Sosyal medyanın gençler üzerindeki psikolojik etkileri yeniden gündemde

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Sosyal medyanın gençler üzerindeki psikolojik etkileri yeniden gündemde

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Facebook'un sahibi olduğu Instagram'ın şirket içinde yaptırdığı araştırma, sosyal medyanın gençlerin psikolojisi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu ortaya koydu.
Gizli tutulan araştırmada, Instagram'ın gençlerde anksiyete ve depresyon düzeyini artırdığı belirtilerek, ABD'li Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberinde, "Gençler, yaşadığı anksiyete ve depresyonun şiddetlenmesinden Instagram'ı sorumlu tuttu" denildi.
Araştırma, İngiltere'de gençlerin yüzde 13'ü ve ABD'de yüzde 6'sının Instagram yüzünden kendilerini öldürme isteği duyduklarını da ortaya koydu.
İstanbul Medipol Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi'nden Dr. Sitrava, söz konusu araştırma ile yeniden gündeme gelen sosyal medyanın gençler üzerindeki olumsuz etkisine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, farklı sosyal medya kanallarının farklı amaçları önceliğine aldığını söyledi.
Sitrava, Instagram'ın daha çok görselliği ön plana almayı, görsel olarak iletişim kurmayı, görsellikle ilgiyi toplamayı amaç edindiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Genç kızların, özellikle gelişimsel olarak kendisini keşfetme süreçlerinden geçen gençlerin, görselliği ön plana alan sosyal medya alanından etkilenmemeleri olanaksız olurdu. Gençler, artık ergenlik döneminden çıkmak üzere olup, yetişkinliğe doğru gittikleri yolda kendi benliklerinin keşfinde oluyorlar. Bu keşif sürecinde gençler, bedensel farkındalıklarıyla da temas halindeler. Instagram, tam da bu keşif süreçlerinde etkili bir rol oynuyor.
Instagram vesilesiyle gençler, özellikle de genç kızlar, kendi görselliklerini ötekilerle kıyas yapma şansına epeyce sahip. Böylesine geniş bir mecrada, kendilerini keşfetme sürecinde kendi konumlarını belirlemeye çalışırken, ötekileri referans almak ve kendilerini kıyaslamak kolay yol gibi gözüküyor. Ancak bu en tehlikeli yollardan birisidir. Çünkü kişiler kendi içlerine dönmek, kendi kapasitelerini keşfetmek yerine, ötekiler gibi olmaya çalışarak, gerçekçi olmaktan uzakmış gibi yaşarlar. Bu da onların dışsal gerçeklikten uzaklaşmalarına sebep olur. Önce kendileriyle, daha sonra da başkalarıyla sahici ilişkiler kurmaktan uzak olmuş olurlar. Bu durum, uzun vadede de insanları daha izole bir hale getirip depresif hal almalarına sebep olabilir."

"Sosyal medya kullanımının neye hizmet ettiğinin adını koymak gerekir"
Dr. Sevilay Sitrava, yaşadıkları psikolojik sorunlara rağmen sosyal medya kullanmayı bırakamayan gençlere ilişkin, "Böyle bir durumda bakılması ve anlaşılması gereken durum, rahatsızlık vermesine rağmen sosyal medya kullanımına devam etmenin kişide neye hizmet ettiğidir. Çünkü kişi, sosyal medyadan bir ya da başka sebepten dolayı kopamıyordur. O sebebin ne olduğu önemlidir. Örneğin, sosyalleşmek, kişinin kendisini 'beğeniler' alarak iyi hissetmesi, kişinin kendisini ifade etmesi, kişinin farklı konular hakkında bilgi edinmesi ve benzeri olabilir. Her ne kadar sosyal medya kullanımı rahatsızlık veriyor olsa da, bu gibi amaçlara hizmet ediyorsa ve kişi, bunun adını koyamıyorsa, rahatsız olsa da sosyal medya kullanmaya devam eder. O nedenle sosyal medya kullanımının neye hizmet ettiğinin adını koymak gerekir. Kişi, böylelikle sosyal medyayı hayatında nereye konumlandıracağını da netleştirmiş olmakla beraber sosyal medya kullanımını da daha yönetebilir hale gelecektir" ifadelerini kullandı.



Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
TT

Microsoft'tan kuantum bilgisayarda devrim: Maddenin yeni bir hali kullanıldı

Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)
Majorana 1 çipi, kuantum bilgisayarların temel sorunlarını çözebilir (Microsoft)

Microsoft, maddenin yeni bir haline geçebilen bir malzeme kullanarak kuantum çipi ürettiğini açıkladı. Şirket, kuantum bilgisayar devriminin çok yaklaştığını öne sürüyor.

Kuantum bilgisayarlar, temel bilgi birimi olarak klasik versiyonlarındaki bitler yerine kuantum biti (kübit) kullanıyor. Bitler aynı anda sadece 0 veya 1 durumunda olabilirken, kuantum fiziğinin hakim olduğu kübitler, aynı anda birden fazla durumda bulunarak işlem hızının katlanarak artmasını sağlıyor. 

Dünya genelinde çeşitli şirketler bu teknolojiyi geliştirmek için yarışıyor ve kuantum bilgisayarların, tıptan yapay zekaya pek çok alanda muazzam sıçramalar yaratması bekleniyor.

Ancak kübitlerin çevresel koşullara karşı hassas olması ve kontrol edilmesindeki zorluk, beklenen kuantum atılımının önünde engel teşkil ediyor. 

Bilim insanları bu sorunları çözme yollarını ararken Microsoft, "topolojik kübit" adı verilen yeni bir kübit geliştirerek önemli bir başarıya imza attı. 

Yeni teknoloji, Majorana fermiyonu denen bir atom altı bir parçacığa dayanıyor. Kübitlerin karşılaştığı sorunlara daha dayanıklı olan bu parçacıklar ilk kez 1930'larda ortaya atılmış ancak fizikçiler bunu bulup kontrol etmeyi başaramamıştı.

17 yıldır bu konu üzerine çalışan Microsoft, "dünyanın ilk topoiletkenini" geliştirerek kuantum bilgisayarları mümkün kılacağını söylediği topolojik kübitleri üretmeyi başardı.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (19 Şubat) yayımlayan araştırmacılar, indiyum arsenit (yarı iletken) ve alüminyumu (süperiletken) birleştirerek topoiletkeni üretti.

Klasik bilgisayarlardaki çipler yarı iletken maddelerden yapılırken, kuantum bilgisayarlarda genellikle süperiletken tercih ediliyor. Microsoft ikisini birleştirdiği yeni cihazın, neredeyse mutlak sıfıra kadar soğutulmasıyla Majorana fermiyonunun ortaya çıktığını söylüyor.

Bilim insanları, maddeyi topolojik duruma getirmenin sürecin en zor kısmı olduğunu ifade ediyor. Microsoft ekibinden Jason Zander, "En zor kısmı işin fiziğini çözmekti" diyerek ekliyor:

Bunun için bir ders kitabı yok ve biz bunu icat etmek zorundaydık.

Topoiletkenle geliştirilen Majorana 1 adlı çip halihazırda sadece 8 kübit içeriyor. Ancak şirket, 1 milyon kübit içeren çiplerin geliştirilmesinde kritik bir adıma işaret ettiğini savunuyor.

Teknolojiyi üreten ekibin lideri Chetan Nayak, kuantum bilgisayarlar için "Biz bunu onlarca yıl değil, yıllarca uzakta olan bir şey olarak görüyoruz" diyor.

NVIDIA CEO'su Jensen Huang kısa süre önce teknolojinin pratik kullanımının 20 yıl ileride olduğunu söylerken, Google 5 yıl sonrayı işaret etmişti.

Google, Aralık 2024'te tanıttığı Willow çipiyle kübit sayısı arttıkça bilgisayarın hata yapma oranının azaldığını duyurmuştu. Normalde kübit sayısıyla birlikte sorunlar da arttığı için bu gelişme kuantum teknolojisinde kritik bir dönüm noktasına işaret ediyor.

Majorana 1 de sektörde benzer bir heyecana yol açtı. Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Philip Kim, topolojik kübitlerin kuantum bilgisayarların gelişimini hızlandırabileceğini belirtiyor:

Eğer her şey yolunda giderse Microsoft'un araştırması devrim niteliğinde olabilir.

Diğer yandan Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden (Caltech) teorik fizikçi Jason Alicea, şirketin gerçekten bir topolojik kübit inşa ettiğine şüpheyle yaklaşıyor. Kuantum sistemlerinin davranışını kanıtlamanın genellikle zor olduğunu söylüyor.

Microsoft'un yeni çipi halihazırda çok fazla hata yapıyor ancak çoğu bilim insanı, topolojik kübitler kusursuz hale getirilirse hata düzeltme işlemlerinin daha kolay ve verimli olacağını düşünüyor.

Nayak, "1 milyon kübit içeren kuantum bilgisayar sadece bir kilometre taşı değil, dünyanın en zor sorunlarından bazılarını çözmeye açılan bir kapı" diyerek ekliyor: 

Faydalı kuantum hesaplamaya giden yolumuz net. Temel teknoloji kanıtlanmış durumda ve yapımızın ölçeklenebilir olduğuna inanıyoruz. 

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Reuters, Verge, Microsoft, Nature