İdlib’deki ABD saldırısında yaşanan ölümlere dair çelişkili haberler yayınlanıyor

(Geçen pazartesi günü İdlib kırsalındaki ABD saldırısında hedef alınan bir otomobilin yakınlarındaki Sivil Savunma mensupları (Ahbar İdlib)
(Geçen pazartesi günü İdlib kırsalındaki ABD saldırısında hedef alınan bir otomobilin yakınlarındaki Sivil Savunma mensupları (Ahbar İdlib)
TT

İdlib’deki ABD saldırısında yaşanan ölümlere dair çelişkili haberler yayınlanıyor

(Geçen pazartesi günü İdlib kırsalındaki ABD saldırısında hedef alınan bir otomobilin yakınlarındaki Sivil Savunma mensupları (Ahbar İdlib)
(Geçen pazartesi günü İdlib kırsalındaki ABD saldırısında hedef alınan bir otomobilin yakınlarındaki Sivil Savunma mensupları (Ahbar İdlib)

Hedef alınan kişi hakkındaki çelişkili haberler ortasında saha aktivistlerine ve ABD ordusuna göre Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetinde, pazartesi günü ABD’ye ait bir insansız hava aracının (drone) düzenlediği saldırıda El-Kaide’ye yakın bir grubun lideri öldürüldü.
Muhalefette ‘İzleme ve Takip Birimi’nden sorumlu Ebu Emin, yaptığı açıklamada ABD’ye ait bir dronenun, Suriye’nin kuzeybatısındaki El-Kaide’ye bağlı bir grup olan (Hurras ed-Din) Dinin Muhafızları Örgütü lideri ‘Ebu Halid Kudsaya’nın İdlib ve Binniş kasabası arasındaki yolda ‘Kia Cerato’ model aracıyla seyir halindeyken hava saldırısıyla hedef alındığını söyledi.
Ebu Emin, bazı medya organları ve haber platformlarında dolaşan, ‘hedeflenen isimlerin Dinin Muhafızları Örgütü’nden iki lider Ebu el-Bera et-Tunusi ve Ebu Hamza el-Yemeni olduğu’ yönündeki haberleri yalanladı. Yetkili, “Lider Ebu Halid Kudsaya, Şam kırsalındaki Kudsaya şehrine dönüyordu. Daha önce Halep’in batı kırsalındaki Mohandessin bölgesinde yaklaşık iki yıl önce bir ABD hava saldırısına maruz kalmış, ardından yaralanmış ve daha sonra hayatta kalmıştı” dedi.
ABD Merkez Askeri Komutanlığından yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Suriye’nin İdlib vilayeti yakınlarında üst düzey bir El-Kaide liderini hedef alan terörle mücadele operasyonu başlattığı belirtildi. Açıklamada, “Ön tahminlerimize göre hedeflediğimiz kişiyi vurduk ve sivil kayıp belirtisi yok” ifadelerine yer verildi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü John Kirby, pazartesi günü saldırının ardından yaptığı basın açıklamasında ABD kuvvetlerinin, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib yakınlarında ‘El-Kaide’nin önde gelen liderini’ hedef aldığını duyurdu. Kirby, “İlk raporlar, doğru kişinin hedef alındığını doğruladı ve sivil kayıplara dair hiçbir belirti yok” dedi.
El-Kaide grupları ve DEAŞ kalıntıları, Suriye Çölü ve Suriye’nin kuzeydoğusunda Rus savaş uçakları tarafından tekrarlanan hava saldırılarına ve ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon uçaklarının benzer saldırılarına maruz kalıyor.
Ekim 2019’da El-Kaide’nin Suriye’deki kolu olan Dinin Muhafızları Örgütü’ne ait 4 savaşçı da dahil 9 radikalizm yanlısı öldürülmüştü. Suriye’nin kuzeybatısındaki Hama kırsalındaki İslami eğilimli ‘Ahrar uş-Şam’ hareketinde eski bir lider olan Ebu Muhammed el-Gab, Dinin Muhafızları Örgütü’nün bir grup olduğunu ve Tunus vatandaşlığına sahip çok sayıda üyesinin yanı sıra en önemli üyesinin Ebu Bera et-Tunusi olduğunu belirtti. Ebu Muhammed el-Gab, söz konusu ismin 2013-2016 yılları arasında Suriye sahnesinde aktif olarak yer aldığını ve Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ/ eski adıyla Nusra Cephesi) önderliğinde faaliyet gösteren gruplardan biri olduğunu ifade etti.
Ebu Muhammed el-Gab, “2016 yılında HTŞ grubu, El-Kaide’den ayrıldığını duyurdu. Lideri, Eymen ez-Zevahiri’ydi. Kendisi, Dinin Muhafızları Örgütü’nü ve Ceyş el-Badiye, Ceyş es-Sahil, Saraya es-Sahil, Saraya el-Kabul, Ceyş el-Melahim, Cund eş-Şeria ve HTŞ’nin önde gelen üyeleri de dahil, bir dizi başka grubu harekete geçirdi. Bu grupların en önde gelenleri, Ebu Hammam eş-Şami, Ebu Cüleybib Tubas, Ebu Hatice el-Urduni ve Sami el-Aridi’ydi” dedi.
Dinin Muhafızları’nda eski bir savaşçı olan Ebu Suheyb eş-Şami, “2016 sonlarında HTŞ, Suriye’deki organik yapısında bölünmelere ve çatlaklara tanık oldu. En önde gelen ayrılıkçılar, savaşı sürdürme ve El-Kaide’ye mensup olma arzusuyla Dinin Muhafızları’na katıldılar. Bu durum, HTŞ’yi o dönemde Ebu Cüleybib, Sami el-Aridi ve Ebu Hammam eş-Şami de dahil olmak üzere önde gelen liderleri ve üyeleri gözaltına almaya sevk etti. Ceyş el-Badiye, Ceyş es-Sahil, Saraya es-Sahil, Saraya el-Kabul, Ceyş el-Melahim, Cund eş-Şeria gibi Dinin Muhafızları Örgütü liderleri, üyeleri ve El-Kaide’den ayrılmayı reddeden radikalizm yanlısı gruplar, Cund el-Melahim ve Ceyş el-Badiye olmak üzere iki askeri güce dayanarak, farklı milletlerden yaklaşık 2 bin üyeye ulaşan savaşçı sayısıyla kısa sürede büyük askeri ve insani yeteneklere sahip ‘Dinin Muhafızları’ adlı bir grup oluşturdular” değerlendirmesinde bulundu. Ebu Suheyb eş-Şami, “Ebu Hammam eş-Şami’nin HTŞ hapishanelerinden serbest bırakılmasından sonra Dinin Muhafızları Örgütü’nün liderliğini devraldı. Şura Konseyi üyeleri şunlardı; Ebu Abdurrahman el-Mekki, Ebu el-Kasım el-Urduni, Ebu Abdulkerim el-Masri, Sami el-Aridi (Ebu Mahmud eş-Şami) ve Bilal Harisat (Ebu Hadice el-Urduni)” şeklinde konuştu.
Cund el-Aksa üyesi olan Ebu Huzeyfe el-Hamavi, “Dinin Muhafızları Örgütü ve Cund el-Aksa grubu, bir tarafta HTŞ ve Ahrar uş-Şam diğer tarafta da DEAŞ arasında yaşanan çatışmalar karşısında tarafsızlığını ilan etse de ve çatışmalar, DEAŞ’ın doğudaki Suriye Yarımadası’na doğru çekilmesiyle sona erse de gruplar, Dinin Muhafızları ve Cund el-Aksa üzerinde baskı kurmaya devam etti ve Suriye’nin kuzey bölgelerindeki askeri faaliyetlerini azalttı” dedi.
Nisan 2018’de Dinin Muhafızları ve Ensar el-Tevhid, Rusya ile Türkiye arasında İdlib’e ilişkin Soçi Anlaşması’na meydan okuma çabaları çerçevesinde Ekim 2018’de ‘Müminleri Teşvik Et’ isimli operasyon odasına genişleyen Nasr el-İslam adlı bir blok oluşturdu. Blok, Lazkiye, İdlib ve Halep kırsalındaki diğer askeri operasyonlara ek olarak, Hama kırsalında rejim güçlerine karşı, Hama’nın kuzeyindeki askeri bölgeleri ve stratejik bölgeleri hedef alan ve rejim güçlerine ağır insan kayıplarına neden olan savaşlar verdi.
2019’un sonlarında ABD Dışişleri Bakanlığı, Dinin Muhafızları’nı yabancı terör örgütü olarak sınıflandırdı. Nusra Cephesi’nin eski askeri komutanı Ebu Hammam eş-Şami, kara listeye alındı. Dışişleri Bakanlığı’na bağlı ‘Adalet için Ödüller’ programı, örgütün 3 lideri (Sami el-Aridi, Samir Hicazi ve Ebu Muhammed el-Masri) hakkında bilgi sağlama karşılığında 5 milyon dolar vaadinde bulundu.
El-Kaide’nin ikinci adamı ve örgüt lideri Usame bin Ladin’in damadı Ebu el-Hayr el-Masri, Şubat 2017’de İdlib’de Merkezi İstihbarat tarafından öldürüldü. Ebu el-Hayr ve Ebu el-Kassam suikastları ile arasındaki benzerlik açıktı.
Koalisyon, daha önce El-Kaide liderlerine veya ona yakın gruplara bir dizi baskın düzenlemişti. ABD, Ekim 2019’da İdlib kırsalına düzenlediği saldırıda DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi’yi de öldürdü.



Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
TT

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Cumartesi günü Tel Aviv'de esir aileleriyle yaptığı görüşmede, yönetiminin savaşı genişletmeyi değil, kesin olarak sona erdirmeyi planladığını vurgulayarak "Yönümüzü değiştiriyoruz. Ya hep ya hiç" dedi.

Perşembe gününden bu yana İsrail'de bulunan, Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer yetkililerle görüşen, Cuma günü Gazze Şeridi'ni ziyaret eden ve Cumartesi günü de kaçırılanların aileleriyle bir araya gelen Witkoff şunları söyledi: “İsrail halkının çoğunluğu kaçırılanların evlerine dönmesini istiyor ve Gazze'deki halkın çoğunluğu da bunu istiyor çünkü Gazze Şeridi'ni restore etmek ve yeniden inşa etmek istiyorlar.”

Witkoff esir aileleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Hamas'ın esir Ivitar David'i fiziksel olarak kötü durumda ve bir deri bir kemik kalmış bir halde gösteren videoların yayınlanmasından bir gün sonra Rom Breslawski'yi de benzer bir durumda gösteren videolar yayınlanmış, bu videolar İsrail'de fırtınalar koparmış, geniş tepkilere yol açmış, büyük tartışmalara neden olmuş ve esir aileleri sert bir açıklamayla İsrail hükümetinden Gazze Şeridi'ndeki çılgınlığa son vermesini talep etmişti.

sfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli bir esirin eşi Cumartesi günü Tel Aviv'de düzenlenen bir oturma eylemi sırasında dikenli tellerin arkasında oturuyor. (Reuters)

Witkoff Tel Aviv'deki Esir Meydanı'nda öfkeli ailelere seslendi: "Onların (Hamas'ın) müzakerelere oturmamak için hiçbir nedeni olmayacak. Kıtlıktan bahsediyorlar ama ortada kıtlık falan yok. Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek. Müzakerelerin gidişatının şu şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz: (ya hep ya hiç) olarak değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz."

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmayı kabul ettiğini ve buna açık olduğunu iddia ederek bunun savaşı sona erdirmeye yardımcı olacağını öne sürdü.

Witkoff “Plan hepsini tek bir anlaşmayla geri getirmek, kısmi anlaşma yok" şeklinde konuştu.

Hamas ise Witkoff'a silahsızlanmaya hazır olduğunu reddeden bir açıklamayla karşılık verdi: “Bazı medya kuruluşlarının ABD elçisi Steve Witkoff'tan alıntı yaparak hareketin silahsızlanmaya hazır olduğunu ifade ettiğine dair yayınlarına cevaben, direnişin ve silahlarının işgal var olduğu sürece ulusal ve yasal bir hak olduğunu ve uluslararası sözleşmeler ve normlar tarafından tanındığını bir kez daha teyit ediyoruz. Hamas, başta başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devleti kurulması olmak üzere ulusal haklarımız tam olarak iade edilene kadar direnişten ve silahlardan vazgeçmeyeceğiz."

dfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleri Tel Aviv'de protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

 Witkoff'un Gazze Şeridi'ne yaptığı ziyareti kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir oyun olarak nitelendiren Hamas, ABD yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki açlık ve soykırım “suçunun”  ortağı olduğunu vurgulamıştı.

Witkoff'un açıklamaları ve Hamas'ın inkârı, kapsamlı bir anlaşmaya varılması olasılığı konusunda pek çok şüpheye yol açsa da “(Hamas) buna aldırmıyor, ancak Netanyahu'nun hareketin silahsızlandırılmasını şart koştuğu savaşı sona erdirmesi koşuluyla.”

Durumun karmaşıklığına rağmen ailelere Başkan Trump'ın esrleri geri getirmeye her şeyden çok kararlı olduğu konusunda güvence veren Witkoff, “Onun görevi hepsini geri getirmek. Hamas verdiği sözleri tutacak gibi görünmüyor. Onlarla yapılan müzakereler hayal kırıklığı yarattı ve şimdi ya her şeyi yapmamız ya da hiçbir şey yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

dfgthy
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AP)

Hamas'ın yayınladığı videoların ardından esir aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de gösteri düzenledi. İlk videoda yer alan esir Rom Breslavsky'nin kuzeni, "Ölüm yaşamdan daha kolay hale geldi. Ailem tamamen çöktü" dedi. İkinci videoda yer alan Ivitar'ın kız kardeşi “Kalbime milyonlarca yumruk yedim” dedi.

Esir Metan Tsengaukar'ın annesi şunları söyledi: "Eğer hepsini şimdi çıkarmazsak, uzun süre hayatta kalamazlar. Eğer önceki anlaşma siyaset yüzünden başarısız olmasaydı, kaçırılanların hepsi evlerinde olacaktı." Tutuklu Matan Angrist'in annesi oğlunun bir deri bir kemik kaldığını söyledi. Angrist, “Bize sürekli bunun Hamas propagandası olduğunu söylüyorlar” dedi. Kaçırılan Nimrod Cohen'in annesi ise şunları söyledi: “Bu Holokost 2025.”

Ailelerin akrabalarından biri Witkoff'a şunları söyledi: "En son üç ay önce görüştük ve işler düzelmedi, daha da kötüleşti. Çocuklarımız açlıktan ölüyor. Basit bir sorumuz var: Bunun ne zaman sona ermesi bekleniyor?" Witkoff cevap verdi: "Hayal kırıklığınızı anlıyorum. Keşke size bir haberim olsaydı. Ancak durum karmaşık. Ayrıntılarını açıklayamayacağım pek çok neden var."

fgthyu
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de (AFP)

Yedioth Ahronoth'un bir katılımcıdan aktardığına göre Witkoff ile başka görüşmeler de yapıldı ancak bazı aileler Witkoff'un sözleri karşısında hayal kırıklığına uğradı. Witkoff'la yapılan toplantıda yeralan katılımcılardan bir şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu toplantıdan hiçbir şey beklemiyordum. Hamas'ın bir anlaşma istemeyen terörist bir örgüt olduğunu ilan eden sloganları tekrarlıyor. Aileler öfkelerini dile getirdi ve Witkoff çabalardan bahsetti. Ancak gerçekte yeni bir şey yok" dedi.

Witkoff'un açıklamaları ABD yönetiminin aşamalı değil kapsamlı bir anlaşmaya yöneldiği yönündeki haberleri doğrularken, İsrail hükümetinin bakanlarının Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme çağrılarıyla da çelişiyor.

Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, Rom Breslawski'nin başka bir videosunu yayınladıktan bir gün sonra, Ivitar David'in bir deri bir kemik kaldığı bir klip yayınladı. Videoda David dar bir odada bir yatakta otururken görülüyordu ve kemikleri büyük ölçüde dışarı çıkmıştı.

El Kassam videoda elindeki mahkumların bizim yediğimizden yiyip içtiğimizden içtiklerini söyleyerek, devam eden videoda İsrail ablukası ışığında Gazze'den yetersiz beslenme belirtileri gösteren çocukların görüntüleriyle eşlik etti.

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid videoya tepki göstererek şunları söyledi: “Hükümetin her üyesi bugün yatmadan önce Evitar'ın videosunu izlemeli ve Evitar'ın tünelde hayatta kalmaya çalıştığını düşünerek uyumaya çalışmalıdır.”

Videolar, müzakerelerin tıkanmasının ardından Hamas'ın durgun suları hareketlendirme girişimi olarak nitelendirdi.

Amerikan ve İsrail basınına göre Tel Aviv ve Washington bir sonraki adıma karar vermeden önce biraz daha bekleyecek ve büyük olasılıkla arabuluculardan bir tür ilerleme duymayı bekleyecekler.

CNN'e konuşan bir kaynak, Netanyahu'nun Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmemesi halinde ordunun Gazze Şeridi'nde ne gibi adımlar atacağına ilişkin kararı ertelediğini ve bu hafta herhangi bir karar alınmayacağını söyledi.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'ndeki operasyonun gidişatı konusunda İsrail hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıkların ortasında gerçekleşti.

Hamas'ın anlaşmayı kabul etmemesi halinde masadaki fikirlerden birinin Gazze Şehri ve diğer nüfus merkezlerini kuşatmak, bir diğerinin ise şehri “işgal etmek” olduğunu belirten kaynak, farklı planları destekleyen bakanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

dfvfd

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze'yi kuşatma planını destekliyor ve işgal etmeyi reddediyor; bu tutum siyasi düzeyde anlaşmazlıklara ve çatışmalara yol açıyor.

i24NEWS'e göre Zamir siyasi düzeye şunları söyledi “Gazze'yi kuşatmaya hazırlanıyorum ama işgal etmeye değil.” Bu açıklama işgal ve ilhak çağrısı yapan siyasi düzeyle arasında anlaşmazlıklara yol açtı.

 Gazze'de açıklamalarda bulunan Zamir şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde kaçırılanların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğimizi tahmin ediyorum. Aksi takdirde çatışmalar aralıksız devam edecek."

Güçlerin elde ettiği başarıların bize operasyonel esneklik sağladığını ifade eden Zamir grubun “yıpratma tuzaklarına” düşmeden Hamas'ı “giderek artan bir sıkıntıya” sokmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İsrail Yayın Kurumu (IBC) Zamir ile siyasi liderlik arasındaki görüş ayrılıklarını doğruladı.

Nahum Berenai Yediot Aharonot'ta şunları yazdı: "Herkes süreçin nereye gideceğine dair bir karar bekliyor, bir anlaşma, kuşatma ya da işgal. Bu bir karar verileceği anlamına gelmiyor. Netanyahu genellikle diğer seçeneği, yani karar vermemeyi tercih ediyor. Bu durumda Zamir'in karar vermesi gerekecek. Bence o ne istediğini biliyor."