İsrailli STK’lar barış sürecini canlandırmaya çalışıyor

Ortak Arap Listesi milletvekilleri, Blinken’dan Kudüs'te sadece Filistinlilere hizmet veren başkonsolosluğun tekrar açılmasını talep ettiler

Filistinli göstericiler, yasadışı yerleşim birimlerini reddeden ülkelerin bayraklarını Batı Şeria'daki bir yerleşim bölgesi yakınların diktiler (AFP)
Filistinli göstericiler, yasadışı yerleşim birimlerini reddeden ülkelerin bayraklarını Batı Şeria'daki bir yerleşim bölgesi yakınların diktiler (AFP)
TT

İsrailli STK’lar barış sürecini canlandırmaya çalışıyor

Filistinli göstericiler, yasadışı yerleşim birimlerini reddeden ülkelerin bayraklarını Batı Şeria'daki bir yerleşim bölgesi yakınların diktiler (AFP)
Filistinli göstericiler, yasadışı yerleşim birimlerini reddeden ülkelerin bayraklarını Batı Şeria'daki bir yerleşim bölgesi yakınların diktiler (AFP)

İsrail merkezli yaklaşık 40 hareket ve sivil toplum kuruluşu, İsrail-Filistin barışı sorununu ve iki devletli çözümü yeniden ön plana çıkaran kitlesel bir kampanya başlatma kararı aldı. Bu adım, İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve bakanların, şuan barış sürecini yeniden başlatmayı uygun görmediklerini açıkça söyleyerek Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmeyi reddettiklerini açıklamalarına yanıt olarak atıldı.
Bahsi geçen kuruluşlar, her kuruluşun ülkenin barış için her gün tanık olduğu bağımsız olarak gerçekleştirdikleri ilgili diğer faaliyetleriyle birlikte önümüzdeki Cuma günü, ülke çapında bir gösteri düzenlemeyi kararlaştırdılar. Bu çerçevede İsrail merkezli ‘Kadınlar Barıştırır’ adlı sivil toplum hareketi, Yahudiler Arş Bayramı’na denk gelen Çarşamba günü (yarın) çok sayıda Yahudi ve Arap kasabasıyla kavşaklarda gösteriler düzenlemeye karar verdi. Hareket, kadınları dünyanın çeşitli bölgelerinde kalıcı barışın anahtarı olarak gören Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 31 Ekim 2014 tarihinde kabul edilen 1325 sayılı kararının ruhuyla çalıştığını söyledi. BMGK kararına, kadınların siyasi kararlara katılımını teşvik etmek amacıyla hükümetler için bir başvuru programı da eşlik etmişti. Hareket, İsrail hükümetinin kararı uygulamaktan kaçındığını, Filistinlilerle barış fikrinden uzaklaştığını ve sivillerin yaşadığı yerlerin yakınlarındaki şiddetli çatışmalar karşısında başını kuma gömdüğünü belirtti.
Yine İsrail merkezli sivil toplum kuruluşu Peace Now (Barış Hemen Şimdi) Hareketi de yarın İsrail halkı için Doğu Kudüs’ün Silvan beldesinde yer alan Batın El-Hava Mahallesi'nde üç saat sürecek bir yürüyüş düzenleyecek. Batın El-Hava Mahallesi'nde Filistinlilerin evlerinden çıkarılıp yerlerine Yahudi yerleşimcilerin geçtiği büyük bir Yahudileştirme süreci yaşanıyor. Hareket, önümüzdeki Pazar günü de Batı Şeria'nın Nablus kentindeki yerleşim birimlerinde altı saat sürecek bir yürüyüş daha yapılması çağrısında bulundu. Göstericiler burada Filistinlilerle bir araya gelerek, onlara yerleşim birimlerinin nasıl kurulduğunu ve İsrail yönetiminin yerleşimcilerin saldırgan faaliyetlerini ne ölçüde desteklediğini açıklayacaklar. Bu faaliyetler, yerleşimcilerin kamuoyunda kendi fikirlerini yaymak, halkı kendilerinin ‘haklı’ olduklarına ikna etmek ve onları yerleşim yerlerine taşınmaya davet etmek için düzenlediği gezilere yanıt olarak gerçekliyor.
En büyük gösteri ise önümüzdeki Cuma günü, “Birlikte barışı yeniden gündeme getiriyoruz. İsrail-Filistin barışının zamanı geldi’ başlığı altında kuzeyde Kibbutz Nahtun'un avlusunda yapılacak.
Gösteri çağrısında şu ifadeler yer aldı:
“İsrail-Filistin çatışması yanı başımızda kalmaya devam ediyor ve hiçbir yerde son bulmuyor. İki halk olarak bedelini biz ödüyoruz. Bize barışı getirecek kimse yok. Liderlerin uyanmasını bekleyecek zamanımız da yok. Bu acil bir durum. Çünkü bu mesele bizim hürriyetimize ve kanımızın akmasına mal oluyor. Halk tabanında barış, liderlere ilham verir ve onları iyi bir şeyler yapmaya teşvik eder.”
Çağrıyı yapan sivil toplum kuruluşları arasında, Barış Hemen Şimdi, İsrail Barış Örgütleri Forumu, Kadınlar Barıştırır, İnsan Hakları Güvercinleri, Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe (HADAŞ), sol eğilimli Meretz (Güç) Partisi, Savaş Yerine Umut Hareketi, Sikkuy Derneği, İsrailli ve Filistinli Yas Tutan Aileler Forumu, İsrail ordusu askerleri tarafından kurulan Shovrim Shtika (Sessizliği Bozmak) adlı sivil toplum kuruluşu, Barış için Savaşanlar, İbrahim Girişimi, Yan Yanayız Derneği, solun değerleri ve aşırı sağa karşı mücadele için sosyal ağlarda faaliyet gösteren sol eğilimli Mehzekim Hareketi ve diğer bazı kuruluşlar yer alıyor.
Öte yandan Ortak Arap Listesi milletvekilleri, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'a bir mektup gönderdiler. Mektupta, ‘Filistinlilere karşı tehlikeli adımlar attığını’ belirttikleri önceki ABD yönetimi tarafından İsrailli aşırı sağcı grupları ve hedeflerini tatmin etmek için kapatılan Doğu Kudüs'teki sadece Filistinlilere hizmet veren başkonsolosluğun yeniden açılmasını talep ettiler. Milletvekilleri, Konsolosluğun kapatılmasına, İsrail hükümeti tarafından başlatılan yasadışı ilhak girişiminin teşvik edilmesine ve Filistinlilerin yaşamlarını ve Filistin halkının kaderini kontrol etmeye inanan Büyük İsrail fikrine verilen desteğin eşlik ettiğine işaret ettiler. Aynı zamanda Konsolosluğun kapatılmasının ABD’nin İsrail Büyükelçiliği'nde kendilerine işlemleri için bir ofis tahsis edilen Filistin halkının statüsünün gerilemesine neden olduğunun altını çizdiler. Atılan bu adımlar sadece Filistinli liderler ve halk tarafından değil, aynı zamanda iki taraf arasında adil ve kalıcı bir barışa gerçekten inanan İsrailliler tarafından da reddedildi.
Söz konusu mektubu, Başbakan Naftali Bennett ve İsrail hükümetinin konsolosluğun açılmaması taleplerinin ardından gönderen milletvekilleri, her iki taraf için ayrı diplomatik misyonlar kurulması, Doğu Kudüs'ün bağımsız Filistin Devleti'nin başkenti olarak tanınması ve işgale son verilmesi anlamına gelen eşitliğin sağlanmasının bir gerekliliği olduğunu vurguladılar. Milletvekilleri, sembolik de olsa bu adımın atılmamasının, ABD yönetimine olan güveni sarsacağı ve Ortadoğu'da barış talebinin, kararlılık, barış içinde bir arada yaşama ve hukukun üstünlüğü gibi küresel öz ilkelerden ziyade İsrail'in iç politikasına tabi olacağına dair bir mesaj olarak hizmet edeceğini belirttiler.



Şi, Scholz'a ‘ortak zemin’ bulma ve farklılıkları bir kenara bırakma çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u kabul etti. (DPA)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u kabul etti. (DPA)
TT

Şi, Scholz'a ‘ortak zemin’ bulma ve farklılıkları bir kenara bırakma çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u kabul etti. (DPA)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Başbakanı Olaf Scholz'u kabul etti. (DPA)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinin en büyük ticaret ortağına yaptığı ziyaretin üçüncü ve son gününde bugün (Salı) Pekin'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. Çin devlet televizyonu CCTV'den yapılan açıklamada, “16 Nisan sabahı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Pekin'deki Diaoyutai Devlet Konukevi'nde Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir araya geldi” denildi.

Çin Devlet Başkanı, birbirlerine saygı duydukları ve farklılıkları bir kenara bırakarak ‘ortak zemin’ bulmaya çalıştıkları sürece Almanya ile ikili ilişkilerin istikrarlı bir şekilde gelişmeye devam edeceğini söyledi. Şi, Pekin'deki görüşmeleri sırasında Scholz’a “İkili ilişkilere bakmalı ve bunları uzun vadeli stratejik bir perspektiften kapsamlı bir şekilde geliştirmeliyiz” dedi.

‘Risk azaltma’

Scholz'un Çin'e yaptığı üç günlük ziyaret, hükümetinin geçen yıl Almanya'yı dünyanın ikinci büyük ekonomisine çok yakından bağlamaktan kaçınmak için başlattığı ‘risk azaltma’ stratejisinden bu yana gerçekleştirdiği ilk ziyaret.

Şi, Scholz'a “İki taraf karşılıklı saygıya bağlı kaldığı, farklılıkları bir kenara bırakarak ortak zemin aradığı, iletişim kurduğu, birbirinden öğrendiği ve kazan-kazan iş birliğini gerçekleştirdiği sürece iki ülke arasındaki ilişkiler istikrarlı bir şekilde gelişmeye devam edecektir” dedi.

Scholz dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Çin ve Almanya arasındaki rekabetin adil olması gerektiğini ve Şi ile yapacağı görüşmelerde bu hususu vurgulamasının beklendiğini ifade ederken korumacı bir tutuma karşı da uyarıda bulundu.

Scholz, Şangay'daki Tongji Üniversitesi öğrencilerine hitaben yaptığı konuşmada “Bir noktada Almanya ve Avrupa'da Çin arabaları da olacak. Her zaman açık olması gereken bir şey var ki o da rekabetin adil olması gerektiğidir. Daha açık bir ifadeyle aşırı üretim ve fikri mülkiyet haklarının ihlali olmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Scholz Çin'e giderken Mercedes-Benz patronu Ola Kallenius ve BMW CEO'su Oliver Zipsey gibi ülkenin önde gelen şirket liderlerini de beraberinde götürerek Çin pazarının Avrupa'nın en büyük ekonomisi için önemini vurguladı.

Ukrayna Savaşı

Scholz bugün erken saatlerde X platformunda yaptığı bir paylaşımda, Başkan Şi ile görüşmelerinin “Ukrayna'da adil bir barışa nasıl daha fazla katkıda bulunulabileceğine de odaklanacağını” yazdı.

Scholz, “Çin'e yaptığım son ziyaretten bu yana hükümetlerimiz arasında yoğun fikir alışverişleri oldu” dedi.


ABD'li yetkililer uluslararası baskı karşısında İsrail'den ‘sınırlı’ bir yanıt bekliyor

TT

ABD'li yetkililer uluslararası baskı karşısında İsrail'den ‘sınırlı’ bir yanıt bekliyor

ABD'li yetkililer uluslararası baskı karşısında İsrail'den ‘sınırlı’ bir yanıt bekliyor

ABD'li dört yetkili bugün (Salı) NBC News'e yaptıkları açıklamada, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısına verilecek yanıtın kapsamının sınırlı olmasını beklediklerini ve bunun her an gerçekleşebileceğini belirtti. Yetkililer, İsrail'in vereceği karşılığın İran'ın askeri kuvvetlerine ve ülke dışındaki vekil güçlerine yönelik saldırıları içereceğini öne sürdü.

NBC'ye göre bu değerlendirme, İran'ın geçtiğimiz cumartesi gecesi İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı (İHA) ve füze fırlatmasından önce ABD'li ve İsrailli yetkililer arasında gerçekleşen diyaloglara dayanıyor.

ABD'li yetkililer, İsrail olası bir İran saldırısına hazırlanırken, İsrailli yetkililerin ABD'li muhataplarını yanıt seçenekleri konusunda bilgilendirdiğini söyledi. Ancak İsrail'in nasıl karşılık vereceğine dair nihai kararı konusunda bilgilendirilmediklerini vurgulayan yetkililer, İran saldırısından bu yana seçeneklerin değişmiş olabileceğine dikkat çektiler. Yetkililer, İsrail'in yanıtının ne zaman verileceğinin belli olmadığını, ancak her an verilebileceğini de ifade ettiler.

Jerusalem Post gazetesi bugün İsrail'in bölgedeki Arap ülkelerine İran'ın olası bir saldırısına vereceği yanıtın kendilerini ya da hükümetlerini tehlikeye atmayacağını söylediğini bildirdi.

İsrail üzerindeki baskı

İsrail Yayın Kurumu bugün, İsrail'deki karar alıcıların İran saldırısına karşılık vermemeleri ya da sınırlı bir karşılıkla yetinmeleri yönünde büyük bir baskı altında olduklarını bildirdi. Yayın kuruluşunun İsrailli yetkililerden aktardığına göre ABD ve Avrupa ülkelerinden, önemsiz bir karşılıkla yetinmeleri ya da İran füzelerinin yüzde 99'unun düşürülmesini ‘İran'a karşı kazanılmış bir zafer olarak görmeleri ve ilave bir zafere gerek olmadığı’ yönünde açık bir mesaj var.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Yayın Kurumu’ndan aktardığına göre söz konusu ülkeler İsrail'in İran saldırısına karşılık vermemesi ya da ölçülü ve orantılı bir şekilde karşılık vermesi gerektiğini, mevcut durum çerçevesinde İsrail hükümetinin ABD ile iş birliği içinde İran'a karşı yürütülen koordineli diplomatik ve siyasi kampanyadan memnun olabileceğini söylediler.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin dün gece İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant ile İran saldırısının sonuçlarını ve İsrail'in tepkisine ilişkin gelişmeleri görüştü. ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) yapılan açıklamada, Austin'in ABD'nin İsrail'in kendini savunmasına yönelik kararlı desteğini vurguladığı ve bölgesel istikrara yönelik stratejik hedefi bir kez daha yinelediği belirtildi.


Pentagon: İran'ın saldırısında 81 İHA ve en az 6 balistik füze ABD tarafından düşürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Pentagon: İran'ın saldırısında 81 İHA ve en az 6 balistik füze ABD tarafından düşürüldü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e düzenlediği hava saldırısında attığı füze ile insansız hava araçlarından (İHA) 87'sini ABD'nin düşürdüğünü açıkladı.

Pentagon sözcüsü Patrick Ryder, günlük basın toplantısında soruları cevapladı.

Sözcü Ryder, ABD Merkez Komutanlığına (CENTCOM) göre, İran, Irak, Suriye ve Yemen'den İsrail'e yönelik 110 orta menzilli balistik füze, 30 kara seyir füzesi ve 150'den fazla İHA saldırısı yapıldığını söyledi.

Ryder, bunlardan 81 İHA'nın ve en az 6 balistik füzenin ABD tarafından düşürüldüğünü belirtti.

ABD'nin bölgede gerilimin artmasını istemediğini kaydeden Ryder, diğer yandan İsrail'i ve ABD personelini savunmak için gerekli önlemleri almaya devam edeceklerini aktardı.

Ryder, İsrail'in İran'a karşılık vereceğine dair açıklamasıyla ilgili soruları ise "Bu noktada varsayımlara girmek istemiyorum." şeklinde geçiştirerek, bunların İsrail'e sorulması gerektiğini ifade etti.

İran'ın misillemesinde fırlattığı füze ile İHA'ların yüzde 50'sinin başarısız olduğu ve hedefine ulaşmadığı yönündeki bir soruya da Ryder, kürsüden istihbari detaya girmeyeceğini belirtti ve "İsrail'e yöneltilen hava tehdidinin yüzde 99'unun ortadan kaldırıldığını" iddia etti.

Ryder, İran'ın saldırıları başlatmadan önce müttefikleri üzerinden ABD'ye herhangi bir uyarı yapmadığını da söyledi.

Öte yandan, Ukrayna'nın hava savunma önleyicilerinin azalmasıyla ilgili bir soru üzerine de Ryder, Ukrayna'da durumun "vahim" olduğunu dile getirdi.

Rus güçlerinin cephede ilerleme kaydettiğini belirten Ryder, ABD'nin Ukrayna'nın hava savunma ihtiyacını sağlaması gerektiğini bildirdi.

Ryder, "Şu anda olabilecek en önemli şey, Ukrayna'nın savunmasını sürdürebilmesi için gereken desteğin hacmini ve düzeyini alabilmesi için ABD Kongresi'nin ek bütçeyi kabul etmesidir." dedi.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran'ın hava saldırısına karşı "açık ve etkili" şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


UAEA Başkanı Grossi, BMGK'yi, Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlaller konusunda uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

UAEA Başkanı Grossi, BMGK'yi, Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlaller konusunda uyardı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, Ukrayna'nın doğusundaki Zaporijya Nükleer Santrali'ne yönelik ihlallere ve olası tehlikelere dikkati çekti.

Grossi, New York'ta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine, Rusya ile Ukrayna'nın savaştığı bölgelerde bulunan nükleer santrallerin durumu hakkında bilgilendirme yaptı.

Rusya'nın kontrolündeki bölgede bulunan Zaporijya Nükleer Santrali'ne, 7 Nisan Pazar günü, kasım 2022'den sonra ilk saldırının gerçekleştiğini belirten Grossi, bu saldırıların "olası bir nükleer kaza yaşanma riskini ciddi oranda artırdığını" söyledi.

Grossi, "Yapıya verilen hasar yüzeysel olsa da saldırı, başarılı bir şekilde hedef alınması açısından çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor." dedi.

UAEA Başkanı Grossi, bu doğrudan hedef almanın dışında, ana reaktörün çok yakınında iki saldırı daha gerçekleştiğini ve "bu pervasız saldırılara derhal son verilmesi gerektiğini" belirtti.

Rafael Grossi, "Nükleer bir kazaya tehlikeli bir şekilde yaklaşıyoruz. Bunu yapmamalıyız." diye konuştu.

Nükleer güvenlik için daha önceki toplantılarda paylaştığı 5 önemli prensibi hatırlatan Grossi, "Son saldırılar bu hayati önem taşıyan hususların açık bir şekilde ihlalini temsil ediyor." diyerek, BMGK üyelerine önlem alınması için uyarıda bulundu.


İsrail ordusu Batı Şeria'daki bazı kent ve beldelere baskın düzenledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail ordusu Batı Şeria'daki bazı kent ve beldelere baskın düzenledi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail ordusunun şafak vakti işgal altındaki Batı Şeria'nın bazı kent ve beldelerine baskın düzenleyerek çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldığı bildirildi.

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail askerleri, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Kalkiliya kentine baskın düzenledi, birçok evde arama yaptı.

Kentte çok sayıda binanın çatısına keskin nişancılar yerleştirilirken, Kalkiliya Eğitim Müdürlüğü okullarda ders saatinin ertelenmesine karar verdi.

Kalkiliya'ya bağlı Habla beldesinde en az 4 Filistinli gözaltına alındı.

İsrail askerleri, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim kentlerine de baskın düzenleyerek en az 5 Filistinliyi gözaltına aldı.

Ayrıca İsrail askerleri Beytullahim ve El Halil'e bağlı beldelerin yanı sıra Ramallah kentine de baskın düzenleyerek bazı evlerde arama yaptı.

Baskınlar, Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddetinin arttığı bir zamanda gerçekleştirildi.

- Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere saldırıları arttı

Yasa dışı Yahudi yerleşimciler, 12 Nisan akşamından bu yana Batı Şeria'da pek çok noktada Filistinlilere saldırılarını artırdı.

Filistin Sağlık Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimciler ile İsrail askerlerinin 12 Nisan Cuma gününden bu yana düzenlediği saldırılarda 7 Filistinlinin öldüğünü, 75 Filistinlinin yaralandığını duyurmuştu.

Yerleşimciler, başta Mugayyir köyü olmak üzere Filistinlilere ait köy ve beldelere saldırmış, çok sayıda ev ve aracı ateşe vermişti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.


Biden ile Çek Başbakan Fiala'dan "Ukrayna'ya destek" vurgusu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ile Çek Başbakan Fiala'dan "Ukrayna'ya destek" vurgusu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Biden ile Çekya Başbakanı Petr Fiala, Beyaz Saray'daki görüşmelerinde, "ABD ve Avrupa'nın ortak bir şekilde Ukrayna'ya destek vermesinin önemine" vurgu yaptı.

ABD Başkanı Biden, Çekya Başbakanı Fiala'yı Beyaz Saray'da ağırladı ve iki lider bölgesel konuları ele aldı.

Oval Ofis'te basın mensuplarına gündemi değerlendiren Biden ile Fiala, ağırlıklı olarak Ukrayna'ya destek olunmasının önemine işaret etti ve bu konuda iki ülkenin işbirliğinin nasıl artırılabileceği konusuna dikkati çekti.

Biden, ABD Temsilciler Meclisinde halen askıda bulunan Ukrayna'ya destek paketine işaret ederek Avrupa'daki bazı ülkelerin bu konuda daha fazla inisiyatif alabileceğini ve ABD'nin bu ülkelere destek olabileceğini dile getirdi.

Biden ile Fiala, İsrail'e karşı saldırı düzenleyen İran'a da ortak bir şekilde tepkilerini gösterirken, iki isim de İsrail'e desteklerini ifade etti.

Fiala, Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma yolunda ABD'nin Avrupa'ya daha fazla LNG gazı göndermesinin önemli olduğunu vurguladı ve bu konuda Biden'la istişarede bulunduklarını söyledi.


Arjantinli gazeteci, Devlet Başkanı Milei'ye "hakaret" davası açacağını belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Arjantinli gazeteci, Devlet Başkanı Milei'ye "hakaret" davası açacağını belirtti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi'nin Arjantin'de kabine toplantısına katılmasını eleştiren gazeteci Jorge Lanata, kendisine "ağır" ifadeler kullandığı gerekçesiyle Devlet Başkanı Javier Milei'ye dava açacağını söyledi.

İran'ın İsrail'e hava saldırısının ardından "acil" koduyla kabinesini toplayan Milei'nin, İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi Eyal Sela'yı toplantıya davet etmesi ülkede tartışmalara yol açtı.

Arjantin'in ünlü gazetecilerinden Jorge Lanata, İsrailli Büyükelçi'nin kabine toplantısına davet edilmesini eleştirerek, "Milei'nin İsrail için endişelenmesini iyi buluyorum zira onun dış politikasıdır. Ancak iyi bulmadığım şey yabancı bir büyükelçinin ister İsrail'den olsun, isterse Belçika'dan olsun Arjantin'deki kabine toplantısına katılmasını doğru bulmuyorum." ifadelerini kullandı.

Milei, Lanata'nın sözlerine yanıt olarak sosyal medya hesabından, "Jorgito yalan söyleme. Büyükelçi toplantıda İsrail'in resmi duruşunu anlattı ve sonra ayrıldı. Böylece resmi toplantımız başladı." dedi.

- "Başkanla mahkemede görüşeceğiz"

Lanata, Milei'nin sözlerini mahkemeye taşıyacağını belirterek, "Bu durumu avukatımla analiz edeceğiz, eğer bir sonuca varırsak, başkana iftira ve hakaretten dava açacağım. Hakaret etmeyi kendine adet edindi. Başkan'la mahkemede görüşeceğiz." şeklinde konuştu.

Devlet Başkanlığını kazanmasından bu yana gazetecilerle sıklıkla karşı karşıya gelen Milei, Arjantin Gazetecilik Kuruluşları Derneği (ADEPA) ve Arjantin Gazetecilik Forumuna (FOPEA) yönelik "sert" ifadeler kullanmıştı.

Öte yandan İsrail'in Buenos Aires Büyükelçisi Sela, Milei'ye teşekkür ederek, "Arjantin, tarihin doğru tarafında durdu ve İran'ı açıkça kınadı." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Başkanlığı Sözcüsü Manuel Adorni de basına yaptığı açıklamada, İsrail devletinin egemenliğini "en güçlü" şekilde savunduklarını ve İran'ın hava saldırısını kınadıklarını bildirdi.

İsrail Büyükelçisinin kabine toplantısına 14 Nisan'da davet edilmesi ülkedeki bir kesimce "abartılı" bulunmuş ve eleştirilmişti.


İsrail Genel Kurmay Başkanı: İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni iş birliği fırsatları oluşturdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail Genel Kurmay Başkanı: İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni iş birliği fırsatları oluşturdu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği saldırıların Orta Doğu'da yeni işbirliği fırsatlarına olanak sağladığnı belirtti.

İsrail Ordusundan yapılan açıklamaya göre, Halevi, İsrail'in güneyindeki Beerşeba'da bulunan ve İran'dan düzenlenen saldırılarda zarar gören Nefatim Hava Üssü'nde açıklamalarda bulundu.

Halevi, "İran, Irak, Yemen ve Lübnan'dan İsrail'e 350'den fazla balistik füze, seyir füzesi, insansız hava aracı ve füze fırlatıldı." dedi.

İran'ın saldırılarını durdurmak için bir koalisyonun harekete geçtiğini vurgulayan Halevi, bu şekilde saldırılara karşı konulduğunu ifade etti.

Halevi, İsrail ordusunun ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), İngiltere, Fransa ve ismini açıklamadığı "diğer ortaklarla" birlikte çalıştığını aktardı.

İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarının engellendiğini savunan Halevi, ülkesinin uluslararası ortaklarıyla olan işbirliğine dikkati çekti.

Halevi, ülkesini destekleyen ortaklara teşekkür ederek, "İran'ın saldırıları Orta Doğu'da yeni işbirliği fırsatları oluşturdu." değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın saldırılarına karşılık vereceklerine işaret eden Halevi, "Durum değerlendirmeleri yapıyoruz ve hazırlık seviyemizi en üst düzeyde tutuyoruz." diye konuştu.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran, 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili” şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.


Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ile görüşen Sudani'den ABD'ye "Gazze" ve "uluslararası hukuk" hatırlatması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ile Beyaz Saray'da görüşen Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarını hatırlatarak, "Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz." dedi.

ABD Başkanı Biden, Irak Başbakanı Sudani'yi Beyaz Saray'da ağırlarken, iki lider ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamındaki konuları kapsamlı şekilde ele aldı.

İkili görüşmelerinin öncesinde Oval Ofis'te basın mensuplarına açıklamalar yapan Biden ve Sudani, iki ülke arasındaki stratejik işbirliği konularını değerlendirdi.

Irak Başbakanı Sudani, Orta Doğu'da yaşananlarla ilgili olarak ABD ile her konuda aynı düşünmediklerini ve herkesin uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurguladı.

Sudani, isim vermeden İsrail'in Gazze'de sivilleri hedef alan saldırılarına atıf yaparak, "Bölgede olanlarla ilgili fikirlerimiz ayrı olabilir ancak uluslararası insani hukuk konusunda kesinlikle hemfikiriz. Sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik her türlü saldırıyı reddediyoruz. Uluslararası normlara ve diplomatik ilişkilere uyulması çağrısında bulunuyoruz." diye konuştu.

Gazze'de binlerce sivilin öldürülmesine neden olan savaşın durmasını istediklerini vurgulayan Sudani, bu yöndeki tüm çabaları desteklediklerini dile getirdi.

- Sudani'den ikili ilişkilere vurgu

Bölgesel açıdan çok zor bir dönemden geçildiğini belirten Sudani, "Bu ziyaret ve görüşme, ikili ilişkilerimizin tarihi açısından son derece önemlidir. Irak ile ABD arasındaki ilişkiler önemli bir dönemeçte." dedi.

İki ülke arasındaki stratejik ortaklığın yarınını konuşmak üzere Beyaz Saray'a geldiğini söyleyen Sudani, "İlişkilerimizi, askeri-güvenlik temelli bir ilişkiden sistematik bir şekilde ekonomi, siyaset, çevre, eğitim ve güvenlik temelli bir işbirliğine geçirmeyi amaçlıyoruz." ifadesini kullandı.

Irak'ın özellikle ekonomik toparlanma ve altyapı yatırımlarına önem verme sürecinde olduğunu anlatan Sudani, bu noktada Stratejik Çerçeve Anlaşması kapsamında ABD ile yakın işbirliği içinde olacaklarını belirtti.

Sudani, hükümetinin söz konusu Stratejik Çerçeve Anlaşmasını hayata geçirme konusunda oldukça ciddi olduğunu vurguladı.

- Irak'taki Amerikan askerlerinin durumu

Sudani ayrıca, Irak'taki Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin başlıkların Yüksek Askeri Komite kapsamında ele alındığını ve komiteden çıkacak sonuca uyacaklarını söyledi.

Amerikan askerlerinin durumuna ilişkin detaya girmeyen Sudani, "İki ortak arasında Ortak Güvenlik İşbirliği Diyaloğu yoluyla askeri ve güvenlik alanında sürdürülebilir bir işbirliği için temelleri atıyor olacağız." dedi.

-"ABD-Irak ilişkileri çok önemli"

ABD Başkanı Biden da Irak'ın ABD açısından bölgedeki en önemli ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Biden, "Irak ile ABD arasındaki ortaklık hayati öneme sahip. DEAŞ'ı yenmek için son on yıldır askerlerimiz yan yana mücadele ediyor. Bu işbirliğini Stratejik Çerçeve Anlaşması'nda da görüyoruz." dedi.

İki ülke arasındaki ekonomik işbirliği başlıklarını da ele alacaklarını belirten Biden, "Ortaklığımız hem halklarımız hem Orta Doğu hem de tüm dünya için çok önemli." ifadesini kullandı.

- Irak Hükümetinden ziyarete ilişkin paylaşım

Öte yandan Irak Hükümetine ait resmi X hesabından bugün yapılan paylaşımda, Sudani'nin ABD ziyaretinde öne çıkan başlıklara yer verildi.

Paylaşımda, Irak'taki Amerikan askerleriyle ilgili durumdan DEAŞ-Karşıtı Koalisyon ile ilişkilere ve Türkiye ile Irak arasında ulaştırma alanında ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınmasına imkan sağlayacak "Kalkınma Yolu Projesi"ne kadar birçok başlığın ele alınacağı vurgulandı.


Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Biden ailesi 2023'te yaklaşık 620 bin dolar kazandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden'ın 2023 mali yılında yıllık brüt gelirinin 619 bin 976 dolar olduğu ve 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği bildirildi.

ABD'de bireysel gelir vergisi beyanında bulunulması için son gün olan ve "Vergi Günü" olarak adlandırılan 15 Nisan'da Biden ailesinin vergi beyannamesi yayımlandı.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Biden ve eşinin birlikte gelir vergisi beyanında bulunduğu ve brüt gelirlerinin 619 bin 976 dolar olduğu belirtildi.

Açıklamada, Biden ailesinin 2023 mali yılında 146 bin 629 dolar federal gelir vergisi ödediği kaydedildi.

Ayrıca Biden ve eşinin Delaware eyaletine 30 bin 908 dolar ve Virginia eyaletine 3 bin 549 dolar gelir vergisi ödediği belirtilen açıklamada, Biden ailesinin 17 farklı hayır kurumuna 20 bin 477 dolar bağışta bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, "Başkan Biden, Amerikan halkına karşı şeffaf olma konusundaki kararlılığını bir kez daha göstererek, görevdeyken en fazla vergi beyannamesini yayımlayan başkan oldu." ifadeleri kullanıldı.

Biden'ın selefi Eski ABD Başkanı Donald Trump, dört yıllık görev süresi boyunca vergi beyannamelerini açıklamayı reddetmişti.

- ABD'de Vergi Günü

ABD'de bireysel gelir vergisi beyannamelerinin federal hükümete sunulduğu son gün Vergi Günü olarak adlandırılıyor.

Genellikle 15 Nisan olarak belirlenen bu gün, hafta sonu veya tatil günlerine denk gelmesi halinde bir sonraki iş gününe sarkıyor.

ABD'de bu yıl 29 Ocak'ta başlayan vergi beyanında bulunma süreci 15 Nisan yerel saatle gece yarısı sona eriyor.

ABD Gelir İdaresi (IRS) tarafından yapılan açıklamada, 6 Nisan itibarıyla 100 milyondan fazla bireysel vergi beyannamesinin işleme konduğu bildirildi.

Açıklamada, vergi beyanında yılın en yoğun zamanı olan nisan ayı dolmadan on milyonlarca kişinin daha vergi beyanında bulunmasının beklendiği aktarıldı.

Yaklaşık 19 milyon vergi mükellefinin 15 Ekim'e kadar uzatma başvurusunda bulunacağının da tahmin edildiği belirtilen açıklamada, vergi beyannamesi verme sürecinin başladığı ocak ayından bu yana IRS'in nisan başına kadar 200 milyar dolardan fazla vergi iadesi yaptığı kaydedildi.