Haşim Ali Hamid Muhammed
On yıldan fazla süren müzakerelerin ardından Nahda (Rönesanas) Barajı konusu, Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında gerçek bir kriz olmaya devam ediyor. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından bu yıl 15 Eylül’de yayınlanan ve üç ülkeyi müzakerelere devam etmeye çağıran başkanlık bildirisi, yeni bir gelişme oldu.
Farklı tepkiler
Üç ülke, bildiriyi farklı şekillerde karşıladı. Barajı inşa etmekle ilgilenen ve müzakerelerin ana tarafı olan Etiyopya, durumun BMGK’nin yetkisi dışında olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanlığı, ‘su hakları ve kalkınma ile ilgili bir konu çerçevesinde’ açıklamanın yayınlanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Avrupa Birliği’nin (AB) müzakerelere sponsor olması gerektiği ifadelerini memnuniyetle karşılayan Etiyopya, bunun BMGK’nın yetki alanının dışında olduğunu vurguladı.
Geçen Haziran ayında Etiyopya, iki aşağı havza ülkesi olan Mısır ve Sudan’ın BM arabuluculuğu talep etmesinin ardından dava dosyasını Afrika arabuluculuğu denetimine bırakırken, BMGK’nın benzer bir kararını memnuniyetle karşılamıştı.
Mısır ise BM bildirisini bocalayan Afrika sürecinin başarısı için önemli bir itici güç olarak nitelendirirken, Addis Ababa’yı müzakerelere ciddi bir katılım gösterme, doldurma ve işletme konusunda bağlayıcı bir yasal anlaşmaya varma çağrısında bulundu.
Sudan da BM bildirisini memnuniyetle karşılarken, bunu ‘diplomatik bir zafer’ olarak nitelendirdi.
Başarısızlığın ardından
Tarihi henüz belirlenmeyen yaklaşan bir müzakere turuna, önceki üçlü müzakerelerin tanık olduğu başarısız koşullar eşlik ediyor. Mısır ve Sudan, herhangi bir ilerleme kaydetmeksizin, Nahda Barajı’nı doldurmak ve işletmek için bağlayıcı bir yasal anlaşma çağrısında bulundu.
Anlaşmazlıklar arasında Etiyopya’nın son iki yağışlı mevsimde tek taraflı olarak gerçekleştirdiği dolum faaliyetleri de yer alıyor.
Sudan, bu Eylül ayında AB Sudan Delegasyon Başkanı Büyükelçi Robert van den Dool’u ‘Temmuz ayında Etiyopya tarafından tek taraflı olarak hayata geçirilen Nahda Barajı’nın ikinci dolum faaliyetinden olumsuz etkilendiğini’ bildirmişti.
Somut sonuçlar
Etiyopya, iyi niyet ifadesinin bir parçası olarak yaptığı son açıklamada, sınır ötesi su kaynaklarının kamu yararı ve bölgesel iş birliğini sağlamak üzere bir fırsat oluşturduğunu dile getirdi. Etiyopya ayrıca, “Nil suları üzerindeki konumumuz adildir. Meşru haklarımızı kullanmak ve kıyıdaş ülkelerin halkları arasında fikir birliği oluşturmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Öte yandan Etiyopya, BMGK’nın Nahda Barajı’na ilişkin başkanlık açıklamasına dayanan hiçbir talebi kabul etmeyeceğini söyledi.
Etiyopya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Demeke Mekonnen, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Christophe Lutundula ile Afrika Birliği (AfB) öncülüğünde üçlü müzakerelerin yeniden başlatılması konusunu görüştü. Mekonnen, Etiyopya’nın üçlü müzakerelere mümkün olan en kısa sürede devam edeceğini belirtti.
Önceki üçlü müzakerelerin somut sonuçlar ortaya koyduğunu söyleyen Etiyopyalı Bakan, “Bir an önce yeniden müzakerelere başlanarak, üç ülke arasındaki anlaşmazlıkları daraltmak mümkün olacak” dedi.
Yeni bir pratik gelişmenin bir parçası olarak Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanı Seleshi Bekele, ülkesinin onuncu birimde bir ‘döner türbin’ jeneratör ünitesi kurmayı başardığını dile getirdi.
Müzakere
Sudan’ın New York’taki eski daimi temsilcisi ve Kahire ve Addis Ababa’nın eski büyükelçisi Abdulmahmud Abdulhalim, “BMGK’nın başkanlık bildirisi, ilgili konulara bakılmaksızın BMGK’nın yayınladığı karardan daha az değerlidir” dedi. Büyükelçi Abdulhalim, “Zaman periyodunun net bir tanımını istemelerine rağmen BMGK’nın taraflara doldurma ve işletme konusunda bağlayıcı bir anlaşma çağrısıyla hem Mısır’ın hem de Sudan’ın bir zafer kazandığına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Abdulmahmud Abdulhalim, “Öte yandan Tunus karar taslağı, BM’nin AfB ile müzakereleri sürdürme çağrısında bulunmasını amaçlıyordu. Taslak, BMGK’ya düzenli rapor verilmesine ve bunların takibine izin veriyor. Ancak başkanlık bildirisi, AfB’ye atıfta bulunmakla yetindi. Başkanlık bildirisinde ayrıca taraflara Tunus projesi uyarınca Etiyopya tarafına yönelik tek taraflı tedbirler almama çağrısı yapılmadı” dedi.
Abdulhalim, “BMGK, müzakerelerin yeniden yapılandırılmasını ve Sudan ve Mısır’ın müzakere sürecini güçlendirmek için dahil edilmesini talep ettiği dört tarafın müdahalesini talep etmemiştir. Aksine bu taraf ve gözlemcileri, üç ülkenin uzlaşısına yardımcı olmaya teşvik etmiştir” şeklinde konuştu.
Büyükelçi, “Etiyopya, bu konunun yeniden gündeme gelmesi nedeniyle üzgün. BMGK’nın konuyu yalnızca AfB’ye yönlendirmeyi kabul edeceğini zannediyordu. Başkanlık bildirisi, Kenya’nın bildiriyi yayınlama konusundaki fikir birliğini defalarca bozma çabalarına rağmen, Tigray bölgesindeki savaşın komplikasyonlarının ortasında, Etiyopya açısından kötü bir zamanda geldi” şeklinde konuştu.
Bildirinin Sudan ve Mısır üzerindeki etkileri hakkında ise Abdulhalim, “Birçok talebi reddedilmiş olsa da BMGK’da 70 gün süren tartışmanın ardından projenin yeniden canlanmasını memnuniyetle karşıladılar” değerlendirmesinde bulundu.
Abdulmahmud Abdulhalim, müzakerelerin sorunsuz bir şekilde yeniden başlamasını beklemediğini söylerken, “Etiyopyalı müzakereciler için baraj sorunu, öncelik sahibi, devam eden savaş sorunuyla daha bağlantılı hale geldi. Baraj konusunu müzakerelerde taviz vermek için değil, içeride seferberlik yapmak ve puan kazanmak için kullanıyorlar” dedi.
Zaman belirsiz
Uluslararası ilişkiler araştırmacısı Adil Abdulaziz Hamid, “BMGK’nın açıklaması, üç ülkeyi müzakerelerin ilk rotasına, yani AfB rotasına dönmeye çağırdı. Bu durum, bu konuda ısrar eden Etiyopya tarafı için bir zaferdir” dedi.
Abdulaziz Hamid, “Bildiride, ayrıca müzakereler için herhangi bir zaman dilimi belirtilmedi. Müzakereciler bunun için mecbur bırakılabilirdi.
Bir sonraki aşamaya ilişkin tahmin hakkında Hamid, “Müzakereler, ilkinden daha iyi şekilde devam edecek. Sudan’ın tavrının biraz değişmesi bekleniyor. Çünkü Hartum’da barajın faydaları konusunda büyük bir farkındalık var. Bu durum, Sudan Sulama Bakanı’na yönelik tartışmalar, seminerler ve eleştirilerle netleştirildi” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Adil Abdulaziz Hamid, “Bölgeyi istikrarsızlığa sürüklenme riskinden kurtarmak için konuyla ilgili tatmin edici bir anlaşmaya varılmasının önemli olduğunu bilen bölgesel bir kamuoyu mevcut. Etiyopya tarafı esneklik gösterirse ana noktalar üzerinde anlaşmaya varılabilir” şeklinde konuştu.