşü ve İsrailli esirlerin İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla takas edilmesine ilişkin taleplerini karşıladığını söyledi.

Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki başkan yardımcısı Halil el-Hayya, teklifin altı haftalık üç aşamadan oluştuğunu ve ikinci aşamada İsrail'in Gazze'deki güçlerini geri çekeceğini ifade etti.

dfvrbt
Eşyalarıyla birlikte araçların arkasında oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

İsrail dün, Gazze Şeridi'nin 2,3 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısının son sığınağı olan Mısır sınırındaki Refah'ın bazı bölgelerinin boşaltılması emrini verdi.

Sağlık görevlileri, İsrail'in Refah'ta bir eve düzenlediği saldırıda aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu beş Filistinlinin öldüğünü duyurdu.

Çok sayıda Hamas savaşçısının ve muhtemelen onlarca esirin Refah'ta olduğunu söyleyen İsrail, zafer için bu kilit kentin ele geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Diğer taraftan ABD, müttefiki İsrail'i Refah'a saldırmamaya çağırdı ve oradaki sivilleri korumak için henüz açıklamadığı tam bir plan olmadan ilerlememesi gerektiğini bildirdi.

ABD'li bir yetkili, Washington'un İsrail'in Refah'a yönelik son saldırılarından endişe duyduğunu, ancak bunların büyük bir askeri operasyon anlamına gelmediğine inandığını söyledi.

Bazı Filistinli aileler, kısa mesajlar, telefon aramaları ve Arapça broşürler aracılığıyla İsrail ordusunun yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki ‘genişletilmiş insani bölge’ olarak tanımladığı yere gitmeleri yönünde talimat aldıktan sonra, bahar yağmurları altında bölgeden kaçmaya başladı.


Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)

Lübnan Hizbullahı, İsrail'in kuzeyindeki Metulla kasabası yakınlarında İsrail askerlerinin toplandığı bir toplama noktasına insansız hava aracıyla dün (Pazartesi) saldırı düzenlediğini açıkladı.

İsrail ordusu daha sonra saldırıyı ve iki askerin öldürüldüğünü doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Hizbullah, İsrail sınırındaki askeri hedeflere onlarca roket attığını belirtti.

İsrail ve Hizbullah, Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana her gün karşılıklı sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.

Hizbullah'ın saldırıları şu ana kadar İsrail'in kuzeyindeki dar bir şeritle sınırlı kaldı. Saldırılar, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi üzerindeki baskısını hafifletmeyi amaçlıyor.


‘Gazze Savaşı’ İran-Suriye ilişkilerine gölge düşürüyor

Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
TT

‘Gazze Savaşı’ İran-Suriye ilişkilerine gölge düşürüyor

Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)

Gazze Şeridi'nde devam eden savaş, İran'ın Suriye'deki askeri varlığını gölgede bırakmış görünüyor.

Yerel kaynaklara göre Tahran, önde gelen birçok komutanının İsrail hava saldırılarında öldürülmesinin ardından Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) üyelerini tahliye etme ve tanınmış komutanlarının karargâhlarını Şam kırsalından Lübnan yakınlarındaki bölgelere taşıma planları yapmaya başladı. Bu savaşın rüzgârları iki ülke arasındaki ilişkileri de etkiledi; Şam'ın Tahran'a karşı takındığı ‘tarafsız’ tutumdan sonra gerilemeye başlayan ilişkiler, iki ülkenin başkanlık kurumları arasındaki yabancılaşma ve Şam'ın ‘savaş sahalarının birliği’ ekseninden uzaklaşması, ardından Tahran'ın Suriye güvenlik birimlerinin kendi subaylarının hareketleri hakkında bilgi sızdırdığına dair şüpheleri, Şam'ın Arap açılımına dair işaretlere verdiği yanıttan duyduğu endişe ve Batı ile ilişkileri normalleştirerek İran darboğazından çıkma arzusu şeklinde ortaya çıktı.

Şarku’l Avsat'ın saha gözlemlerine göre Seyyide Zeynep'teki silahlı varlık şu anda özellikle İran, Irak, Lübnan, Pakistan ve Afganistan'dan gelen Şii ziyaretçilerin uğrak yeri olan türbe çevresinde ve Şam Uluslararası Havaalanı yolundan bölgeye giden el-Mustakbel kontrol noktasında Hizbullah unsurlarıyla sınırlı.

Seyyide Zeynep'in kuzeyinde bulunan Huceyre kasabasındaki yerel kaynaklar, “Burası komutanın ve İranlı dini ve askeri liderlerin karargâhı. Ancak İsrail bölgeye yönelik bombardımanını yoğunlaştırdığından beri nadiren görülüyorlar. Son zamanlarda onları hiç görmedik, ortadan kayboldular” şeklinde konuştu.


Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
TT

Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)

Hamas dün (Pazartesi) Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklarken, İsrail buna karşılık olarak Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ı işgal etmeye devam edeceğini duyurdu. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin oybirliğiyle, esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak ve savaşın diğer hedeflerine ulaşmak amacıyla Hamas'a askeri baskı uygulamak için İsrail'in Refah operasyonuna devam etmesine karar verdiği ifade edildi. Açıklamada aynı zamanda İsrail'in Kahire'nin ev sahipliği yaptığı müzakereleri tamamlamak üzere bir heyet göndereceği de belirtildi.

İsrail'in bu tutumu, Hamas'ın yaptığı açıklamada Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde hareketinin ateşkes önerisini kabul ettiğini bildirmesinin ardından geldi.

Hareket içindeki kaynaklar Şarku’l Avsat'a “Mısır ve Katar'ın hareketin sorularına ve endişelerine verdiği net yanıtlar alındıktan ve hareketin içinde ve dışında yapılan istişarelerden sonra onayın açıklandığını” belirterek, “Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın olumlu yanıta doğrudan katkıda bulunduğunu” söyledi.

Duyurunun hemen ardından Gazze Şeridi'nde şarkılar söylenerek ve havaya ateş açılarak kutlamalar yapıldı.

Ancak İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN resmi bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Hamas'ın İsrail'in kabul ettiğinden farklı ve tek taraflı bir Mısır belgesini kabul ettiğini belirtti. Üst düzey yetkililer Kanal 12'ye, anlaşmanın İsrail tarafından kabul edilemeyecek uzun vadeli bir öneriyle ilgili olduğunu söyledi.

Gelişmeler, Mısırlı bir kaynağın Hamas heyetinin ateşkes müzakerelerini sürdürmek üzere bugün (Salı) Kahire'ye geleceğini açıklamasının ardından geldi.

Diğer yandan bölgesel ve uluslararası örgütler, Refah'ta askeri bir operasyonun tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu. Suudi Arabistan, İsrail güçlerinin neden olduğu büyük yıkımın ardından güvenli sığınakların olmayışı nedeniyle, İsrail işgal güçlerinin Refah'ı hedef almasının tehlikelerine karşı uyarısını yineledi.


Hamas’tan  her biri 42 gün sürecek üç aşamalı bir anlaşma girişimi

Hamas’ın Gazze Yönetimi Başkan Yardımcısı Halil el-Hayya ve Hamas’ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan, basın toplantısında (Reuters- Arşiv)
Hamas’ın Gazze Yönetimi Başkan Yardımcısı Halil el-Hayya ve Hamas’ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan, basın toplantısında (Reuters- Arşiv)
TT

Hamas’tan  her biri 42 gün sürecek üç aşamalı bir anlaşma girişimi

Hamas’ın Gazze Yönetimi Başkan Yardımcısı Halil el-Hayya ve Hamas’ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan, basın toplantısında (Reuters- Arşiv)
Hamas’ın Gazze Yönetimi Başkan Yardımcısı Halil el-Hayya ve Hamas’ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan, basın toplantısında (Reuters- Arşiv)

Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki başkan yardımcısı Halil el Hayya, dün (Pazartesi) televizyonda yaptığı açıklamalarda, hareketin onayladığı ateşkes teklifinin her biri 42 gün süren üç aşamalı bir anlaşma olduğunu söyledi.

El-Hayya, anlaşmanın ikinci aşamasının İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini öngördüğünü belirtti.

El-Hayya, "Katar ve Mısır'daki arabulucuların bize sunduğu öneri, kalıcı bir ateşkese ulaşmak amacıyla her biri 42 gün süren 3 aşamadan oluşuyor" dedi. El Hayya anlaşmanın, kalıcı bir ateşkesin sağlanması amacıyla, "Gazze'den tamamen çekilmeyi, yerinden edilenlerin geri dönüşünü ve mahkumların değişimini" içerdiğine dikkat çekti.


Irak'ta "terör" suçundan hüküm giyen 11 kişinin idam cezası infaz edildi

Irak Bayrağı (EPA)
Irak Bayrağı (EPA)
TT

Irak'ta "terör" suçundan hüküm giyen 11 kişinin idam cezası infaz edildi

Irak Bayrağı (EPA)
Irak Bayrağı (EPA)

Irak güvenlik ve sağlık kaynakları, Fransız Haber Ajansı AFP'ye dün (Pazartesi) Iraklı yetkililerin "terör suçlarından" hüküm giymiş 11 kişiyi infaz ettiğini, bunun, nisan sonundan beri idam cezasına çarptırılan ikinci grup olduğunu belirtti.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir güvenlik kaynağı, infazların Zikar Valiliği'nin (güney) Nasıriye şehrindeki El-Hout hapishanesinde gerçekleştirildiğini ve burada geçen ay da "terör suçlarından" hüküm giymiş diğer 11 kişinin daha idam edildiğini söyledi.