Port Sudan Limanı’nı kapatan aşiretler ile müzakereler başladı

Birkaç gün içinde Hartum yönetimi ile aşiretler arasında anlaşmaya varılması bekleniyor

Dün Port Sudan Limanı’nın girişinde protesto yürüyüşü yapan Sudanlılar (AFP)
Dün Port Sudan Limanı’nın girişinde protesto yürüyüşü yapan Sudanlılar (AFP)
TT

Port Sudan Limanı’nı kapatan aşiretler ile müzakereler başladı

Dün Port Sudan Limanı’nın girişinde protesto yürüyüşü yapan Sudanlılar (AFP)
Dün Port Sudan Limanı’nın girişinde protesto yürüyüşü yapan Sudanlılar (AFP)

Sudan’da Ortak Hükümet Komitesi, ülkenin doğusunda karayollarını ve limanları barikatlarla kapatan aşiretler ile krizi sona erdirmek için görüşmelerde bulunuyor. Görüşmelerde, Hedendeve aşireti lideri Muhammed el-Emin Türk liderliğindeki protestocular tarafından kapatılan kara yolları ve limanların yeniden açılması amaçlanıyor.
Öte yandan bu gelişmelerin ele alındığı Sudan Egemenlik Konseyi toplantısından sonra herhangi bir açıklama yapılmasa da, komitenin birkaç gün içinde gerilimi durduracak bir anlaşmaya varması bekleniyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, geçiş hükümetinin askeri ve sivil taraflarından oluşan ve Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Korgeneral Şemseddin Kebbaşi tarafından yönetilen Ortak Hükümet Komitesi’nin, Hartum'da Beja Kabilesi Konseyi temsilcileriyle protestocuların kapattıkları kara yollarını açmaları ve üç gün önce faaliyetleri durdurulan Port Sudan ve Sevakin limanlarının yeniden çalışmaya başlamasına izin vermeleri amacıyla müzakerelere devam ettiğini aktardılar.
Komitenin protestocu grupla buluşmak için Port Sudan'a gitmesi planlandı. Fakat grup liderinin açıklamalarında, herhangi bir siville görüşmeyi reddetmesi nedeniyle plan değişti ve Başbakan Abdullah Hamduk, komite üyelerinin Port Sudan’a gidişini iptal etti. Kaynaklar, komitedeki askeri temsilcinin grup liderinin sözünü tutmamasına kızgın olduğunu bildirdiler.
Protestocular, kamyonların ve kargo araçlarının hareket etmesini engelleyen on binlerce kişinin seferber edilerek oluşturulan ‘insan barikatları’ ile üç gün boyunca başkent Hartum ile ülkenin doğuda Kızıldeniz'de yer alan limanları bir birine bağlayan yolları kapalı tuttular.
Cuba Anlaşması'nda Doğu Sudan'la ilgili maddenin iptal edilmesi, geçiş hükümetinin feshedilmesi, yeni bir hükümetin kurulmasının yanı sıra Ömer el-Beşir Rejiminin Etkilerini Ortadan Kaldırma Komitesinin feshedilmesi, komiteye verilen yetkilerin geri alınması, yolsuzlukla mücadele edilmesi ve erken seçimlerin yapılmasını isteyen protestocular, Hartum, taleplerine cevap vermediği sürece de yolları kapatmaya devam etmekle tehdit ettiler.
İki taraf arasında Hartum'da devam eden görüşmelere ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak aynı kaynaklar, iki tarafın birkaç gün içinde gerginliği sona erdirecek ve hayatı normale döndürecek bir anlaşmaya varmalarının beklendiğini söylediler.
Şarku’l Avsat’ın, geçtiğimiz Perşembe günü aynı kaynaklardan aktardığı bilgilere göre protestocu grup Egemenlik Konseyi'nde ordunun desteğini aldılar. Bu yüzden ordu, güvenlik personeli ve güçlerine dokunulmazlık sağlama bahanesiyle protestocuların dağıtılmasını reddetti.
Öte yandan Sudan Egemenlik Konseyi Sözcüsü Muhammed El Feki Süleyman, başkanlığını yürüttüğü komiteyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen bir çalıştaya katılırken yaptığı basın açıklamasında, eski rejimin destekçilerinin, adını açıklamadığı taraflarla iş birliği içinde ülkedeki siyasi ittifakların haritasını değiştirmeye çalıştıklarını öne sürdü.
Egemenlik Konseyi’nin Sudan’ın doğusunda gerginliğe ilişkin kararlar alınması beklenen dün gerçekleştirdiği toplantısına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmazken sızdırılan bilgilere göre protestocu grubun orduda bulduğu gizli desteğin azaldı ve görüşme kara yolları ve limanların yeniden açılması talimatı verilmeden ve başka herhangi bir gelişme olmadan sona erdi.
Yolları ve limanları kapatan protestocu grup, Sudan'ın doğusunda tüm kesimlerin desteğini almış değil. Doğudan bir başka grup, kendi adlarına hareket edilmesini ve konuşulmasını reddettikleri bir açıklama yayınladı. Açıklamada, “Sudan'ın doğusundaki herhangi bir kabilenin veya denetçinin, meclisin ya da oluşumun doğu adına veya doğulu kesimlerden biri adına konuşma hakkı yoktur” ifadeleri yer aldı.
Cuma günü, Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan bir hükümet kaynağı, Sudan Yüksek Barış Konseyi'nin Perşembe günü gerçekleşen genişletilmiş toplantısında, Sudan'nın doğusundaki gelişmeler ele alındı. Kaynak, toplantıda, sözlü tartışmaların yaşandığını ve toplantıdaki taraflara, Sudan’ın doğusundaki olayları siyasi kazanımlar elde etmek için suiistimal etme suçlamaları yöneltildiğini açıkladı. Kaynağa göre Egemenlik Konseyi Sözcüsü El Feki Süleyman da açıklamalarında bunu ima etti. Kaynak bunu, Batı ülkelerinden yönetimin mutabık kalınan tarihte sivillere devredilmesinin önemine dair yapılan uyarıların ardından, Egemenlik Konseyi Başkanlığı’nın önümüzdeki Kasım ayında Anayasa bildirgesi çerçevesinde yapılması planlanan yönetimin ordudan sivillere devredilmesinin yaklaşmasıyla ilişkilendirdi. 
Kaynak, güvenlik yetkililerinin sivillerle çatışırlarsa güvenlik personelinin sorumlu tutulmasından çekindiklerini, bu yüzden yapılan yasadışı eylemlere müdahalede ciddiyetsiz davrandıklarını ve kendilerine hesap sorulmaması için gerekli dokunulmazlıkların verilmesini talep ettiklerini söyledi. Kaynak, diğer tarafın barışçıl gösterilerin meşru bir hak olduğunu vurgulasa da bu hakkın, yolları kapatarak ve insanların çalışmalarına engel olarak kargaşa yaratmak veya devlete savaş açmak anlamına gelmediğinin altını çizdi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.